14. Bölüm

12.BÖLÜM

Cemre
cemreyldrm_

İYİ OKUMALAR 🤍


Hazreti kim varsa yardım edebilir miydi? Çünkü şuan duyduklarımla hiçte iyi değildim.. Duyduğum an ne yapacağım bilemediğim için, o an direkt kendimi sılaya atmıştım. Hastane geldiğim de blok nöbeti olduğu için yanını giderek

"Sarı serum ver bana " demiştim.

Sıla ilk baş ne olduğunu anlamadı. Hafif endişeli sesiyle "Noldu, sana bir şey mi yaptı?" dedi.

Kafamı hızla iki yana salladım.

Köşede ki sandalyeyi çekerek "Otur şuraya ne oldu?" dedi. Yüzünde de korku dolu bir ifade vardı.

Sağ kolumu uzatarak sılaya doğru

konuştum. "tansiyon, şeker, EKG, mr, sgk ne varsa bana bak"

Oda kendine Sandalye çekerek oturdu endişeli sesiyle "korkutma Simay beni" dedi.

Sanki devlet sırrı verir gibi hafifçe Sılaya doğru eğildim. "Akın'nın babası Rüzgarı öldürmüş" dedim.

Bir iki saniye bana baktı elini alnıma koyarak konuştu "Yoo, ateşin de yok, yemek falan mı çarptı ki seni"

Sitemli sesimle "Keşke yemek çarpsaydı" dedim.

Sıla beni sakinleştirmek adına "Tamam dur bir tansiyonuna bakalım "

dediği an asafın gelmesiyle bakışlarım ona çevrilmiştim.

Yine hastanede karşılamıştık.

"Geçmiş olsun Simay" dedi.

Tebessümle "Sağ ol" dedim.

Sılaya bakarak konuştu. "Ben de bu güzel hemşireye gelmiştim ama.. Sanırım müsait değil."

Sıla tansiyon aletini koluma yerleştiererek konuştu "Sana hiç müsait değilim.. Varlığına ise hiç tahammülüm yok"

Araf elini kalbine götürdü ince bir sesle "ama benim tansiyonum hep sana yükseliyor. Benim de tansiyonuma bak" dedi.

Bu dediğine ben bile düşmüştüm.

Sıla duymamazlıktan gelerek

umursamayarak "Elini yumruk yap Simay" dedi.

Elimi hiç düşünmeden direkt yumruk yaptım..



Tansiyon aletini sıkarken öyle bir hırsla sıkıyordu ki bir an damarlarım patlayacak sanmıştım.



Aras yüz alamayacağını öğrendiğin de,

"Ben hastane kapısındayım.. Her zaman ki yerimde" dedi. Çapkın bir gülüşle

Gözlerimi kısarak baktım. Bu çocuğun karakterini anlayamamıştım.

Arkasını dönerek tam çıkacakken sanki bir şey hatırlamış gibi.

"Haa Simay" dedi.

Ardından telefonuyla uğraştı bir kaç saniye telefondan Hadise Neredesin Aşkım açarak

"tekrardan geçmiş olsun" diyerek kapıyı kapatıp çıktı an kahkaha attım.

Sıla ciddi bir sesle "Hareket ettin tansiyonuna bakamadım" diyerek konuyu değiştirmeye çalıştı.

Kafamla kapalı olan kapıyı gösterdim. Kahkahalarım'ın arasında "Kafa çocuk" dedim.

Akın ne kadar ciddi ve resmiyse Araf tam tersi komik ve eğlenceliydi. Şimdi Çözmüştüm karakterkerini..

Sılanın ters bakışlarını umursamayarak.

kahkaha atmaya devam ettim.

******


Sıla gözleri kapalı şakalarını ovalarken

Derin bir nefes verdi "Artık şu kahkaha atmayı kesecek misin?"


Kahkahalarımın arasından "Yoo" dedim.

Sıla Sitemle " O zaman gidebilirsin bak tansiyonun da iyi"




Aklıma Rüzgar ve Akın gelince yüzüm düştü.

Akının babası gerçekten Rüzgar'ın annesini mi öldürmüştü.

Sıkıntılı bir nefes vererek konuştum.

"Hâlâ aklım almıyor nasıl olabilir"

Sıla, hafif şaşkın bir sesle "Açıkçası ilk anlattığın da, ben de inanamadım"

Ardından Sıla tekrar konuştu. "Nasıl öldü acaba?" dedi.

dudağımı büzerek cevap verdim.

Ardından aklıma Rüzgarla ilk tanıştığımız zaman ki konuşma geldi .

Benim anneme yanlış ilaç verilmiş

Akının babası Rüzgar'ın annesine yanlış ilaç vermişti.

Ama neden?

Sıla uyarı dolu bir sesle "Acilden çağrılıyor gitmem gerek, bu konu burada bitmedi " dedi.

Ben aydınlanmanın etkisindeyken o an şokla kafamı aşağı yukarı salladım.

Ben bunları düşünürken ismimin söylenmesiyle kendime geldim.

"Simay"

kafamı kaldırmamla bunun Akın olduğunu anlamam geç olmamıştı.

Sıla'nın yerine oturararak hafif endişeli sesiyle "İyi misin?" dedi.

Ama benim zihnim de tek bir ses var

Beni yıllarca yetim bırakan Akının babası..

Peki Akın bu sahnenin neresindeydi..

pürüzlü sesimle "İyiyim" dedim.

Akın aynı sesiyle "Yemekten bir şey oldu sandım" dedi.

Kafamı hızla iki yana salladım.

"İyiyim, sadece Sıla çağırdı ona geldim."

Solumda ki melek 'vallaha Yeter artık yetişemiyorum yalanlarına' dedi.

"Sen niye buradasın" diye çok saçma bir şekilde konu değiştirdim.

Sert sesiyle " birincisi burası benim hastanem, ikincisi Araf aradı" dedi.

ohaa adamların kendine ait hastaneleri vardı..

bu şaşkınlığımı dile getirmeyerek

Anladım dercesine kafa mı salladım.


Yanımda ki küçük çantamı elime alarak. Ayaklanırken

"Zaten ben de kalkacaktım" dedim.

"Bırakalım" dedi.

Cidden bu olaydan sonra arabasına binecek miydim?

Korkutucu bir sesle "İtiraz istemiyorum " dedi.

"Peki " dedim.

Napim adamın bakışların geçtim ses tonu korkutucuydu.

Hastane odasından çıkarken Sılaya mesaj yazdım.

"Sıla ben gidiyorum.. Akınla"

Telefonu tam kapatacakken "Simay dikkat et" diyen Akının sesini duydum.

tam kafamı kaldırmamla kaygan zemine basmamla gözlerimi kapattım. Düşmeyi beklerken, bir kolun beni kurtardığın hissettim.

Gözlerimi yavaşça açtığım da bir çift Akın'nın simsiyah gözle karşılaştım.

Yüzlerimizin arasında santimler vardı.

Sessizliği bozan Akın oldu.

"Sen hep böyle dikkatsiz misin?"

Konudan bağımsız. Kokusu o kadar ağırdı ki, çok güzel kokuyordu.

O an ki şokla kafamı aşağı yukarı salladım..

"O zaman senin bundan sonra daha çok peşinde olacağım"

Biz birbirimize odaklanmışken bütün yüz hatlarını izledim. Sertti hem de çok..

"Abii hadi ben sizi mi bek-"

Araf bizi görmesiyle "Ooo haram. çok, çok kötü bir zamanlama oldu. Şey siz devam edin, vallaha bir şey görmedim." dedi.

Akın beni bırakırken ben de üstümü düzelttim.

Akın sert sesiyle konuştu.
"Gevşek gevşek konuşma"

Araf he he der gibi kafa salladı.

Çekingen ve utangaç bir sesle "Şey ben arabaya geçeyim" dedim.

Büyük adımlarla arabaya doğru ilerledim. Arabaya bindiğim de Arafın dediklerinden dolayı çok utanmıştım.

Akın da önüme oturduğun da göz teması kurmamaya çalıştım.

Yolda bitmiyordu ki, telefonuma mesaj gelmesiyle telefonuma baktım.

Sılaydı. " NE, YÜREK Mİ YEDİN SEN?!

Dikkatli ​​​​​​bakarsak sanki birazcık kızmıştı

Bu mesajı görmezden geldim. Çünkü şuan arabadaydım.

Arabanın durmasıyla kafamı telefondan kaldırdım. Gelmiştim.

Arabanın kapısı yavaşça açılırken

"İyi akşamlar" dedim.

Akın arkamdan gelmesiyle hayırdır bakışımı attım.

Ciddi bir sesle "Seni kapına kadar bırakmam da bir sorun yoktur. Sanırım" dedi.

Öyle bir söylemişti ki, hadi yiyorsa hayır de, der gibi.

Hanımefendilim den çıkmayarak

"Tabii" dedim.

Arkamı dönmemle Rüzgarla burun burna geldim.

Herkes yerlerini alsın çünkü buralar karışacaktı..


Arkamı dönerek. "Teşekkür ederim eve kendim çıkabilirim artık" dedim.

"Bence de" diyerek Rüzgar araya girdi.

Akın Sert bakışlarını Rüzgara çevirdi. Ardından Tekrardan bakışlarını bana çevirerek

hafif yumuşak sesle

"Ne demek her zaman, dikkat et bu arada düşme" dedi.

Doğru hastanede ki maceramdan sonra "Ederim" dedim.

Rüzgar tam Akına bir şey diyecekken.

"Hadi sen de Rüzgar" dedim. Uzatma der gibi.

Rüzgar bir Akına bir bana baktı. Hırsla merdivenleri çıkarak gitti.

Akına dönerek " Ona geliyorlar böyle arada takılma" dedim.

Ardından "İyi geceler" dedim.

"İyi geceler Simay" dedi. Arkamı dönerek eve doğru ilerledim.

Evin içine girdiğim de direkt odama geçtim. Telefonumu elime alarak direkt Sıla'ya yazdım.

"Sıla Rüzgar'ın annesi nasıl ölmüş öğren"

Cevap beklemeden telefonu şarja taktım.
Çünkü biliyordum Sıla ikiletmezdi.

üstümü değiştirip makyajımı da çıkardıktan sonra sıcak yatağıma geçtim.

​​​

*****

Her zaman ki alarmın sesiyle uyandım. okula gitmek için telefondan saatte bakamak için elime aldığımda veli toplantsına 15 dakika kaldığını görmemle hızla ayağımla yorganı tekmeleyerek aceleyle lavobaya gittim. Ayağıma dün ki çantam takıldığın da, bir iki tökezleyerek kendimi topladım.Mutfaktan bir şeyler atıştırarak üzerimi giyindim.

Telefonu elime almamla bir sürü bildirim geldiğini gördüm. Hem de çok fazla ama veli toplantısına yetişmem için bakamazdım. Hızla evden çıktım büyük adımlarlala okula giderken, telefonum hala susmuyordu. En sonunda sessize aldım.

Tam okula gitmişken Cem'in sesiyle durdum.

"SİMAY!"

​​​​Aceleyle arkamı dönerek nefes nefese konuştum. " Cem önemli değilse- sonra konuşalım mı - toplantıya yetişmem lazım."

Net bir sesle" Önemli bence" dedi.

Kaşlarımı çattım. Bu kadar önemli ne olabilirdi ki?

aceleyle "Tamam hadi söyle " dedim.

telefonundan bir kaç bir şey yaparak bana doğru tuttu.

gördüklerimle gözlerim fal taşı gibi açıldı. yer yarılsa da içine girmek istedim. Çünkü şuan karşımda koskocman yazılarla

AKIN DEMİR VE SEVGİLİSİ SİMAY SARAÇOĞLU YAZIYORDU..

ve yemekten çıkarken ki fototğrafımızla

O an ki şokla Hızla elinde ki telefonu alarak "hayır,hayır yalan haber "dedim.

Cem "Bilmiiyorum Simay ama, herkes sizi konuşuyor "

sıkıntılı bir nefes alarak saçımı geriye doğru iterken " Off o yüzden telefonum bugün susmuyor" dedim.

Ardından telefonu Ceme uzatarak " Çok sağ ol Cem ben bunu sonra halledeceğim" dedim

Cem asık bir suratla kafasını aşağı ve yukarı salladı.

Arkamı dönerek sınıfa doğru koştum. Çünkü tamı tamına Toplantının başlamasına 2 dakika vardı.

kapıya geldiğim de saçımı ve üstümü hızla düzelttim.

Rüzgarın kardeşi de benim sınıfımdaydı. Acaba onun velisi kimdi.Rüzgar mıydı?

iç sesim "Bence içeriye gir de öğren " dedi.

iç sesimi dinleyerek derin bir nefes alarak sınıfa girdim. Bütün öğrencilerin yanında annesi ve ya babası vardı.

Sandalyeye oturmamla "Hoşgeldiniz" dedim.

Etrafı süzerken gözüm en arka sırada ki Rüzgarın kardeşini buldu. Yanında oturduğu velisine baktığım da

beynimden kurşun yemiş İbrahim Tatlıses gibi olmuştum.

düşünme yetkimi kaybetmiştim saniyelik..

Çünkü gördüğüm kişi

Babamdı..



BÖLÜMÜMÜZ NASILDI 💕

OY VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ🩷

SEVİLİYORSUNUZZZZ ❤️‍🔥


​​​

Bölüm : 16.01.2025 19:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...