Selamun aleyküm yazım yanlışlırı için kusura bakmayın iyi okumalarr

Batuhan Kordel- Anıları Sakla

1 ay sonra

"Onur ben çıkıyorum 1 saate dönerim ufak bir işim var"

"Tamam güzelim dikkat et"

Nehir gittikden sonra Onur'dan

Nehir girdik den sonra telefonumu çıkarırak Ozanı ardım (+Onur, -Ozan)

+Alo Ozan neyaptınız nerdesiniz?

-Çıktık yoldayız. Nehir napıyor o nasıl?

+Nehir az önce çıktı dışarda işi varmış, iyi ama siz geldiğinizde gördükleri karşısında iyi olucağını zannetmiyorum.

-Merak etme destek ekiplerde geliyor

+adını anmayasıcı ile paylonço tipli demi geliyor?

-evet onlarda geliyor

+anladım.. Kuzi benim sorguya girmem lazım sonra yine haberleşiriz

Diyerek telefonu kapatıp sorgu odasına ilerledim. Nehir İn arkasından iş çevirdiğim için biz de kavga edicez ana vakti gelmişti...

Nehir den

Karakoldan bir saatliğine işlerimi hal etmek için çıkmış şimdi ise geri dönüyordum. Karakolun kapısın dan giriş yaptığımda Deren beni görüp yanıma geldi. "Başkomiserim Onur amirim sizi odasında bekliyor" kafamı sallayıp onurun odasına doğru ilerledim.

Kapıyı çalıp içeri girdim"Onur beni çağırmış sın bir problem mi var?"

"Birlikte cinayete dayalı bir kamera kaydı izlicez" odada bulunan siyah koltuklardan birisine oturarak beni yanı na çağırdı ve beraber izlemeye başladık

.... 

"Nehir benim işim bitdi sende hazırsan çıkalım" kafamı sallayıp askıdan çantamı alarak Onur'u takip etdim. Otoparka geldiğimiz de Onur benim binmem için kapıyı açtı.

"Onur, sen iyi misin?" bugün onda bir garip lik vardı, çok durgun ve mesafeli bana karşı "iyiyim" değilsin onur sesin bana karşı soğuk "emin misin"?

"Eminim Nehir soru sorup durma boğma beni"

"Peki" başımı geri cama çevirdim. Kalbim kırılmıştı. En son o gün böyle davran mıştı...

Kapı açılır açılmaz onura bakmadan odama çıktım. Yol boyunca başka konuşmadık. Direkt duşa girdim.

Saat 20:11 di. Akşam yemeği için aşağı inmemiş,biraz uyumuştum. Onur ile konuşmam lazım . Neden soğuk yaptığını öğrenmem lazımdı...

Aşağı inmiş arka bahçede otururken kapı çaldı ben gelesiye onur kapıyı açmıştı gördüğüm kişilerle şok geçirdim.

Çünkü karşımda kuzenlerimiz Ozan, Ege, Oğuz, Deniz, Nil, ilkim, Atlas ve Azat'ım duruyordu.

Ozanın "bana sarılmak yokmu?"demesiyle kendime geldim. Koşarak Ozan'ın boynuna sarıldım ondan ayrıldıkdan sonra fark etdiğim Azat ile onun kucağına atlayıp sıkı sıkı sarılıp ağlamaya başladım.

Azat askerdi kıdemli bin başı aylar önce çıkdığı görevde kaybolmuştu. Bulunduğunda ağır yaralıydı 2 ay komada kalmıştı 3 hafta önce uyanmış hastaneden taburcu olmuştu. Azat anne babam dan sonra benim ailem olmuştu 27 yaşında benden büyük ama abi dememi sevmiyor kendini yaşlı his ediyormuş beyimiz. Ben onu bu süre zarfında görememişdim aylar sonra görüyordum..

" Papatyamm"

"Umudum"

"Ağlama papatyam" kokusu vanilya ve odunun karışımıydı huzur vericiydi.

"Bizi özlemediniz galiba hanımefendi" diyen oğuz du. Hepsine tek tek sarıldıkdan sonra arkadan 3 tane beden girdi beni yıkan o 3 beden..

"Bunların burada ne işi var"

"Konuşmak için gel-"

"Ozan saçmalamıyı kes! Ne konuşması! Konuşucak bir şey yok! "

Sinirlenmişdim hem de hiç olmadığı kadar

"Papatyam sakin ol lütfen. Onları dinlemelisin. "

"Dinlemek ve sakin olmak hiç bana göre deyil"

"Nehir.. Titriyorsun" dedi ege beyimiz başlıyor doktorculuğa

"Sen ilaçlarını almıyormusun?" bu soru karşısında sesiz kaldım. Sinir hastasıydım ve kriz geçirmek üzereydim ilaç tedavisi görüyordum. Ama konumuz bu deyil.

"Bunların burada ne işi var? " diye sert bir şekilde sormuştum.

"Konuşmak için burdayız nehir" dedi arel

"Konuşmak için? Neyi konuşacaz. BABAM ÖLDÜKTEN SONRA BENİ BIRAKIP GİTMENİZİ Mİ? VEYA 10 YIL GELMEYİP BENİ NASIL ÖLÜME TERK ETDİĞİNİZİMİ? ANNEM ÖLDÜĞÜNDE BENİ ARAYIP SORMAYAN GÖRMEYE GELMEYEN,ANNESİNİN CENAZESİNE BİLE GELMEYEN ABİLERİM İLE BEN NE KONUŞUCAM? BEN KAÇ DEFA ÖLMEK İSTEDİM , KAÇ DEFA BAŞKALARINA ZARAR VERMEMEK İÇİN KENDİME ZARAR VERDİM BEN. KAÇIRILDIM HAFTALARCA AÇ KALDIM SU BİLE VERMEDİLER, DEPRESYONA GİRDİM ,HASTANELİK OLDUM, SİNİR KIRİZLERİ GEÇİRDİM KAÇ DEFA ! BEN BUNLARI YAŞARKEN SİZ NEREDEYDİNİZ? "

Artık ağlıyordum. Sadece ben diyerlerinin de gözleri dolu idi . Nil ile Deniz ağlıyordu benim gibi . Çünkü hepsinin aklına o anılar geldi.. 3 kişi hariç onların gözleri ne doluydu ne ağlıyorlar dı bana acı dolu ve pişmanlıkla bakıyor du.

"Özür dilerim...yanında olamadık.. Çok özür dilerim ama yanına gelememizin sebi vardı.

" gelememek? Abi ben sizi aradım.. yıllarca aradım sizi ama bir iz bulamadım. Ben sizi bulmak için polis oldum ama.. Bulamadım izinizi bulamadım. Bana deme ki ben seni aramak için çabaladım. Çünkü sen beni aramak için çabala mış olsaydın beni bulur dun...istesen bulurdun...Abi.."

"Evet bula bilirdim ama istemedim."

Kaşlarım havalanmıştı. "İstemedin" adam gelmiş yüzüme yüzüme, gözlerimin içine baka baka bulmak istemediği söylüyor.

"Neden abi.. Neden istemedin beni? BENİ NEDEN BULMAK İSTEMEDİN ASRIN KARA " Yanda duran cam biblo yu alıp yere fırlatdım "BANA BUNU NİYE YAPTINIZ LAN NİYE"

"İSTEMEDİM ÇÜNKÜ SANA BAĞLANIP ZARAR VERMEK DEN,SANA BİR ŞEY OLMASINDAN KORKTUM. EYER AYRI KALIRSAK DAHA İYİ OLUCAĞINI DÜŞÜNDÜM. EVET CENEZAYE GELMEDİK ÇÜNKÜ.. "

"ÇÜNKÜ NE ABİ ! ÇÜNKÜ NE! dur tahmin edeyim annem sizi arayıp sormadığı için gelmediniz peki neden aramadığı nı yada arayamadığını biliyor musunuz tabiki hayır çünkü annem siz git dikden sonra trafik kazası geçirdi ve birdaha konuşamadı.."

Annem abim gil bizi bırakıp git dikden sonra iş dönüşü gelirken kaza yapmışdı. O kazadan sonra bir daha konuşamadı

Vicudum benden bağımsız bir şekilde titriyor ve soğuk soğuk yerli yordum. Bu hiç de hayra alamet değil di.

Onurun 'bukadar çok tepki vereceğini tahmin etmiyordum' dediği ni işittim

"Bir dakika sen biliyordun" Onur'a dönmüştüm gözlerim de ne gördü bilmiyorum ama derince yutkunma gereksiminde bulundu . Bir aydınlanma yaşamıştım bana bu yüzden mi soğuk yapmışdı geleceklerini bildiği için olucaklar dan dolayı gergindi

"Bunu nasıl yaptın? En çok onlar ile konuşmak istemediğimi sen biliyordun Onur. Onları görünce acı çekeceği mi en iyi sen biliyordun" hızla azata dönüp

"Azat sana tek bir soru sorcam? "

"Sor benim minik meleğim"

"Sen bu işin içinde de var mısın? "

"Hayır miniğim ben engellemeye çalıştım kavga etdik biraz"

"Azat.. "

"Miniğim.. İyi gözük mü yorsun rengin beyazlamış. "

"İyiyim ben"

"Nehir ben seni koruyamadım..

Beni affet."Dedi Asrın abi

"Kalbini kırdık hatta en önemlisi güvenini" dedi kaya abi

"Biz bugüne kadar senin yanında olamadık izin ver artık yanında olalım bizi affet minik kardeşim..

"Kimseyi görmek istemiyorum sadece yanımda Azatı isiyorum. Bu lafım size Asrın kara geldiğim de seni ve kardeşlerini evimde görmek istemiyorum defolup gidiyorsunuz" kuzen takımına dönüp "sizde gözümün önünden kaybolun özelikle sen onur eğer bahçeden döndüğümde ortalıklarda olursan seni daha önceden yaptığım gibi topuğuna sıkarım. Tek bir topuğuna sıkmak lâ kalmam bu sefer. Topuğuna sıkıp arkana Lord ile sisi salırım görürsün ebeninkini ters ten"

"Miniğim hadi gel bahçeye çıkalım"

Onu onaylayarak bahçedeki çardağa doğru ilerledik .

Azat da yanıma oturarak beni kendine doğru çekti ve sım sıkı sarıldı onun o vanilya ve anason karışımı olan o kokusu burnuma gelince bütün sinirlerim boşaldı ve duran gözyaşlarım tekrar akmaya başladı. Ben hıçkırıklara boğularak ağlarken Azat

"Papatyam, ağlama bebeyim yapma böyle seni ağlarken görünce benim de kalbim acıyor"

"Azat.. Kalbim çok acıyor... "

Geçiçek güzelim benim merak etme. Ben seni anlıyorum kalbinde çok yara var.. Bu olanlar canını yakıyor kalbinde yeni yaralar açıyor. Ama emin ol ki güzelim herşeyin üstesinden beraber gelicez, kalbim deki o yaraları beraber geçircez"

"Azat.... İyi ki varsın"

"Sen de miniğim... Sen de iyi ki varsın.

Hadi gel bir su içelim elini yüzünü yıkıyalım olur mu?

Kafamı 'tamam' anlamın da salladım. Yürüdükçe başım dönüyor ve aşırı derecede titreyip, terliyordum.

"Azat benim başım dönü-" sözlerimi tamlayamadan kendimi karanlığa teslim etdim...