
İYİ OKUMALAR 🤍
Boğazıma kaçan suyla öksürmeye başladım.
Annem Sitemle konuştu. "Şu suyu yavaş iç diyorum kızım kaç defa."
Ama ben annemin dediklerini duymuyordum..
Öksürüklerimin arasında konuştum. "Anne.. Ben.. Sonra arayayım seni"
Kıpkırmızı olmuştum. Ama öksürükten değil.
Anne bıkkınlıkla "İyi tamam dikkat et yine bir şey içerken" derken
"Tamam anne tamam " dedim.
Annem son nasihatlerini verdikten sonra. Kapatmıştım.
Bir kaç öksürük sonra kendime gelmiştim.
Ayağa kalkarak sağ sola volta attım.
Ellerime saçlarıma geçirerek derin derin nefes aldım.
"Allahım bu bize bu kadar yakınsa.. Ya anneme bir şey yaparsa"
Bu düşünceyle korkum daha da artmıştı.
Kafamı iki yana salladım. Derin derin nefes aldım.
Böyle bir ihtimal gelince nefes hiç alamadım.
Ellerimi saçlarımdan kurtarak,
astım ilacımı aldım.
Çekmeceyi dağıtırken, yoktu.
Her zaman 7/24 gözümün önünde olan şey yoktu.
Git gide nefes alamazken ellerim titreye titreye
Çantamı ters döktüğüm de, cüzdanım, makyaj malzemem, kalemim her yere dağılmıştı.
Gözüm yuvarlanarak yatağım altına giden astım ilacına kaydı.
Yatağın altına uzanmaya çalışırken en dipteydi ilacım.
Git gide nefesim daralırken işaret parmağımla almaya çalıştım.
dış kapıdan ses geldiğin de hızla yattığım yerden
Ayağa kalkarak bir kaç adım geri gittim. Kapıyı hızla kapatarak arkasına bir kaç bir şey koydum.
Adımlarla git gide yaklaşırken, korkudan kalp ritmim değişmişti.
Sılanın "Simay neredesin?" sesini duymamla kapının arkasındaki sandalyeye çekerek kapıyı açtığım da
Sıla nefes alamadığımı görecek ki,
Endişeli yüz ifadesiyle "SİMAY! ASTIM İLACIN NEREDE SENİN!" derken odamı dağıtıyordu.
Yatağın altını işaret ederek "yatağ..." konuşmaya nefesim yetmemişti.
Nefessiz kalırken artik nefes alamadığımı hissettim.
Sıla yatağın altında ki ilacı alarak hızla yanıma geldi.
İlacı verdiğin de derin derin nefes aldım.
Sılanın sitemli bir şekilde konuştu.
" Kaç kez diyorum sana şu ilacın gözünün önünde olsun diye! Bak son saniye yetiştim"
İlacı bir köşeye bırakarak yere oturdum.
Çaresizlikle "Sıla" dedim.
Sitemle "Efendim Simay!" dedi.
Oda benim yanıma oturarak
"Murat diye bir adam vardı bahsetmiştim yaa"
Bıkkınlıkla yüzünü ekşiterek "Oooof yine mi aynı konu, onun derdi Rüzgarla bir bırak şu konuyu" dedi.
"Cem'in annesiyle evlenmiş" dememle
Yüz ifadesi donuk bir şekilde kaldı.
Tepkisiz bir şekilde " Ne?" dedi.
Sıla "Annen..?"
Beyaz duvara boş boş bakarak,
Korku dolu bir sesle konuştum. "Bir şey olmaz di mi sıla ha?"
Bakışlarım sılayı buldu
Boğazım düğümlenirken Sılanın kolundan tuttum.
korku dolu titreyen sesimle "Olmasın.. Olmasın ne olur? Ben annemiz yapamam Sıla " Artık ağlıyordum.
Kafamı göğüsüne yaslayarak saçımı ilk öptü ardımda okşadı. "Tamam, tamam canım sakin ol.. Bir şey olmayacak.."
Mırıldanarak "Umarım" dedi.
Duymadığımı sanmıştı. Ama duymuştum.
O da korkuyordu, ben nasılsam oda öyleydi.
Bunu kalp atışında ve nefes alış vermişlerinden anlamıştım.
Sıla'nın giydiği siyah t-shirt sıkıca tutum ağlarken.
Ağlarken konuştum. "Neden buraya geldim ki, herşey beni yüzümden oldu."
Sıla"Hayır" dedi. Titreyen sesiyle
ardından "Bunlar senin yüzünden değil. Böyle olmasını sen ister misin?" dedi.
Mırıldanarak "Hayır" dedim.
Sıla sesli bir şekilde yutkundu "O zaman?" dedi.
Sıkıca sarıldım "İyi ki varsın " dedim.
Saçımı okşayarak tekrardan öptü.
Şefkatli sesiyle "Sen de iyi ki varsın" dedi.
Kafamı göğsünden kaldırdım da göz yaşlarımı sildim.
Ayağa kalkacakken Sıla'nın çantasın da elma şekeri görmemle
Küçüklük anılarım babamın bana en son şeker verip daha sonra bizi terk etti geldi aklıma.
İçim öfke ve kin doldururken.
Küçüklüğüm deki babasızlığım. Gözümün önünden film şeridi gibi geçerken
Tekrardan boğazım düğümlendi
Sıla bunu fark etmiş olacak ki, derin bir nefes aldı.
"Senin kapının önünde buldum." dedi.
Bakışlarımı şaşkın dolu bir hâl alırken,
Kim ve neden birinin böyle bir şey yapmak isteyeceğini düşündüm.
Sıla bunu anlamış olacak ki arkasına saklayarak.
"Boş ver ben bunu atacaktım zaten" dedi.
Boş boş elma şekerine bakarken kafamı aşağı yukarı salladım.
Çünkü o elma şekerinde babasını son kez görmüş son kez o şekeri yemiş, ve babası o gün terk etmiş küçük Simayı görüyordum.
Sıla ayağa kalktı, aynı şekilde ben de.
"Sen biraz dinlen ben içerideyim." dedi.
Tekrar tekrar akan göz yaşlarımı silerek.
Aklıma gelen soruyla sılaya döndüm.
"Sıla sen neden gelmiştin "
Sıla"Sana, bakmaya gelmiştim.. Ama görüyorum ki iyi ki de gelmişim. "
Arada sıra Sıla da bana uğrardı, nasıl olduğumu görmek için.
Tebessümle" İyiyim teşekkür ederimm" dedim.
O da tebbesümle karşılıklık vererek çıkmıştı.
Yatağa oturarak derin bir nefes aldım..
Kafamı yavaşça ağır ağır iki yana salladım.
Benim annemi oradan kurtarmam gerekiyordu..
*****
"Simay, Simay? " dürtülmemle kendime geldim.
Sılaydı..
"Efendim Sıla " dedim uykulu sesimle.
Sıla sitemli sesiyle konuştu. " Kaç saattir uyuyorsun, uyanmayınca bir şey oldu sandım."
Şaşkınlıkla " uyuyamı kalmışım?" dedim.
Gözlerim tekrardan kapatarak.
"Tamam ben birazcık daha uyuyacağım" dedim arkamı dönerek.
"Simaaayyy"
"Sılaaaa uymak istiyorummm"
Yattığım yastığı aniden çekmesiyle kafam boşluğa düştü.
Ve saniye içinde yüzüme yastık yemiştim.
"OFF YAAA!"
"Simay kalk yaa!! , bak Akın geldi sana bir şey mi ne söylecekmiş öğrencinle ilgili?"
Aklıma gelenlerle ani'den gözümü açtım.
Akın.. Öğrenci.. Sılanın kardeşi..
Hızla toparlanacak "NE, NE ZAMAN NEREDE?"
Sıla teslim olur gibi iki elini havaya kaldırdı.
"Sakin ol şampiyon, daha beş dakika oldu geleli."
Hızla konuştum "Bir şey dedi mi?"
Sıla, şaşkın bir yüz ifadesiyle "Yoo" dedi.
Derin bir nefes verdim.
" Tamam sen git ben geliyorum." dedim.
Sıla beni süzdü.
Gözlerini kısarak konuştu." Sen iyi misin? "
Zoraki tebessümle" ev-evet iyiyim, yeni uyandım yaaa"
Sıla uyarıcı bir ses tonuyla
"Tamam git elini yüzünü yıka ama" dedi.
Ayy Sılanın eline kalsam beni çamaşır suyunda boğardı.
Bıkkınlıkla "Tamam annem tamam" dedim.
Sıla şüphe etse de tek kaşını kaldırarak "Hmm iyi bakalım" diyerek çıktı.
Tabii ki de yıkamayacaktım.
Yataktan hızla kalkarak aynanın karşısına geçtim.
Üzerimi bile değiştirememiştim. Hızla üzerimdekikerden kurtuldum, ev halinde bir şekilde hazırlandıktan sonra
Tertemiz bir şekilde giyininerek
Kapının kulpunu tutarak derin bir nefes verdim.
Saçımı son kez düzelterek kapıyı açtım.
Görüş alanıma direkt Akın ve Sıla girmişti. Kahve içiyorlardı.
İç sesim 'Ohh ne ala valla' derken gözümü devirdim.
Bir kaç adım da salona geldiğim de Araf ta görüş alanıma girdi.
Araf ve Sıla tekli koltukta oturuyorlardı.
Tebessümle "Hoşgeldiniz" dedim.
Ortam sebepsizce buz gibiydi.
Akın Fincanı dikkatlice masaya bırakırken ağır ağır kafasını aşağı yukarı salladı.
Ciddi bir sesle "Hoşbuldum" dedi.
Araf "Hoşbuldum" dedi.
Bu ciddiyet neydi? Ayy yoksa Sıla'nın kardeşi değil miydi?.
Ortam çok gergin ve ciddiydi.
Bir sandalye çekerek
En neşeli halimle "Ee daha daha nasılsınız" dedim.
Akın bütün ciddiyetiyle "Simay biraz konuşabilir miyiz?" dedi.
Sakin ol Simay sakin bir şey yok.
Akının bakışları Sılayı bulduğunda
Sıla "ben mutfaktayım. " dedi.
Sıla kahveleri alarak mutfağa doğru ilerlediğin de
Oturduğum yerde kalkarak Akının yanına oturdum.
Heyecanlı bir şekilde "Sonuç neee" dedim.
"Araştırdım" dedi
Kafamı aşağı yukarı salladım. 'Evet' der gibi.
Bakışlarını benden çekerek ellerini önünde birleştirdi. Derin bir nefes aldı.
Ciddi bir şekilde "Doğru haklıymışsın, kardeşi" dedi.
Heyecanla "Gerçekten mii! " dedim.
Yüzümde vatan gülüşü oluşurken
Ardından "Peki yanımıza alabilir miyiz, ha alalım lütfen" dedim.
Yavru kedi bakışı atarak bakışlarını benden çekerek masaya sabitledi.
"Onu bir şekilde hallederiz" dedi.
"Süper!Allahım çok şükür Sıla'nın kardeşini bulduk" dedim.
Akının boş bakışları masayı bulurken
Benim yüzümde ki gülüş yavaş yavaş soldu.
Bir sorun vardı..
Şüpheli bir sesle konuştum.
"Akın?. Sen iyi misin?"
Bir süre hiçbir tepki vermedi. Yanlış bir şey mi demiştim. Ya da yapmıştım. Sılanın kardeşinin mi bir sorunu vardı.
Korku vücücumu kaparken
"Defneye bir şey mi oldu?" dedim.
Yine aynı şekilde yüzüme bakmayarak konuştu. "Hayır, defne gayet iyi"
"O zaman? " dedim.
Arafa baktım 'sorun ne?' anlamında ama o da bana buz gibi bakıyordu.
Annem mi?. Ona mı bir şey olmuştu.
Korkuyla ayağa kalktım.
"anneme mi bir şey oldu! "
Araf "Hayır!" diyerek lafa atladı.
"O zaman ne bu haliniz?! "
Akın "Ben Murat Kara'yı araştırırken, düşmanlarını da araştırdım Simay"
Ona boş boş baktığım da,
Akın konuştu.
"En büyük düşmanımınız Sinan da vardı."
Araf'ın konuşmasıyla olduğum yerde çivi gibi çakıldım.
Araf"Yanii baban! "
Öğrenilmişti... Öğrenmişlerdi. Devlet sırrı gibi sakladığım babamı..
Akın ayağa kalktı bana buzdan soğuk bir sesle konuştu.
" Simay o Sinan denen.." derin bir nefes aldı.
"senin baban mı? " dedi.
Kafamı hızla iki yana salladım.
"Yemin ederim, düşündüğün gibi değ-"
Gözüme mutfağın kapısında bize bakan Sıla'yı gördüm.
Duymuş muydu herşeyi?
"Sıla? " dedim.
Şaşkınlıkla bana bakıyordu.
Ne diyeceğin bilemez bir şekilde,
Şaşkınlıkla konuştu.
Sıla" Simay benim kardeşim yaşıyor mu? "
NASILDII BÖLÜMÜMÜZ. 💜
OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ ❤️
SEVİLİYORSUNUZZZZ 🤍
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 6.73k Okunma |
1.46k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |