Yeni Üyelik
32.
Bölüm

32.BÖLÜM

@cemreyldrm_

Yeni bölümle karşınızdayım. Artık bölüm geç geliyor farkındayım, ben de size bölüm yetiştirmeye çalışıyorum. O yüzden gecikebilir, kusura bakmayın. 😊

İyi okumalar. ✨🤍

Annemin konuşmasıyla dikkatimi Serkandan çekerek anneme baktım.

"Kızım girsene içeri, hem misafirimizi de ayakta bekletiyorsun" dedi sinirli sesiyle

Serkan da anneme katılarak " Evet Işık annen çok haklı" dedi sırıtarak

İçeri girdiğim de, sandaletimi çıkartırken Serkan da kapıyı kapatmıştı.

Arkamı dönmemle salona ilerleyecekken, Serkan'nın sesiyle durdum.

"Bir hoşgeldin yok mu?"

Kafamı Serkana doğru çevirerek

Sert bit sesle "Yok" dedim.

Salona girdiğim de, Buket ablayla karşılaştım. Her yerde karşıma çıkıyordu bu da

Yapmacık bir gülümsemeyle,

"Hoşgeldiniz" dedim.

Bukette tebessüm ederek

"Hoşbuldum canım" dedi.

Serkan da, salona girdiğin de annem gözleriyle mutfağı işaret etti.

Buda demekti ki, git çaylarımızı getir.

Kalkarak mutfağa girdiğim de, misafir bardaklarını çıkarttım. Annem bunlarla içmemize asla izin vermezdi.
Neymiş takım bozulurmuş.

Ben bunları düşünürken, arkada ki Serkanın sesini duymamazlıktan geldim.

"Lavabo nerede" demesiyle gözlerimi kapattım.

Sakin ol Işık sakin, tabii ki de elinde ki kaynar suyu yüzüne dökmeyeceksin.

Düşüncelerimden sıyrılarak gözlerimi açtım. Serkan'ın yüzüne bakmayarak

"Anneme sor!" dedi sinirle

Tezgahın üstünde ki keki keserken

Serkan tezgaha yaslanarak

"Ben belki senden öğrenmek istiyorum" dedi.

Serkana elimde ki bıçakla ona doğru döndüm.

Serkan bir bana bir bıçağa baktı.

Serkana doğru bir adım attım.

"İleri de solda" dedim ruhsuz bir sesle

Ardından "Aptal değilsen bulursun zaten" dedim.

Tekrar'dan önüme dönerek keki kaldım yerden kesmeye devam ettim.

Serkan"Bazen çok keskin konuşuyorsun " demesiyle

Tabakları çıkarırken

" Seni kesmediğime dua et" dedim

Küçük bir kahkaha attı "Zekana hayranım" dedi.

Serkana dönerek " Ben de,
aptallığına" dedim.

Tam bir şey diyecekti ki, annem'in gelmesiyle sustu.

"Kızım nerd-aa Serkan oğlum sen de mi buradaydın?" dedi.

Serkan nazik bir şekilde

"Evet efendim" dedi.

Annem bana bakarak,

"Kızım sen getirsin çayları" diyip ve çıktı.

Serkana "Çıksana" bakışı attınca o da çıkmıştı.

Hemen cebimden telefonu çıkararak Ece'ye mesaj attım.

"Ece gel kurtar beni, misafirler Serkan ve Ablası" yazıp gönderince tek tik oldu.

Neyse kısa süre de döner diye düşündüm. Ve yemek masasına koydum telefonu, tabakları servis etmeye başladım.

*****
Kaç saat oldu, fakat hiçbiri bana dönmemişti. Efe' yi aradım da, arka da müzik çaldığı için duymamıştı bile. Büyük ihtimalle Ece'nin doğum gününü kutluyorlardı.

Kahvenin taşma sesini duyunca "Eyvah" dedim. Hemen altını kapattım.

"Offff tekrar yap şimdi." dedim. Sıkıntı bir nefes verdim. Mutfağın kapısı açılınca.

"Anne tamam getiriyorum kahveyi, lütfen biraz beklesinler" dedim. Sitemle

"Ben yıllarca uzaktan bekledim. Yine beklerim" demesiyle bunun Serkan olduğunu anlamam zor olmamıştı.

"Serkan bak sinirliyim zaten, git başımdan!" dedim sinirle

Yanıma gelerek,

"Sakin ol şampiyon" dedi. Ellerini teslim olur gibi kaldırarak.

Ardından "Sorun ne?" dedi.

"Yok bir şey! Sen git" dedim.

Cezvenin kaynamasını beklerken. Fakat Serkan tam tersini yaparak sandalye çekmiş, ve oturmuştu.

"Seni izlemek daha iyi" dedi.

İçimden "az kaldı ışık sabır" dedim.

Cebimden telefonu çıkarıp baktım da, hiç bir bildirim yoktu.

Ocağın aniden kapanmasıyla kafamı kaldırdım.

Serkan"Kahve taşacaktı " dedi.

Kafamı olumlu anlamda salladım. Kahveleri koyarken

" Buraya taşınmak senin fikrindi demi?" dedim.

Bir kaç saniyelik sessizlik oldu.

"Zeki olduğunu biliyordum, fakat bu kadar zeki olduğunu bilmiyordum" dedi.

Cezveyi sertçe ocağa bıraktım. Gözlerimi kıstım.

"Daha ne kadar ileri gideceksin ha,? okudum bölümüme geldin, evimin dibine geldin, daha ne istiyorsun benden Serkan! " dedim hafif sesimi yükselterek

O da aynı ses tonuyla hafif sinirle

"Sevmeni, yıllarca sevdim ben seni uzaktan, sevmek bu kadar zor olmamalı Işık!" dedi sesi titremişti sona doğru

Böyle bir şey demesini beklemediğim için affalamıştım . İşaret parmağımla kapıyı gösterdim, Serkana bakmayarak.

"Çık Serkan çık! ve böyle bir konuşma geçmedi aramızda" dedim. Otorite bir sesle

Bunu yüzüne bakarak söyleyemezdim. Bakışlarımı serkana çevirdim de

Bir süre gözlerime kırgın bir şekilde baktı. Ve büyük adımlarla çıktı.

Çıktında iki elimle tezgah tutundum.

"Allah'ım Allahım kurtar beni şundan" dedim kısık bir sesle

Telefonuma tekrar baktım da, yine bir bildirim yoktu. Yavaştan yavaştan endişelenmeye başlamıştım. Bu sefer sesli mesaj bıraktım Ece'ye

"Ece biliyorum doğum günü kutluyorsun, fakat burada Serkan var. Lütfen kurtar beni " dedim ve telefonu yemek masasını üstüne koyarak

Kendimi toparladım. Kahveleri alarak salona geçtim.

Teker teker, herkese kahvesini verince ben de yerime oturdum.

Annem kulağıma eğilerek fısıldadı.

"Kızım bak, Serkan'nın babası'nın da tayını buraya çıkmış, aynı yerde çalışacaklarmış" demesiyle

Kurtuluşumun olmadığını bir kez daha anlamıştım.

Serkan anneme,

"Ben izninizle su içmeye gideyim"
diyerek kalkarak mutfağa geçmişti.

İnşAllah boğazında kalırdı o su.

"Kalkalım biz artık geç oldu" diyen buket ablaya

'Çok şükür bakışı attım' kalktıklarında kapıdan geçirecekken, Serkan durdu.

Bana bakarak "Haa ışık, ben geçen gelmedim yaa, genel kimya'dan geride kaldım, sen de notları var mı?" dedi.

Bu sorusuna şaşırsam da,

"var vereyim" dedim.

Serkan ablasına

"Abla sen git, ben gelirim" dediğin de

Buket abla gitmişti. Serkan ile ben de not vermeye, Odama girmiştik.

Kağıtlara bakarken

"Genel kimya demişti demi?" dedim. Emin olmak için

Camdan dışarı bakarken

"Evet evet genel kimya" dedi.

"Hah buldum al" dedim.

Elimde ki kağıdı uzatarak bana döndü elimden kağıdı aldı.

Tebessüm ederek "Teşekkür ederim" diyerek tam çıkacaktı ki, kafasını lambaya vurdu.

'1,80 boyu var' diye iç sesimi susturdum.

Eliyle kafasını tutarken "Aaahh" dedi.

"Tamam tamam sakin ol, şimdi ben buz getiriyorum tamam mı? " dedim endişeyle

koşar adımlarla buzluktan buz alarak, odaya geldim de, kafasına koydum buzu.

Bir sürü sonra

"Ben gideyim" dedi zorla konuşarak

"Dur beraber gidelim şimdi başın döner "

diyerek koluna girerek kapıya doğru ilerledik.

Serkan'dan

Işık kahveleri yaparken, yanına lavobaya gidiyorum diye kalkarak mutfağa gitmiştim.

seviyordum, hem de çok, fakat o da karşılıklı verseydi bana keşke

Mutfağı girdiğim de kapının sesini duymuş olacak ki,

Anne tamam getiriyorum kahveyi lütfen biraz beklesinler" dedi sitemle

"Ben yıllarca uzaktan bekledim. Yine beklerim" dedim.

"Serkan bak zaten sinirliyim, git başımdan!" dedi sinirle

Yanına giderek "Sakin ol şampiyon" dedim ellerini teslim olur gibi kaldırarak.

Ardından "Sorun ne?" dedim

"Yok bir şey! Sen git" dedi.

Cezvenin kaynamasını beklerken telefonla uğraşması aklıma Emiri getirince, sinirlenmiştim. Kahve'ye baktım da, taşıcaktı hemen altını kapattım.

Kafasını kaldırdığın da,

"kahve taşacak" dedim.

Kafasını olumlu anlamda salladı. Kahveleri koyarken

" Buraya taşınmak senin fikrindi demi?"dedi.

Bir kaç saniye sustum.

Evet taşınmak benim fikrimdi. Ablamı bilerek Işığın olduğu hastaneye getirmekte, babamın tayınını çıkarmakta hepsi...

Ama sevdiğim içindi.. Karşılıksız sevmek.. Düşündükçe kalbim sıkışıyordu..

"Zeki olduğunu biliyordum, fakat bu kadar zeki olduğunu bilmiyordum" dedim.

Cezveyi sertçe ocağa bıraktı. Gözlerini kıstı.

"Daha ne kadar ileri gideceksin ha?, okudum bölümüme geldin, evimin dibine geldin, daha ne istiyorsun benden Serkan! " dedi hafif sesini yükselterek

"Sevmeni, yıllarca sevdim ben seni uzaktan, sevmek bu kadar zor olmamalı Işık!" dedim.

Benim de bir sabrım vardı.

Benim de duygularım vardı.. Bunu bilmesine rağmen görmezden gelmesi..
Canımı çok yakıyordu..

"Çık Serkan çık ve böyle bir konuşma geçmedi aramızda" dedi. Otorite bir sesle

Gözlerinde ki o öfkeyi gördüğüm de, kalbim sıkışmıştı..

Bir süre gözlerine baktım kırgınlıkla, mutfaktan çıktım.

Işık kahveleri getirdiğin de, su içmeye bahanesiyle mutfağa giderek,

Işığını telefonunu aradım. Yemek masasının üstünde olduğunu görünce hemen aldım.

Şifre isteyince, ilk doğum tarihini girdim. Hata verince, bu sefer bir iki üç yapmıştım. Son şansımdı şifreyi Emir deneyince açılmıştı..
Telefonu istmesizce sıktım. WhatsApp girerek Ece'ye Efe'ye Emire hepsine

"Serkan burada gelin, kurtarın beni " yazmıştı.

Benden bu kadar mı nefret ediyordu?.

Yazdığı mesajı, herkesten sil yaptıktan sonra, aramalara girdim. Yine hepsini aramıştı,hepsini sildim. Sadece son aramalara, annem olacak şekilde ayarlayarak geri masaya koydum..

Kalkalım dendiğin de, sanki ders notu unutmuş gibi yaparak, Işıkla odasına girmiştik. Ben camdan bakarken, Emir'in arabasını görmemle sinir bütün vücücuma yayılmıştı.

Işık "Hah buldum al" dediğin de arkamı döndüm. Kağıdı aldım da, tam çıkacaktım ki, bilerek başımı lambaya vurdum.

Işık yanıma gelerek

"Tamam tamam sakin ol, sen burada bekle ben buz getiriyorum" dediğin de, planım pürüzsüz gidiyordu.

Işık yanıma geldiğinde, duygu sömürüsü yaparak.

"Gideyim ben" dedim. Biliyordum Işık beni tek bırakmazdı.

"Olmaz. ben de geleyim,başın döner" dedi. Endişeli bir sesle

İstediğim tepkiydi..

Koluma girdi. Işıkla beraber dış kapıya ilerledimiz de, Işık tam kapıyı açmıştı ki, karşısın da Emiri görünce

Işık "Emir?" dedi şaşkınlıkla

Emir ise, bir bana bir de, Işığa bakıyordu.

Fakat gözlerin de Hayal kırıklığı vardı..

Loading...
0%