Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@cataraklar

LAREN’İN AĞZINDAN

Ölüm.. Nasıl bir şeydi bunu her zaman merak ederdim ölen insanlar nereye gidiyordu, onları o ameliyathane kapısının önünde bekleyen yakınlarını bırakacak kadar mı güzeldi gidilen yer. Kendimi vurulduktan sonra gelen sesleri dinleyen biri olarak gördüm bir an kör ama kulakları hala yerinde olan bir beden...

  

Şöyle diyordu benim vurulduğumu gören arkadaşlarım, ''Laren bak bana bende kal güzelim lütfen kapatma gözlerini bırakma beni!''diyen Barlas'la kendimi uykuya bırakmamak için zorladım. Birinin beni havaya kaldırıp araba olduğunu tahmin ettiğim yere taşıdıklarını hatırlıyordum gerisi fazlasıyla karanlık...

  

O karanlık yerde bir anda bir ışık gördüm parlak ve fazlasıyla renkli bir yer ve o yerin önünde beni kaskatı kesen bir beden, Arda Abim, onu gördüğüm gibi üstüne atlamam bir oldu. O da bana sarılmıştı. Sımsıkı sarıldığım bedeni Arda abinin bana dönerek konuşmasıyla son buldu. ''Senin burada ne işin var su perisi?'' dediğinde ona dudaklarımı büzüp konuştum, bu hareketime dayanamazdı, ''Senin yanına geldim ne o yoksa sevinmedin mi?'' diye konuştuğumda beni yanaklarımdan öptü ve konuşmaya başladı.

******

Sizlere bomba gibi bir bölümle geldimmmm. 2k OKUNMAYA ULAŞMAMIZA AZ KALDI!!! Bu yolda bana destek olan herkese teşekkürler....

Hedef Wattpadd deki 7K okunmayı geçmek. Haydi Kİtappad okuyucuları saldırınnnn!!!!

  

''Sen buraya ait değilsin su perisi hem senin arkada bıraktığın çocukların başında olup onları düşmanlarından koruman lazım yoksa onlar senin düşmanların yüzünden ölecek.'' derin bir nefes aldı ve devam etti.

  

''Şimdi geldiğin yere geri dön lütfen kardeşim Baran'ı yalnız bırakma olur mu? ona onu çok sevdiğimi söyle.'' dediğinde yüzümden yaşlar boşalıyordu. Tam arkamı dönüp Arda abinin dediğini yapacakken son kez sarılmak için geri döndüğümde gördüğüm tamamen bir boşluktu...

  

Gitmişti ve sonrası koskocaman bir karanlık...

  

 

2 saat sonra...

  

Duyduğum bazı tıkırtılar yüzünden gözlerimi araladığımda hastanenin o keskin beyaz ışığıyla karşılaştım. Kafamı kaldırıp odaya baktığımda herkes dağılmıştı. Lavinya Hanım ve Kuzey Bey bir köşede duran iki kişilik koltukta uyuyakalmışlardı. Tuğra hariç herkes buraydı o da büyük ihtimalle doktorla konuşuyordu. Bizim tayfa da burada köşeye çömelmiş sanki çok kötü bir haber almış gibi bir yere odaklanmış düşünüyorlardı.

  

İç ses: Acaba ne düşünüyorlar?

  

Hoş geldin içses harbi ne düşünüyorlar bende çok merak ediyorum, bunu sonra düşünelim içses bundan önce düşünmem gereken daha önemli bir şey var bunlardan biri Ekrem gibi O nasıldı? Ölmüş müydü? Onu merak ettiğim dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım ama sesim fazla pürüzlü ve titrek çıkmıştı.

  

'' Ekrem... O nasıl?'' dediğimde sesimi duyan herkes ayaklandı ve ayaklananların sesine uyanan Lavinya Hanım ve Kuzey Bey de yanıma geldi. Bunun üzerine odanın neresinde durduğunu görmediğim Mert konuşmaya başladı.

  

'' Abla... şey Ekrem'i kaybettik.'' dediğinde suratım buz kesti bedenim kasıldı ama bunları onlara göstermeden konuşmaya devam ettim. '' Karısının ve çocuklarının masraflarını üstlenelim açıkta kalmasın kadın.'' dediğimde kafasını olumlu anlamda sallayıp dışarı çıktı. Pelin onun çıktığını gördüğünde yanıma gelip konuşmaya başladı.

  

'' İyi misin? Ben çok üzgünüm keşke hiç kaçmasaydım keşke gelme-'' sözünü kestim ve ben devam ettim.

  

'' Sakın! Sakın ha duymamış olayım sen gelmeseydin benim seni alma planım vardı zaten olacağı varmış.'' diyerek kestirip attım ve diğerleri iyi misin ağrın var mı gibi sorularla beni boğunca çok sıkılmıştım zaten hastaneleri sevmiyordum bir de onların üstüme gelmeleriyle hiç çekilir bir durum haline gelmiyordu.

  

Bende Baran'a bakarak beni buradan çıkar bakışları attığımda omuz silkip kal öyle der gibi bakınca çareyi Barlas'ta arayınca o da bana kıyamayıp bir anda bağırdı.

  

'' Off yeter be boğuldu kız biraz motorunuz soğusun kaçmıyor kız'' deyince herkes susmuş bana bakıp seslerini kısa süreliğine de olsa azaltmışlardı. Bu da bana aslında başımın ağrıdığını hatırlatıp biraz rahatladığımı hissettim. Ona minnetle bakıp bana bakan kişilere baktığımda gözlerim Ayşe ile Nil'i aradı ama yoklardı. Neredelerdi?

  

'' Ayşe ve Nil nerde?'' dediğimde Baran konuştu. ''Onlar eve gidip sana giyecek bir şeyler almaya gittiler.'' Bende kafamı onaylar şekilde salladığımda odaya Mert girdi tekrar ve bana hallettim bakışları atıp benim içime su serpti.

  

Sonra kapı tıklatıldı ve içeri Tuğra girdi. '' Ooo hastamız uyanmış nasılsın bir ağrın var mı?'' dediğinde olumsuz anlamda kafamı salladım. '' İyi o zaman seni eve gönderebiliriz çünkü zaten evde de ben sana bakacağım için sıkıntı yok.'' dediğinde ben ona bakıp konuşmaya başladım. '' Ben size gelmiyorum Tuğra belki suçlu olan birileri özür dilerse olabilir.'' dediğimde odada ki herkes Karan'a baktı. O da bana bakarak özür dilerim dedi bende Tuğraya dönüp konuşmaya devam ettim.

  

'' Geliyorum.'' dediğimde Tuğra bana bakıp gülümsedi ama bu çok kısa sürdü. Aklına bir şey gelmiş gibi suratı düştü ve konuşmaya başladı.'' Şimdi sana bir şey söyleyeceğiz ama sakin ol sinirlenmek yok ya da kendini kasmak yok anlaştık mı?'' böyle konuşmaya başlaması bile beni germişti bile.

  

'' Birincisi benimle pazarlık yapma ikincisi bana bir şey söyleyeceksen direkt söyle yoksa ben sinirlenirim.'' dediğimde derin bir nefes alıp odadakilere baktı ve en son bende durup konuşmaya başladı. '' Kurşun yumurtalıklara denk gelmiş yani bu da demek oluyor ki çocuğun olmayabilir Laren ''

  

Dünya durmuştu sanki kimseye göstermemeye çalışmadan üzüldüğümü belli etmedim ama bunu Baran anlamıştı çünkü en çok o biliyordu bir çocuk sahibi olmayı ne kadar çok istediğimi ona dönüp baktım ve derince yutkundum. O anladı ve anladığı için de gözleri doldu ikimizde o ana gittik sanki.

  

MİNİK LAREN’İN AĞZINDAN

Yine sahile gelmiştik bugün benim Arda abimi kaybetmemin ikinci yılıydı. Biz yine bu sahile gelmiş denize bakıyorduk ve Barana bir soru yönelttim. ''Bir hayalin var mı Baran abi'' diye sorduğumda o da bana dönerek bir cevap verdi.'' Var işte bizimde bir hayalimiz'' dediğinde hemen sordum.

  

'' Ne? Hayalin ne?'' dediğimde o da bana bakarak cevap verdi.'' İlerde Ayşe ile evlenmek ve onunla çok mutlu olmak istiyorum.'' dediğinde ona ışıldayan gözlerle baktım.

  

'' Sen gerçekten seviyorsun Ayşe'yi öyle mi?'' dediğimde o da olumlu anlamda sallayıp ''Çook büyüyünce sence o da bu hayalimi gerçekleştirmeme yardımcı olup benimle evlenir mi?'' dediğinde ona cevap olarak konuşmaya başladım.

  

'' Bence onunda sana karşı hisleri var çok belli ediyorsunuz ikinizde '' dedikten sonra bir sessizlik oldu ama o sessizliği Baran bozdu.

  

'' Senin yok mu bir hayalin? '' dediğinde ona bakarak konuşmaya devam ettim.

  

'' Benim büyüyünce bana benzeyen bir kız çocuğum olacak.'' dediğimde bana ışıldayan gözlerle baktı ve ben devam ettim.

  

'' Ama benim gibi olmayacak o, o babasının prensesi olacak hiç zarar görmeyecek zarar görürse zarar gördüğü kişiyi öldüreceğim o çok şanslı bir kız olacak o asla benim gibi dayak yemeyecek mesela'' dediğimde o bana bakıp konuşmaya devam etti.

  

''Bir kere sende şanslısın senin de bizim gibi arkadaşların var ben varım bir kere kızım senin en büyük şansınım ben hem o Barlas salağı seni zor alır benden vermem ben seni kimselere'' dediğinde kocaman gülüp ona döndüm ve konuşmaya başladım.

  

''İyi ki varsın ve iyi ki benim şansımsın hayatıma girdiğin için teşekkür ederim ''deyince o bana sıkıca sarıldı bende ona sıkıca sarıldım o gün birbirimize kurduğumuz hayalleri anlattık.

  

Ama nereden bilebilirdik bazı kurduğumuz hayallerin gerçekleşememe ihtimali olduğunu...

  

 

Günümüz

  

LAREN’İN AĞZINDAN

Biz o olayı tekrar tekrar düşünürken dalıp gittiğimi fark etmemişim bile ta ki Lavinya Hanımın beni dürtmesine kadar onun konuştuğunu anlamamıştım bile ama hemen kendime gelip herkesi odamdan çıkarıp Mert'e çıkış işlemlerini yapmasını söyledim o da tamam deyip odadan çıktı. Ben odada yalnız kaldığımda yanımda ki sehpada bulunan telefonumu alıp rehberden Kerem'i buldum.

  

Telefon çalıyordu ve açıldı Kerem bu saatte uyuyordu anlaşılan çünkü telefonu uykulu açmıştı.''Laren ne oldu hayırdır'' dediğinde hemen konuşmaya başladım. '' Bana hemen üstlerle bir görüşme ayarla.'' dediğimde endişeyle konuşmaya başladı. ''Niye bir şey mi oldu?'' dediğinde ben gülerek cevap verdim. '' Yok sadece YANGIN sahalara dönecek.''

Loading...
0%