Yeni Üyelik
24.
Bölüm

24. Bölüm

@cataraklar

BARAN SOYKAN ANLATIMIYLA

  

Her şey abimin bazı kötü adamlara bulaşmasıyla başlamıştı...

  

Minik Baran'ın Ağzından

  

Evimize girebilecek kadar kudretli olan bu adamlar fazlasıyla katı ve dediğim dediklerdi.

  

Bizi bir gün abimin onlara olan borcunu nasıl ödeyeceğimizi sormak için yanlarına çağırdılar.

  

Adam abimin yanında bulunan küçük bana baktı önce sonra abime dönerek konuşmaya başladı.

  

"Arda, ödeyemezsin sen bu borcu ama ben sana ödettirmenin başka bir yolunu gösterebilirim." dediğinde abim söze girdi.

  

"Nasıl?" diye bir soru yönelttiğinde adam anlatmaya başladı.

  

"Benim düşmanımın bir kızı var ismi Laren ama o kız doğumda başka bir aileyle karıştırılmış. Aile bunu biliyor ama düşmanımın ailesi bunu bilmiyor. Sizin bununla alakanız şu, bu kızın siz en yakın arkadaşısınız eğer onun her planını inciğini cıncığına her şeyiyle anlatacaksınız o kızın planlarını mahvedeceğim." dediğinde ona korkuyla bakıp içime kaçan sesimle konuşmaya başladım.

  

"Ondan ne istiyorsun ki küçük bir kız çocuğu o daha." dediğimde bana korkutucu bir bakış atarak konuşmaya başladı.

  

"Küçük ha? küçük? O küçük dediğin kız bu hangardaki herkesi indirir Baran onu çok küçümseme bence." dediğinde o adamdan daha da korkmuştum ama beni asıl korkutan şey abimin adama söyledikleriydi...

  

"Tamam sen ne dersen o bundan sonra hem o kız çocuğuna ne yaptığın umurumda değil tamam mı yeter ki bizi rahat bırak artık, ben sana o istediğin bilgilerin hepsini getireceğim, ne planı yapıyorsak yaparız ama bak her şey bittiğinde sen yoluna ben yoluma..." deyip beni elimden tutarak o hangardan çıktık ve ben abime doğru konuşmaya başladım.

  

"Abi, adam ya o kızı isterse o zaman ne yapacağız gerçekten verecek miyiz?" dediğimde abim bana baktı ve duygusuz bir sesle konuşmaya başladı.

  

"Eğer söz konusu hayatımız ise her şeyi yapacağım abim ve bunu unutma ki gelecekte sende yapabilesin." dediğinde ona kafamı salladım ve abimin motoruna binerek o hangardan uzaklaştık.

  

Günümüz

  

BARAN SOYKAN ANLATIMIYLA

Biz Laren'i sevmiştik ve gerçekten de onunla çok eğlenmiştik ama iş planlara gelince oldukça ciddi davranıyorduk zaten Laren de böyle istiyordu. Laren gün geçtikçe işlerini daha da büyütmüş ve oldukça da tanınan bir kız olmuştu ama herkes onu kod adıyla biliyordu. "Yangın" onun kod adı buydu. Hayatı da bu isim üzerine kuruluyordu.

  

Ben bizim planlarımızın hepsini önce Ayşe, sonra Nil ardından Deniz ve son olarak Barlas'a anlatmıştım. Hepsi önce tepki göstermiş sonra başka çaremizin olmadığını anlayıp bu plana ayak uydurmuşlardı ve iyi de gidiyordu.

  

Tabi beklemediğimiz o olay gerçekleşmeseydi...

  

2 Gün Önce...

  

"Hayır abi saçmalama bu bilgiyi kimse bilmemeli..." demişti Deniz. Bende biraz düşünüp konuşmaya başladım.

  

"Hele Laren hiç öğrenmemeli çünkü asıl oyunu bozmamalıyız." dedim.

  

"Yıkılacak duyduğunda ama yapacak hiçbir şey yok, kurtuluyoruz artık bu boktan oyundan." demişti Nil.

  

"Tamam daha nasıl saklayacağız peki adam Türkiye'ye dönmüş yarın bir gün karşılaşırlarsa ne olacak. İstanbul büyük tamam ama Laren İstanbul'un her yerinde bunu sizde biliyorsunuz." bu sefer söze giren Ayşe idi.

  

"Sikeyim işler birbirine girdi. Neden döndüyse abimde geri!" dedim.

  

"Ne yapalım yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik nasıl olsa o Laren'in çıkacağı maçta öğrenecek her şeyi..." demişti Deniz ama sonra merdivenlerden bir ses gelmişti. Bütün herkes kafasını oraya çevirdiğinde hepimizin yüzünde ifşa olma korkusuyla merdivenlerdeki Pelinle göz göze geldiğimizde o bize nefret ile bakıyordu.

  

Bana doğru inanamaz ve nefret dolu bakışlarla yanıma gelip suratıma tükürmüş ardından konuşmaya başladı. "Sen... Sen ne kadar iğrenç bir insansın ya, nasıl bu kadar kötü olabilirsin. O kız sana abi dedi be! Sana güvendi. Sen ona nasıl ihanet edersin ya nasıl!?" dediğinde kendimden utanmıştım ama benim geçerli sebeplerim vardı. Laren beni anlardı dimi?

  

"Allah hepinizin belasını versin! Aptallar..." dedikten sonra evden çıkıp gitti tam peşinden gidecektim ki evin dışında gözden kaybolduğunu görüp sinirle vin duvarına yumruk atmıştım.

  

Günümüz

  

BARAN SOYKAN ANLATIMIYLA

Şimdi ise Laren'in evinde Taşkın ailesiyle bir haftadır ortada olmayan Laren'i bekliyorduk. Herkes Laren'in gidebileceği yerlere bakmıştı ama nafile...

  

Bugün uluslararası maç vardı bu yüzden oraya gelir ümidiyle maç saatinin gelmesini bekliyorduk. Lavinya Hanım harap olmuştu bu süreçte aynı mahvolan Kuzey Bey ve Laren'in abileri gibi...

  

Boranda bu süreçte haber alamadığı için endişelenmiş ve bizimle maç saatini bekliyordu...

Biz ise sadece her şeyi açıklamak istiyorduk. Abimin de maçı olduğu için fazla stresliydim. Laren ona acır mıydı hiçbir fikrim yoktu. Umarım her şey düzelir demiştim içimden ama içsesim buna fazlasıyla karşı çıkıyor, vicdanım sızlıyordu...

  

LAREN’İN AĞZINDAN

Amiral Soykanla ilk defa haftalar sonra iletişime geçmiş ve her şeyi ondan dinlemiştim. Kimseyle bir hafta boyunca konuşmamıştım. Sadece Pelinle konuşuyor ama O da ağzımdan cımbızla laf alıyordu.

Bugün maçım olduğu için son antrenmanlarımı yapıyordum ki içeri Pelin girdi. "Biraz konuşabilir miyiz?" dediğinde ona kafamı sallayarak odamda bulunan koltuğa geçtik.

"Laren bugünkü rakibini biliyorsun eğer çıkmak istem-" dediğinde lafını kestim.

"Hayır Pelin maça çıkmak istiyorum ve yüzleşmek istiyorum ardından zaten her şey çorap söküğü gibi gelecek ama önce bu maç bitmeli sonra ailemle bu bir hafta konuşmadığım için onlarla olurum ve Boranla..." dediğimde Pelin bana gülerek bakıyordu. Ona neden gülüyorsun bakışı atınca konuşmaya başladı.

"Sen aşık mısın bu Boran'a? " dediğinde ona gözlerimi belerterek baktım. Evet bu bir hafta boyunca ondan ayrı kaldığım için eziyet çekmiştim ne var yani şimdi karşımda dursa bana gamzelerini göstererek gülse, baksa bana duman rengi gözleriyle...

Daha fazla oyalanmadan oturduğumuz o koltuktan kalktım ve yüzüme biraz kapatıcı sürdüm çünkü bu bir haftada fazla sinir krizi geçirmiştim.

Kendimi yüzleşmeye hazır hissediyordum. Geriye sadece maçın hakeminin ismimi seslendirmesini beklemek kalmıştı. İçerisi fazla kalabalıktı herkes bu maçımı izlemeye gelmişti. Kazanacaktım acımayacaktım karşımdakine o artık benim için bir hiçti aynı diğerleri gibi...

Pelinde Suat Abinin yanında yerini almış ve herkesin gözü hakemdeydi. Hakemde kulaklığından aldığı haberle konuşmaya başladı.

"Evet Sayın Seyirciler hepiniz Uluslararası Boks maçına hoş geldiniz hazırsak eğer rakipleri çağırıyorum. Bir tarafta Rusya'nın temsilcisi Okyanus geliyor." dediğinde herkes coşkuyla alkışlayıp bağırmaya başlamıştı. Ben derin bir nefes aldım ve adımın anons edilmesini bekledim.

"Diğer tarafta Türkiye'nin temsilcisi Yangın geliyor." dediğinde ağır ve sakin adımlarla ringe doğru yürüdüm. Adımın duyulmasıyla çığlıklar havada uçuşuyordu ama benim gözüm sadece tek bir kişide takılı kalmıştı. Boran... O da buradaydı.

Ondan bakışlarımı çekip ringe geçtim. O karşımdaydı... Yıllar sonra ilk defa yüz yüzeydik ama bir farkla ben ona artık eskisi gibi bakmıyordum. Gözümde büyük bir nefret vardı ve şimdi o nefreti kullanarak kazanacaktım.

Karşısında hazır pozisyonumu aldım ve gözlerinin içine bakarak birkaç söz söyledim.

"İhanet etmek sana yakışmadı Arda Soykan" dediğimde o da benimle aynı pozisyona geçerek konuşmaya başladı.

"Bazen tek çıkış yol ihanettir Laren, bende istemezdim böyle olsun... Yoksa sen benim Su Perimsin..." dediğinde gözünde gerçekten pişmanlık vardı ama ben onun bu bakışına aldırmadım ve ilk hamleyi yaptım ama aynı zamanda konuştum da...

"Artık ben Su Perisi değil Ateş perisiyim..."

Sağ taraftan yumruk attım. O da sakince sol tarafıma vurmaya çalıştı ama kaçmıştım. En sonunda isyan ederek vurmaya başladım karnına sertçe. "Allah kahretsin hepinizi, senide, kardeşini de, o aptalları da hepinizden de nefret ediyorum anladın mı beni hepinizden nefret ediyorum keşke o kazada gerçekten ölseydin. Gerçi o kazada bir oyunmuş ama olsun keşke gerçek olsaymış bir şeyler yanlış gitseymiş ölseymişsin keşke..." derken hem gözümden yaşlar akıyor hem karnına sert yumruklar indirmeye devam ediyordum ki beni birileri tuttuğunda bu kişilerin görevliler olduğunu anlamıştım. Beni Arda'nın üstünden alıp nabzını ölçtüler ardından ayağa kalkıp hakem kazananın Türkiye demişti ama Arda hakkında bir şey söylememişti.

Ben onu öldürmemiştim dimi?

DEVAM EDECEK...

*******

Normalde eğer bu gerçek bir kitap olsaydı kesinlikle burası ilk kitabın sonu olacaktı. Zaten şuanda taslak olarak klasörümde bu kadar bölüm var. Bundan sonrasını yazıp atacağım biraz meraklanın diye 2 gün sonra gelecek yeni bölüm. hazır aslında sadece düzenleme ve meraklanmanız için hepinize sevgilerimi iletiyorum öptüm kocamannnn...

Buarada yarı texting kitabı yazmaya başladım yeni yarın ona ilk bölümü atacağım sizde eğer bana destek olursanız sevinirim...

Yorum ve okunma rekoru kıralım sizleri seviyorummmm....

Loading...
0%