@cataraklar
|
LAREN’İN AĞZINDAN
Odamda oturmuş düşünüyordum, kim? neden? ve niçin? sorularının cevabını çünkü şu an hiçbir şeyi idrak edemiyordum. Bu konu fazlasıyla canımı sıkarken aynı zamanda da başka bir şey düşünüp kafamı dağıtmamı engelliyordu.
Ben salonda mektupları okurken Baran benim şoku atlatmam için herkesi odadan çıkarmıştı ve kendi de çıkmıştı. Bende daha rahat olmak için odama gelmiş, mektupları inceliyordum ve şu ana kadar hiçbir şey çıkaramamıştım.
Üstler neden benden vazgeçtiler bu soru beni zorlarken aklımda bin bir sorudan biri daha öne çıktı.
Bu beni tanıyan ''ESKİ DOSTUM'' kim? gibi gibi daha nice soru vardı ama her biri cevapsızdı. Ben bunları düşünürken kapım tıklatıldı bende gir diyerek kimin geldiğini görmek için kafamı kapıya çevirdim.
Gelen Emreydi.
O bana girebilir miyim diye bakıyordu, bende kafamı olumlu anlamda salladım. İçeri çekingen adımlarla girdi ve yine neşesinden ödün vermeden konuşmaya başladı.
''Ne oldu depresyona mı girdin?'' dediğinde boşluğuma geldiğinden güldüm o da benim gülmemden cesaret alıp kahkaha attı. En sonunda kendimi durdurup cevap verdim.
''Yok sadece düşünüyordum.'' dediğimde o da durup bana bir soru yöneltti.
''Bana ne zaman abi diyeceksin?'' dediğinde tam cevap vermek için dudaklarımı aralamıştım ki o hemen devam etti.
''Bak haklısın sana haksızlık ettik ama sende bizi anla 17 yıldır bizim kardeşimiz olmayan bir kıza kardeş gözüyle bakıyoruz, gerçi o bize ne kadar abi gözüyle bakmasada, bakma sen Karan abimin söylediklerine yediremiyor kendine bir abinin kardeşini nasıl karıştırdığını o da suçluyor kendini nasıl anlamadığıyla ilgili yoksa en çok O hayaller kurdu seninle ilgili, annemin karnındayken en çok heyecanlı olan Oydu şimdi sadece durgun ve sinirli çünkü O kız bize hiç istemediğimiz şeyler yaşattı.''
Dedikleriyle resmen şoka girmiştim tam ağzımı açıp ona bir şey daha söyleyecektim ki o yine dememe izin vermeden devam etti.
''Bize bir kere şans ver gerçekten bu şansı sonuna kadar iyi kullanacağız bir kere abi desen dünyaları verirsin bize, bir kere ikizine ikiz gözüyle baksan nasıl bir ailenin içine düştüğünü anlayıp mutlu olacaksın emin ol. Neyse bunlar aramızda kalsın Karan abime anlatma sakın yoksa başımın etini yer. Ben aşağıya iniyorum yemeğe çağırıyorlar senide... ''
Bu sözlere bir şey diyemeden odamdan çıkan Emre'nin arkasından bakıyordum. Kafam yine karman çorman olmuştu ama bu sefer kendime bu karmaşanın arasında bir söz verdim her şeyi düzene koyduktan sonra bu gizemli eski dostumu bulacaktım ve bu süreçte bana yardım edecek bir kişiyi tanıyordum O da bana seve seve yardım edecektir buna emindim.
Bu düşüncelerimi kenara uygulamak üzere koydum ve üstümü hastaneden çıktığımdan beri üzerimde olan kıyafetlerden kurtuldum ve aşağıya inmek için yine asansör yerine merdiven kullandım.
Aşağıdaki seslerden Baranların gittiğini anlamıştım ama anlamsız bir ses yükselişi mevcuttu ve bu beni rahatsız edecek seviyedeydi. Onun için yüzüm buruşmuştu bile.
Ben yavaş adımlarla odaya adımlarken Karan, babasıyla büyük bir kavga içerisindeydi bu yüzden benim geldiğimin kimse farkında değildi.
''Baba anla artık ya, şu gözünü aç, kızın diye bağrına bastığın kız da o geri zekalı kız gibi çıktı işte! '' dediğinde kavganın benim neden olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Tabi Kuzey Bey gecikmeden hemen bağırmasına karşılık verdi.
'' Bağırma Karan, sesini yükseltmediğinde seni anlayabiliyoruz yeter sende bizim gibi sakince bekle'' dediğinde Aren'e dönerek ''Bu fotoğrafların sahte olma ihtimali var mı Aren?'' sorusuna Aren kafasına olumsuz anlamda kafa sallamasıyla Kuzey Beyin gözlerinden hayal kırıklığı geçti ve benim geldiğimi o an herkes fark etmişti bile.
Lavinya Hanım da dahil herkes bana farklı duygularla bakıyorlardı. Ben daha ne olduğunu soramadan Karan babasının elinden fotoğrafları alarak üzerime yürümeye başladı bense yerimden korkusuzca kıpırdamadım çünkü daha olayın ne olduğunu bile bilmiyordum.
Elindeki fotoğrafları elimi açıp elimin içine bıraktı. Ben merak edip elime bıraktığı fotoğraflara bakarken gördüğüm şey beni büyük bir şoka uğratmıştı, bu fotoğraflar benim 15 yaşımdayken Arda abimle gittiğimiz sahilde oturduğumuz bankta çekildiğimiz fotoğraflardı ama işin garip tarafı ise arkasında olan fotoğraflar hala sanki onunla görüşüyormuşum gibi lanse edilmişti.
Ben içimden bunların burada ne işi olduğunu sorgularken Karan bir anda yüksek sesle bağırdığından korkup yerimde sıçradım.
''Bunlar doğru dimi ya sen ne kadar iğrenç bir insansın önce bütün herkese kendini sevdirdin bir yılan gibi ailemize girdin ama bu sefer mahvetmene izin vermeyeceğim. '' dediğinde ona bir açıklama yapma gereği duymadım çünkü diğerleri de öyle düşünüyordu bunu gözlerinden okudum ve ona arkamı dönüp yukarı eşyalarımı toplamaya çıktım. Peşimden içlerinden birileri geliyordu ama kim olduğuna bakmadım.
Odaya girip dolabımın üstündeki valizimi çıkardım ve içine dolaptaki kendi eşyalarımı koydum gereken eşyalarımı koyarken o kadar dağınık ve hızlıydım ki hala kimlerin peşimden geldiğini görmemiştim bile. Valizimi kapatmadan fotoğrafları içine düzensizce tıkıştırıp öyle kapattım ve üstüme deri ceketimi geçirip odadan çıkarken bana bir beden engel oldu.
Emre...
Ona her an taşacak kadar dolan gözlerimle bakarken beni kendine çekip sımsıkı sarıldı. Bende ona karşılık verdim bir an bunu beklemediği için kasıldı ama sonra o da rahat bir şekilde sarıldı ve ayrıldık. Ben odadan tekrar çıkmaya yeltendiğimde ise beni durdurdu ve konuşmaya başladı.
'' Ben senin öyle biri olduğunu düşünmüyorum sakın kendini yalnız ve kimse sana güvenmiyormuş gibi hissetme ben senin arkandayım ve son olarak gidecek isen bende gelebilir miyim?'' dedi aynen bir çocuk edasıyla bende onu kırmamak için kafamı olumlu anlamda salladım o da onu kırmadığım için heyecanlanmış olacak ki hemen tepki gösterdi.
''O zaman ben hemen bir çanta hazırlayayım merak etme seni çok bekletmem. '' dediğinde onu onayladım ve aşağı indim.
Ayak seslerimi duyan ev halkı resmen senkronizasyonla içeri girdiler hepsine göz gezdirip tam kapıya yönelecektim ki aklıma gelen şeyle arkamı biyolojik abilerime çevirdim ve konuşmaya başladım.
''Az önce yukarıda sizinle ilgili güzel hayaller kuruyordum biliyor musunuz mesela size abi demek gibi...Ama şimdi bakıyorum da siz bu sıfatı taşıyamayacak kadar iğrençsiniz abilik her şeye rağmen kardeşinin yanında olmak ve ona sahip çıkmaktır siz ise kız kardeşinizi daha elinizde tutamıyorsunuz...”
“Neyse yine de sağ olun bir hatadan dönmeme yardımcı olmuş oldunuz'' dediğimde gözlerimi Karan'a çevirerek konuşmama devam ettim.
''Hele sen var ya sen, seni hiçbir zaman bir abi olarak görmeyeceğim yoldan geçen birinden farkın yok benim için hoş o bile senden daha kıymetli en azından zararsız...'' dediğimde gözlerinde kendine olan öfkesini ve hayal kırıklığını gördüm ve onun gözlerinin içine tiksinircesine baktıktan sonra arkamı dönüp kapımın önünde duran arabama gittim.
Kimse beni dur gitme diye durdurmadı çünkü artık burada da istenmediğimi anladım. Ben valizimi bagaja yerleştirirken Emre gelmiş o da çantasını benim valizimin yanına koydu ben arabanın sürücü koltuğuna oturduğumda Tuğra ve Iraz , Emre ye nereye gittiğini ve o kıza mı inanıyorsun gibi zırvalıkları sıraladıklarında Emre cevaplarını verdi.
''Abi asıl siz saçmalıyorsunuz, bu kız bizim kardeşimiz atsak da satsak da bu değişmiyor çünkü bizim kanımızı taşıyor ve siz onu o diğer aptalla karıştırarak çok büyük bir hata yapıyorsunuz. Bence biz yokken bir düşünün derim çünkü ben bu süreçte kız kardeşimle kalacağım.'' deyip arkasına bakmadan yan koltuğuma oturup emniyet kemerini taktı ve ben gaza yüklendim. Yol boyunca hiç konuşmadık ta ki arabaya bağlı olan telefonumdan Mert'i arayana kadar ne de olsa artık Emreden bir şey saklamayacaktım. Mert konuşmaya başladı.
''Buyurun Laren Hanım''
''Depoya geliyorum, dağ evimin anahtarı sende kalmış olabilir mi?'' dediğimde Mertten şaşkın bir nida döküldü.
''Hayırdır Laren Hanım bir sorun yoktur umarım siz genelde depoya gelmezsiniz ama neyse evet anahtar bende'' dediğinde tamam geliyorum deyip konuşmayı sonlandırdım. Deponun önündeydim arabadan inecektim ki Emre bende geleyim mi diye sorunca kafamı olumlu anlamda salladım. O da indi ve depoya girdik.
Depoda Mert ve Samet oturmuş bira içiyorlardı. Beni görünce Samet biraz şaşırdı ve Mert’e baktı onun bundan haberinin olduğunu fark edince rahatlık düştü üstüne. Kendime ve Emre ye bir sandalye çektirip Samet’e doğru konuştum.
'' Samet hatırlıyor musun benim bir dostum vardı, yaklaşık bir yıl önce hasımlarımın araya soktuğu bir ajan olduğunu öğrenmiştik.'' ben konuştukça Samet'e aydınlanma gelmişti. O da anladı ve konuşmaya başladı.
'' Eee ne olmuş ona?'' dediğinde ben konuya girdim.
'' Benim hakkımda bazı planları var, bir araştırın bakayım bizden sonra neler yapmış he bir de Baranların evinin önüne koruma koyun onlara zarar gelmesin.'' dediğimde Mert ve Samet ağzı açık beni dinliyordu. İkisi de fazla baktıklarını anlayınca hemen anladıklarını belli ettiler ve Mert bana dağ evinin anahtarını verdi bende Emreyle beraber depodan çıkıp arabaya bindim.
BAZI ESKİ DOSTLAR OYUN OYNAYACAKMIŞ OYNASINLAR BAKALIM SONUÇ NE KADAR DEĞİŞMEYECEK OLSADA... ******** Sizce bölüm nasıldııı? Birde sizce bölümleri atacağım zamanları size bilgilendirmek için bir kanal kurmalımıyım whatsapp üzerinden? |
0% |