Küçük bir duyuru : sizin için en iyisini yazmaya çalışıyorum. Fakat çok az beğeni geliyor, lütfen oy vermeyi unutmayın.. Benim yazma hevesim size bağlı..
İyi okumalar ❤️
Efe ve benim bakışlarım Emir'i bulunca Efe'ye göz ucu ile baktım, tedirgindi benim gibi, tekrar bakışlarımı Emire çevirdiğim de, boş boş gözlerle bize bakıyordu. Bir iki adım gelerek ikimize baktı..
Kaşlarını çatarak "Neden siz daha uyumadınız?" dedi sorgulayıcı bir sesle
Efe" Sabah oldu kardeşim, ne uykusu" dedi. Sesini neşeli çıkmaya çalışarak
Emir'in bakışları bana döndü " Sen?" dedi aynı ses tonuyla,
"Sabah oldu ne uykusu" dedim ben de Efe gibi
Gözlerini saniyelik kapatarak Sabır çekti. O da uykusuz da aynı bizim gibi
Tekrardan bakışları bana döndüğün de, gözleri ile ayağımı gösterdi.
"Acıyor mu?" dedi. Sesi diğerine göre şefketliydi.
"Seni gördüm yaa geçti " dedim. Utangaç bir şekilde
Efe"Oooo olan var olmayan var " dedi kıskanmış bir sesle
Efe'ye gülerken, Emirin sesiyle ona döndüm.
Kafasını aşağı yukarı sallayarak
" İyi" demişti. Ruhsuz bir şekilde
bu dediğine, yüzümde ki gülümseme yavaş yavaş silinmişti. Bana karşı fırtınası hâlâ dinmemişti.
Efe bunu fark etmiş olacak ki,
"Herkes ayaktayken, hadi kahvaltı yapalım" dedi
neşeli çıkarmaya çalışarak sesini
Ardından Efe bana bakarak
"Kız, sen de Ece'yi kaldır hadii" dedi.
Emir kolumdan tutmuştu ayağa kaldırmak için, kolumu Emir'den çekerek
"Gerek yok ben kalkarım!" dedim. Ses tonuma engel olmamıştım. Az önce ki tavrı sinirlendirmişti.
Salona doğru, yavaş yavaş ilerlerken Emir yanıma geldi.
"Işık, burada kızılacak biri varsa, o da sensin" dedi iğneliyici bir sesle
Bacağımı göstererek "Ya olan bana oldu bana!" dedim. Daha sonra işaret parmağımla kendimi göstererek.
Ardından "Ben mi dedim, Serkana gel bana takıntılı manyak ol diye haa!!"
"Işık" diye tısladı.. "Ses tonuna dikkat et" dedi.
Meydan okurcasına "Etmiyorum!" dedim.
Tam Emir konuşacaktı ki, Ece'nin sesi geldi,
"Günaydın" dedi ruhsuzca
O da benim yüzümden kötü bir haldeydi..
"Günaydın" dedim ben de,
Ece rahatça Koltuğa oturduğun da
"Offf, ne kadar kötü bir gündü" dedi. Sitemle
Ben de yavaş adımlarla yanına giderek oturdum.
Efe'de gelerek tekli koltuğa oturdu, Emir ise Ayaktaydı.
Ece'ye dönerek "Ece, biliyorum hepsi benim yüzümden" dedim çekingen bir sesle
Ece ise ruhsuzca yüzüme bakmayarak
"Evet" dedi.
Ne kadar bozulsam da haklıydı..
Efe sıkılmış gibi "Siz daha şu konuyu kapatmadınız mı, Serkan takıntılı bir manyak, seven insan böyle yapmaz!" dedi.
O da artık sinirlenmişti.
En azından beni suçlamayan tek Efe vardı. Ona minnetle gülümserken
Ece net bir sesle " Zaten babası sevmiyor, elin oğlumu sevecek" dedi.
Kalbim sıkışmıştı..sanki biri kalbim almışta tüm gücüyle sıkıyordu.
Tamam onun başını belaya sokmuştum, hepsinin sorumlusu bendim. Fakat bu dediği çok ağırdı..
Zayıf noktamdan vurmuştu,
Buğulu gözlerle Ece'ye döndüm.
Hayal kırıklığı ile "Ece" dedim
sesim o kadar kısık çıkmıştı ki, ben bile zor duymuştum.
Emir "Ece haddini aşma! Işık ta senin gibi korktu " diye uyardı.
Ece bunları duymamış gibi alay edercesine bana bakarak
"Ne o ağlayacak mısın yoksa? O Serkan beni rehin aldığın da ben de ağlamıştım sıra sen de!! " dedi hidayetle
Derin bir nefes aldım.. Bu Ece olamazdı, bu nefret bu kin..
Efe"Yeter ama Ece, bu kız mı istedi böyle olmasını haa!! Hepinizi şahitsiniz bu kızın neler çektiğine hafızasını kaybetti, kaçırıldı, bileği burkuldu "
Ardından Ece'ye iğrenir gibi baktı
" Sen ise Serkan bir rehin aldı diye ağladın," eliyle beni göstererek
" Bu kız hangisini ağlasın haa!! "
" Efe sesini kes sen de!" diye bağıran Emir'e de hayal kırıklığı ile baktım.
Tamam kardeşine de bir şey olabilirdi korktu, ama bu kadar da üsütüme gelinmezdi..
" Kesmem, bir hatasın da kıza demediğinizi bırakmadınız, Işık nazik ve kibar biri olabilir, ama ben haklının yanındayım kardeşim kusura bakma" dedi.
Buradan gitsem iyi olacaktı.
Kapıya doğru ilerlerken,
Emir "Nereye! ?" diye bağırdı.
Yüzüne bakmayarak "Cehennemin dibine!! " diyerek tepki verdim.
Ece arkadan umursamazca "Dikkat ette Serkan çıkmasın" demesiyle
Arkamı dönere ayağımı umursamayarak hızla yanına ilerledim.
Emir anlamış olacak ki, önüme geçmişti ki, hızla ittim. Bunu beklemiyor olacak ki, tökezledi arkaya doğru
Ece'nin iki elimle saçından tutarak,
"Elimdem kimse alamaz seni!!, seni buraya gömerim, sessiz duruyorum diye beni saf sanma!! Emin ol diğer yüzümü görmek istemezsin!!" dedim.
Ece "Bırak saçımı" diye bağırmasın önemsemeyerek konuştum.
"Anladın mı beni!!" diyerek kulağına doğru bağırdım.
Emir ve Efe ise bizi ayırmaya çalışıyordu,
Geriye doğru hızla bıraktım saçını
"Bırakın siz de! " dedim. Sinirle Beni tutmaya çalışan Emir ve Efe'ye
Bir iki adım geriye giderek iğrenircesine baktım.
Emir kolumdan tuttu "Işık bebeğim bir d-"
Lafını keserek konuştum..
"Ne haliniz varsa görün, bundan sonra hayatınız da Işık diye biri yok" dedim.
Elimi çırparak, arkamı dönerek kapıdan çıktım.
Derin bir nefes aldım, bir iki adım ileride ki , bir banka oturarak hıçkıra hıçkıra ağladım..
Neden her şey beni buluyordu ki, kimseye bir kötülüğüm de yoktu, niye bendim.
Uzaktan Gelen Emiri görünce ayaklanarak ilerledim.. Hiç biriyle konuşmak istemiyordum.. Efe hariç herkes beni suçluyordu..
Uzaktan gelen siyah arbada ki ki kişi dikkatimi çekti,
Barandı bu...
Elimi hızla salladım.. Baran durduğun da, hızla arabaya binerek Emir'den kaçtım..
Biliyorum, saçma bir şey yapıyordum.. Ama onların hayatlarında artık yoktum.
Barana baktığım da bana sorgulayacı bir şekilde bakıyordu bana.
*'*****
"Kısa ve öz bu" dedim Barana
Bir Cafe' ye sürmüştü, ve Cafe'de başıma gelen herşeyi anlatmıştım.
Baran derin bir nefes alarak hafif masaya doğru eğilerek düz bir sesle
"Tamam, Serkan önceden de böyleydi, aynı üniversite'deyken. Fakat bu kadar kötü değildi, bu bir hastalık Işık" dedi. Endişeli sesiyle
Titreyen sesimle "Baran, ben artık dayanamıyorum" dedim. Ağlamaklı sesimle
Ardından "Her seferin de karşıma çıkıyor, kesin bir zarar veriyor, Anahtarımın kopyasını çıkarmış, Allah Aşkına kimin aklına gelir bu" dedi Sitemle
Baran elini koluma koydu,
"Serkan ile konuşayım mı?" demesiyle
Endişeli bir şekilde " Sakın sakın haa, o manyak biri diyorum, bu sefer kafayı sana takar" dedim.
Sakin bir ses "Tamam tamam sakin ol" dedi.
Ardından derin bir nefes alarak konuştu, "Ee şimdi ne yapacaksın sen" dedi.
Alt dudağımı büzerek "bilmiyorum" dedim önümde ki çay bardağımla oynayarak
"Labirentte gibiyim, nereye gitsem bir engel çıkıyor" dedim. Hüzünlü sesimle
"Benim yapacağım bir şey olursa, tek bir telefon yeter biliyorsun demi" dedi.
Kafamı olumlu anlamda salladım "Biliyorum, teşekkür ederim" dedim. Mırıldanarak
Bir süre sessizlik oldu aramız da,
Kafamı camdan dışarı çevirdim de, siyah kapşonlu birini gördüm bizim masaya bakan , gözlerimi kısarak kim olduğunu anlamaya çalıştım an baran konuşmuştu
"Ne oldu?"
Barana bakarak "Yook bir şey, dalmışım öyle" dedim.
Belki de başka biriydi.
Konuyu değiştirmek için,
"Sen burada kalacak mısın, yani temelli mi geldin?" dedim sorgulayacı bir sesle
"Şu an sorguya mı çekiliyorum " dedi eğlenceli sesiyle
Bu dediğine gülerek,
"Yook bee meraktan" dedim.
O da aynı şekilde gülerek, " Yok bu akşam İzmite gidiyorum, arkadaşımın yanına oradan da direkt Mersin" dedi.
Ardından "Seni gördüm, konuştum o bana yetti" dedi.
Ama önce ki kadar saplantılı değildi bana, arkadaş gibiydi.
İç sesim 'Serkan da okulun ilk günü öyleydi' demesiyle göz devirdim.
Bir süre sessizlik oldu.. Aklıma gelen fikirle Barana baktım..
Heyecanlı bir şekilde "Baran senden bir şey istesem yapar mısın?" dedim.
kendinden emin bir şekilde Baran "Elbette" dedi
Derin bir nefes aldım, bu yaptığım delilikti, ama onlar da deli etmişti beni.
"Beni İzmite götürür müsün, buradan gitmek ve uzaklaşmak istiyorum" dedim.
Bakışlarını yüzümde gezdirdi ciddi miyim diye
Şaşkınlıkla "Emin misin?" dedi.
Kafamı olumlu anlamda salladım.
Baran bana şaşkınlıkla baktı.
"Saat 21:00 alırım"
*****
Derin bir nefes aldım. Odama baktım, son bir evime baktım, salona, mutfağa
Telefon titreyince bakışlarımı telefona çevirdim. Barandı.. Gidiyordum bu şehirden. Emir'den, Serkan'dan Ece'den Ayaz'dan Efe'den,Buket'ten
Tekerlekli valizimi alarak çıktım evden. İç çekerek Son bir kez evime baktım. Arkamı dönerek, evimi herkesi arkamda bıraktım bu şehiri herşeyi
Arabaya doğru ilerlerken.. Arkadan gelen sesle durdum.
"Işıkk, ne o elinde valiz"
Arkamı dönmeden cevap verdim
"Seni ilgilendirmez Buket, herşeye de karışmayın" diyerek incelmiş ayağımla yürümeye başladım.
araba'dan Baran indiğin de , valizi elimden alarak, bagaja koydu. Ben de ön koltuğa binmiştim ki, Serkan'ın sesi geldi
"Hiç bir yere gidemezsin Işık!!"
Baran Serkan'ın önüne geçerek sakin bir sesle,
"Şuan iyi değil Işık, sonra konuş" dedi.
Serkan "Sen ne ara geldin lan!" dedi çıkışarak
"Çok olmadı, ama şuan konumuz bu değil, Işığın dinlenmesi gerek" dedi sesi git gide yükseliyordu.
Bir süre Serkan'dan ses çıkmayınca
Baran arabaya binmişti, arabayı çalıştırmadan önce baran bana bakarak
"Emin misin bak" dedi.
Son bir kez daha Emin olmak için
Kafamı olumlu anlamda salladım
"Annemlere, sınıfta ki kızlarla tatile gideceğim dedim. Zaten diğerleri.." diyerek sustum..
Sertçe yutkunarak Barana baktım.
"yoklar artık hayatımdan"
Baran kafasını olumlu anlamda salladı.
"Peki sen nasıl istersen" diyerek arabayı çalıştırdı.
Gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım.. Gidiyordum bu şehirden, beni suçlayan, iyi gelmeyen herkesten...
Nasıldı bölümümüz.. 🌸
Sizce daha neler olacak?
Neyse siz yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınız 🩷
Seviliyorsunuzzzz 🤍