@cemre___
|
Merhaba arkadaşlar. Bu hikayenin fikri uzun zamandır aklımdaydı ama bir türlü yazamıyordum. Artık başladım. Ben daha önce Watpadde yazılar yazmıştım ama iyi yazar olduğumu söyleyemem. İlk defa bu kadar karmaşık kurgusu olan bir hikaye yazıyorum. İnşallah güzel olur. Kusurlarım, yazım hatalarım, noktalama işaretleri konusunda yanlışlarım olursa şimdiden özür dilerim. Eleştirilerinize açığım. İyi okumalar. .......................... "Noluyo be? Kimsiniz siz?" "Karınca mal mısın bayıltsana şu karıyı ! Bağırıp duruyor!" "Akrep ya ben bayıltıcı şeyi getirmemişim!" "Hay ben senin..." "LAN NOLUYO KİMSİNİZ SİZ?" "Sus be bağırıp durma sen de!" Siyah eldivenli ve siyah maskeli adamlardan biri kadının arkasına geçip ağzını kapattı ellerini sıkıca tuttu. Kadını sokakta yankılanan çığlıklarıyla arabaya sürüklediler.
"BIRAKIN BENİ YA KİMSİNİZ SİZ MANYAK MISINIZ? İMDAAAAT YARDIM EDİNNN!"
"Karınca ip mip bişi bul bağırıp duruyo kadın." "Aaa dur bi dakika, bacım bi dur sen de be!" Kadın "karınca" denen adamın zelzelişine göz devirdi ve boğuk bi şekilde konuşmaya çalıştı. "Bon sonon nordon bocon oloyorom bo!" "Karınca mal mısın gerçekten ne alaka bacı!" "Ne diyeyim kadına ya adını sanını bilmiyorum." "He Karınca istersen senin için bi tanışma merasimi düzenleyelim öyle kaçıralım kadını? SAÇMALAMAYI KES VE İP BUL BANT BUL!" "Tamam buldum bağırma." Kadını zorla arabaya bindirdiler. "Hareket edip durma kadın patlattım mı geberirsin he!" Karınca denen adam birden diğer adamı tuttu. "Sakın Akrep, Pars abi beynini uçurur." "Başlarım Parsına." Kadın kendisini zorla arabaya koyarak kaçırmaya çalışan iki adamın birbiriyle konuşmasını fırsat bilerek birine tekme diğerine yumruk attı ve hızla aralarından koşarak kaçmaya başladı. Bi yandan da bağırıyordu. " İMDAAAT BİRİ YARDIM ETSİN KAÇIRIYORLAR BENİ!" Var gücüyle kaçarken telefonunu alıp rehberine "sevgilim" şeklinde kaydettiği Serkanı aradı. Peşinden gelen iki erkek bi yandan koşuyorlar bir yandan kavga ediyorlardı. "Ulan Karınca senin ağzındaki tüm dişleri söküp sana yedirtcem." "Ya sen ne kadar yaratıcı cümleler kuruyorsun öyle?" "Lan sus da karıyı yakala telefonunu aldı elinde dünya alem öğrenecek herkes şimdi."
Telefonundaki kişi telefonu açtı. "Azra, güzelim?" "SERKAN YARDIM ET BANA KAÇIRIYOR BİRİLERİ BENİ!" Serkan telaşla sesini yükseltti. "Ne demek kaçırıyorlar? Kim kaçırıyor? Azra neredesin sen?" "TANIMIYORUM SERKAN TANIŞMA İMKANIM OLMADI MEZARLIĞIN ORADAYIM LÜTFEN GEL!AAAAAA LANN BIRAKIN BENİ!" Akrep, Azrayı yakaladığı gibi sırtına attı ve yere düşen telefonunun üstüne bi kaç kere bastı. "Ya bacım niye kaçıyorsun ben 100 kiloya yakın insanım yani nasıl kovalayım seni?" "Karınca boş konuşma yeter artık git arabayı hazırla." "Yahu manyak mısınız siz birader? Napıyorsuniz ne yaşıyorsunuz siz bıraksanıza beni!" DİYE bağırdı Azra. "Sus sen!" Dedi Akrep çirkefleşerek. Arabaya kızı resmen attılar ve Akrep üstüne çullanıp bi çırpıda elini ayağını bağladı. Sonra karıncayı yanına itti. "Dur şu karının yanında." Kendisi de şoför koltuğuna geçti. Azra hala neler olduğunu idrak edemezken araba hızlandı hızlandı. ... 30 dakika sonra... "Bana bi açıklama yapmayı düşünüyor musunuz acaba? Nereye gidiyoruz?! Neden beni kaçırdınız?!" "Ay bacım haklısın şimdi ben sana anlatay..." "Karınca kapa çeneni!" DİYE bağırdı Akrep. "Ruh hastası manyak, istersen tüm planı anlat sonra da rızan yoksa geri bırakalım de? Olur mu?" Karınca sessizce "Pars abim sana anlatır bacım." "Bana bak" dedi Azra dişlerinin arasından "Bana bi daha bacım deme seni gebertirim." "Hop! Noluyo Lan? Düzgün konuş, burada misafir değilsin!" Dedi Akrep. "Ya öyle mi? Ben de birazdan çay kahve yaparlar diye düşünüyordum... Farkındayım misafir olmadığımı manyak herif! Yaptığınız suç, adam kaçırmaktan kaç yıl yatarsınız be içerde!" "Hıhıhı..." Karınca gülmeye başlamıştı. "Bizim daha fazla yatacak şeyimiz var bacım sen merak etme o bizde müebbet." "Önce yakalayabilmeleri gerekiyor ama." Azra korkuyla gözlerini açtı. Nasıl insanlardı bunlar? Kimlerin eline düşmüştü? ... 1 saat sonra... Azra kaçma planları kurmaya başlamıştı kafasında. Yolu izlemeye başladı. İleride bi benzinlik gördü. İşte bu tam bi fırsattı! "Benim tuvaletim geldi." Dedi. "Napalım?" Dedi Akrep gülerek. "Ne demek ne yapalım? Tuvaletim geldi diyorum." "BENİ ilgilendirmiyor. " Karınca birden konuştu. "Akrep Pars abi kadına düzgün davranın Dedi yol boyunca tuvaletini mi tutsun kadın?" "Ya bi de acıyıp serbest bırakalım ister misin Karınca?" "Akrep, bak benzinlik var dur şurada 5 dakika sürer en fazla." Akrep oflayarak benzinliğe girdi. "Karınca bi sorun çıkarsa seni sokarım haberin olsun." Karınca sertçe araba aynasından ona baktı. Ve Azranın ellerini çözmeye kalktı. Akrep bunu görünce bağırdı. "Ulan napıyon?" "Kadın nasıl işeyecek?" Akrep bi daha ofladı. "Gel bacım." Diyip Azranın koluna girdi Karınca. Tuvaletin önüne geldiklerinde "Bacım ben şuradan yiyecek bi şeyler alayım sen işini hallet ben seni bekliyorum burada" dedi. Azra tuvalete girdiğinde gülmeye başlamıştı. Bu nasıl kötü adamdı? Hemen etrafına bakındı. Tırmanabileceği bi cam gördüğünde gözleri ışıldadı. Zar zor cama çıktı ve kendini aşağı attı. "Aaaa" diye bi inleme çıktı ağzından çünkü bileğini burkmuştu. Akrep sesi duymuştu ve aradan geçen zamandan dolayı şüphelenmişti. İçeri girdi. Karınca elinde bir sürü abur cuburla kasada sıra bekliyordu. "Kadın nerede?" DİYE fısıldadı. "Tuvalette." Dedi Karınca umrunda olmadan. Tek düşündüğü yemekleri yediği andı. Akrep hızla tuvalete girdi ve teker teker tuvaletlere baktı. İçerideki çalışanlar" neler oluyor? Ne yapıyorsunuz? Giremezsiniz!" Deseler de dinlemedi. "Ulan Akrep napıyon?" "ASIL SEN NAPIYON MANYAK! KARI KAÇMIŞ!" ... "Bacım? Bacım neredesin?" "Aynen Karınca kesin şimdi sana ses verir." "Ya neden öyle diyorsun belki içerde bi portal açıldı bi şey oldu ne biliyim değişik varlıklar geldi götürdü onu." "Lan oğlum stranger things mi çekiyoruz? Saçmalayı kes de adam akıllı bul şu karıyı." Azra duvarın kenarına çökmüş kalkamıyordu çok kötü burkmuştu ayağını. "Aptal Azra salak Azra" diye söylendi kendi kendine. Yavaşça kalkmaya çalıştı, topallaya topallaya yürümeye çalıştı. "Allahım, Pars bizi liğme liğme edecek." DİYE söylendi Akrep. Azra ayağına ters bi hareket yapınca inledi. Inlemesini duyan Akrep duvara yaklaştı ve Azrayı gördü. "Ulan karı!" DİYE bağırdı. Azra Akrebi görünce çığlık attı. "YARDIM EDİN İMDAAAT" Akrep Azranın ağzına yapıştığı gibi Karıncaya 'arabayı getir' işareti yaptı. Karınca hızla arabayı önlerine getirirken Azra debeleniyordu. Azrayı arabaya koymadan önce yüzüne sert bi tokat attı. "LAN AKREP!" Azra acı içinde yanağını tuttu. Akrep arabaya binip gaza basarken Azra cama vurarak bağırıyordu. "YARDIM EDİN ALLAH AŞKINA KAÇIRIYORLAR BENİ!" "Karınca uzak tut şu karıyı camdan!" Karınca Azranın kollarını tutarak Akrebe bağırdı. "Kadının yüzünde ayı elinin izi kaldı lan! Pars abiye nasıl hesap vereceksin acaba!" "O Parsa önce ben hesap soracağım sen merak etme!" DİYE homurdandı Akrep. "Bacım, özür dilerim bu hayvanın ayarı yoktur." Dedi Karınca. Azra ağlamaklı bi şekilde ona baktı. "Sen ruh hastası mısın?" Sonra aynadan akrebe baktı ve delirmişcesine bağırdı. "SİZ RUH HASTASI MISINIZ? NE İSTİYORSUNUZ BENDEN! ALLAHIN HAYVANLARI!" "Bacım bağırma, abim anlatacak sana." "ABİN KİM, SİZ KİMSİNİZ? NE YAPACAKSINIZ BANA!" "ULAN KARINCA, Bİ DAHA BAYILTICI KOKUYU GETİRMEYİ UNUT SENİ BEN BAYILTACAM!" ... "Of, acıktım ben ya." diye inledi Karınca. Akrep şeytani gözlerle ona baktı araba aynasından. "Of bacım ya, kaçmaya çalışıyon diye telaşla yemekleri benzinlikte bıraktım. Yerdik şimdi ne güzel baksana kaç saattir yoldayız." Azra gerçekten kaç saat olduğunu merak etmişti. "Kaç saat oldu ki?" "Yani bi..." "Çuval saati geldi Karınca." "Lan daha erken." "Sen geçir kafasına." "Ne çuvalı be?" Dedi Azra. "Şimdi bacım, senin şuan gittiğimiz yere nasıl gidileceğini görmemen lazım o yüzden başına çuval geçirmemiz lazım. " Akrep ya sabır çekti. Azra korku dolu gözlerle ona baktı. Nereye gidiyorlardı? Ne bekliyordu onu? Karınca çuvalı başına geçirdiğinde etraf simsiyah olmuştu. Cidden görmüyordu. Sonra Karınca ellerini de bağladı. O sırada Karıncanın telefonu çaldı. "Efendim abi?" Azra Kulak kesildi telefondaki kişiye. Karşıdan tok bir erkek sesi geldi. "Nerdesiniz?" "Geldik abi." Bu Pars dediği kişi miydi? ... "İn hadi geldik." "Nasıl ineyim önümü mü görüyorum? Gerizekalı." "Bana bak düzgün konuş sokarım seni." "BENİ kaçıran kişilere 'ay iyi ki varsınız beni kaçırdınız?' Mi diyeyim?" "Bana bak sen çok konuşuyorsun!" Dedi Akrep ve kolundan çekeledi. Çekelerken Azra kurtulmaya çalıştı ve yere düştü. Tam da burkulan ayağının üzerine... "Ahhhh! Hayvan!" "Bacım? Bacım?" "Ya çıkarın artık şu çuvalı kafamdan." "Emredersin hanfendi ya. Hemen." Dedi Akrep alayla. Karınca çuvalı çıkardı kafasından. Azra birden gözüne gelen ışıkla gözünü kırpıştırdı sonra da etrafını anlamaya çalıştı. Uzun bir sıra boyunca silahlar vardı. Üst üste konulmuş. Etrafta değişik kıyafetli insanlar... yüzleri örtülüydü sadece gözleri gözüküyordu. Ellerinde silahlar vardı. Burası bi dağın tepesi gibi duruyordu ve bir çok mağara vardı. Mağaraları ev gibi kullanı..yorlardı galiba. "Cehenneme hoşgeldin." Dedi Akrep gülerek. "Sussana Akrep. " diye kızdı Karınca. Azranın korkuyla gözleri doldu. Bu polis olan anne babasından hikayelerini dinleyerek küçüklüğünü geçirmiş olduğu teröristlerdi. Terörist kampı...na mı gelmişti? Ayağının acısını düşünmeden hızla ayağa kalktı ve koşmaya çalışmak istedi ama birine çarptı. Tam dengesini kaybedip düşecekken o kişi kollarından tuttu. "Bırak beni Allah aşkına kimsiniz siz, ne istiyorsunuz benden?" diye haykırdı. Adamın yüzü sarılıydı diğerleri gibi. Azranın kollarını bırakarak yüzündeki örtüyü çıkarmaya başladı. Önce o ela gözleri iyice belirginleşti. Sonra hafif kirli sakalları gözüktü ve en sonunda bakımsız haliyle bile çok güzel gözüken kumral saçları ortaya çıktı. "Sen neden ayağına tam basamıyorsun?" Dedi hesap sorarcasına. Sonra eliyle çenesini kavrayarak yanağına baktı. Yanağındaki el izini görmesiyle gözlerinden ateş saçtı. "Akrep!" diye haykırdı. "Kaçmaya kalktı!" "İSTERSE SENİ ÖLDÜRMEYE KALKSIN ONA BİR ŞEY YAPMAYACAKSIN DEMEDİM Mİ BEN SANA?!" "SEN KİMSİN BEN SENDEN EMİR ALACAĞIM, KİM OLDUĞUN BELLİ BİLE DEĞİL!" Pars, vahşi bir hayvan gibi avının üstüne atladı ve Akrebe bi yumruk attı. Akrep yere düşmüştü. "Ya al işte ya, ben dedim ama dime!" diye bağırdı Karınca. Azra dehşetle olanları izliyordu. Pars akrebi bayıltana kadar dövdükten Sonra ayağa kalktı. Nefes nefese kalmıştı. Saçını düzeltti ve Azraya baktı. Azra korku dolu gözlerle ona bakıyordu. Ama ilk tanışma böyle olmamalıydı diye düşündü. Elindeki Akrebin kanını üzerine sildi. Ve yanına yaklaştı. "Yürüyebilecek misin?" Azra güldü. Ama sinirden gülüyordu. Pars koluna girmeye çalışınca ona engel oldu. "Nereye geçeyim? Beni en güzel odanızda ağırlaman lazım. He bir de çayımı sütsüz içemiyorum. İçine süt koymadan getirme. " Pars anlamamıştı. "LAN MANYAK HERİF? BULUNDUĞUM ORTAMA BAK! 100 SAATTİR İKİ MANYAK HAYVAN İSİMLİ İNSAN GÖRÜNÜMLÜ AMA HAYVAN İSMİ KOYMUŞLAR NİYE KOYMUŞLARSA ONU DA ANLAMADIM SİZE HAYVAN DESEK HAYVANA YAZIK OLUR..." "Sakin..." "LAN SAKİN OLACAK NE VAR? ŞUAN HAYATIMIN EN STRESTLİ OLMASI GEREKEN ANI! TANIMADIĞIM İKİ MANYAK BENİ KAÇIRIYOR VE BENİ... Bİ TERÖRİST KAMPINA GETİRİYOR SONRA KARŞIMA BİRİ GEÇİYOR SANKİ MİSAFİRLIĞE GELMIŞIM GİBİ SORULAR SORUYOR! NE DEMEK YÜRÜYEBİLECEK MİSİN YA? BENİ KAÇIRAN BİRİ NEDEN İLGİLENİYORMUŞ GİBİ SORU SORAR? İNSANLIK YAPTIĞINI MI ZANNEDIYORSUN? VİCDANINI MI RAHATLATIYORSUN?!" Azranın bağırmaktan sesi kısılmıştı en son öksürmeye başladı. Pars "ayağın baya kötü, yürüyemezsin." Dedi Pars ve birden Azrayı kucağına aldı. "LAN? MANYAK MISIN HERİF!BIRAKSANA BENİ!" Bir mağaranın içine girdiler. Mağaranın içinde bir koltuk, bir yatak, bir çalışma masası olacak şekilde tam bir oda olarak düzenlenmişti. Azrayı yatağa oturttu. Azra neye uğradığını şaşırmış ona bakıyordu. "Ne yaptığını zannediyorsun sen?" "Biraz dinlen." Dedi Pars donuk bi şekilde. "Sana bi soru sordum. Aslında pek çok soru sordum." "Dinlenince yanına geleceğim. " Pars mağaradan çıktı. Azra arkasından anlamazca baktı. ... Bölüm sonu. Umarım beğenmişsinizdir.
|
0% |