Yeni Üyelik
30.
Bölüm

27.Bölüm 💙

@catlakyazar

 

Selam kuzularım okumadan önce beni takip edip ve bölüme beğeni atmayı unutmayın. Kocaman öpüldünüz

 

 

" Teşekkürler." Derken sesimin boğuk tınısı suratımı ekşitmeme sebep oldu. Hala birbirimize fazla yakım durmamız beni rahatsız ederken bir anda dudaklarıma konan tüy kadar hafif bir buse ile gözlerim şok ile açıldı.

 

 

 

Neden böyle bir şey yaptığını anlayamazken, benim ittirmeme gerek kalmadan kendisi hızla çekildi. Bedenim put kesilmiş gibi idi. Asla beklemediğim bir şeydi ve şuan nedensizce sadece içimden ağlamak geliyordu.

 

 

Benden önce davranarak " Züleyha..." demişti ama sözüne devam etmesine izin vermedim. Şuan onun ne söyleyeceğini umursayacak halde değildim.

 

 

" Neden böyle bir şey yaptın ve hangi cürretle!" Derken sesimin tonuna hakim olamamıştım. Bir kaç bakışın bize döndüğüne emin olsam da kendime hakim olabilecek gücü kendim de bulamadım.

 

 

" Çünkü yapmak istedim." Demesi ile iyice sinirim bozulurken, suratına bir tane tokat atmak için elimi kaldırmam ile elimi havada yakalayıp tekrar eski yerine indirmesi bir oldu

 

 

" Sana göre yanlış bir şey yapmış olabilirim ama bir daha bana vurmaya kalkma sakın!"

 

 

Etrafımızdaki bakışlar İyice bize dönerken daha fazla rezillik çıkmasın diye " Gidelim!" Demiştim.

 

 

Hiçbir şey demeden sinirle Yüzümü süzerken kafasını aşağı yukarı sallayıp onayladı ve bileğimden tuttuğu gibi kendiyle beraber beni yürütmeye başladı.

 

 

Şu anki davranışları her zamanki halinden kat be kat farklı olduğu için ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum.

 

 

Her zaman bana saygılı olan adam, şu an beni zorla öpmüş ve bileğimden tuttuğu gibi sürüklüyordu. İçimde ki korku giderek büyürken ne yapacağımı bilemiyordum.

 

 

İkimiz de arabanın yanına geldiğimizde daha deminki hareketlerine nazaran nazik bir şekilde kapımı açıp bileğimi bıraktı ve binmemi bekledi.

 

 

Ona doğru bir kez bile bakmazken bir hınç içinde arabaya bindim. Daha deminki sinirine karşılık şu an Sakin bir şekilde yan koltuğa yerleşti ve arabayı sürmeye başladı.

 

 

Sakinliği beni rahatlatmak yerine daha da korkutmuştu çünkü resmen adam bipolar özelliklerini taşıyordu. Olduğum yerde huzursuzca kıpırdanınca saniyelik de olsa bakışları bana kaydı.

 

 

Tekrar önüne dönerken her zamanki ses tonuyla " Özür dilerim. Bir anda dürtülerimin kurbanı oldum." Demesi ile daha da şok oldum.

 

 

Açıkçası yaptığı hareketten sonra bir özür beklediğim kesindi ama davranış tutarsızlığından ötürü bir yanımda bu özrünü garip bulmuştu.

 

 

Araba kullandığı için dikkatini dağıtmamak adına şimdilik susmayı tercih ettim ama içimde ona söyleyeceklerimin provasını yapmadan da duramıyordum.

 

 

Nihayet otele geldiğimiz de ikimizde sessizce asansöre bindik. Benim katımda durmamız ile benimle beraber o da odama geldi. En azından gerçekten konuşmamız gerektiğini biliyordu.

 

 

Sessizce odama girdiğimiz de yatağın karşı tarafında olan koltuklara karşılıklı oturduk.

 

 

Sert bir sesle " Gerçekten neden böyle bir şey yaptın?" Diye sormamla düşünür gibi bir hale büründü.

 

 

Bir iç çekti ve " yakında anlarsın." Dedi ama ben şimdi anlamak istiyordum.

 

 

Derin bir nefes aldım ama sakinleşemiyordum. " Buradan gider gitmez işi bırakacağım ve sende annemlere bu konu hakkında hiçbir şey söylemeyeceksin!"

 

 

Güldü, bu gülüş samimiyetten çok uzaktı. Keskin sesi ile " ailene söylemem ama işi bırakmaman şartıyla." Derken kendinden fazla emindi.

 

 

Ne oldu bu adama birden, hep böyleydi ve ben mi kördüm!

 

 

Düşünceli halimi görünce sanırım tekrar konuşma gereği duydu.

 

 

" Bir daha böyle bir şeyin yaşanmayacağını garantisini verebilirim, merak etme." Ediyordum. Bir kez yapan bir daha yapar!

 

 

Çaresizlik öyle bir şey ki insanın yapmam dediği her şeyi yapmak zorunda bırakırdı

 

 

" Off sadece staj bitene kadar..." derken çaresizliğim sesime de yansıdı.

 

 

" Tamam."

 

 

Konuşmamız burada biterken bana son kez bakıp ayağa kalktı ve " Bir saat içinde hazır ol, yola çıkacağız." Demiş ardından defolup gitmişti.

 

 

Yaşadığım şeyin yükü ile kapı kapanır kapanmaz gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı.

 

 

İlk defa isteğim dışında öpüldüğüm için kendimi bok gibi hissediyordum ve canım acıyordu.

 

 

Ağlayarak banyoya giderken üstümde ki her şeyi çıkarıp sanki derimi yüzmek istermişcesine kendimi temizledim.

 

 

Fazla zamanım olmadığından ötürü bu anı kısa tutmak zorundaydım ama duş almak birazda olsa kendimi iyi hissettirmişti.

 

 

Yaşadığım şeyleri düşünmemeye gayret ederek eşyalarımı toplayıp saçımı bile kurutma gereği duymadan sadece üstüme kıyafetlerimi geçirmek ile yetindim. Evet baktığınız zaman sadece masumane bir öpücük olarak gözüküyordu ama yarattığı hissiyat o kadar kötüydü ki düşündükçe tüylerimi ürpertiyordu.

 

Nihayet yolculuk zamanı geldiğinde hiç konuşmadan lobide buluşup havaalanına gittik. Benim gibi o da sessizliğini koruyordu. Bir umut yaptığı hatayı fark etttiğini düşünüyordum ama artık ona karşı güvenim sıfırdı.

 

Bir de işin Hakan boyutunu düşünmek bile istemiyorum zaten şuanki tek önceliğimde sadece eve sağ salim ulaşmaktı.

 

Aynı şekilde uçakta da birbirimiz ile hiç bir şekilde muhattap olmazken nihayet İstanbul'a gelmiştik. Havalimanından çıkar çıkmaz derin bir nefes alırken kolumun tutulması ile refleks olarak kendimi hızla geriye doğru çektim.

 

Ali sert bir tonda "Sakinol, sana bir şey yapacak değilim." dese de onu ciddiye almadım.

 

" Hadi evine bırakayım seni."

 

Kafamı olumsuz manada iki yana sallarken " Gerek yok." dedim. Onunla gitmek istemiyordum, artık kendi bildiğim şehrimde olduğuma göre ona muhtaç da değildim.

 

"Züleyha, saat neredeyse 12 olmak üzere, bu saatte seni tek başına bırakmam."

 

Aman ne kadar da düşünceli bir adam!

 

"Arkadaşım beni alacak, vicdan yapmana gerek yok." derken sesim taviz vermeyen bir tonda idi. Bir kaç dakika yüzüme boş boş bakdıktan sonra hiçbir şey demeden çekip gitti. Arkasından bildiğim tüm bedduaları ederken bir yandan da telefonu çantamdan çıkartıp Hakan'ı aradım.

 

Uzun çalışların ardından uykulu bir ses duymayı beklemiyordum.

 

"Efendim?"

 

"Hakan, şey ben geldim de..." de ne! Beni buradan al demeye yüzüm yoktu ki...

 

daha doğrusu utanıyordum.

 

"Neredesin, seni almamı ister misin?" İstemem mi, atlarım böyle teklife...

 

"Olur, havaalanındayım."

 

"Tamam geliyorum yavrum, bekle." deyip kapattı ama ben telefon elimde öylece kalakaldım. Ben senin yavru muyum gerçekten ?

 

Ah kalbim...

 

Bir laf ile üzüntüm toz bulutu gibi dağılırken bir köşeye gidip oturdum ve Hakan'ın gelmesini bekledim.

 

Bu gece eve gitmek yerine Hakan ile kalıp ona her şeyi anlatacaktım ama ne tepki vereceğini bir türlü kestiremiyordum. Ali nişanlı bir adam olmasına rağmen beni öpmüştü ama bunun sebebinin bana karşı bir şey hissetmesi olduğunu düşünmüyordum. Altında mutlaka başka bir sebep olmalıydı.

 

Yakında kokusu çıkar nasıl olsa diye düşünürken duyduğum korna sesi ile olduğum yerde korkuyla sıçradım. Karşı tarafta aşık olduğum adamın beni beklediğini görmek yüzümde güller açmasına sebep olurken mutluluk ile yerimden kalkıp beraberimde küçük valizimi de sürükleyerek arabanın yanına geldim.

 

Hakan inip valizi elimden alırken "Hoşgeldin, atarlı prenses." demişti.

 

Onun sözleri kıkırdamama sebep olurken "Ne yaptım ki ben ya?" diyerek anlamamazlığa vurdum.

 

Valizimi yerleştirdikten sonra tam arabaya biniyorduk ki Ali'nin çaprazda ki arabasının hala burada olması dikkatimi çekerken hızla oraya bakmayı kesip arabaya bindim.

 

"Eve mi yoksa..." sözlerini yarıda kesen ben olmuştum.

 

"Sana..."

 

" Tamamdır." Derken gazı köklemişti. Yaşadığım şeylerin korkusu Hakan'ın yanına gelince tuzla buz olurken sanki hiç nefes almamışda daha yeni nefes almaya başlamışım gibi tüm yol boyunca derin derin soluklar aldım.

 

Nihayet eve geldiğimizde yorgunluk ile arabadan inerken Hakan' da valizimi indirip yanıma geldi.

 

Cebinden bir anahtar çıkartıp kapıyı açmaya uğraşırken " İstersen direkt uyuyabilirsin tabi yoldan geldin belki açsındır?" Demesi ile adeta şok oldum. Bu adam ne zaman bu kadar ince düşünceli olmuştu!

 

" Aslında biraz açım." Derken, asla utanmıyordum.

 

Eve önce o girerken kedi yavrusu gibi peşinden gittim. Eli ile daha önce varlığını bile fark etmediğim bir kapıyı gösterirken " Burası misafir odası, git üstünü falan değiş istersen. Bende o sıra sana yiyecek bir şeyler hazırlarım. " demiş ve beni şok içinde bırakmıştı.

 

Hakan gün geçtikçe insan mı oluyordu, yoksa ben hayal mi görüyordum?

 

Yok yok resmen gerçekti. Guruldayan karnım dikilmeyi kes der gibi kendini hatırlatınca, Hakan'ın göstediği oodaya giderek kişisel ihtiyaçlarımı giderdim.

 

Küçük valizime teptiğim saten pijamalardan birini giyerken dudaklarımı ısırdım. Şimdi onu baştan çıkarmak gibi olacaktı ama elimde olan bu idi, ben yapabilirdim ki!

 

Odadan çıkıp mutfağa giderken Hakan'ı sandviç hazırlayacak şekilde bulmam ile arkasından sessizce yaklaştım.

 

Tam dibine girdiğimde parmak ucunda yükselip ensesine bir tane öpücük kondurdum.

 

Hakan'ın dudaklarından " Ah siktir." Çıkması ile kıkırdarken bir adım geriye gidip ona biraz alan tanıdım.

 

Tabaklara koysupu sandviçler ile bana doğru dönerken " Uslu bir kız ol, en azından yemeğimizi yiyene kadar..." demiş ve çapkın bir şekilde göz kırpmıştı.

 

Yüzüm utançla kızarırken içimde ki fahişe, 'daha demin öperken hiç utanmıyordun.' Diyerek beni eziyordu.

 

Sessizce madaya geçip otururken önüme konan tabağa açlık ile saldırdım. Hakan benim aksime daha yavaş yiyor gibi görünsede bir lokması benim 3 lokmama bedeldi.

 

İkimizde nefessiz bir şekilde yemeğimizi yerken Hakan'ın sürekli olarak geceliğime bakması lokmalarımı boğazıma diziyordu ama umursamadım.

 

Nihayet elimde son lokma kalırken iştahla ağzıma götürüyorumdum ki Hakan tarafından yenmesi ile ona kötü kötü baktım.

 

" Hızlı olan kazanır." Derken hiç utanması yoktu.

 

Sinir ile üstüne doğru atlarken ne yapmak istediğimi inanın bende bilmiyordum...

 

Bu girişimimin sonu tabiki de onun beni kucağına çekip oturtması ile son buldu.

 

"Demek ki hala saten gecelik fantazin devam ediyor..."

 

Boğazım düğüm düğüm iken çatallaşmış sesim ile " Ne ne alaka?" Derken kucağında huzursuzca kıpırdanınca altımda ki şeyin sertleştiğini hissedebiliyordum.

 

Derince yutkunması ile şehvetli gözlerini dudaklarımdan gözlerime çıkardı.

 

" Sana karşı koymak çok zor Züleyha..." derken sesi o kadar boğuk çıkmıştı ki etkilenmemek için kendimi zor tutmuştum.

 

Kalbim bir hastalığı varmış gibi kulağımın içine kadar gelecek bir sesle atarken " O zaman koyma..." diyerek tüm cesaretimi gösterdim.

 

Aramızda ki mesafe dudaklarımızın buluşması ile sonlanırken bir eli açıkta kalan bacağımı okşuyor diğer eli ise geceliğimin altından haince sızıp vücudumu keşfe çıkmıştı.

 

Dudaklarıma lüçük ısırıklar bırakması daha çok kanımı kaynatırken vücudumda ki eli, sağ göğüsümü elleri arasına alıp sıktı.

 

Bu hareketi ile kafam istemsiz geriye giderken dudaklarının baskısının son bulması ile dudaklarımından " Ahh..." diye bir inleme koptu.

 

O ise boynumun açıklığını fırsat bilip göğüslerime giden yolu öpüp yalayarak beni daha çok etkiliyordu.

 

Nihayet göğüslerime geldiğinde geceliğimin askılarını bir çırpıda indirip belime kadar çıplak kalmamı sağlamıştı. Sütyen sıktığı için çıkarmıştım ama şuan yanlış bir karar verdiğim gayet ortadaydı.

 

Göğüs ucum da Hakan'ın dil darbesini hissetmem ile kadınlığım da ki tatlı sızı kendini iyice hissetirdi.

 

Öpüyor, emiyor ve öyle ısırıklar atıyordu ki kendimden geçmemem mümkün değildi.

 

Aklıma dolan anılar ile olduğum yerde irkilirken, rüyamda boşuktan düştüğüm hissiyatın aynısını yaşadım. Bunu Hakan' da fark etmiş olmalıydı ki kafasını göğüsümden kaldırıp yüzüme sorgular derecesinde baktı.

 

" Bir şey mi oldu?" Derken daha demin yaşadağımız şeylerin zevki ses tonunada yansımıştı.

 

" Sana söylemem gereken bir şey var."

 

Bir kaşı havaya kalkarken dinlediğine dair anlamsız mırıltılar çıkardı. Şuan kendimi Seda Sayan'ın klip çekimin de gibi hissediyordum.

 

" Hakan... Ali beni zorla öptü. "

 

 

Bölüm sonu yorumlarını alalım?

Loading...
0%