Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@cataraklar

GEÇMİŞTEN BİR KESİT ( LARENİN AĞZINDAN)

  

Bugün günlerden benim doğum günümdü.

  

Bugün benim canımın benden ayrıldığı gündü.

  

Bugün doğmamayı dilediğim 4. doğum günümdü.

  

Bugün beni hiç iyi hissettirmeyen bir gündü.

  

Sahilde oturmuş bir sigara yakmış, yanında bira içiyordum. Denizi izlerken sadece bugün zevk almazdım çünkü bana o günü tekrar tekrar hatırlatıp sinir krizi geçirmeme sebebiyet veriyordu.

  

Ama ben sırf sinir krizi geçirmeyim diye Baran, Nil, Ayşe ve Deniz beni yalnız bırakmamışlardı. Barlas yoktu çünkü o benim doğum günlerimde mezarlıkta kız kardeşinin yanında olurdu ama kutlamayı ihmal etmezdi bende hep sağ ol deyip geçiştirirdim.

  

Çünkü Barlas bilmiyordu, o günü benim canımın doğum günümü kutlamak istemeyeceğim kadar yandığını,

  

Bilmiyordu abimin öldüğünü, Ona bir yalan sallamıştık. Bu yüzden burada değildi.

  

Ben susmuştum aynı yanımda bana destek olan diğerleri gibi konuşmuyorlardı çünkü biliyorlardı konuşsalar ağlardım, ağlardılar. Aslında hepimiz içimizden ağlıyorduk hiç ağlamadığımız kadar hıçkıra hıçkıra.

  

Bunu bir tek biz biliyorduk, gözlerimiz her şeyi anlatıyordu bize anlamadığımızı defalarca hiç bıkmadan, gözler usanmaz derdi abim haklıymış, oda anlardı benim ne demek istediğimi gözlerimden...

  

Artık aklına gelen anılardan dayanamamış olacak ki hıçkırıklarını serbest bıraktı, yıllar önce kahkahalarla gelip eğlendiğimiz sahile Ayşe ardından Nil de daha fazla dayanamadı.

  

Benim gözlerimse meğer onları bekliyormuş gibi salmıştı yaşları bir bir sahilin akşam saatlerinde koyu görünen kumlara ağlıyordum yine ve yine bugün hiç olmadığı kadar...

  

Hıçkırıklarım susmuyordu ağlamalarım iç çekişlere dönmek bilmiyordu. Sanki gözlerim yılda bir kere ağladığını bilir gibi ağlıyordu. Baran bir koluyla Ayşe'ye destek verirken bir yandan beni destekliyordu.

  

Daha fazla ağladığımı görüp Baran'ın üzülmesini istemediğim için yerimden kalkıp koşarak sahilden uzaklaştım geriye sadece o sahilden uzaklaşırken diğerlerinin arkamdan ismimi söylemesiydi.

  

Sokaklarda koşarken birine çarptım, elinde kitaplarla eve koşturan bir genç kıza. Onun bana bakmasıyla ağlamamı biraz dindirip özür dilerken bir yandan çarpmam yüzünden dökülen kitapları topluyordum. Fakat kız hiç umursamadan söze girdi.

  

''Neyin var senin? Ne oldu sana? İyi misin?'' diye peş peşe soruları sıraladı. Bende sadece kafamı sallayıp iyi olduğumu söyledim kız beni yanımızdaki bir apartmanın merdivenine oturtup su verdi ve kendini tanıttı.

  

''Ben Pelin Elmastaş. 15 yaşındayım. Senin ismin ne? Sen kaç yaşındasın? '' meraklı bir kızdı fazla soru sormasından bu anlaşılıyordu. Yüzü ise ona inanmamı desteklermiş gibi çok tatlı bir surat ifadesindeydi saçları açık kahve gözleri elaydı. Güzel bir kızdı gerçekten güzeldi laf içinde değil gerçek bir güzellikti. Bende ona bakıp sorularını cevapladım.

  

''Ben Laren Sönmez, bende 15 yaşındayım..'' dedim ve orada uzun uzun kendimizden bahsettik pelini diğerleriyle tanıştırdım. Ona güvenmiştim fazlasıyla ama nerden bilebilirim benim üvey olduğumu bilip beni gözetleyen insanların -yani hasımlarımın- bir piyonu olacağını...

**********

Bu kısa oldu.....

Loading...
0%