@ccerenimmm
|
Hikayemizin yeni bölümü sizlerle. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar :)
6. Bölüm
(Sabah olmuştu herkes uyanmış kahvaltıya inmişti. Barış da aşağıya indi.) Barış - Günaydın herkese. Meryem - Günaydın oğlum. Barış - Baba ben birazdan evden çıkacağım da çıkmadan bir seninle konuşmam lazım. Ahmet - Tabiki hadi oğlum gel çalışma odasına geçelim. Barış - Tamam baba geçelim. Yağmur sende hazır ol hemen çıkarız. Yağmur - Tamam hazırım ben zaten. (Ahmet ve Barış çalışma odasına geçtiler.)
Çalışma Odası
Ahmet - Eee oğlum ne oldu? Barış - Baba kadını istersek hemen çıkartabiliriz. Bir ücret var onu ödemeniz gerek sadece. Ahmet - Tamam hemen ödeyelim o zaman. Barış - Yalnız biraz fazla bir para. Ahmet - Oğlum birşey olmaz ne dediysem onu yap öde sen. (Barış cebinden kağıdı çıkarttı.) Barış - Hee bu da eşinin adıymış onu da öğrendim adamı aratıp buluruz diye. Mustafa Demir. (Barış ismi görünce biraz duraksadı. Bu Yağmurun babasının ismiydi. Ve soy isimleri de aynıydı. Derya'nın kızının adının Yağmur olduğu aklına geldi. Bir an şok yaşamıştı.) Barış - Mustafa Demir mi? Nasıl yani Bu kadın bu kadın Yağmurun Annesi mi? Ahmet - Evet Yağmurun annesi. (Barış şaşkınlık içinde babasına bakıyordu.) Barış - Baba sen böyle birşeyi Yağmurdan nasıl saklasın. Sen bunu nerden öğrendin. Benim aklım almıyor baba bu çok çok saçma. Ahmet - Oğlum bak herşeyi anlatacağım sana bir dinle beni. Barış - Baba Yağmuru annesini niye öldü olarak biliyor niye sakladınız ondan bunu. Siz neler karıştırdınız benim aklım almıyor. (Odanın kapısı çaldı.) Yağmur - Kusura bakmayın b9lüylrum da Barış şirketten aradılar şimdi toplantı saatini öne almışlar yani çıkmamız lazım. (Barış Ne diyeceğini bilmiyordu. Sadece boş boş Yağmurun yüzüne bakıyordu hâlâ şaşkınlığı atlatmamıştı.) Yağmur - Barış duyuyor musun beni? Ahmet - Kızım sen geç barış da hemen geliyor. Yağmur - Tamam o zaman ben dışarıda bekliyorum. (Yağmur odadan çıkıp kapıyı kapattı.) Ahmet - Bak Yağmura asla şimdi birşey söyleme oğlum şimdi git akşam gelince ben sana herşeyi anlatacağım. Barış - Baba böyle birşeyi niye söylemiyoruz hemen öğrenmesi lazım. Ahmet - Bir defa lafımı dinle oğlum ben zamanı gelince söyleyeceğim söz veriyorum sana söyleyeceğim ama şimdi hadi kız merak etmeden git akşam konuşuruz. (Barış odadan çıktı. Gidip arabaya bindi.) Yağmur - Barış iyi misin hiç iyi durmuyorsun. (Barış cevap vermedi.) Yağmur - Barış sana diyorum. Birşey mi oldu korkutma beni. Barış - İyiyim birşey yok sadece toplantılara kafam takıldı. Yağmur - Neye kafan takıldı ki? Herşey yolunda. Barış - Yağmur gerçekten şuan iyi değilim kafam çok dolu. Yağmur - Tamam Barış sustum. (Barış arabayı kenara çekti. Elleri ile yağmurn ellerini tuttu.) Barış - Bak gerçekten seni kırmak üzmek istemiyorum özür dilerim ama gerçekten sorun seninle ilgili değil. Yağmur - Yaa ne ile ilgili sorun söyle bende bileyim. (Barış biran söyleyecekmiş gibi oldu.) Barış - Sorun sorun benim sadece kafam çok karışık. Yağmur - Barış geç kalacağız toplantıya gidelim istersen. (Barış arabayı sürdü şirkete geldiler.)
Karabey Holding
(Yukarıya çıktılar toplantıya girdiler toplantı bitti. Toplantıdan çıktılar.) Akif - Yaa bugün d hava çok güzel acaba dışarıda birşeyler mi yapsak şöyle dördümüz. Kübra - Evet ya çok güzel olur. Bence de kaçırmayalım bu fırsatı. Akif - Eee siz ne dersiniz? Yağmur. Yağmur - Evet çok güzel olur hem ben İstanbul'a geldiğinde beri hiç dışarıya çıkmadım hep evdeyim sadece şirketi gördüm farklı olarak. Akif - İyi o zaman takılırız anlaştık. Barış - Yok kardeşim biz gelmeyelim benim yarın önemli bir davam var bu yüzden olan çalışmam lazım. Akif - Abi gece çalışırsın. Ayrıca hangi dava ki bubkadar önemli. Barış - Akif başka zamana diyorum uzatma. Kübra - Aslında Yağmur da çok istiyordu gelseydiniz iyi olurdu. (Yağmurun yüzü düşmüştü. Barışın niye böyle tepki verdiğine anlam verememişti.) Akif - Yüzün düşmesin Yağmur lütfen. Tamam Barış gelemsin sen bizimle gel böyle takılırız bizde Barış bey işine bakar. Yağmur - Sağolun yük olmayayım ben size başka zaman yaparız. (Emir Yağmurun arkasından geldi.) Emir - Az önce biraz konuşmamıza şahit oldum da istersen Yağmuru ben sana eşlik edebilirim. Yağmur - Yok hayır Teşekkür ederim. (Emir elini Yağmurun omuzuna koydu.) Emir - Niye canım eğelenirdik ne güzel. (Yağmur emirden birkaç adım uzaklaştı.) Yağmur - Gerek yok. Ben gitmeyeceğim. Emir - Aslında iyi olurdu Yağmuru kaynaşmış olurduk. Barış - Emir duymuyor musun istemiyor kız. Emir - Eee belki fikrini değiştirir Yağmur eğleniriz ya ne güzel. (Emir elini bir daha Yağmurun omuzuna attı. Barış sinirlendi. ) Barış - Kız istemiyorum diyor nesini anlamıyorsun. (Emirin elini tutup Yağmurun omuzundan çekti. Barış Emirin gözüne yumruk attı. Herkes şok olmuştu Akif araya girdi.) Akif - Abi napıyorsun dur dur. Emir - Bunun hesabını vereceksin hemde en ağır şekilde. Barış - Hâlâ konuşuyor lan sen git önce kızı sarkıntılık etmenin cezasını öde ağzımı açtırtma beni yürü git gözüm görmesin. Yağmur - Barış sen napıyorsun delirdin mi? Nasıl ona vurursun. Barış - Gözümün önünde sana sarkıntılık ediyordu ne yapsaydım. Yağmur - Barış yaptığım hareketi hâlâ birde savunuyor musun inanamıyorum sana. Akif - Tamam biraz sakin olun ikiniz de. Barış gel abi bir elini yüzünü yıkayalım rahatlarsın. (Akif Barışı akıp lavobaya götürdü.) Kübra - Gel hadi Yağmur sende biraz otur sakinleş. Yağmur - Yaa sabahtan beri böyle gözü dönmüş. Kübra - Yağmur sakin ol belki birşey oldu başka birşeye kızmıştır. Yağmur - Kübra neye kızmış olursa olsun bir insana vuramaz buna hakkı yok. Kübra - Yani bilmiyorum ilkkez onu bu şekildedir gördüm yoksa çok sakin bir adamdır. Yağmur - İşte ne olduysa artık bir an da delirdi böyle oldu.
Akif - Abi ne oluyor sana kaç yıllık arkadaşınım ben bile ilkkez gördüm seni böyle birşey mi oldu bilmediğim birşey mi var? Barış - Oldu hemde çok önemli birşey oldu. Akif - Ne odlu abi anlat bileyim bende. Barış - Anlatamam Akif gizli kalması lazım. Akif - Abi benden mi saklıyorsun gerçekten. Barış - Akif senlik birşey değil gerçekten kimseye söyleyemem. Akif - Abi ben kimse miyim? Ben senin kardeşinin. Biz bu zamana kadar herşeyi beraber atlatmadık mı? Yine atlatırız. Barış - Bu sefer ki öyle birşey değil. Yağmur ile ilgili. Akif - Ne olmuş Yağmura? Barış - Yağmur annesini öldü olarak biliyor ama ölmemiş. (Akif şok oldu öyle kaldı.) Akif - Abi nasıl olur böyle birşey? Ben hiçbir şey anlamadım. Barış - Bende tam bilmiyorum işte sadece annesinin ölmediğini ve ceza evinde olduğunu biliyorum. Akif - Sana kim söyledi peki. Barış - Babam söyledi. Akif - Nasıl yani Ahmet amca bunu bilip saklamış mı? Barış - Evet öyle olmuş işte diyorum ya çok karışık. Benim eve gidip babamla konuşmam lazım. Akif - Bence de abi bir an önce eve gidip konuş. Barış - Abi bunlar aramızda biliyorsun. Akif - Tabiki merak etme hadi sen git. (Barış Yağmurun yanına doğru yaklaştı.) Barış - Yağmur ben eve gideceğim sende gel. Yağmur - Benim işim var sen git ben sonra gelirim. Barış - Yağmur lütfen bak hem konuşuruz evde. Kübra - Yağmur ben hallederim burayı hadi sen git eve. Barış - Sağol Kübra. Hadi Yağmur. (Barış ve Yağmur şirketten çıkıp arabaya bindiler.) Yağmur - Barış konuşmayayım konuşmayayım diyorum ama kendimi durduramıyorum. Sen nasıl kalkıp birine vurursun. Nasıl böyle birşey yaparsın. Yaa sen avukatsın nasıl bu kadar bilinçsiz hareket edersin. Barış - Sana asılıyordu ne yapsaydım seyretsemiydim. Yağmur - Ben gerekirse cevabını verirdim. Bu ona vurmanı gerektirmiyordu Emir kalkıp sana dava açsa ne yapacaksın? Barış - Açsın bir dakika durmasın. Benim kimseden korkum yok. Yağmur gözümün önünde biri sevdiğim kadına asılacak bende onu izleyecek miyim? Yani gerçekten bunu aklın alıyor mu? Yağmur - Barışı lütfen yaptığın şeyi savunma bunun savunulacak bir tarafı yok. Barış - Yağmur ağzımdan yanlış birşey çıksın istemiyorum. Lütfen sonra konuşalım. (Konağa vardılar.)
Karabey Konağı
(Barış arabadan indi Yağmuru beklemeden Konağa girdi.) Meryem - Hoş geldin oğlum. Barış - Babam nerede? Meryem - Çalışma odasında ne oldu iyi misin oğlum? (Barış çalışma odasına geçti.) Meryem - Ne oluyor Yağmur bu ne hal? Yağmur - Gerçekten bilmiyorum bu gün Barışın yaptıklarını aklım almıyor. İzninizle ben odamdayım. Meryem - Ya sabır ne oluyor bu çocuğa.
Çalışma Odası
(Barış odaya girdi.) Barış - Anlat artık baba anlat ben kafayı yiyeceğim yoksa. Ahmet - Barış bak oğlum iyi dinle beni. Bundan yıllar önceydi. Yağmurun annesi Derya kızını Dilanı kaybetmişti. Psikolojisi tamamıyle bozulmuştu. Kızının ölümünden fabrikayı sorumlu tutmuş. Kalkıp gitmiş fabrikayı ateşe vermiş. Fabrika yanınca da herkes işsiz kalmış çok zarar etmişler. Kalkıp dava açmışlar kadını tutuklayıp hapse atmışlar. Bunları bana Musatafa anlattı. Barış - Niye senden gelip yardım istememiş senin ona can borcum vardı zaten. Ahmet - Beni çok aramış ama bana ulaşamamış. Beni bulduğunda iş işten geçmişti. Barış - Peki niye daha sonra karısını kurtarmaya çalışmamış bu adam? Niye Yağmura öldüğünü söylemiş Ahmet - Oğlum adamın çok büyük bir nedeni bardı. Barış - Neymiş bunun nedeni? Kızına annesinin öldüğünü söyleyecek kadar büyük nedeni neymiş? Ahmet - Derya fabrikayı yakmaya gitmeden önce Yağmura bir ilaç vermiş o ilaç Yağmuru öldürmek içinmiş. Yağmur evde ölecekmiş daha sonra da kendinizi öldürecekmiş Barış - Ne diyorsun baba sen bir kadın çocuğunu niye öldürmek istesin. Ahmet - İşte oğlum çok psikolojisi bozulmuş. Barış - Peki nasıl kurtulmuş Yağmur? Ahmet - Derya Yağmura ilaç verip evden çıkmış hemen arkasından Musatafa eve gelmiş Yağmurun iyi olmadığını fark edince onu hemen hastaneye götürmüş. Zamanında tedavi uyguladıkları için çok şükür hayatını kaybetmemiş. Sadece küçük bir hafıza kaybı yaşamış. İşte bu yüzden annesinin yüzünü de hatırlamıyor yaşananları da. (Barış geçip koltuğa oturdu. Kafası çok karışmıştı. Bunların hepsini nasıl Yağmura anlatacaktı?)
Barış - Baba benim aklım almıyor bir kadın niye bile isteye çocuğunu öldürmeye kalkışır. Ben gerçekten artık hiçbir şey anlamıyorum. Ahmet - Oğlum düşününce ona da insan hak veriyor. Barış - Baba bu hak verilecek birşey değil. Yağmur ya ölseydi. Baba o kızın hayatı ile oynamışlar resmen. Birde ceza evine gittiğimizde masum masum konuşuyor. Yav Yağmur onun için üzüldü üzüldü. Kendisini öldürmek isteyen kadın için üzülmüş meğerse. Peki biz şimdi bu kadını niye o ceza evinden kurtarmaya çalışıyoruz? Bırakalım kalsın cezasını çeksin zaten Yağmurun da onu annesi olarak kabul edeceğini sanmıyorum. Ahmet - Ben Mustafaya söz verdim. Barış - Ne sözü verdin? Ahmet - O zaten hastaydı ölmeden birkaç ay önce beni aradı konuştuk benden öldükten sonra Yağmura gerçekleri anlatmamı ve Yağmuru yanıma almamı istedi. Bende Yağmuru bu yüzden yanımıza aldırıttım şimdide gerçekleri anlatmak kaldı. (Odanın kapısı çalar.)
Zeliha - Barış polisler geldiler seni soruyorlar. (Barış ayağı kalktı. Sokak kapısına doğru yöneldi.) Meryem - Barış ne oluyor oğlum niye soruyorlar seni? (Yağmur merdivenlerden aşağıya indi polisleri gördü.) Barış - Buyurun polis bey ben Barış Karabey. + Hakkınızda suç duyurusu var Emre karayı darp etme suçundan tutuklusunuz. Yağmur - Hayır hayır o birşey yapmadı hepsi bir yanlış anlaşılma sadece. (Barış Yağmura döndü yüzünü okşadı.) Barış - Sakin ol sadece gidip geleceğim birşey olmayacak.
Son...
Yeni bölüm gelmesini istiyorsanız yıldız bırakmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere :)
|
0% |