@cceccilia
|
Halikarnas. Kral Mausollos için yapılan mozoleye adını veren bir antik kent. Mezar olmak için fazlasıyla görkemli bir yapı. "İçinde kral yatıyor." gibi cümleler onun bir mezar olduğu gerçeğini değiştirmeyecek. Uykuya dalmış kralı uyandırmadığınız sürece. Delikanlı, kalabalığın içinden seçtiği bir çift büyük göze odaklandı. Beyaz tenli bu kadın ona sanatı çağrıştırıyordu. Önündeki kitaba odaklanmış, çevresinde olan bitenden bihaberdi kadın. "Prens Halikarnas." dedi atın üstündeki yaşlı adam. "Gitmemiz gerek. Yemeği kaçıracaksınız." Gözünü kadından ayırmadan kendisine uzanan kolu tuttu. Şekilli burnunu, dudaklarını, iri gözlerini, omuzlarına düşen kumral saçlarını, kulağındaki küpeleri... Ayrılmadan önce karşısındaki tezgahtara baktı. "Adı ne o kadının?" Her detayını aklına kazıdığı bu kadının adını herkesten saklayacağı, özenle çizeceği resmin altına yazacaktı. Bu onun ilk eseriydi. Bu, onun çevresindekilerden kaçışında ilk adımdı. Sadece kendi bildiği yeni bir dünyaydı orası, en azından öyle sanıyordu. |
0% |