@cataraklar
|
Sevgili okurlarım bu benim ilk kurgum ve ilk heyecanımdı umarım sizlere güzel bir kurgu sunabilmişimdir ama her güzel şeyin bir sonu vardır ve bu kurgununda sonuna geldik... ********* YAZARDAN... Amiral bunları anlattıkça kafamda taşlar yerine oturdu ama farklı bir şey daha oldu, Laren her şeyi bir bir hatırlayıp gözlerinin kapanmasına engel olamamıştı... Laren’in uyanmasını sağlayan şey hemşirelerden birinin ona seslenmesiydi... Laren nerede olduğunu bilmiyordu ve etrafına bakınca nerede olduğunun farkına vardı, yine o lanet rehabilitasyon merkezindeydi. Hemşireler ona bir şeyler soruyordu ama o bunu ısrarla reddediyor ve hiçbir soruya yanıt vermiyordu. Hemşireler odadan çıkıp gittiğinde Laren az önce son bulan o hayalin gerçekliğinin altında ezildi ve göz yaşlarına hâkim olamayarak hıçkıra hıçkıra ağladı. O kadar yüksek sesle ağlıyordu ki kapının önünde çıkmasına engel olan korumalar ona şaşkınlıkla bakıyorlardı çünkü onun ilk defa ağladığını hatta şiddetli bir şekilde ağladığını görüyorlardı... Doktorlar, hemşireler, kapıda duran korumalar hatta hastanede hayatına devam eden birçok hastanın yaşam belirtisi görmediği o odadan hıçkırıklar hatta yakarış misali bir ağlayış sesi yükseliyordu, normalde sakinleştirici iğne vurması gereken doktorlar ve hemşireler bu kez hareket dahi edememişlerdi çünkü bu yıllardır çıkmayan bir sesti... Yıllardır çıkarmadığı sesini, yaşadığına inandığı bir hayatı aslında hiç yaşamadığını öğrendiğinde çıkarması hem Laren’in hem de doktorların beklemediği bir şeydi... Yıllar önce bu merkeze sürüklenerek hatta bir çöpmüş gibi yerlere atarak, dövülerek getiren bir kız çocuğu vardı ve o kız çocuğunun ismi Larendi... Geldiğinde hiç konuşmuyor, yemek yemiyor, yaşam belirtisi de göstermiyordu sadece o hastane odasının yatağında oturuyor ve uyuyordu. Bir de doktorların şükürler ettiği üzere nefes alıyordu ama aslında bir ölüden farksızdı... Yıllar önce ruhunu bu hastane koridorlarında kaybetmiş ve bir daha uğrama zahmetinde bulunmamıştı... Aslında Laren aşkı, sevgiyi, şefkati ve en önemlisi birinin ona gösterilmesini umduğu saygıyı hiçbir zaman görmemiş ve bulamamıştı... Bütün hayali boyunca doğum günü laneti onu bırakmamıştı... Laren’in en büyük kâbusu doğum günüydü çünkü hiç doğum gününü kutlamamış hatta o güne her seferinde lanet etmişti. Laren bugün ilk defa sesini çıkarmış ve hıçkıra hıçkıra ağlamıştı... Laren’in canını en çok acıtan şey ise sevilebileceğini inanmasıydı çünkü onun ailesi onu hiç sevmemiş ve hiç sahiplenmemişlerdi. Abisinden tecavüz gördüğünü, babasından aylarca dayak yediğini hatta annesinin abisi ona tecavüz ederken kahkahalarla onları izlediğini de anlatamamıştı kimseye... Laren bu hayatta hep yalnızdı ve yalnız olmaya devam edecekti, sadece hayallerinde yalnız değildi ama işte o da sadece bir hayaldi illa bir sonu olacaktı, yine o yalnızlığına yani kozasına çekilecekti Laren... Herkes ona acıyarak bakıyordu ama bu onun zerre umurunda değildi çünkü bugün o aslında hiç kazanmadığını oyunu baştan kaybettiğini anlamıştı... Laren hiç kazanmamıştı o ringe çıktığı her maç aslında onun kendi içinde çıktığı kişisel savaşlarıydı ve hiçbirini kazanamamış sadece kazandığını hayal etmişti... İşte en acısıydı bu... Laren hiç kazanamamış, sevilmemiş ve sayılmamıştı... Artık bu hikâyenin sonuna gelinmişti, her hikâyede olduğu gibi... O gün herkes odadan çıktığında kırdığı vazonun camıyla intihar etmişti Laren, arkasında hiç kimseyi bırakmayacağını bilerek... Sadece bir mektup bırakmıştı arkasında o da yıllarca hiçbir şey anlatmayıp ağzından hayatını dinlediği doktora... “Sevgili Mine Doktora... Bu mektubu yazarken ne düşündüğümün hiçbir önemi yok çünkü bu mektup çok farklı duygular içinde yazıldı... Bugün bir rüya gördüm doktor hanım sevildiğim, sayıldığım hatta kazandığım ama olur ya her güzel şeyin bir sonu vardır. Hiç bitmesin dediğim hayatlar bitti, hiç bitmesin dediğim sevgiler bitti kısacası hiç bitmesin dediğim her şey son erdi... Şu hayatta hep kaybettim kazandığım hiçbir savaş olmadı şuana kadar... Ne savaşı dediğinizi duyar gibiyim? İç savaş doktor hanım insanın kendi içinde kendine karşı verdiği savaşlar, ben o savaşların hepsini kazandım rüyamda ama aslında hiç kazanamadım. Ben bu hayatta çocukta olamadım doktor hanım, anne sevgisi, baba sevgisi bunların hiçbirini görmedim de... Ama siz haklıydınız. Kendi içinde yaşarsan ölürsün demiştiniz evet doktor hanım ben kendi içimde yaşadım ve öldüm. Hayallerimi, olmayan hayatımı, elimden alınan her şeyi sadece bir rüyada görmek beni bu kadar yıprattıysa bu hastaneden dışarı çıktığımda gördüğüm yaşam beni daha çok yıpratacaktı ve emin olun bu karar hepimiz için en iyisi... Sevgilerle... Laren Sönmez...” ************ Umarım beğenirsiniz oy ve yorum bırakmayı unutmayın... |
0% |