Yeni Üyelik
49.
Bölüm

49.bölüm

@cemreyldrm_

 

Beklettim için kusura bakmayın

 

 

İYİ OKUMALAR🤍

 

 

Emir'den

Işık ile aynı fakülte'ye girmemizle, Işığın yanına oturdum.. Arkada ki Serkan her ne kadar sinir etse de sakin kalmaya çalıştım..profösör gediğine de arkasında İdili görmemle neye uğradığımı şaşırmıştım, Işığa baktığım da bana ters ters bakıyordu.. Her şey berbat gidiyordu, şimdi de bu olunca tam oldu..
Işığın ya sabır der gibi nefes aldığını görmemle Işığa bir süre yaklaşmama gerektiğinin mesajı'nı vermişti.







Işık "Yani demem o ki Ece'cim abi, ben ve abinin sevgilisi biz kocaman Bir aileyiz" dedi sinirle.

Allah' ım canımın al der gibi yukarı baktım, çay içmeye inmiştik yapmadı ima kalmamıştı hanımefendi' nin

Ece kahkaha attı..

Ece'ye tip tip baktım.. En sonun da dayanamayarak konuştum sitemle

"Ben mi gel diye" dedim.

Kaşlarını çok bilmiş bir şekilde kaldırdı

İmalı imalı "Bilemiyorum Emir'cim, ne de olsa senin sevgilin" dedi.

İşte iki saattir bu İma'dan gına gelmişti..

Ya sabır, ya sabır

"Biliyor musun Işık, senin sayen de sabır çeke çeke imana geldim" dedim

Ece lafa atlayarak. " Önce'den değil miydin?" dedi.

Ece'ye öyle mi bakışı attım..

Işık ise kahkaha'yı bastığın da

Artık dayanamayarak kalkmıştım..


kafamı iki yana sallayarak "Sizle baş edilmez" dedim..

Ayaz ve Efe' ye baktım

"Kalkalım biz, yoksa daha çok laf yiyeceğiz" dedim.

Aslında kalkmak bahaneydi.. Işığa Mürdüm çiçeğini bulacaktım.. Bulamasam da çabalayacaktım o Mürdüm rengini de ne yapıp edip bulacaktım.. Ne olursa olsun


Ayaza, ve Efe'ye baktım ikisi de arkamdaydı..

Emrivaki bir sesle Ayaz, Efe bana ne yapıp edip, Mürdüm çiçeğini bulun! " dedim.

Ayaz" Ney çiçeği?"

Efe " Müdür mü dedi, ne dedi o"

Hızla arkamı döndüm "mürdüm" dedim devam ettim. "bana gün içerisin de Mürdüm çiçeğini bulun "

"Diğer çiçekler çuvala mı girdi?" diyen Efe'ye

"Aynen " dedim Ardından "Çuvala girdi, ben de Mürdüm istiyorum" dedim.

Ayaz "Sen mi? " dedi Efe ise gülmemek için zor tutuyordu kendini

Yapılan imayı hava da kaparak

"Lan, saçmalamayın!" dedim. "Işığa" diye devam ettim. "Hadi, hadii " diyerek

hepsini çiçek arayışına yolladım. Ben de dahil bahçe'den çıkarak arabaya doğru ileriyecekken Serkan ile göz göze geldik.. Bana kinci bir ifadeyle bakıyordu. Benim de ondan bir ise farkım yoktu. Canımı alabilirdi ama Işığın saçının teline dokunamazdı.


Kaçıncı çiçekçi'den çıktığımı artık saymayı bırakmıştım.. Araba'ya binerek "Offf" dedim. Her Mürdüm çiçeğini sorduğum da bana uzaylıymış gibi bakıyorlardı.. Saatte baktığım da çıkış saatleri yavaş yavaş geliyordu.. Hızla Efe'yi ve Ayazı mesaj yazdım.

Mürdüm rengi'ne yakın koyu renk çiçek bulun! Yazarak gönderdim. Üstte ki bildirim çubuğundan Ece'nin attığı mesaja da baktım.

"Abi yarın Işık ve Serkan cezalıymış. Kütüphane temizleyecekler"

Okudum şeyi ilk baş idrak edemedim.
Ardından hemen mesaj yazdım

"Sadece ikisi deme Ece"

Bir kaç dakika cevap vermeyince Derstedir diyerek telefon yan Koltuğa atarak Eve doğru sürdüm.

******


"Şöyle koy Efe " diyerek çiçeği koyacağı yeri gösterdim.

Evet hafif koyu bir çiçek bularak boyuyacaktık. Tabii gizli gizli çünkü Ece'nin boya koleksiyonundan almıştım. Boyayı ki, resim Ece için vazgeçilmez bir şeydir.

Bir ara paletini kaybetti diye üç gün boyunca ağlamıştı.. En sonun da yenisi alarak susmuştu.. O yüzden Ece'nin öğrenmemesi daha iyiydi..

Ellerimi bir birine vurarak. "mavi, kırımızı, hafif siyah renkle boyuyoruz" dedim.

İkisi de bana bon bon baktı

Efe alaycı bir sesle "Sen resim kağıdı getir, köşeyevde bir güneş yapa-" ardından ciddileşti "Ne diyon sen?" dedi..

Ayaz "3/A sınıfından Emir korkmaz" dedi alkışlayarak

Sinirle tek tek heceleyerek. "O çiçeğe boyayın. Hemen " dememle

Hemen Birini ayaz birini ise Efe almıştı. Ben de diğerin alarak boyamaya başlamıştık..



"Olduu yaaa" diyen Ayaza

Efe bitse de gitsek moodun da

"Aynen aynen oldu oldu" dedi onlara ters bir bakış attım.

"Oldu" dedim. Otorite bir sesle

Ayaz derin bir nefes verdi " Ohhh " diye

Efe "Allah'ım çok şükür Bismillah" diyerek parkeye yattı..

Ben de çiçekleri alarak kuruması için masa'ya koydum.. Gerçek çok güzel duruyorlardı.. İnsanını baktıkça bakası geliyordu.. Gözlerim boyayı bulunca ne yapacağımı bilemedim.. Şimdilik odama saklamam lazımdı zaten fark etmezdi, hergün koleksiyonunu açarak kontrol etmiyordu yaa, yani.. Umarım.

"Fıtık oldum" diyen Efe'ye ne diyorsun sen bakışı attım.

"Lan sadece boya yaptın, neye fıtık oluyorsun? Sanki 10 kilo un kaldırdın"

Ayaz "Öyle deme ilk defa Efe haklı, elimi hissetmiyorum " dedi.

Kendi kendime kafamı iki yana salladım. Mırıldanarak. "Bozacı'nın şahidi şıracı" dedim.

Tekrar bakışlarım çiçeğe kayınca bu sefer hayranlıkla kendi kendime konuştum "Çok beğenecek" dedim.
Efe ise Ayaza sanki devlet sırrı verir gibi mırıldanarak

"Sıyırdı iyice" demesiyle

"Efeee!!" dememle

Efe, Ayazın omzuna vurarak. "Hadi kardeşim biz gidelim, sana da iyi günler" diyerek hızlı kapıdan çıktılar


İlk defa doğru bir seçenek yapmışlardı..





Işığın kapısına giderken üç adet çiçeği koydum.. Çiçeğimin kapısına çiçek koymuştum.. Keşke bunu yazsaydım.. Neyse diyerek kapıya koydum zile basarak arabaya bindim.. Bir süre açmadı, açtığın da ise gördü, tebessüm etti.. Kapıyı kapattı an da hemen mesaj yazdım

Belki en güzelini veya en iyisini bulamadım. Ama senin için kırmızı kar bile yağdıra bilirim..


Asla tahmin etmemiştim, boyaman ise.. Çabalamana sevindim.


Emir "Sakın Ece'ye deme boyadığımı haberi yok valla üç yıl başımın etini yer"



Teşekkür ederim, yani umursamaya da bilirdin"


"Seni ve umursamamak, ne sen böyle bir şey sordun ne ben cevap verdim"

Kırmızı kalp ile yanıt vermişti. Utandığın yemin edebilirdim, ama kanıtlayamazdım

Arabaya eve doğru sürdüm de ise odama gelerek direkt yattım ve yarının güzel bir gün olmasını diledim..






Alarmın sesiyle uyandım.. Erteleme gibi bir huyum yoktu, ama Ece için aynı şeyi diyemezdim.. Uyandığım da aklıma glenu şey Işık olmuştu.. Elimi yüzümü yıkadım
Hızla hazırlandım, Ece'nin sesi çıkmadı için, babam götürmüştü kesin..

Hızla arabaya binerek fakülte'ye doğru ilerledim, bahçe'ye girdiğim de Işığı göremedim, koridorda Ece ile konuşuyordu.. Gözlerimi alamadım sanki etraf ta kimse yoktu o ve ben vardım.. Kafasını çevirerek beni gördüğün de, bana hayranlıkla baktı, tebessümle büyük adımlarla yanına gittiğim de Ece 'de sınıfa girmişti.. Hızla kollarını boynuma sarıp sarıldı sıkı sıkı Teşekkür ederek mırıldandı.

"Ne demek sen iste kırımızı kar bile yağdıra bilirim " dememle siyah kar istemesi kahkaha atmama neden olmuştu..

Yaparım ama çok zamanımı alır dediğim de, tebessümle karşılıklı vermişti ki, ani bir sesle buu kadar güzel bir an bozulmasıyla sinirlendim, kimin yaptığını da çok iyi tahmin etmiştim..sıkıca elini kavradım da direkt sınıfa girdik, girmemizle kimin yaptığını öğrenmemiz uzun olmamıştı..

Aklıma kütüphane gelince, Işığa mırıldanarak

"Ceza falan hayırdır " dedim. Işık ise herşeyi dürüstçe anlattığın da sinirlensem de sustum, bir ara tam sövecektim, tuttum kendimi

Işığa "seni o herifle başbaşa bırakmam" dememle hoşuna gitmiş olacak ki, tebessümle karşılıklı verdi..




Okul çıkışın da, Işığı tek bırakmak istemesem de ilk Ece'yi bırakamam gerekti. Tabii Ece tripliydi bize Efe sağolsun boya konusunu anlatmıştı Ece'ye Ece ise ikimize de ayarı çekmişti.

"Ben senin eşyanı elliyor muyum da, elin kırılsın, yüzün o boyaya batsın gibi bir sürü" şey demişti.. Derin bir nefes vererek,

"Ece abicim ben sana yenisini alacağım" dedim.. Omzunu kaldırıp indirdi

Araba'dan inmeden önce. "İnşAllah o ellerin yüzün mas mavi olurda şirinler gibi gezersin" dedi..

Hızla kapıyı kapatarak eve doğru ileridi.. Ben de kafamı iki yana sallayarak Işığın oldu yere doğru sürdüm.





Ne kadar bekledim Işığı bilmiyorum ama artık çıkma saatleri gelmesiyle dikkatimi çıkışa daha çok verdim.. "Hadi, hadi" diye mırıldandım. Bir ara bana yazmıştı "okulda mısın diye" Her ne kadar şüphe etsem de kendi söyler diye sustum.

Kafamı kaldırarak baktım da Serkanla Işık dip dibeydi.

Serkan Ve Işık dipdibe..

Yanlarına gittiğim de, Serkan "o senin sevgilin değil " dediğini duyunca kan beynim sıçradı hemen cevap verdim.

"Sevgilim" dedim. Elini sıkı sıkı tutarak amacım belliydi..

Elimi yanağıma atarak "Yoruldun mu?" dedim. Sanki Serkan yokmuş gini

Bana hayranlıkla bakarken kafasını olumlu anlamda salladı.

"Evine bırakayım, gel" dedim elini hızlı tutarak arabaya doğru ilerledik

Sessiz geçen araba yolculuğun da inerek kapıya kadar eşlik ettim.

"çok teşekkür ederim aşkım" dedi.

Saçını okşayarak "Ne demek güzelim" dedim.

"Serkana canın sıkılmadı dimi? "

Beni düşmedi hoşuma gittiği için, kafamı iki yana salladım.

"Sana bir şey yapmadığı sürece bir sıkıntı yok" dedim.

Bu dediğime tebessüm etti.


"Ee çiçeğini de getirdim" dedim.

"Affedildim mi?" diye devam ettim.

Dudağını büzerek "bilemedim şimdi " dedi.
O dudağını büzme diye bin kez demiştim

"İyi affettim " dedi.

tebessümle dudağına küçük bir buse kondurarak geri çekildim..

Yüzünü avuçlayarak "İyi geceler" dedim.

Utana çekine "İyi geceler" dedi.

Arabaya binmemle, tam çalıştıracaktım ki, Serkanı gördüm. Bizi net görmüştür kesin bunu düşününce keyfim yerine geldi.. Keyifle eve geldiğim de direkt odama geçtim.. Yatağıma uzandım şu iki günüm mükemmel geçiyordu.. Saatte baktığım da on ikiyi geçmişti üç gün diyelim dedi iç sesim, kapım tıklatıldığın da "Gel" dedim.

Ece girmesiyle Eyvah dedim kesin boya konusuydu.. Derin "off "dedim.


Ama ben Ece'yi sinirli bir yüz ifadesiyle beklerken, o ise ciddi bir yüz ifadesiyle gelmişti.. Evet yine bir şeyler karıştırılıyordu bu da pek iyi bir şey değildi.

Bir Ece'ye baktım, bir arkasın da sakladı şeye,

Sertçe yutkunurken " Abii" dedi.

Kaşlarımı çatarak baktım.. Arkasında ki Serkan'ın telefon'un çıkarak bana uzattı.

Serçe yutkunarak konuştu. "Duyman gerek şeyler var"

 

 

Nasıldı bölümümüz, 🦋

 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız 🌸

 

Düşüncelerinizi de yazın 🌼

 

 

Seviliyorsunuzzzz 🤍

Loading...
0%