@catlakyazar
|
Hakan: Bana öyle bir şey söyle ki seni dava etmekten vazgeçeyim.(Görüldü)
Hakan: Sustun.
Bilinmeyen Numara: Beni sev istiyorum. Ben de senin deli gibi seveyim istiyorum. Yan yana geldiğimizde senden Başka bir şey düşünmeyeyim istiyorum.
Bilinmeyen Numara: Bu yüzden bana kalbinin kapılarını açmanı istiyorum.
Hakan: madem bu kadar şey istiyorsun, neden karşıma geçip insanca bunu denemiyorsun?
Bilinmeyen Numara: Çünkü insanca bildiğinden şüpheliyim dkfllfşlf
Bilinmeyen Numara: şaka şaka sadece çekiniyorum ve sanırım korkuyorum
Hakan: Ben de tanımadığım biriyle konuşmaktan korkuyorum onu ne yapacağız?
Bilinmeyen Numara: Bak işte anlaşamadığımız nokta burada başlıyor. Ben de seninle tanışmak istiyorum. Bunun için bana izin vermelisin ve biraz da olsa kendine akışına bırakmalısın.
Bilinmeyen Numara: bir de kız evi naz evi derler senin yaptığın nazı 100 tane kadın bir araya gelse yapamaz.
Hakan:Bu naz değil, önlem.
Bilinmeyen Numara: tabi efendimm.
Bilinmeyen Numara: foto atar mısın?
Bilinmeyen Numara: noğlurr bir şey için lazım
Hakan:?
Hakan: Ne için istiyorsun
Bilinmeyen Numara: Galerim şenlensin diye istiyorum. Noğlur
Hakan: 13 yaşında falan mısın?
Bilinmeyen Numara: o senin zeka yaşındır bebekanım ( gönderilmedi)
Bilinmeyen Numara: her insan içinde bir çocuk yatar tabiki...
Bilinmeyen Numara: Buna vurgu yaptığını anlamadım sanma. Seni hınzır seni
Hakan: Gerçekten şaka gibi birisin.
Bilinmeyen Numara: öyleyimdir bebeğim neyse ki piyango talihlisi sensinnn ( Görüldü)
Bilinmeyen Numara: Pardon Hakan bey bebeğim yok.
Hakan: Güzel bazı şeyleri öğreniyorsun demek ki
Hakan: Sen bir şeyleri öğrenirken bende senin adını öğreneyim o halde?
Bilinmeyen Numara:Yok artık oldu olacak kimlik fotokopisi atayım.
Bilinmeyen Numara: Gün alcaksan olur tabi
Hakan: Başladın gene deli deli konuşmaya, ne günü?
Bilinmeyen Numara: Nikah günü...
Bilinmeyen Numara: Seninde bende gönlün var biliyordummm
Hakan: Akıllısı beni bulmaz delisi götümden ayrılmaz
Bilinmeyen Numara: terbiyesiz
Hakan: Konuyu değiştirme adını söyle. En azından elimde hitap edecek bir şeyim olsun.
Doğru söylüyordu. Elinde bana dair hiç bir şey yoktu. Ben ona kendimle ilgili bilgi vermeden ne kadar ilerlerdim orasıda muallaktaydı.
Saat gece yarısını zorlarken koltuğumu pencerenin önüne çekmiş karşı evi perdenin arkasından dikizliyordum. Onun odası ile odalarımız karşılıklıydı ama bir kez bile camdan baktığını görmemiştim.
Işıklarının hala açık olması, onu görme umuduğumu daha da körüklüyordu. Bir karartı gibi yatağına doğru adımlarken kalbim heyecanla attı.
Onunla sadece yazışırken bile yanaklarım al al olurken yanındayken ne halt edeceğimi düşünmeden edemiyordum.
Kafam allak bullaktı. Aklıma gelen şey ile irkildim. Ya bu adamın sevgilisi varsa...
Lan yoktur ya, yoktur yoktur...
Olsa bana derdi dimi? Kırk yıllık tanışı değilim bana niye desin ki! Allah ım kuduruyorum galiba.
İsmimi sorduğunda cevap vermemek için mesajına görüldü bile atmadan çıkmıştım ama şimdi aynı hızda geri giriş yaptım. Sormayanın bir yüzü kara.
Bilinmeyen Numara: Bana baksana se! Senin sevgilin mi var!!!!!!
cevap yok.
5 dakika geçti cevap yok.
Yattığı yerden kalktı ışığını söndürdü ve hala cevap yok.
Bu adam beni deli edecekti. Neden hala cevap vermiyordu ki! yoksa...
Açık olan ekrana bakarken gelen mesaj ile hiç düşünmeden tekrar odağımı telefonuma verdim.
Hakan:Önce ismini söyle bakalım sonra benden cevap alabilirsin.
Kahretsin!
Bilinmeyen Numara: Zübeyde
Bilinmeyen Numara: Adımı söyleyeyim de yarın direkt kapımda bit dimi seni çakal (gönderilmedi)
Bilinmeyen Numara: Oldu mu ? rahatladın mı?
Hakan: Hayır küçük yalancı rahatlamadım.
Bilinmeyen Numara: yalancı derken? Yalan söylediğimi düşündüren ne?
Hakan: Senin koyun güttüğün kadar benim çoban.... neyse anladın.
Bilinmeyen Numara: yok anlamadım valla
Bilinmeyen Numara: horoz tavuk koyun ben bilmem anlamam gütmekten
Bilinmeyen Numara: Hayvancılık ile uğraşan bir tipim mi var oradan
Hakan: La havle...
Hakan: Ben senin tipini nereden bileyim küçük yalancı.
Bilinmeyen Numara: fotoğraf atarım. Ya da yüzümü göstermeden görüntülü konuşabiliriz.
Allah' ım bu cesaretin kaynağı nereden geliyordu. yoksa ben iyice mantığımı kayıp mı ediyordum bilmiyorum.
Bir kaç dakika geçmesine rağmen cevap gelmezken bir anda telefonun titremesi ile irkildim. Bakmak istemiyordum ama deli gibide merak ediyordum. sonunda cesaretimi toplayıp ekrana baktığımda o malum cevabı gördüm. Aptal kafama kim sıçmak ister?
Hakan: olur
Bilinmeyen Numara: Neye olur? Ne ne diyon
Tamamen mala bağlamıştım ve sanırım ona da yansıtıyordum. Tekrar mesaj sesi gelmişti ama benim dikkatimi sadece odasının ışığını yakması çekmişti. Ben bugün olmazsan başka bir gün ölmezdim yani sanırım. tekrar bildirim sesi ile telefonuma bakarken oturduğum yerden kalkıp yatağıma yerleştim.
Hakan: Görüntülü konuşabiliriz.
Hakan: korkak...
Sensin korkak kocacım... senden korkan senin gibi olsun. Hızlıca arama tuşuna basmak üzereydim ki durdum. yatakta doğrularak önce saçımı ellerimle tarayıp düzelttim. üstümde beyaz saten mini bir gecelik vardı. Tam bir saten aşığıyım ve bunun ekmeğini bugün yiyeceğimi hiç düşünmezdim.
Güzel gözüküyordum. 1.63 boyum 58 kilom ile fit biriydim orantılı bir vücudum vardı 85 beden memelerim ile göğüslerim yeterince dolgundu. Ya beni beğenmezse diye kuruntu yapacak hiç bir şey yoktu. Evet...
Sanırım ben cevap yazmayınca Hakan benden ümidi kesmişti ama onun eline bu kozu vermeyecektim. arayacağım. Son kez herşeyi kontrol edip sesin dışarı çıkmaması için kulaklığımı da takmayı ihmal etmemiştim.
Arama tuşunu basarken elim titriyordu ama genede geri adım atmadım. telefon ağır ağır çalarken bende kamerayı sadece bedenim görünecek şekilde ayarladım.
Gayet seksi duruyordum. Gurum okşanmadı desem yalan olurdu. Aranma sesi kesilince gözlerim fal taşı gibi açılmış ekrana bakakalmıştım.
O güzel sert çehresi ve kirli sakalları ile ekranda belirirken derin derin soluklar almaya başladım. sanırım kalbim yerinden çıkacaktı.
"Merhaba" Sesi denizin üstünde uzanmak kadar dinlendirici idi.
Bir erkek bu kadar güzel bir tonda sese sahip olmak için hangi sevabı işlemiş olabilirdi ki?
Ben onu hayran hayran izlerken onun gülüşü ile bir daha mest oldum. Galiba kalbime inecekti.
"Sakin olmalısın, göğüs kafesini deleceksin diye korkuyorum."
Ulan adam sen öyle gülersen delinir. Tepki veremiyordum, ses çıkarsam yarın bir gün ya sesimi duyar ve tanırsa diye içimde korku vardı.
"Hıhı" ufak bir mırıltı çıkarmıştım ama kendim bile zor duydum.
"Anlaşıldı konuşmayacaksın. Neden bu kadar çekindiğini anlamadım ama aklıma iyi şeyler gelmediğini bilmelisin." yutkundu.
Sonlara doğru sesi boğuklaştı. Bedenimi deli gibi süzüyordu ama asla o tarz bir konu açmıyordu.
Ne kadar oldu bilmiyorum ama bir süre sadece birbirimizi izledik. Ben onun büyüleyici suratını izlerken o ise benim bedenimi seyre dalmıştı.
Bu büyüleyici an elbette ki bozulacaktı ama ben bozulsun istemiyordum. Bu düşünceler beynimi kemirirken odamın kapısı iki kere tıklatılınca korkuyla irkildim. bedenim yatakta hafifçe sıçrayınca telefonum elimden kayar gibi olmuştu ama hızla aynı şekilde tuttum. Benim irkilmemle Hakan' da irkilmişti.
O " Ne oldu?" diye sorarken ben kimin geldiğine bile bakamadım. Elim titrerken nihayet katma tuşuna basmıştım ama gereksiz kardeşimin sesi de eş zamanlı odada yankılandı.
"Abla ya bilgisayarını kullanabilir miyim?"
Ellerim dermansızca iki yanıma düşerken döl israfı kardeşime bakmak için yatakta doğruldum. O benim bu halimi görünce kaşlarını çattı.
" Ne oldu sana it saldırmış gibisin?" Birde hala konuşuyordu.
" Bana bak pis ergen liseli, defol git odamdan çabuk yoksa seni eşek sudan gelinceye kadar döverim." O bana benden tiksindiğini ifade eden bakışlar atarken ben hala kendime gelememiş, öfkemi Yusuf'tan çıkarmaya çalışıordum.
" Herkesten nefret ediyorum." demiş ve odamın kapısını serçe kapatarak çıkmıştı.
Onun çıkması ile derin bir nefes verdim ve düşündüm. Acaba duymuşmuydu?
Evet bölüm sonuuu Sizce hikaye gidişatı nasıl?
|
0% |