Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@cataraklar

YAZARDAN

  

Ringe girmesi yasak olan bıçağı içeriye geçirmiş ama yasakların umurunda olmadığını sahada yaptığı hareketlerle gösteren Yıldırım, içeri almaması gereken bıçağı Laren'in karın bölgesine denk getirmişti.

  

Bunu gören görevliler vakit kaybetmeden dövüşün yapıldığı ringin anahtarını aramaya başlamışlardı, onlar anahtarla uğraşırlarken Laren kendinde bulduğu güçle üstünde bulunan Yıldırım'ı üstünden atarak yere sermiş ve ardından yüzüne yumruklar sallamış ve öldüresiye dövüyordu.

  

Bu hareketleri yaparken fazlasıyla zorlanmış ve yarasını daha da açmıştı. Yıldırım'ın hareketsiz olduğunu gören Laren daha fazla dayanamayıp içindeki kan kusma isteğine yenilerek sahanın ortasına kusmaya başlamıştı bile...

  

İzleyen herkes Yangın'ın iyi olmadığını haykırmaya başlamıştı çünkü herkes biliyordu ki Yangın hiçbir maçta vücudundan kan bile çıkmaz iken şu an sahanın içinde kan kusmasını herkes yadırgamıştı.

  

Laren kan kusmasını bitirdikten sonra nefes nefese bir şekilde seyirci kısmında endişeli bir şekilde onu izleyen Taşkın Ailesine ve canından çok sevdiği arkadaşlarına bakıp zorda olsa acı veren ve sakin bir gülümseme göndermişti. Bu onlara merak etmemeleri için bir işaretti ama o bu haldeyken onu merak etmemeleri olağan bir durum olamazdı.

  

Bilincini daha fazla açık tutamayan Laren kendini serbest bırakıp gözlerinin ağırlığıyla kendini o karanlığa bıraktı. En sonunda anahtarı bulan görevliler arkalarında bulunan sağlık çalışanlarına geçmeleri için kapıyı açmış ve içeri girmelerini sağlamıştı.

  

Sağlık görevlileri önce yerde yatan Yıldırım'ın ölü bedenine yaklaşarak nabız kontrolünü yapmışlar ve öldüğünü kesinleştirmişlerdi ardından hemen yanında yatan ve yüzü kana bulanmış Laren'i sedyeye taşıyıp vakit kaybetmeden ambulansa bindirmişlerdi.

  

Herkes korkmuştu hem de fazlasıyla çünkü Laren onların her şeyiydi. Ayşe bu olaydan en çok etkilenen kişi olmuştu çünkü onun geçmişi bu olayları fazlasıyla ve daha feci bir şekilde kapsamakla kalmayıp, o olaya dair bir kelime bile onu eskiye götürüp o andaki küçük kız çocuğu olabiliyordu...

  

Şimdi olan olay onu fazlasıyla dumura uğratmıştı ve o tekrar bu olayı yaşamak istemiyordu. Onu kendine getiren şey Nil'in Ayşe'ye güzel ve sakin bir dille hastaneye gitmek için arabaya binmeleri gerektiğini anlatmasıydı. Şu an o alanda yalnız olduğunu fark etmemişti bile eğer Nil onunla sakin bir dille konuşmasaydı.

  

Hemen Nil'i onaylayarak arabaya binmek için hızlı adımlarla o olayın olduğu ortamdan ayrılıp arabaya bindi. Herkes arabalara dağılmış hastaneye hızlı bir şekilde yetişmek istiyorlardı.

  

Taşkın Ailesinde herkesi tek bir duygu sarmıştı pişmanlık, Lavinya Hanım ve Kuzey Bey hastane koridorunda biricik kızlarını kaybetme korkusuyla yanıp tutuşurken aynı zamanda Lavinya Hanım hıçkırarak ağlıyordu. Kuzey Bey kızını koruyamadığı için fazlasıyla mutsuz bir şekilde karısını teselli etmeye çalışıyordu.

  

Evin neşesi Emre ilk defa bir ortamda ciddi şekilde annesini teselli etmeye çalışıyordu ve içinden Laren'e bir küskünlük duyuyordu. Çünkü Laren Emre'ye maça girmeden önce sağ çıkacağıyla ilgili bir söz vermişti hala geç olmadığını kendine sürekli hatırlatsa da yine de kız kardeşi için endişeleniyordu.

  

Karan ise bir köşe de oturmuş ona haksızlık yaptığını düşünmeye başlamıştı ve bunu aslında çok geç fark ettiğinin de farkındaydı ama umarım ona bunları söylemek için bir şansı olur diye düşünmeden edemiyordu.

  

Tuğra ambulansa Laren'le beraber binmiş ilk müdahaleyi o yapmıştı ama o müdahaleyi yaparken bile gözlerinin dolmasına engel olamamıştı ve ameliyathanede o da olmak istemişti. Bazı prosedürler gereği buna izin verilmemiş ve yasak olduğu dile getirilmişti. Bu yüzden şimdi kapı önünde çökmüş ameliyatın bitmesini o da herkes gibi bekliyordu.

  

Ayşe ise çöktüğü yerden kalkamayacak kadar kendini bitkin hissediyor ve geçmişinin aklını ele geçirmemesi için bir savaş veriyordu fakat bu savaş çok uzun sürmemiş olacak ki zangır zangır titremeye ve kafasına vurarak bir krizin eşiğine girmişti, bunu fark eden Deniz hızlıca hemşireyi çağırmış ve ona bir sakinleştirici vurdurmuşlardı.

  

Nil'in aklı darmadağınık ne yapacağını bilmez bir şekilde Ayşe'nin yatırıldığı odada bulunan ikili koltukta Deniz'in omzuna yaslanmış bir şekilde geçmişi yüzünden geçirdiği krizin eşiğinden dönen Ayşe'nin uyanmasını bekliyorlardı.

  

Baran... Şu an o kadar berbat hissediyordu ki, abisinin emanetine sahip çıkamamak onun içini yiyip bitiriyordu.

  

Bu maçlara son verememişti ve artık buna bir son vermek için kendine gelmiş ve Kerem'i aramıştı. Laren'in maçlara çıkmaması için bir prosedür hazırlamasını ve onun bu işten çekilmesini istemişti. Kerem önce bunu reddetmiş ardından Baran'ın ona içini dökmesiyle buna daha fazla dayanamamış olan Kerem en sonunda kabul edip prosedür için gerekli olan her şeyi hazırlamaya gitmişti.

  

Barlas Laren'e yaptığı itiraftan sonra çok pişman olmuştu çünkü Laren'in onu sevmediğini düşünmüştü. Bu konu onun içini yiyip bitirirken yaşasın dedi içinden Barlas gerekirse ben onu uzaktan da izlerim dedi kendi kendine... Laren'in ölme ihtimalini düşünmek istemiyordu bile eğer o ölürse yaşayamazdı, birini daha kaybedemezdi. Bu düşünceyle kafasını duvara geçirmeye başlamıştı ki bunu fark eden Baran hemen müdahale etmeye başladı.

  

Baran ona sakin olmasını Laren'in yaşayacağı ile ilgili tesellilerini sürdürmeye devam ederken, Yıldırım'ı Laren'i öldürmesi için ikna eden ve onu tekrar maça çıkması için rüşvet veren, Laren'in ölmesini isteyen, nefret eden biri vardı ve bir zamanlar Laren ona ne kadar iyilik yapmış olsa da bu onun öfkesine engel olarak görmeyen biriydi o...

  

BİLİNMEYEN KİŞİ

  

Her şey planladığım gibi ilerliyordu. Laren'i öldürmesi için Yıldırım'a rüşvet teklif etmiş ve öldürmesini istemiştim. Hala bir haber alamasam da planın iyi gittiğinden emindim...Ben her şeyi elimde sigara ve üç buzlu viski ile bekliyordum. Plan o kadar basitti ki Laren'e karşı ilk zaferimi gerçekleştirecektim bu yüzden fazlasıyla mutluydum. Odamda deniz manzarasına karşı dördüncü sigaramı yakarken kapım tıklatıldı.

  

''Patron, Yıldırım ringden sağ çıkamamış ama Laren de hastanede ameliyatta hala bir haber yok.'' dediğinde biraz keyfim kaçmıştı. Ama onun ölme ihtimali biraz da olsa keyiflenmemi sağlanmamı sağlamıştı.

  

''Dilerim ki şu kapıdan Laren öldü haberiyle girersin...'' dediğimde kapıdan dışarı çıktı. Bense o güzel haberi beklemeye başladım. Beklerken de eğer o haberi almazsam ne yapacağımı düşünmeye ve plan kurmaya başladım.

  

YAZARDAN

  

Herkes perişan bir şekilde doktordan gelecek haberi bekliyorlardı. Ayşe uyanmış ve Baran'ın yanında onun omzunda gözünü dinlendiriyordu ve Laren için endişeli bir şekilde beklemeye başlamıştı. Diğer yandan Nil Deniz olacakları konuşuyor ve birbirlerini sakinleştiriyorlardı. Barlas ise sakinleşmiş sadece doktordan gelecek haberi bekliyordu.

  

Taşkın Ailesi ise tek kızları için korkuyor ve endişeyle bekliyorlardı. Tuğra tekrardan ameliyata girmek için şansını denemiş ama yine de kabul edilmemişti. Yani kelimenin tam anlamıyla herkes korkuyordu çünkü tam üç buçuk saattir Laren ameliyathane de canıyla cebelleşiyordu.

  

Beklenen an gelmişti saçı sakalı düzgün gözlüklü ve yaşça büyük olan bir doktor ameliyathane kapısının ardından Laren'in sevdiklerine görünmüş ve ayağa kalkan herkese göz gezdirmişti en sonunda dudaklarını aralamıştı konuşmak için.

  

''Laren Sönmez'in yakınları '' dediğinde Kuzey Bey lafa girdi.

  

''Ben babasıyım doktor bey kızım iyi mi?'' diye soru yönelterek konuşmuştu.

  

''Gerçekten zor bir ameliyattı çünkü bıçak karnına denk gelmiş ve organlarında zedelenme oluşturmuş vücut kısmında bulunan derin kesikler fazla zorladı ama atlattık kızımız fazla güçlüymüş şimdi odaya alacağız biraz uyuyacak geçmiş olsun.'' dedi ve arkasına bakmadan gitti. Herkes içinden derin bir nefes alıp birbirlerine sarılarak geçmiş olsun dediler ve Laren'in alındığı odaya gidip tanışma faslına geçtiler çünkü o hengamede tanışamamışlardı doğal olarak... Sonra da sessizce Laren'in uyanmasını beklediler.

  

BİLİNMEYEN KİŞİ

  

Ben odada dört dönerken her ihtimali düşünmüştüm ve o ihtimallerin hangisinin gerçekleştiğini bana haber verecek olan kapı sesi geldi. Ben heyecanla gir komutunu verdiğimde gelen hemen konuşmaya başladı.

  

''Patron maalesef ameliyat iyi geçmiş odaya almışlar.'' dediğinde o ihtimallerden biri gerçekleşti. İlk planım tutmamıştı, ama kimse bitti zannetmesin savaş asıl şimdi başlayacaktı...

**********

Sevgili okurlarım sizleri bölümsüz bırakmamaya çalışıyoruma ama okunmalarım düşmeye başlıyor sizlerden rica kitabımı arkadaşlarınıza da tavsiye etmeniz. Sonuçta ben o kadar uğraşıyorum. Bilginize...

Loading...
0%