39. Bölüm

37.BÖLÜM

Cemre
cemreyldrm_

Selam ballarımmmmm. 🌼❤️

Nasılsınızzzz. 😍

Ben çok iyiyim, çünkü çook güzel geri dönüşler alıyorum sizden. 🌸

Desteğiniz için çok teşekkür ederimmm🥹

Ne kadar bol ve oy gelirse o kadar bölüm gelir.

İyi okumalar 🤍

 

Ben karşımda ki kişiye öfke dolu gözlerle bakarken kendimi zor tutuyordum.

Zaten tutamazsam ne olacak ki, ellerim yaralıydı.

Bir iki adım geri gitti. Beni süzdü. "Akıllı kıza benziyorsun." dedi.

Ukala bir tavırla tekrardan konuştu. "O zaman neler olacağını da tahmin edebilirsin di mi?"

Yüzüne iğrenir gibi baktım. "Allah belanı versin!"

Murat "Vee asabisin de"

Sinirle gözlerimi kapatarak sabır çektim.

Sakin olmalıydım..

Gözlerimi açtığım da, hâlâ aynı yerdeydi..

Bana bakarak konuştu.

"Gidelim"

Arabaya ilerlemek için arkasını döndü.

Kapısını kaan denen kişi açtı..

Binmeden önce gözümün içine içine baktı.

Tehlikeli bir şekilde gülümseyerek bindi.

Koruması kapıyı kapattığın da

Hızla şöför koltuğuna ilerleyerek

Arabayı çalıştırarak gittiler.

Arkalarından baka kaldım

Tek de kalmıştım. Etrafım da kimse de yoktu..

O an gerçekten kendimi çok çaresiz hissettim..

Tek güvendiğim yere gitmek istedim..

Bir kaç sokak yürüdükten sonra ileri de bir taksi durduğunu görünce büyük adımlarla taksiye doğru ilerledim..

Taksiye bindiğim de adam dikiz aynasından bana baktı..

Nazik bir şekilde "Nereye hanımefendi" dedi.

Derin bir nefes aldım..

"En güvendiğim kişiye.."

                       *****

Taksicinin geldik sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

Taksi de Sılayı düşünmüştüm, Defneyi, Akını. Onları nasıl koruyacaktım?.

Parayı vererek hızla taksiden indim.

Etrafa bankta oturan bir sürü kişi vardı.

Güvenlikler fazlaydı..

Küçük çekingen adımlarla içeriye girdim.

Bütün gözler bana döndü..

Herkes bana şaşkınlık bakıyordu.

Bazıları ise aralarında fısıldayarak

"Akın Demirin eski sevgilisi değil mi?"

"Neden geldi ki?"

"Hani gitmişti"

Bir sürü şeyler söylüyorlardı..

Hasta kabule gittim de iki tane hemşire fısıldaşırken beni görmeleriyle kendilerini düzelttiler.

Hijyen kokusu buram buram kokarken

Çekingen bir şekilde konuştum.

"Hemşire Sıla..Özdemir. Hangi yoğum bakımda acaba."

Ayakta ki elinde çay olan İki hemşire bir birlerine baktılar..

Hasta kabul deki Sarışın kız.

"Alamayız maalesef, hayati teh-"

Hızlı önümde ki kağıtların olduğu tahtaya vurduğum da,

Bütün gözler bana döndü.

"SILA HANGİ YOĞUN BAKIMDA!"

Ellerimi çok acımıştı.. Hatta elimden sıcak kırımızı sıvının aktığını hissettim. Ama bu umurumda değildi.

Güvenlikler hızla gelirken.

"Bir adım daha atarsanız, Akına haber veririm mesleğinizden olursunuz."

Tekrardan bakışlarım hasta kabule döndüm..

"Nerede?"

Kız ürkek bakışlarla "üçüncü kat" dedi.

Hiç umursamayarak büyük adımlarla asansöre doğru ilerledim.

Hemen geldiğin de şükür ettim..

İlk defa işim rast gitmişti..

Asansöre bindiğim de, kapı direkt kapanmıştı.

Cebimde ki telefon titrediğin de, telefonu mu çıkarttım.

Arayan Akındı..

Umursamayarak tekrardan cebime koydum.

Sonra dönerdim ona.

Asansörün sesini duyunca kaçıncı katta olduğuma bakmak için kafamı kaldırdım ikinci kattı.

Kapı açıldığında

bir kaç Doktor ve tekerlekli sandalye de oturan ve onu süren bir kaç hasta gördüm.

Bu benim tekerlekli sandalyede ki halimi aklıma getirmişti..

Doktorlar ve hastaları asansöre binince kapı kapandı..

O günler aklıma gelince gözlerim hafiften doldu.

Çantamdan güneş gözlüğümü çıkararak taktım.

Üçüncü kata geldiğim de hızla çıktım.

Ben çıkarken de bir kaç kişi asansöre biniyordu..

Hastanenin için de gözlükle dolaşan aptal tek bendim sanırım.

Ama napim kimse ağladığım görmemeliydi...

Yanımdan geçen bir hemşireyi durdum.

"Pardon"

Kız kafasını bana çevirdi.

Kumral saçlı, masmavi gözlü minyon tipliydi.

Nöbetten çıkmıştı sanırım masmavi gözleri kıpkırmızıydı.

Çok tatlı bir kızdı sanırım stajerdi.

En tatlı haliyle "Buyrun" dedi.

"şey Sıla Özdemir'in yoğun bakımı nerede?"

Şüpheci bir şekilde konuştu.

"Bu hastane de çalışanı diyorsunuz sanırım di mi? "

Hızla konuştum. "Evet evet, görebilir miyim?"

Kız kolunda ki ince gümüş saatine baktı.

"Maalesef daha yeni de biri girdi. Bir kişiden fazla alamayız "

Titreyen sesimle konuştum.

"Lütfen.. Benim şuan Sılaya ihtiyacım var. O benim kardeşim."

Kız ikilem de kaldı.

Sanırım Sadece Kardeşi olarak Defneyi biliyordu.

Gözlümü çıkararak "En yakın arkadaşıyım" dediğim.

Kız şaşkınlıkla dudaklar aralandı.

"Akın demirin eski sevgilisi değil misin?"

Titreyen dudaklarımla tekrardan konuştum.

"Şuan konumuz bu değil. Ne olursunuz.. Lütfen Sılayı bir kez göreyim. "

Kız derin bir nefes aldı.

"Sadece 5 dakika verebilirim"

Heyecanlı bir şekilde "Tamam tamam olur, yeter ki varlığını hissedeyim."

Kız kafasının aşağı yukarı salladı.

Gözleriyle ellerimi gösterdi.

"Fakat bu elinizin haliyle alamam tekrardan pansuman lazım."

Yine hızla konuştum.

"Tamam tamam yapın"

Kız sağda ki küçük bir odayı gösterdi.

"Siz sağda ki odaya geçin ben geliyorum" dedi.

Kafamı hızlı sallayarak büyük adımlarla odaya girdim.

Oda'da uzun sedye yanında bazı ilaç malzemeleri masa ve önünde iki sandalye vardı.

Kapının kenarında ise tartı..

Masanın üstü ise bir sürü karton bardak vardı kahveydi sanırım.

Ve buda koridorda ki kızın nöbette olduğunu doğrulamıştı.

Ben bunları düşünürken kapıdan kız girdi. Ellerin de bir kaç malzemeyle

Nazikçe "Sedye'ye oturabilirsiniz" dedi.

Çok tatlıydı bu kızı yiyecektim..

Oturduğum da, kız ellerinde ki malzemeleri yanıma koydu..

Masanın önünde ki bir sandalyeyi çekerek oturdu.

Ellerimi dikkatlice açmaya başladı.

İşini o kadar dikkatli yapıyordu ki, bütün dikkati elimdeydi..

Sessizliği bozmak için ben konuştum.

"Yeni misin burada"

Kız gözlerini bana çevirdi saniyelik.

"Çok sayılmaz aslında."

"Yani Sıla bu hastane de görev yaparken var mıydın? "

En neşeli sesiyle "tabii ki " dedi.

Ardından "Siz bir ara kaza geçirmiştiniz. O zaman da vardım. Ama o zaman Acil de değildim. Yeniydim."

Şaşkınlıkla "gerçekten mi? " dedim.

Çünkü bunu hiç beklemiyordum.

Aynı samimiyetle "evet, Sıla hemşireyi de çok severim. Her konuda bana yardımcı oldu."

Tebessümle konuştum. "Öyledir Sıla" dedim.

O merhametliydi, vicdanlıydı, her ne kadar soğuk görünse de onun pamuk gibi kalbi vardı.

Sessizliği adını bilmediğim kız bozdu.

Çekingen bir sesle konuştu.

" Yaa bir şey sormak istiyorum ama yanlış anlaşılmaktan korkuyorum."

Biliyordum. Ne soracağını ama yine de "Sor tabii" dedim.

Pamuğa kahverengi bir sıvı döktüğün de "acıyacak" diye belirtti.

İç sesim recep ivedik mooduna geçerek "Bize hiçbir şey olmaz gardaş" dedi.

Pamuk elime dediğin de yoğun bir şekilde sızladı..

refleks olarak elimi çekmeye çalıştım.

Kız "Akın Demir ile bazi dedikodu çıktı doğru mu?"

Konuşmaya mecalim olmadığı için

Kafamı aşağı yukarı salladım.

"Anladım " dedi.

Acıyla avcuma üflerken "Niye, ne oldu ki" dedim.

"Hastane de bol bol konuşuluyor, hatta bazen Sıla hemşireyi Akın demir bu hale getirdi diyorlar"

Anlık sinirle "Kim onlar?" dedim.

Çok rahat bir şekilde elimi sararak konuştu.

"Hasta kabuldekiler, ama ben dedikoduya dahil olmadım. Yani Günahınızı almak istemedim." dedi.

Gözümü kapattım bir kaç saniye..

Sakin olmam lazımdı evet saki-"

Diğer avucumun acımasıyla refleks olarak bir küfür mırılandım.

Kız bıyık altından güldü..

Ardından ciddileşti. Ama gülmemek için zor tutuyordu kendini.

"Özür dilerim yani öyle bir an ettiniz ki küfür, boşluğuma geldi " dedi. Gülmemek için çaba sarf ederken.

Kızın bu samimiyetine " Gül gül içinde kalmasın " dedim.

Yıllarca bu anı bekliyormuş gibi kahkaha attı.

Bir yandan elimi sarıyor bir yandan ise gülüyordu.

Aklıma gelen şeyle durdum.

" Adın ne senin "

Elimi son kez sardıktan sonra bana baktı.

"Açelya" dedi.

Çok güzel bir isimdi.

Hayranlıkla "Çok güzel bir isim" dedim.

"Sizin, Simay biliyorum Akın bey sayesinde" dedi.

Alaycı bir tonla "Namım buralara kadar mı geldi yaaa" dedi.

Gülerek kafasını aşağı yukarı salladı.

Ardından "Çok memnun oldum." dedi.

"Ben de çok memnun oldum "

Açelya ciddileşti. "Ben sizi Sıla hemşirenin yanına hazırlayayım" dedi.

Kafamı aşağı yukarı salladım..

İçim bir buruk olmuştu..

Açelya oturduğu yerden kalkarak tam arkasını dönmüştü ki, arkasında seslendim.

"Açelya "

Arkasını döndü "Buyrun Simay hanım" dedi.

"Bana sizli konuşma benim sana çok kanım kaynadı, bundan sonra Sıladan sonra diğer arkadaşımsın" dedim.

Bana hayranlıkla baktı. "Gerçekten mi, benim de çok yok arkadaşım zaten" dedi.

Kafamı aşağı yukarı salladım tebessümle "anlaştık o zaman" dedim.

"Anlaştık " diyerek onayladı.

******

"Beş dakika Simay" dedi Açelya

Kafamı aşağı yukarı salladım.

Titreyen dudaklarımla "Tamam" dedim.

Açelya kapıyı açtığında küçük adımlarla girdim.

Üstümde mavi önlük kafamda ise mavi bone tarzı bir şey vardı..

Tabi olmazsa olmaz bir de maske

Sılanın yanına gittim.

Ben beyazdı yüzü kireç gibiydi. Zayıflamıştı.. Dudakları kurumuştu.

Kablolar arasında yatıyordu..

Yanına oturarak "Sıla" dedim.

Sesim titremişti.. İçimden bir şey kopmuştu.

Gözlerim doldu.. Kendimi zor tuttukça daha çok doluyordu..

Parmaklarımla elini tuttum. Buz gibiydi..

Sıcacık elleri buz gibiydi.

Üşümeyi sevmezdi o, sıcağı severdi.

Çatalaşan sesimle konuştum.

"Sıla..Sana çok ihtiyacım var "

Derin bir nefes aldım. "Herşey çok üst üste geldi, ne yapacağımı bilmiyorum.. O kadar çaresizim ki"

dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtı.

"Kendimi çok çaresiz hissediyorum. Ne -"

Ağlayarak zoraki bir şekilde yutkundum. Boğazım acımıştı.

Zoraki bir şekilde konuştum.

Hıçkırıklarımın arsında konuştum.

"Ne olur bana yardım et, bir çıkış yolu göster" dedim.

Yüsüelinin üstüne koyup ağlarken..

Göz yaşlarım Sıla'nın eline değiyordu.

Bir ses gelmesiyle kafamı kaldırdım.

"Sim-ay"

Sıla konuşuyordu.. Ama zorla konuşuyordu..

Heyecanla "Sıla, Sıla bak buradayım ben. Şimdi doktor çağıracağım tamam mı?"

Hızlıca ayağa kalkarak dışarı çıktım.

Heyecanla "Açelya Sıla uyandı" dedim.

Şaşkınlıkık "Ne?" dedi.

Açelya içeri girerken "Sen burada bekle" dedi.

Ben dışarı da beklerken bir kaç doktor içeri girmişti..

Sağ sola volte atıyordum.. Dakikalar geçmiyordu.

Doktor ve Açelya çıktığında hızla yanına gittim.

Hızlıca konuştum. "Arkadaşıyım ben, iyi mi Sıla haa, çıkacak mı?"

"İlkbaş sakin olun, evet durumu iyi. Normal odaya alacağız ama bugünlük dinlesin.. Yormayalım hastayı, çok zor bir süreç geçirdi Sıla hanım"

İçime dolan mutlulukla.

"Allahım çok şükür" dedim.

Ardından Doktora heyecanla

"Tamam, iyi olsun arkadaşım yeter ki" dedim.

Doktor tebessümle "Geçmiş olsun" diyerek yanımdan gitti.

Açelya geldi yanıma hızlıca sarıldı..

Açelya heyecanla "Demek ki aylarca seni beklermiş" dedi.

Mutlulukla "Sanırım" dedim.

Açelya kafasını aşağı yukarı salladı.

"İstersen sen git, Sılanın işi uzun sürebilir, hem haberleşiriz de"

Açelyayla numaralarımızı almıştık, bir gelişme olursa diye ki, iyi ki de almışız.

Kafamı aşağı yukarı salladım.

"Tamam, ama kesin haber ver bana olur mu?"

Net bir sesle "Söz" dedi.

Arkamı döndüm, asansöre ilerlerken mutluluktan hava uçacaktım.

Artık Murat beni tehdit edemeyecekti..

Asansöre bindiğim de, en alt kata bastım.

Asansör kapısı kapandığında.

Mutluluktan havaya uçuyordum..

Çok şükür güzel şeyler de oluyordu..

Asansörün sesiyle kendime çeki düzen verdim.

Asansörün kapısı açıldığında hızla çıktım hastanenin içinden.

Telefonum çaldığında tamamen Akını unuttuğum aklıma geldi..

Dudağımı ısırdım.

Derin bir nefes aldım açtım telefonu.

Direkt "Neredesin Simay sen?!" diye gür bir ses duydum.

Hastanenin çıkışına doğru ilerlerken

Hâlâ bana kaçamak bakışlar atanlar da vardı.

"Sıla'nın yanındaydım, biliyor musun Sılayı normal odaya aldılar"

"Gerçekten mi? " dedi.

Sesi diğerinin aksine daha iyiydi..

Sanırım bunu dememi beklemiyordu.

"Evet, gelince anlatırım" dedim.

Ama karşımda gördüğüm kişiyle de şaşırmıştım.

Kaşlarımı çatıldı. "Gelince konuşuruz" diyerek kapattım.

Karşımda ki kişiye doğru yürürken.

O ise arabasının önüne yaslanmış iki kolu göğüsünün altında bana bakıyordu.

Karşısına durdum.

En keskin sesimle konuştum.

"Sılaya mı gel-"

Lafımı keserek konuştu.

"Yine hastane de esip gürlemişsin"

Hoşnutsuz bir şekilde konuştum.

"Ne o, hemen ispiyonladılar mı?"

Bıyık altından güldü.

"Simay bu hastane bizim. Sen bu kafayla nasıl öğrenmen oldun? "

Dişlerimi sıkarak. İçimden sabır çektim.

"Sılaya geldiysen nor-"

Yine lafımı keserek

"Haberim var yanına gideceğim" dedi.

"Tamam" diyerek

Tam gidecekken önümü kesti.

Araf "Yaa ben bir şeyi anlamıyorum."

Bıkkınlıkla "Ne Araf yine" dedim.

Ama dediği şeyle beynimden vuruldum..

Araf "Abimi bu kadar severken, nasıl arkasında iş çevirebilirsin, bunu anlamadım?"

Aniden ciddileştim. " Ne diyorsun sen bee, ne işi!"

Oda aynı ciddiyetle konuştu.

"Muratı diyorum!"

Dehşetle ona baktım.

"Sen beni mi takip ediyorsun!!"

Gevşekçe konuştu. "Haberin geldi diyelim"

Tam konuşacakken lafımı kesti..

Ama dedikleriyle de kalbime bin tane ok fırlattı.

"Yaa abimle ilişkini bitirsin, ya da anlatırım abime herşeyi "

Nasıldı bölümümüz? 🌸💜

Kabul edin bu bölüm Arafa sinir olduk.

Yeni karakter kilidi açıldı. 💅

Açelya'yı nasıl buldunuz?🥰

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. 🌼❤️❤️

SEVİLİYORSUNUZZZZ 🌼❤️🦋🦋🤍🌸🌸💜🧚

​​​​​​

 

 

Bölüm : 30.08.2025 17:11 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...