Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@celikm1s


"Baba?"


Babamı yerde kanlar içinde görünce yanına koştum.


"K-kızım"


Hemen gömleğimi yırtıp babamın yarasına bastırdım ama kan bir türlü durmuyordu. Babama sarılıp konuştum.


"Kim yaptı bunu sana?"


Babam zorlukla ve acı içinde konuştu.


"A-Agony"


Babam gözlerini kapattı bu sözlerinden sonra, nabzına baktım hemen atmıyordu. Dünyam başıma yıkılmıştı. Ne yapacaktım şimdi ben? Bu babamın son sözleri olmuştu. Son sözleri katilinin adıydı. Kim bilir kaç dakikadır burada böyle bekliyordur. babama daha sıkı sarılıp saatlerce ağladım. Tek varlığım, yaşama sebebim olan adam ölmüştü. Hemen telefonuma sarıldım birisine haber vermek istedim.


Ama benim kimsem yoktu ki benim yakınım olan kimsem yoktu...

Hepsi tanıdık ama aynı zamanda bir yabancı.


Adamlarımdan birisinin numarasını çevirdim.


"Alo patron?"


Sesini güçlü tutmak istedim.


"A-alo Ahmet benim şuanki bulunduğum konuma gelebilir misin? Canlı konumum sende vardı."


"10 dakika içinde geliyorum yakınlardayım zaten."


Telefonu kapatıp babama daha sıkı sarıldım. Bir yandan ağlıyor bir yandan intikam için yanıp tutuşuyordum.


15 dakika sonra... 


Ahmet hâlâ gelmemişti bu işte bir iş vardı. Ayak sesleri geldi birden. Sesin geldiği yöne baktığımda Ahmetti ama yüzünde garip bir ifade vardı. Güvenilir durmuyordu tetikte olmam lazımdı. Çaktırmadan silahımı tuttum. Yüzüme güçlü duran ifade takınıp baktım. Olayları bile henüz çözememişken arkamda birisini hissettim. Hemen ayağa kalkıp silahımı arkamdaki kişiye doğrulttum.


Uzun boylu iri yarı bir adam duruyordu karşımda. Benden nefret edermişcesine bakıyordu. Bende ona aynı şekilde baktığımı fark ettim. Ortalarına geçip geriye doğru adımladım. Yeteri kadar geriledikten sonra silahı bir Ahmete bide yabancıya doğrultuyordum. Yabancı sırıtıp konuşmaya başladı.


"Babanın azrailiyle tanışmak istersin diye düşünmüştüm küçük hanım."


"Ne anlatıyorsun sen be! Seni burda doğrarım kimse elimden alamaz."


"Denesene küçük kız."


Ahmete döndüm ona sinsi bir gülüş attım. Ahmet ile konuşursam hem Agony hemde Ahmet ne yaptığıma pek dikkat etmezdi. Sesimi tehlikeli ve tehtidkâr bir tona getirip konuştum.


"Ahmet ailendeki herkese imzamı atmamı ister misin?"


Ne yapacağımı biliyordu ama rahattı. Beni hiç tanımamıştı anlaşılan. Silahımı indirip yüzümü normal bir ifadeye getirdim. Sanki şuanki yaşadıklarım çok normalmiş gibi. Ahmetle konuşmaya devam ettim.


"Çok rahatsın Ahmet."


Silahımı arkama götürdüm. Ahmette bana bakıyordu ne yapıyorum diye sonra sessizliğini bozdu.


" Sizin ayaklarınız altında ezilmekten bıktım!"


Ahmete alayla gülümsemeye başladım silahımı yavaşça yabancıya doğru arkamdan doğrultuyordum.


" Biz seni ezmedik Ahmet ayrıca sen bizim çalışanımızdın el bebek gül bebek yapamazdık."


Doğru hizayı aldıktan sonra vurdum.


Kahretsin mermi yoktu içinde...


Agony denen adam sesi duymuş olacakki bana sinsice gülümseyerek yaklaşıyordu. Bana iyice yaklaşmasını bekledim. Yanıma yaklaşıp kulağıma fısıldadı.


"küçük asabi kız ha oda güzel."


Benimle böyle konuşması beni rahatsız ediyordu. Hayır ,geçmişim beni rahatsız ediyordu. Ayaklarına basarak yükseldim.


"Dikkat ette o asabi kız seni yerin 3 metre altına sokmasın."


Silahımla beraber ensesine götürdüm ellerimi ona fark ettirmeden. Ensesiyle yavaş hareketlerle okşadım.


"Ahmet çık dışarıda bekle beni."


Dedi gözlerini benden ayırmayarak. Ahmet çıktıktan sonra saçlarıyla oynadım bu sefer, her yaptığım hareket sanki rahatlatıyordu onu.


Silahı biraz uzaklaştırıp tek elimle ensesini okşamaya devam ettim. Sonra ansızın ensesine geçirdim silahı. Yere inip silahımla bir kez daha kafasına vurdum. Kaçmak için deli gibi koştum yere yığılınca.


Babam... 


Babamı geride bıraktım kahretsin. Güvenli bir yere geçip adamlarımı çağırdım yaklaşık 10 dakila sonra geldiler. Onlar içeriyi ararken en sağlam adamım Timura yöneldim.


"Ahmetin soyunu sopunu herşeyini yok et."


"Tamamdır, bu arada kaçmışlar."


"peki bulun onları şehirin her bir yanını arayın."


Bunları söyledikten sonra arabaya yönelip kendimi arka koltuğa attım. Çok yorulmuştum yaşamaktan. Uyumam gerekiyordu belki geçerdi herşey belkide herşey bir rüyaydı.


Araba çalışmaya başlayınca gözlerimi dinlendirmek adına kapattım.


20 dakika sonra... 


Araba durduğunda gözlerimi araladım. Sonunda malikaneme gelmiştim. Arabadan çıkıp koşar adımlarla odama çıktım. Çantamı telefonumu yatağın üstüne bırakıp güzel bir duş aldım. Üstümü değiştirdikten sonra yattım.


"intikamını alacağım baba."


Sabah rahatsız edici silah sesleriyle kalktım. Dolabıma yönelip kıyafet seçtim. Dantelli bralet,


mini etek ve klasik kısa ceketimi askıdan çıkarıp giyinme odama geçip giyindim. Normal yatak odama geçip, makyaj masama oturdum eyeliner çekip güzel bir makyaj yaptım.


YSL topuklularımı giyip silahımı mermilerle doldurdum. Silahımı eteğimin bel kısmına sabitleyip gizledim. Odadan çıktım ve avuya indim. Avludaki sandalyeme oturup kollarımı bağladım. Şuan çatışıyorlardı ama zaten bizimkiler girmesine dahi izin vermezlerdi bu yüzden rahattım. Timur yanıma geldi ve konuşmaya başladı.


"Ahmeti 3 aylık kızı var lilith ne yapalım."


Küçücük bebeğe birşey yapmazdım.


"Bebeği bana getirin."


Ahmeti biraz korkutmaktan zarar gelmezdi.


"Ha bide ona benzeyen oyuncak bir bebek üretin yarına kadar."


Timur başıyla onaylayıp gitti. Telefonumu çıkartıp babamla olan mesajlaşmalarımıza girdim henüz okumadıklarımda vardı. Mesajlara girdiğimde bana bir liste göndermişti.


1. BELİZ KAYA


2. ÇETİN YILMAZ 


3. ALİ SAVAŞ


4. MELİKE ATAK


Bunların kendi ellerinle işini bitir imzamızıda bırakmayı unutma:)


Beliz Kayayla başlayacaktım. Timura araştırmasını söyledim. Timur araştırmış olacakki hemen bilgilerini attı. Göz gezdirdim bilgilerine.


Beliz KAYA


26 yaşında


İş kadını olarak gözüküyor asıl işi insan kaçakçılığı.


En çok bulunduğu mekân Fem Discosu.


Ev adresi: K****** T*** no:26


Gece halledecektim bu işi. Etrafa baktığımda çatışma kesilmişti etrafı toparlıyorlardı. Ayağa kalktım halihazırda olan arabama bindim dolaşacaktım gece yarısında kadar.

Bayadır araba sürmediğimi fark ettim. Anahtarı takıp gaza bastım. Direksiyonu sahilin yoluna doğru döndürdüm.


Arabayı kaldırımın hemen yanına park ettim. Yavaş adımlarla sahilin kumlarına bastım ama topuklularla yürümem zor olacaktı boşverip yürüdüm. Sahilin o güzel sıcak kumlarına oturdum. Denizin köpüklü sularını seyrettim. Gözlerimi hafif kapattım denizin güzel sesleri beni rahatlatıyordu.


2 saat sonra... 


"Baba lütfen beni bırakma nolursun tek sen varsın."


Babam bana üzüntü ve acı içinde bakar. Sonra silah sesleri gelir Babamı tam belinden vurur.


"Baba!?" 


Arkamdan biri yaklaşır ve ona dönerim...


Gözlerimi hafif araladığımda güneş yeni yeni batıyordu. Etrafa göz gezdirdiğimde çokta kişi yoktu. Yerimden doğrulup üzerimi silkeledim. Arabama doğru yavaş adımlarla gittim. Kumda yürümek gerçekten çok zordu.


Arabamı bulup şoför koltuğuna bindim akşam eğleneceğim işlerim vardı sonuçta. Şık giyinmeliydim. Ama öncesinde Babamı şuanlık koyduğumuz tabutun içinden kurtarıp, mezarlığa koymamız gerekiyordu. Babam hep annemle mezarının yan yana olmasını isterdi. Bu yüzden beklettim yer açmak için yanyana koyacaktım babamı annemle. Timuru arayıp babamı nereye getirdiğini sordum. Onu kendi ellerimle gömecektim.


Onu kotuyamamıştım. Bu benim canımı acıtıyordu. En sevdiğim tek varlığım olan babamda gitmişti.

Arabaya anahtarı takıp gazladım. Telefonu elime alıp Timurun numarasını tuşladım. Arabaya bağlayıp telefonu arabanın kaputuna koydum. Timurun açtığına dair bir ses geldi ardındanda onun sesi.


"efendim lilith?" 


"annemin yanındaki mezara ailesi yeni mezar yaptırmış köylerinde. Birazdan babamı oraya getirin gömelim."


Çok zordu benim için böyle konuşmak. Ama intikamını alacaktım. Kanını yerde bırakmayacaktım.


"peki tamam hazırlıkları yapıp geliyoruz."


Çağrıyı kapatıp yola odaklandım.


Yarım saat sonra... 


En son babamla geldiğim mezara şimdi babamı gömmek için geliyorum.

Benim için çok kötüydü tarifsiz bir acısı vardı. Annemi hiç görmedim.

Beni doğururken ölmüş:)

Aslında o zamandan belliymiş benim şeytan olduğum. Kod adımın anlamı bile şeytanın sevgilisi anlamını taşıyor. Gerçek adımı kimse bilmez. Tek bilen kişi babamdı oda artık yok.


Düşüncelerimi bölen ses arabanın korna sesi oldu. Arkamı dönüp baktığımda bizimkiler olduğunu fark ettim. Onların yanına doğru yavaş adımlar ile ilerledim. Timurun arabasının bagajından siyah eşarp çıkartıp saçlarımı kapattım.


Onlara doğru döndüğümde babamın tabutunu taşıyorlardı. Topuklularımı umursamadan babama koştum. Tabutun sarıldım kokusunu çekmek istedim ama tek gelen şey tahta kokusuydu. Tabutu erkekler taşır ama benim ne bir abim nede bir akrabalarımız yoktu. Tabutta dokundum son dokunuşunu babama.


Kazılmış mezara geldiğimizde tabutu yere koydular. Tabutun kapağını açtıklarında gördüğüm şey karşısında ağlamamak elde değildi. Babam yatıyordu orda daha birkaç gün önce lilitihim diye başımı okşuyordu. Hemen babamın yanına çömeldim.

Kafamı kaldırıp Timura bakarak konuşmaya başladım.


"Timur Babamı son bir kez görebilir miyim?"


İlk defa babam dışında birisine birşey danıştım.


"unutamazsın ama o yüzün-"


Sözünü kestim hemen.


"benim babam kollarımda öldü Timur hiç birşey yapamadım onu unutamam sence babamın yüzünü görmek beni ne kadar etkileyebilir?"


Timur istemeye istemeye yanıma eğildi ve babamın yüzünü bana gösterdi. Babam, babam gülümsüyordu....


.


.


    🌟Oy vermeyi unutmayın 🌟


Selam nasılsınız? Bölüm benim çok içime sindi açıkçası. Lütfen fikirlerinizi ve önerilerinizi yorumlarda paylaşın okuyor olacağım. Sağlıklı ve mutlu kalın...


Loading...
0%