Serkan'dan
Emir'in elinde ki çiçek düştüğün de,
"Yanlış bir zamanlama oldu sanırım " dedi kırgın bir ses tonuyla
Işık"Emir açıkl-" ışığın konuşmasına fırsat vermedim.
" Işık" diyerek diğer elimle ışıktan tutundum.
Emir'in gözleri Işığın koluna koyduğum elime kaydı.
Emir hızlı adımlarla arkasını dönüp giderken, Işık emirin arkasından bağırıyordu.
" Emir bekle!! " diyerek, beni tam bırakıp gidecekken, bayılma taklidi yaparak Işığın ilgisini çekmiştim.
Işık arkasını döndüğün de, şaşkınlıkla
"Serkan" diye mırıldandı.
Işık hızla , ablamı çağırmıştı.
Ablamla eve geldiğin de, beni Koltuğa yatırarak.
"Tamam Işıkcım hallederim ben" dedi.
Işık kafasını olumlu anlamda salladı. Tam gidecekti ki, elini tuttum.
Zoraki şekilde konuştum.
"Işık gitme burada kal"
Işık "Benim gitmem lazım annemler bekler" demesiyle
Ablama bir bakış attım. Gitmemesi için.
Işık arkasını dönüp gidecekken
Buket "Işık benim hastam acile gelmiş, önemli bir şey, ben hastaneye gitsem, sen Serkana bakar mısın?"
Işık "Ben bakamam kusura bakmayın" diyerek yine gidecekti ki,
Ablam "Lütfen ışık, çok acil. Emin ol bu kadar acil olmasa istemezdim " dedi
Işık kararsız kalsa da, gönülsüz bir şekilde kafasını olumlu anlamda salladı.
Ablamın manipüle yeteneğine bir kez daha hayran kalmıştım.
Ablam çantasını alarak gittiğin de, Işık ayak ucuma oturdu.
Cebinden telefonunu çıkardığın da
" N'apıyorsun? " dediğim de
Bana ters bir bakış atarak
"Annemi arayacağım" dedi soğuk bir şekilde
Soğuk davranması biraz moodumu düşürse de, bozuntuya vermedim.
Tam aramak için rehbere girmiş olacak ki,
Kaşlarını çatarak ayağa kalktı.
"Nasıl yaa?" dedi.
Büyük ihtimalle aramaya kayıtlarının silindiğin fark etmişti.
Kendi kendine "Eminim ama aradım Ece'yi" dedi.
"Bir sorun mu var?" dediğim de
"Yok" dedi. Bozuntuya vermemeye çalışıyordu
Buse teyze aradığın da,
Buse teyze "kızım neredesin?" demişti
Işık sıkıntılı bir nefes vererek
"Anne Serkan bayıldı eve getirdik, Buket abla'nın da, acilen hastası geldiği için hastaneye gitti. Ne zaman gelirim bilmiyorum" dedi.
Buse teyze biraz mırın kırın etse de
"Çok geç kalma" demişti
Işık ise "Tamam anne" diyerek kapatmıştı.
Kendi kendine konuşarak
"Emiri aramam lazım" diye mırıldandı.
Duymadım sanmıştı, fakat duymuştum.
Ani bir hareket yaparak "Aahh" dedim
Işık bütün dikkatini bana vererek iyi misin der gibi bakınca
"İyiyim bir şeyim yok, fakat bana bir su getirir misin? " dedim.
Amacım Emiri aramaması içindi..
"Tabii" diyerek mutfağa gittiği an
Hemen telefonumu çıkardım
Ablama mesaj yazdım
"Uzun bir süre gelme"
Telefonu yanıma koyduğum da, saniyeler sonra suyu getirmişti..
"Teşekkür ederim" dedim neşeli sesimle
Onunla vakit geçirmek seviyordum.
"Afiyet olsun" dedi. Soğukça bir sesle.
Bardağı yanı başımda ki sehpaya bırakırken
Telefonda ki rehberini kontrol ediyordu.
"Buket abla ne zaman gelecek " dedi sıkıcı bir sesle
" Bazen gece geliyor,bazen ise sabah" dememle
kafasını hızla çevirdi kaşlarını çattı.
"Sabah mı" dedi
"Evet sabah, bir sorun mu var?" dedim sorgulayıcı bir sesle
"Evet var" dedi net bir sesle
nedenini az çok bildiğim için sorgulamamıştım.
Tekrar telefonunu çıkardığında, kaçıncı kez aradığını bilmediğim Emiri aradı.
Telefonu yine açmayınca "off" demişti.
kapı çaldığında " Hah geldi buket abla" dedi.
Hızla kapıya doğru ilerlerken ben de arkasından gidiyordum.
Çünkü ablam ile biz böyle bir şey planlamamıştık..
Işık kapı'nın kulpunu aşağa indirdiğin de, karşımızda ki kişiyle ikimiz de şok olmuştuk.
Karşımızda ki kişi, Efe' den başkası değildi. Ve Işığa kırmızı görmüş bir boğa gibi bakıyordu.
Emir' den
Işık gittikten sonra, Ece'nin sınıf arkadaşları aramıştı. Doğum günü sürprizi için, Cafe den kalkıp gittimiz de, bir mekan kapatmışlardı. Işıklar, son ses müzik, Ece eğlenirken biz de Efe'yle bir masaya geçerek oturmuştuk.
Efe'nin telefonu çaldığında bana bakarak
"Işık arıyor!!" diye bağırdı.
Beni neden aramamıştı.. Telefona baktığım da, aradığını gördüm. Sesten duymamıştım
Efe"Alooo.. Anlamıyorum Işık çekmiyor!! " diye bağırdığın da, telefon kapanmıştı..
Gerçekten çekmiyordu..
Çıkışta bir papatya alarak yanına gidecektim.
Telefonu açmadım diye bana sinirlenmiş olabilirdi..
Ece yanımıza gelerek
" Abii gidelim artık" dedi yorgun bir sesle
"Tamam" dedim de, Ece arkadaşlarıyla vedalaşırken ,biz de arabaya doğru ilerlemiştik
Ece'de elinde bir ton hediyeyle arbaya bindiğin de,
"Offf yoruldum" dedi arkasına yaslanarak,
Çiçekçi de durarak "Geliyorum" dedim Efe ve Ece'ye
İkisi de, onaylayınca arabadan indim.
Bir buket papatya aldım. Papatyaları çok severdi.
Araba'ya bindiğim de,
Ece "Bakayım" dedi merakla
Baktığında "Abii bu çok güzel" dedi hayranlık
Dikiz aynasından Ece'ye baktım.
"Beğenir mi?" dedim
Ece"Beğenmek ne kelime bayılır" dedi
Arabayı çalıştırarak İlk Efe'yi sonra Ece'yi de eve bıraktım da,
Işığın tepkisini çok merak ediyordum.
Büyük ihtimalle çok mutlu olacaktı.
Işığın evine doğru ilerledim. Zile basmadan Kapı açıldığında,
Yüzümde ki gülümseme yavaş yavaş soldu..
Elimde ki papatya düştü..
Karşıma da Işık ve Serkan vardı. Ve Işık kolundan tutuyordu..
O an kalbimin sıkıştığını hissettim..
Zoraki bir şekilde konuştum
"Yanlış bir zamanlama oldu sanırım"
Sinir'den köpürüyordum resmen, ama sakin olmalıydım.
Işık endişeli bir şekilde
"Açıkl-" cümlesini tamamlamadan
Serkan "Işık" diyerek Işığın kolunu tekrar tutunca
Bardağı taşıran son damla olmuştu..
Hızla arkamı dönüp büyük adımlarla arbaya doğru ilerlemiştim..
Arkamdan Işığın "Emir bekle!!" dememesini duymamazlıktan geldim.
Çünkü dönersem kalbini kırardım.
Arabaya binerek hızla gaza bastım.
Bunu için miydi haa, Serkan için mi bizi bırakmıştı. Direksiyonu sıkmaktan eklemlerim bem beyaz olmuştu.
Evin önünü geldiğim de, Evime baktım.
Ece'nin doğum günüydü.. En mutlu günün zehir edemezdim.
Sinirimi direksiyona vurarak çıkardım.
Hayal kırıklığı, Acı, ilklerim kadar hissetmiştim.
Kafamı arkaya yasladım, gözlerimi kapatarak. Bunların birer kâbus olmasını diledim. Gözümü açtığım da yanımda Işığın olmasını bana
"İyi misin?" demesini bekledim.
Fakat öyle olmadı gerçekti,
Cama tıklatılmasıyla gözümü açtım
Efe'ydi..
Arabaya binerek, elini omuzuma koydu.
"Tamam üzülme sana da mavi ayıcık" alırım dedi.
Efe'ye ters bir bakış attım.
"Efe canım sıkkın zaten" dedim sitemle
Efe"Tamam tamam sana da kırmızı ayıc-"
" Efe oradan bakınca tek derdim o lanet olası ayıcık mı?!! " dedim
Efe ciddi bir yüz ifadesine bürünerek
" Ne oldu? " dedi şüpheyle
" Işık.. Serkanla birlikte kapıyı açtılar, hem de çiçek götürdüğüm de" dememle
Kahkaha attı Efe
Efe"Işıktan bahsediyoruz farkındasın demi? " dedi.
" Efe gözlerimle gördüm" dedim sinirle
Efe"Tamam hadi sür bakalım Işığın evine, ama ben Işığın böyle bir şey yaptığını düşünmüyorum. Yapmaz da"dedi.
"Efe ben üç yıl önce ki olayı tekrar yaşamak istemiyorum" dedim sesim titriyordu..
"Üç yıl önce ki, O olayı asla unutamazdım.. Işık tam unutturmuştu ki.. " diyerek lafımı devam ettiremedim.
Efe"sür" dedi otoriter bir sesle
Kafamla onayladığım da Işığın evine doğru sürdüm.
*****
Işığın evine geldiğimiz de, Efe zile basarak beklemeye başladı.
Saniyesine de kapı açıldığını da annesi çıktı..
Efe nazik bir sesle
"Kusura bakmayın Buse teyzecim. Biz Işığın arkadaşıyız da, bir görüşebilir miyiz?" dediğin de
Buse teyze "Bildim oğlum bildim, fakat Işık Serkan hastalanmış, onun yanına ablası da olmayınca" demesiyle
Gözümü sımsıkı kapattım.
Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü..
Kulağım uğulduyordu.
Efe ve Buse teyze'nin konuşmalarını anlamıyordum.
Buse teyze kapıyı kapattığın da, gözlerimi açtım
Saniyeler sonra Işık aramıştı. Kaçıncı arayışıydı artık sayamaz olmuştum.
Efe bana dönerek,
"Ben kontrol edeceğim, bilip bilmeden konuşmayalım. Hem arıyorda baksana" dedi.
Eliyle telefonumu göstererek
"LAN ADAMIN EVİNDEYMİŞ EVİNDE" diye en sonunda patladım.
Efe beni kolumdan tutarak. Arabaya doğru ilerletti. Kolumu bıraktığın da
"Ne bağırıyorsun kızın evinin önün de, kadın bir şey oldu sanacak!! " dedi. O da benim gibi sinirliydi.
Ardından işaret parmağını bana doğru uzatarak
"Sen burada bekliyorsun, ben de Serkan'nın evine gidiyorum" dedi sinirle.
büyük adımlarla ev doğru ilerlemişti.
Ben de arkadan bakıyordum.
Belki.. Belki bir ümit
Beraber kapıyı açtıkların da, Işıkla göz göze geldik. Çaresizce bakıyordu.
Bana doğru koşacakken,
Serkan sol kolundan tutarak, engellemeye çalışırken. Işık bir saniye bile benden gözlerini ayırmayarak, kolunu kurtardı.
Tam bana gelecekken, Efe omuzlarından tuttu. Işığı sarsarken, Işık hâlâ benim gözlerime bakıyordu
Gözlerin de Çaresizlik, özlem, bir sürü duygu vardı.
Efe büyük ihtimalle "neden böyle bir şey yaptın?" diye kızıyordu.
O da beni savunuyordu haklı olarak
İçimde ki ateş sönmediği için, direkt arkamı dönerek
Arabaya doğru ilerlerledim. Işığın sesini duymamazlıktan gelemeye çalıştım.
Işık "Efe benim bir suçum yok!!" dedi çaresizce
Dişlerimi sıkarak " Sus sus" dedim.
İçimde ki ses dön demek istesede dönemedim.
Tam arabaya binecekken, Işığın sesi geldi kulağıma
"EMİR!! BENİ DİNLEMEN GEREK LÜTFEN!! YALVARIRIM " dedi..
çaresizce ağlayarak sona doğru sesi kısılmıştı..
Elimi yumruk yaptım.
Kendi kendime,
"Hayır Emir hayır, yine aynı şeyi yaşayacaksın yapma " dedim zorla kendimi tutarken
Arabaya binerek dikiz aynasından baktığım da Işık arkamdan koşarak geliyordu gaza son sürat bastım.
Aklıma Serkan ve Işık geldiğin de, bunu düşününce daha fazla bastım gaza
Zaten mahallemiz küçük bir yerdi.. Kimse olmazdı
Telefon çaldığında, Efe olduğunu görünce kapattım. Şimdi konuşmazdım
Üst üste iki, üç kere çalınca açtım.
"Ne var e-" Konuşmama engel olan şey, arabanın önüne birinin çıkması, ve ani fren yaparak çarpmamdı.
Arbadan hızla indim de, koşarak çarptığım kişinin yanına gittim.
Gördüm kişiyle beynim'den vurulmuşa döndüm..
Yerde Bilinci kapalı bir şekilde yatan
Işık vardı..