@cceccilia
|
Bir haftadır öyle yoğunum ki defteri gömdüğüm yerden çıkarmaya vakit bulamadım bile. Dans ve dil eğitiminin yanına bir de aşçılık eklendi. Sanki yaptıklarımızı yiyormuş gibi uzun uzun öğretiyorlar bir de. Sonra tüm o güzelim yemekler çöp oluyor ve bize bir dilim çörek yemek düşüyor, hem de otsuz. Şimdi çadırın alt tarafındaki yeşillikte yüzüstü uzanıyorum Rüzgar elbisemin yukarı sıyrıldığı kısımlarda bacaklarıma değiyor. Hava çok güzel kokuyor. Gökyüzü çok güzel. Mavi. Tek bir bulut yok. Bundan bilmem kaç yüzyıl sonra doğacak kardeşimin de aynı göğe bakacak olması çok garip. Her şey çok değişmiş gibi ama Dünya yerinde ve yalnızca usulca dönmeye devam ediyor. Ne tuhaf! Daha annem doğmadı bile. Öyle yalnızım ki tam şuan, bir annem bile yok. Oysa o, hayata gözlerini kapadığı gün bile vardı. Anlatamıyorum kendimi, önemi yok. Bir böcek elime çıktı, çok çirkin ama zararı yok. Geçen gün anlamlandıramadığım garip bir şey oldu. Sarmad, artık ondan uzun uzun imparator diye bahsetmeyeceğim çünkü bu benim defterim, eğitim aldığımız çadırlardan birine geldi. Yemek yapıyorduk, ben ve diğer tüm o kızlar. Gözlerini tek tek üzerimizde gezdirdi. Kafamı indirmediğim için sonradan yaşlı kadından çok azar yedim ama göz renginin elaya çalan bir kahve olduğunu öğrenebildim. Beni işaret edip sesini alçaltma gereği duymadan kadına bir şeyler söyledi ama tam anlayamadım. Dil derslerini yeterince ciddiye almadığımdan mı, yoksa o mu çok hızlı konuşuyordu bilmem. Roma, gece ve siyah kelimelerini seçebildim yalnızca. Yanımdaki birkaç kız anlamış gibi biraz hareketlendiler ama onlara da soramadım ne olduğunu. Yakında sefere çıkacağını biliyorum yalnızca. Roma Kayzeri hakkında pek de iyi olmayan duyumlar alıyorum son günlerde. Sanırım bizden, biz değil onlar, ben buraya ait değilim, evet onlardan pek hazzetmiyor. Fark etmez. Ben her halükarda bir köleyim. Yalnız geldim ve yalnız gideceğim. |
0% |