@ccerenimmm
|
9. Bölüm
Derya - Nasıl yani o benim kızım mı? Ahmet - Evet ama annesi olduğunu bilmiyor. Biz söylemedik. Şimdi seni bize götürelim sen bir yolunu bulur söylersin. Barış - Baba ne oldu? Ahmet - Oğlum siz Yağmur kızımla eve gelince bizde gelicez. Barış - Tamam baba.
Karabey Konağı
Zeliha - Hoş geldiniz erkencisiniz. Barış - Bir misafirimiz var ablacım. Meryem - Misafir kim oğlum. Ahmet - Derya hanım misafirimiz. Meryem - Hoş geldiniz hoş geldiniz buyrun geçin içeriye kapıda kaldınız. (İçeriye geçtiler.)
Meryem - Ne diyelim gözünüz aydın kurtulmuşsunuz. Derya - Sağolun çok şükür kurtulduk. Zeliha - Ne için ceza evine girmiştiniz? Barış - Ablacım istersen yırmayalım derya hanımı. Size zeynep eşlik etsin misafir odasına geçin dinlenin. Yağmur - Ben eşlik ederim buyrun Derya hanım. (Yağmur ve Derya yukarıya çıktılar.) Zeliha - Siz iyi mısınız ya bu kadını nasıl bu eve getirirsiniz. Yağmurun da hiç birşey den haberi yok kızcağız birde kadına yardım ediyor. Gerçekleri bilse yüzüne bakmayacak belki. Barış - Valla ablam haklı baba bu kadının evimizde ne işi var. Bak işler gittikçe kötüleşiyor. Ahmet - Ben Derya hanımla konuştum. O müsait bir zamanda söyleyecek. Barış - İnşallah bir an önce söyler artık ben çok sıkıldım.
2 Saat sonra
Teras
(Barış terasta oturuyordu.) Yağmur - Gelebilir miyim? Barışa - Gel tabiki sevgilim. Yağmur - Bizim için kahve yaptım. Barış - Ellerine sağlık güzelim. Yağmur - Afiyet olsun. Aslında seninle birşey konuşmak istiyorum. Barış - Olur konuşalım. (Yağmur kahveyi yana indirdi. Barışa dönüp ellerini tuttu.) Yağmur - Barış ben biraz düşündüm. Yani biliyorsun benim annem babam yok öyle pek bir hayalim de yok biz bu düğün işini fazla uzatmasak mı böyle sade bir şekilde hemen mi yapsak? Barış - Sen ciddi misin? Gerçekten bir hayalin falan yok mu? Yağmur - Yok bir hayalim sen yanımda ol yeter sade bir nikahta olur. (Barış Yağmurun avucunun içine bir öpücük kondurdu.) Barış - Sen çok güzel bir kadınsın. İyi kalpli meleğim. Senin bir hayalin olmaya bilir ama ben seni telli duvaklı gelinim yapmak istiyorum. Madem sen de hızlı olalım istiyorsun hemen hazırlıklara başlarız bizimkilerle de konuşurum ben aile arasında birşey olur. Yağmur- Çok güzel olur. (Yağmur Barışın yanapına bir öpücük kondurdu.) Herşey için teşekkür ederim sevgilim.
Zeynep (Hizmetçi) - Barış bey aşşağıda çay içmek için sizi bekliyorlar. Barış - Tamam zeynep geliyoruz. Yağmur- Hadi inelim bakalım. (Yağmur ve Barış aşşağıya indiler.)
Ahmet - Nerdesiniz çocuklar ortadan kayboldunuz. Barış - Terasta kahve içiyorduk baba. Yağmur- Zeynep ben çay almıyayım az önce kahve içtim. Barış - Aynen bende almıyayım. Zeliha - Ne oldu sizin yüzünüzden böyle gülücükler maşallah. Barış - Aslında bizde sizinle konuşmak için gelecektik. Zeliha - Hayırdır ne konuşacaktınız? Yağmur - Biz hızlıca evlenmeye karar verdik. Meryem - Nasıl hemen mi? Barış - Evet hemen. Ahmet - Daha birbirinizi doğru düzgün tanımıyorsunuz? Emin misiniz? Yağmur - Beklemek için bir nedenimiz yok. Eee birbirimizi de yeterince tanıyoruz. Zeliha - Peki Hemen'den kastınız ne? Barış - Yarın düğün hemen. Zeliha - Kına olmaycak mı? Yağmur- Biz onu düşünmedik yani zaten benim bir ailem de yok. Meryem - Kızım biz varız ya. Kınasız asla olmaz. Zeliha - Annem haklı yarın kına sonraki gün düğün olsun. (Barış ve Yağmur bir birine baktı.) Barış - Tamam o zaman dediğiniz gibi olsun. Ama herşey hızlıca olması lazım. Halledebilirdik miyiz. Zeliha - Tabiki hallederiz bu kadar kişiyiz. Kına ve düğünün tüm organizasyon işleri bende. Meryem - Yemek ve Misafirler de bende. Ahmet - O zaman nikah memurunu falan da ben ayarlarım. Zeliha - Tamam o zaman birtek Kınalık ve gelinlik kaldı. Barış - Tamam o da bizde. (Yağmurun gözleri dolmuştu.) Yağmur - Herşey için çok teşekkür ederim. İyiki sizi tanımışım. (Barış Yağmuru göğsüne yasladı saçlarına bir öpücük kondurdu.) Meryem - Biz bu günler için varız kızım. Sende artık bizim yavrumuzun. Ahmet- Eee hadi o zaman herkes dağılsın Yarın yorucu bir gün olacak. (Barış ve Yağmur yukarıya çıktı.) Barış - İyi geceler güzel sevgilim. Yağmur- İyi geceler sevgilim.
(Sabah olmuştu herkes bir işin ucundan tutmuştu evde organizasyon şirketinden gelenler bahçeyi süslüyordu. Yağmur ve Barış alışveriş için dışarıya çıkacaklardı.) Derya- Nasılsını çocuklar? Yağmur - İyiyiz Derya abla sen nasılsın? Kusura bakma pek seninle de ilgilenemedik. Derya - Yok kızım ne kusuru. Evleniyormuşsunuz duyduğuma göre tebrik ederim. Barış - Teşekkür ederiz hadi acelemiz var bizim çıkalım Yağmur. Yağmur - Niye öyle apar-topar çıkktık? Birşey konuşuyorduk. Barış - Acelemiz var Yağmur sonra konuşursunuz.
Alışveriş merkezi
(Yağmur etrafına bakıyor gözleri parlıyordu.) Yağmur- Barış hepsi çok güzel duruyor. Barış - Hadi seç bakalım eminim hepsi sana çok yaşışacak. Yağmur - Bu nasıl sence? Barış - Çok güzel. Yağmur - o zaman deneyeyim. Çalışan - İsterseniz kabinde deneyebilirsiniz. Barış - Hadi dene bakalım. (Yağmur elbisesinin giyip dışarıya çıktı.)

(Barış gözlerini alamamıştı.) Barış - Çok güzel olmuşsun. Bayıldım. Yağmur - Bende bayıldım çok güzel bu. Sadece acaba biraz fazla mı? Barış - Hayır fazla değil. Dünyanın en güzel gelini için az bile. Yağmur - Barış utandırma. Barış - Bak bende bunu beğendim kına için. Yağmur - Güzel duruyor ama bir dene bence bir üstünde görelim. Barış - Tamam hemen deniyorum.

(Barış kabinden çıktı) Barış - nasıl olmuş? Yağmur - Çok çok yakışmış. Barış - Sana layık değil ama Yağmur - Asıl ben senin yanında sönük kaldım. Barış _ Senin yüzünün güzelliği yeter beni geçmek için kıyafete gerek yok. Yağmur - Her defasında sözlerinle daha da etkilemeyi başarıyorsun. Ama alışıyorum böyle her zaman isterim. Barış - Sen yeter ki o güzel gözlerinle bak bana. Ne desem az kalır gözlerinin yanında. Yağmur - Bence biz gelinlik ve damatlığı geçelim böyle olmayacak çok oyalandık. Ben bir tane gelinlik buldum. Barış - Bende damatlık buldum. Hadi ikimizde deneyip gelelim. (İkisi de üstlerini değiştirip kabinden dışarıta çıktılar.)


(Birbirlerini gördükleri gibi dönüp kalmışlardı adeta büyülenmişlerdi. Barış Yağmura doğru yaklaştı elinden tutup döndürdü.)
Barış - Çok güzel olmuşsun be kızım gözlerimi alamıyorum. Yağmur - Sen de çok yakışıklı görünüyorsun. Her zamanki gibi. Barış - O zaman son kararımız bunu alıyoruz. Yağmur - Evet alalım son kararımız. (Kıyafetleri alıp konağa geldiler.)
Karabey Konağı
Zeliha - Hoş geldiniz. Yağmur - Hoş bulduk abla nasıl gidiyor herşey hazır mı? Zeliha evet hazır gelin bahçeye bakalım.


Barış - Vay be baya iyi olmuş ellerinize sağlık. Zeliha - Yağmur sende beğendin mi? Beğenmediğin birşey varsa değiştirsinler. Yağmur - Yok abla çok beğendim. Çok güzel olmuş ne çok şey yapmışsınız ellerinize sağlık. Zeliha - Beğenmene sevindim gel bakalım içeride göstereceğim şeyler var sana. Barış - Gidin diz ben buralardayım. (Zeliha ve Yağmur içeriye geçtiler.) Zeliha - Bak bunlar da diğer eşyalar.

Yağmur - Çok güzel hepsi valla çok beğendim. Zeliha - Neyse sen odaya çık dınlen bende kalan hazırlıklara bakayım. (Yağmur odasına çıktı.)
Bahçe
Barış - Hoş geldiniz gençler. Akif - Hoş bulduk abi tebrik ederiz. Valla bu kadar hızlı olmasını beklemiyorduk. Kübra - Valla çok sevindik tebrik ederiz. Barış - Teşekkür ederiz sağolun işte biraz aceleye geldi kısmet. Kübra - Yağmur nerde ben yanına gideyim. Barış - Sen geç içeriye onlar seni yönlendirirler. Akif - Ee kardeşim yapabileceğim birşey var mı? Barış - Yok sağol varlığın yeter. Akif - Eyvallah Ahmet - Oğlum nasıl gidiyor hazırlıklar var mı bir sorun? Barış - Yok baba herşey yolunda. Ahmet - Ben diyorum güvenlikleri arttırayım bşr sorun çıkmasın. Akif - İstersen ben ilgileneyim ahmet amca. Barış - İyi olur Akif sen halledersin. Bende üzerimi değiştirmeye gideyim.
Kübra - Yağmur elbise mükemmel ya sana da çok yakışacak eminim. Yağmur - Sağol valla bende bayıldım. Zeliha - Yağmurcum kuaförler geldiler başlayalım istersen. Aklında birşey var mı? Yağmur - Var bir tane. Böyle istiyorum.

Kuaför - Tamam ben hallederim siz dışarıda bekleyin. Kübra - Tamam biz dışardayız yağmurcum.
(Akşam olmuştu Yağmur ve Barış hazırlanmıştı. Barış Yağmurun odasına gidip kapıyı çaldı ve içeriye girdi.)
Barış - Gelin hanım hazırsanız aşlağıya inelim mi? Yağmur - Hazırım Damat bey inelim. (Barış Yağmura yaklaştı elini tuttu alnına bir öpücük kondurdu. Beraber aşşağıya indiler davetlilerin hepsi gelmişti herkes onları alkışlıyordu. Merdivenlerden indiler ilk danslarını ettiler. Gece boyunca dans edip yerlerine oturmadılar. Kına yakılma vakti gelmişti.


(Meryem Yağmurun avucunun içine Barışın da serçe parmağına kına yaktı. gece çok güzel geçti ve bitti. Herkes çok yorulmuştu odalarına dağıldılar. Barış Yağmurun odasına geldi.)
Yağmur - Barış herşey çok güzel geçti. Çok güzel bir geceydi. Barış - Evet çok güzeldi ama baya yorulduk. Yağmur - Bu gece nasıl uyicam bilmiyorum. Yarın düğünümüz var heycandan gözüme uyku girmez. Barış - Evet yarın telli duvaklı gelinim olacaksın bu gece benimde gözüme uyku girmez. (Barış Yağmurun avucundaki kınaya bir öpücük kondurdu.) Barış - Bu kına silinip gitse de ben asla yanından gitmeyeceğim ömrümün sonuna kadar yanında olacağım sevdiğim. Yağmur - Bende hep yanında olacağım sevdiğim. Ama bu gece ayrılalım odakarımıza gidip uyuyalım. Uykumu alayım yoksa gözlerim şişer çirkin bir gelin olmak istemem. Barış - İstesen de çirkin bir gelin olamazsın sevgilim. Ee hadi iyi uykular Meleğim. Yağmur - İyi uykular Aşkım.
(Sabah olmuştu herkes heycanla hazırlanıyordu. ) Barış - Uykunu aldın mı güzelim. Yağmur - Uyumak mı gözüme hiç uyku girmedi ki heycandan. Barış - Bende öyleydim valla. Yağmur - Hadi hazırlanalım fotoğraf çekimi de olacak ya. Barış - Tamam hadi bakalım. (Yağmur odasına geldi.) Yağmur - Ben böyle bir saç istiyorum.

Zeliha - Aaa bu çok güzel sana da çok yakışır. (Yağmur hazırlanıp aşşağıya indi.) Barış - Sonunda valla ağaç oldum. Yağmur - Eee damat bey bekleyeceksiniz. (Yağmur ve Barış fotoğraf çekimlerine gittiler çok güzel fotoğraflar çektiler.)


Meryem - Nasıl geçti çekimler. Yağmur - Çok güzel geçti albüm şeklinde yollayacaklar bize. Meryem - Eee hadi o zaman davetliler geldi siz de geçin.

( Yağmur ve Barış içeriye girdiler tüm davetlilerin gözleri üzerlerindeydi. İlk danslarını ettiler. Daha sonra geçip nikahı kıydılar.) N - İyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta eş olarak kabul ediyor musunuz? Barış - Ömrümün sonuna kadar Evet. N - Siz iyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta eş olarak kabul ediyor musunuz? Yağmur - Tabikü Evet Evet Evet. N - Bende sizi karı koca ilan ediyorum. Tebrikler. Kübra - Ayyağına bas Yağmur.

(Nikah işlemlerinden sonra pasta kesildi danslar edildi Yağmur çiçek attı. Gece mutlu bir şekilde bitti. Yabacılar dağılmıştı.) Derya - Tebrik ederim çocuklar. Allâh mutluluğunuzu daim etsin. Yağmur - Amin teşekkür ederiz. (Barış Yağmurun kullağına eğilip fısıldadı.) Barış - Artık gerçekten karımsın. Yağmur - Sende benim kocamsın. (Barış Yağmurun alnına bir öpücük kondurdu.)
Barış - Abla siz Yağmuru odaya çıkartın ben bir arkadaşları yolçulayıp gelirim. Zeliha - Tamam ablacım. (Herkes odasına dağılmıştı. Derya Yağmurun odasına geldi kapıyı çaldı.)
Derya - Gelebilir miyim kızım? Yağmur - Gelin lütfen buyrun. Derya - Ben senin birşey konuşmak istiyorum müsaitsen. Yağmur - Tabiki konuşalım. (Derya bir kaç fotoğraf Yağmura uzattı.) Derya - Al bakalım bunlar tanıdık geldi mi? (Yağmur fotoğraflara baktı fotoğraflarda babasının kendisinin ve deryanın resimleri vardı. Yağmur şaşkınlık içindeydi.) Yağmur - Bunlar nedir? Derya - Yağmur kızım benim sana birşey söylemem lazım. Yağmur - Geveleyip durma ne bunlar. Derya - Sakın ol kızım herşeyi anlatıcam. Ben senin senin annenim. Yağmur - Ne saçmalıyorsun sen? Ne dediğinin farkında mısın? Benim annem öldü. Derya - Yağmur o fotoğraftakiler ben sen ve babam üçümüzüz kızım. Yağmur - Bana kızım falan deme. Derya - Yağmur insanlar duyacak biraz sessiz lütfen. Yağmur - Duysun herkes duysun. Sen ne saçmaladığının farkında mısın? Gelmiş karşıma geçmiş ben senin annenim diyorsun ne bekliyorsun boynuna sarılmamı mı? Derya - Yağmur ben hapse girmek zorunda kaldım baban seni yanıma getirmedi benim öldüğümü sana söylemiş. Yağmur - Sus sus babamın adını ağzına alma Ölen bir adama saygın olsun. Onun hiçbir suçu yok. Derya - Bak Yağmur bilmediğin çok şey var. Senin bir kardeşin vardı Dilan o öldü. Yağmur - Ne diyorsun sen benim kardeşim falan yok yok.
(Herkes birde odaya daldı.) Barış - Yağmur iyi misin ne oldu? Yağmur - Barış bu kadını al başımdam ne dediğini bilmiyor. Neymiş o benim annemmiş benim kardeşim varmış ölmüş. İnanabiliyor musun sen bunlara? Barış - Derya hanım siz bir salona geçin isterseniz ben Yağmurla konuşayım. Yağmur - Barış ne konuşacağız konuşacak birley mi var? Bu kadını kov gitsin istemiyorum. Barış - Hadi lütfen bizi bir yalnız bırakın. (Herkes odadan çıktı. Barış Yağmurun yanına gitti.) Barış - Yağmurum biliyorum geç oldu biraz ama artık bunu öğrenmen lazım. Yağmur - Barış ne anlatıyorsum sen ya ne anlatıyırsun. Barış - Bundan çoook zaman önce kardeşin Dilan bir hastalığa yakalanıyor annen Derya Para arıyor kardeşin ameliyat olsun diye ama bulamıyor. Kardeşim malesef vefat ediyor. Annen o psikoloji ile ne yapacağını bilmeyip fabrikayı ateşe veriyor. Fabrikaya gitmeden önce de sana ilaç içiriyor. Yağmur - Barış sus sus ne anlatıyorsun sen. (Yağmur yere çöktü ağlıyordu kulaklarını kapatıyordu.) Yağmur - Benim annem de yok kardeşim de kimsem yok. Barış - Bitmedi Yağmur. Baban eve gelip seni buluyor hastaneye götürüyor. Hastanede tedavi görüyorsun ama kısmi hafıza kaybı yaşıyorsun. O sırada anneni bulup ceza evine atıyorlar. Baban da annen sana zarar verdiği için onu affetmiyor ve onu boşayıp sana da öldüğünü söylüyor. Yağmur - Hayır hayır yalan söylüyorsun. Böyle olmaz bu olamaz. Benim babam bana yalan söylemez o kadın benim hiçbirşeyim değil. (Barış yere oturdu Yağmura sarılmaya çalıştı Yağmur izin vermedi barış sıkıca tuttu.) Yağmur - Bırak beni bırak yalan söylüyorsun. (Yağmur ve Barış bir kaç saat o şekilde kaldılar Yağmur artık Barışın göğsünde uyuya kalmıştı. Barış kucağına alıp Yağmuru yatağa uzattı. Aşşağıya indi.) Ahmet - Oğlum Yağmur nasıl? Barış - Hiç iyi değil baba. Ben ilk defa onu böyle gördüm. Çaresiz bitkin. Bu gecelik gerçekten yeter ben Yağmurun yanındayım sizlerde bir dağılın uyuyun sabah olsun hayır olsun. Ahmet - Haklısın oğlum hadi odalarımıza.
(Barış Yağmurun yanına geldi Yatağa uzandı Yağmuru göğsüne uzattı onun kokusunu içine çekerek uykuya daldı. Sabah olmuştu Yağmur gözlerini açtığında Barışın göğsündeydi kıpırdayınca Barış da uyandı.) Barış - İyi misin? Yağmur - Bilmiyorum. Çok yorgunum ama bu beden olarak değil ruhum yorgun. Barış keşke keşke şimdi bana dönüp olanların hepsi kabustu desen. Barış - Keşke keşke bunu diyebilsem sevgilim. (Kapı çaldı) Zeliha - Barış Derya hanım herşeyini alıp gitmiş. Barış - Nasıl nereye gitmiş? (Yağmur Başını kenara çevirdi başının ucunda bir mektup duruyordu.) Barış - O nedir? Nerden geldi. Yağmur - Bilmiyorum ki dur bakayım.
(Yağmur mektubu eline aldı mektubu Derya yazmıştı.) Yağmur - Ben okumayacağım. Barış - Bence okumalısın. Birde ondan dinle ben seni yalnız bırakayım. Yağmur - Gitme sende yanımda ol istiyorum. Barış - Tamam nasıl istersen. (Mektubu açıp okumaya başladı.)
Derya...
Güzel kızım Yağmurum. Sen bu mektubu okurken ben çoook uzaklarda olacağım. Çünki senin yanında olmayı hak etmiyorum. Sen çok haklıydın keşke keşke onların hiçbiri gerçek olmasaydı ben ölmüş olsaydım ama malesef yaşıyorum. Ne kadar yaşamak denirse. Ceza evindeyken her gün seni bekledim. Her gün yolunu gözledim ama gelmedin. Senin gelmediğin hergün ben öldüm. Biliyorum ne desem kendimi sana affettiremem ama bilki çok pişmanım. İnsanın evladı çok farklı. Dilan öldüğünde sanki bende öldüm. Kafam yerinde değildi. Seni kendi yavrumu öldürmeye kalktım. Eğer beni yakalamasalardı şuan bende ölmüştüm çünkü kemdimi de öldürecektim. Asla asla babanı suçlamıyorum ama keşke seni benden koparmasaydı. En azından yaşadığımı bilseydin. Çok üzgünüm yavrum. Senden çok özür dilerim. Barışla yuvanı kur çok mutlu ol. Benim dışımda kimseyi suçlama sen sanki beni hiç tanımamış gibi yoluna bak. Bundan sonra zaten istesen de beni tanıyamayacaksın.... Hoş kal Hoşçakal güzel kızım.
Derya...
Zeliha - Abi şu habere bak hemen. Barış - Ne oldu zamanı mı şimdi?
SON DAKİKA Sabah saatlerinde 45-50 Yaşlarında ki D. B kendini köprüden aşşağıya bırakmıştı hayatını kaybetti...
Yağmur - Ölmüş mü? Barış - Malesef
(Yağmur göz yaşları içinde kalmıştı. Küçük bir çocuk gibi çaresizce ağlıyordu. Sadece Barışa sığındı. Barışın kolarında içini döktü.)
Bu kaderin mi oyunuydu? Barış aslında annesini bulsun diye getirmişti Yağmuru ama annesine kavuşamadı Yağmur. Peki Kader bu Oyunu oynamasaydı Yağmura Yağmur daha mı mutlu olacaktı? Annesinin varlığından haberi olmayacaktı belki ama hayatının aşkını da bulamayacaktı?
Son.....
Kısa bir macaraydı ama çok güzeldi. Özellikle son bölümü yazarken duygudan duyguya geçiş yaptım. Umarım sizde beğenirsiniz. Bu zamana kadar destek olan herkese çok teşekkür ederim. İyiki varsınız :) :) :)
|
0% |