Bilgilendirme: İçerde, Söz ve Gelsin Hayat Bildiği Gibi dizileri bu hikayenin esin kaynaklarıdır. :)

İyi okumalar...

"Aferin böcek. Aferin sana. Kendine onu iyice alıştır. Sonra da en kötü zamanında onu terk edeceksin. Psikolojik olarak bitecek. Babası da onunla beraber bitecek. En sonunda da kızın canını alacaksın. Ve babası da artık yaşayan bir ölü olacak."

"Anlaşıldı."

Serkan polis akademisinden mezundu evet ama intikam için. Küçükken babasını terörist olduğu için polisler onu öldürmüştü ve o da yemin etmişti. Polislerin içine sızacak ve onların yaptığı her şeyi her operasyonu hareketi baş teröriste götürmekle görevlendirilmişti.

Songülün ölmesi üzerine Mehmet teröristlerin içine bir ajan koymayı planladı ve bunun için en güvendiği komutanını aradı. O da birini önerdi. Bir gece yarısı o kişiyle görüşmeye gitti.

"Merhaba, komutanım."

"Hoşgeldin. Komutanıma bana en güvendiğin elemanını yolla dedim. O da bana seni dedi. Söyle bakalım. Güvenebilir miyim sana?"

"Hayatımı ülkemin rahatlığı için feda etmeye hazırım komutanım. Ben hayatımın sonuna kadar bu ülke için çalışacağım. Bana her türlü görevi verebilirsiniz."

"Mehmet, ona yaklaştı. "Her türlü mü? Yeni askerliğini bitirmedin mi? Acemisin daha."

"Acemiyim evet. Ama kendime güveniyorum. Her türlü zorluğun altından kalkabilirim."

"Sana askerliğin en zor görevini versem bile mi?"

Adam cesaretle konuşmaya devam etti. "Ülkem için her şeye katlanırım."

"Sonradan pişman olmaz mısın?"

"Olmam."

"O zaman. Seni teröristlerin içine gizli göreve sokuyorum." Adamın tepkisini kontrol etti. Hiç bir mimik değişmemişti. Komutanının övdüğü kadar cesaretliydi gerçekten.

"Bir kaç güne bir bölgedeki karakol bir terörist kampına saldırılacak. Sen asker üniformasıyla olacaksın ama sanki bir askere zarar veriyormuş gibi yapacaksın bunu bilerek Akrep denen bir teröriste göstereceğiz. Onunla iletişime geçeceksin ve onlara çalıştığını artık bu gizliliğine sıkıldığını aralarına katılmak istediğini söyleyeceksin. Bu şekilde aralarına sızmış olacaksın."

"Anladım, komutanım."

"Bu terör örgütü ülkemizin başına bela. Her gün... Yeni bir can alıyorlar. Bunlar bitmeden bu ülke rahatlamaz. Onları bitirmek için senin gibi gizli göreve soktuğum eşimi... 1 hafta önce kaybettim. Bu uğurda eşim gitti. Bu işin sonunda ölüm ihtimalinin yüksek olduğunu unutma. Eğer yapamayacaksan söyle."

"Yaparım komutanım. Bu ülke için hayatımı veririm. "

"Senin yanına da yeni mezun bir polis göndereceğim. O senin yardımcın olacak. Al bunu." diyerek cebinden bir telefon çıkardı. "Bununla haberleşeceğiz. Bu telefonu gizle. Birileri görürse şüphelenirler."

"Emriniz olur komutanım."

"Bundan sonra benim adım Bülbül. Bulunduğun terör örgütünde kod adı olarak hayvan isimleri kullanıyorlar. Olur da benimle konuşurken yakalanırsan şüphelenme ihtimalleri azalır."

Mehmet, askerin omzuna dokundu." Allah yardımcın olsun."

Pars bu şekilde içlerine girdi. Önce küçük bir alanın başı oldu. Sonra herkesin ilgisini çekmeyi başardı ve yavaş yavaş yükseldi. Ve en sonunda Böcekten sonra gelen en önemli kişi oldu. Tüm örgüt bölgelerinin başı oldu. Yaklaşık 1 yıl önce başındaki ağrının şiddeti artınca ve yapılan hiç bir şey işe yaramayınca Böcek bir doktora sordu. Başındaki ağrı geçmiyorsa MR çektirmek gerekebilir dedi doktor. O doktor nereden bulduysa MR cihazı getirdi Parsın kampına ve kanser teşhisini koydu.

Böcek Parsın bulunduğu kampa en iyi bildiği doktorları yollayarak ve hastanelerden eşyalar çalarak onu tedavi ettirmek için uğramıştı. Ama hastaneye gitmeden olmazdı.

Mehmet amirle yine bir gece telefonla konuştular.

"Pars, istersen terörist kılığında doktor arkadaşımı yanına yollayayım. Bir de o baksın." dedi. Pars kabul etti. Onu bir şekilde eski arkadaşım diye tanıttı ve içeri soktu. Ama o doktor da aynı teşhisi koymuştu. Bunun üzerine tekrardan telefonla konuştular.

"Efendim, hepsi aynı şeyi söylüyor. Hastaneye gitmeden olmazmış. "

"O zaman senin görevine son veriyorum. Tedavini olacaksın."

"Hayır komutanım olmaz."

"Ne demek hayır? Komutanına karşı gelemezsin!"

"Bu konuda gelirim komutanım, özür dilerim. Bu kadar uğraşıp sona iyice yaklaşmışken bukalemuna bu kadar yaklaşmışken görevi bırakıp gidemem. Bir daha bu mevkiye gelmek en az 10 yıl sürer. Yeni bir kişiyi bulacaksınız, o güvenlerini kazanacak. Çok zor. Operasyon çok uzar. Zaten öleceğim, başka bir kişinin hayatını mahvetmeye gerek yok hem... ölecek olan bedenimin de ülkeme faydası olsun. Bu hasta bedenim bir işe yarasın." Mehmetin gözleri doldu.

"Bu vatan sizin gibiler olduğu sürece ayakta durmaya devam edecek. Seninle gurur duyuyorum oğlum."

...

Pars, Böcekle tanıştığı gün anlamıştı onun ne olduğunu. Ve hemen bülbüle anlatmıştı. Zaten son zamanlarda ondan şüphelenen Mehmet amirin de şüpheleri yerini bulmuştu.

O gün, yine gece yarısında telefonla görüştüler.

"Bülbül, kızınız tehlikede. Bukalemun sizden intikamını kızınızla alacak. "

"Farkındayım. Onu sen koruyacaksın."

"Nasıl anlayamadım?"

"Senden başka güveneceğim kimse yok. Onu kaçıracaksınız ve Böcekten koruyacaksın."

"Efendim, teröristlerin içinde ne kadar koruyabilirim ki onu? Ayrıca böcek bulunduğum yere gelmez genelde ama olur da gelirse ve kızınızı görürse?"

"Pars, istediğim şeyin ne kadar tehlikeli olduğunun farkındayım. Ama senden başka kimseye güvenemem. Onu yanımda koruyamam. Sen onu her an her yerde koruyabilirsin. Sana inanıyorum güveniyorum. Bunu yapmak zorundasın. Eşimden sonra kızımı da kaybedemem." Sonra devam etti. "Ayrıca kızım onkoloji alanında iyi bir doktordur belki şifanı onda bulursun.

...

Kısa bir bölümün sonu...

Umarım beğenmişsinizdir.🙂