

YILARIN SIRI – 7. Bölüm: Karanlıkta Adımlar
Yazan: Elifcemrre
Ay ışığı, gecenin karanlığında zayıf bir umut gibi süzülüyordu. Adımlarım yavaşlıyordu, her biri ağırlaşıyor, vücudum titriyor, gözlerim kararıyordu. Korku ve yorgunluk, bedenimi iki ateş arasında kavuruyordu. Ama duramazdım. Durursam, bir daha kalkamazdım.
Ormanın derinliklerinden kaçıyordum. Kaçtığım şey yalnızca Sır değildi; geçmişim, acılarım ve önümde açılan karanlık bir gelecekti.
Birden uzakta bir ışık gördüm. Solgun, zayıf bir aydınlık. Bir kulübe. Tüm umudumu o ışığa bağlayıp koşmaya başladım. Dikenler tenimi çiziyor, çıplak ayaklarım çamura saplanıyordu. Kanı, çamuru, acıyı umursamadım.
Kapıya ulaştım. Aralıktı. Tüm cesaretimi toplayarak içeri adım attım. Küçük, tozlu bir kulübeydi. Tahta duvarlar rüzgarla inliyordu. Bir köşede eski bir soba yanıyordu, sıcaklığı iliklerime kadar hissettim. Bir masa vardı, üzerinde bir bardak su ve bir battaniye. Sanki... biri beni bekliyormuş gibi.
Battaniyeye sarıldım. Bedenim yorgunluktan titriyordu. Gözlerimi kapattım.
---
Kulübenin biraz ilerisinde bir ağacın gölgesinde durmuştu. Koray, gözleri kulübeye dikilmişti. Telefonuna gelen mesajı okudu:
> “Onu izle. Müdahale etme. Doğa'nın özgürlük yanılsamasını yaşaması gerekiyor. -Sır”
Koray, gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Bir anlığına kulübeye doğru adım atmak istedi. Ama yapmadı. Sadece izledi. Doğa'nın battaniyeye sarılıp titreyerek uykuya daldığını görünce usulca geri çekildi.
Güneşin solgun ışıkları kulübenin tozlu camlarından içeri süzülüyordu. Uyandım. Boğazım kurumuştu. Sobanın sıcaklığı sönmüş, odada serin bir hava oluşmuştu. Yavaşça doğruldum.
Masanın üzerinde yeni bir şey vardı. Küçük bir kağıt parçası. Titreyen ellerimle aldım. Sır'ın yazısıyla, kısa ama tehditkar bir not:
> "Bilmecelerle dolu bir oyun başlıyor. Sevdiklerin, yanlış bir adımda kaybolacaklar. Eğer onları kurtarmak istiyorsan, acele et. İlk ipucu: 'İki köprü arasında kalan, zamanın unuttuğu yer... Gölgelerin toplanma saati.'
S..
Kalbim deli gibi atmaya başladı. Eniştem'gil ve diğerleri tehlikedeydi! Sır, onları tuzağa çekmek istiyordu!
Anında ayağa fırladım. Ayaklarım hâlâ yaralıydı, bedenim zayıftı ama ruhum uyanmıştı. Koşmalıydım.
Kapıyı itip dışarı fırladım. Ormanın yolu önümde uzanıyordu. Koştum. Koştum. Her adımda ciğerlerim yanıyor, başım dönüyordu. Ama durmadım.
Uzaktan bir motor sesi duydum. Eniştem gilin arabası! Yaman ve Emre ile birlikte geliyorlardı! Beni kurtarmaya değil, tuzağa yürüyordu onlar!
Kuvvetimi son bir kez topladım. Bağırmaya çalıştım ama sesim çıkmadı. Gözlerim karardı. Boran’ın siluetini, ardından Yaman’ın endişeli yüzünü gördüm.
Ve yere yığıldım. Bilincim kaybolurken son duyduğum şey, adımı haykıran bir ses oldu.
> “Doğa!!”
O sırada başka bir yerde:
Sır, karanlık bir odada pencereden dışarı bakıyordu. İnce bir gülümseme dudaklarında belirmişti.
Fısıltı gibi konuştu:
> "Her şey planladığım gibi gidiyor. Ve bu daha sadece başlangıç
Son sözleri şöyle oldu:
> "Unutmayın... Her ipucu bir adım daha yaklaşmaktır. Ama bazen... doğru yolda yürüyenler bile kaybolur."
7. Bölüm Sonu
Umarım beğenirsiniz hoşçakalın 🦋
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |