Artık bölümler her perşembe gelecektir ❤️
Zaten yavaştan yavaştan da finale geliyoruz🤍
İYİ OKUMALAR 🤍
52.Bölüm
Elimde ki kağıda bir süre baka kaldım. Telefonumu sol cebimden çıkararak fotoğrafını çekerek Ece'ye gönderdim.. Şuan beynim durmuş gibiydi. En azından beni kendime getirirdi. Fotoğrafı çekip gönderdikten sonra stresli bir şekilde telefonu masanın üzerine fırlattım. Ayağa kalkarak odanın için de volte atmaya başladım. Bir yandan da tırnaklarımı yiyordum.. Masamda ki sudan bir yudum aldım. Elimin titremesine engel olamıyordum. Resmen bir kabusun içerisine düşmüştüm. Bir yeri halletmeye çalışırken bir diğer yerden patlak veriyordu. Bıkmıştım artık Ellerimi saçlarımın arasından geçirerek derin bir nefes alıp verdim "Bunların da üstündesinden geleceksin Işık" dedim kendi kendimi sakinleştirmeye çalışarak. Masa'nın üzerinde ki titreye telefonla gelen mesaja hızla baktım. Umarım beni sakinleştirecek mesajdır. Ekranı açtığım da Ece'den gelen mesajı görünce ya sabır çektim.
"Bunu kim yazmış?"
Ya sabır dilercesine derin bir nefes aldım. Sinirimi Ece'den çıkarmam gerekiyordu.
"Ece'cim bilsem sana yazar mıyım zaten. Ben de senin bunun kim olduğuna dair bilgin vardır belki diye attım. "
"Yazı bana çok tanıdık geliyor ama, tam emin değilim."
"Kimin olabilir?"
"Buket?"
"Ne!!!?" şaşkınlıkla mesaja bakakaldım.
Tabiii yaaaa daha önce nasıl fark edemedim. Diğer notlar da gözümün önüne gelince Bana yazdığı ilaç reçeteleriyle aynıydı. Ece'den gelen Mesajla dikkatimi telefona yönlendirdim.
"En iyisi bu konuyu abime de söylemeliyiz, yarın bir kafe de konuşmalıyız bu konuyu"
"Ben konuşurum, o işi ben hallederim, çok teşekkür ederim"
"Ne demek canım senin mutluluğun, Abimin mutluluğu ikinizin mutluluğu eşittir benim mutluluğum ahahah"
Bu yazdığıyla yüzüm de istemsizce tebessüm oluşturmuştu. Kırmızı bir kalp atarak konuyu kapattım.
Yarın Umarım bu konuyu da halletmiş olurduk. Çünkü artık gerçekten çok yorulmuştum.
Emiri arıyıp olanları anlattım o da benim kadar şaşkınlıkla karşılamıştı. Hatta bir ara duymak istemediğim bütün küfürleri duymuştum. yarın ki buluşmayı bu güne çekmişti. Bir saatte de orada olacaktım. O yüzden hızlıca dolapta ilk buldum şeyleri üzerime geçirdim. Ece'ye buluşma yerini mesaj atarak evden çıkmıştım.
Kapıya çıktığımda Emir araba'nın ön kapatuna yaslanmış beni bekliyordu, ve bunu görmemle şok olmuştum.
Yanına ilerleyip "aşkım, madem buradaydın neden yukarı gelmedin?" dedim şaşkınlıkla.
Yüzünde büyük bir tebessümle "Burada değildim zaten yavrum, telefonu kapattığımız da, yakındım buraya zaten. Seni bu saatten sonra yalnız bırakacağımı sandın?"
Dedikten sonra dudağıma küçük bir buse kondurdu.. Daha ben öpücüğün etkisinden çıkamamışken elini bel boşluğuna koyup beni araba'nın ön koltuğuna doğru yönlendirdi. Bu adam kritik durumlar da bile kalbimin bu kadar hızlı atmasına nasıl sebep olabiliyor. Hâlâ aklım almıyordu. Beni ön koltuğa otuturup kendisi de şöför koltuğuna geçti..Ehliyet kemerini takarken beni hayran bırakan o gülümsemesi ile göz kırptı. Yüzü yüzüme çok yakındı. Dayanamayarak dudakları dudaklarını buldu.. Saniyesin de karşılığını vermişti.. Utana çekine ayrıldığımız da yüzüm kıpkırmızı olmuştu.. Yanaklarım utançtan yanıyordu. Cidden deli cesaretiyle nasıl yapmıştım.. Emir'in konuşmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.. Cama dönerek yüzümü saklamaya çalıştım..
Alaycı bir sesle "Utandın mı sen?" dedi.
Emire bakmayarak. "Emir arabayı çalıştır yaa" dedim Sitemle
Emir ise kahkaha attı. Sağ eliyle yüzümü kendisine çevirmeye çalıştı.. Eğlenceli sesiyle "Bir baak" dedi..
"Emir! " diye yükseldim.. O müptelası oldum kahkahasını yine attı.
"Tamam tamam" diyerek arabayı çalıştırdı.
Yol boyunca göz göze gelmemeye çalışmıştım o ise benle uğraşmıştı..
Derin bir nefes alarak en sonunda patladım
"Emir yeter ama!!" dedim.
Yandan bir bakış attı. Gülerek " tamam aşkım tamam, ama utanınca da çok güzel oluyorsun" dedi..
Bu dediğine hafifçe tebessüm ettim..
Araba'yı park ettiğin de, ondan önce inerek hızlı adımlarla kafe'ye girdim. İleride ki cam kenarında ki Ece'yi görünce rahatlamıştım.
Emir de arkamdan gelerek elimi tutup daha ben bir şey demeden beni Ece'ye doğru yönlendirmeye başlamıştı.
Ece bizi gördüğün de gergin yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. Emirle ikimiz yan yana oturduktan sonra, garsona siparişi vererek Emir'in konuşmasıyla asıl konumuza dönmüştük.
Emir "İşler iyice boka sarmaya başladı. Ne olacaksa olsun artık ateş olsa cümrüm kadar yer yakarlar, o Buket'e de yapacaklarımı iyi biliyorum" dedi sinirle masaya yumruk vurarak. Vurduğu yumrukla Ece ile ikmiz irkilmiştik.
"Ben artık çok sıkıldım, sonunda ölüm yok ya, ne olacaksa olsun artık!, planın da ortaya çıkması işimize gelir!" dedim. Bıkkın bir sesle.
Çünkü ben de çok yorulmuştum. Bu sonu gelmeyen oyunlardan.
Ece"Çok korkuyorum ikinizden birinize bir şey olacak diye, peki aklında ne var abi? "
Emir'in yüzünde ki sinsi gülümseme içimi rahatlamıştı. Çünkü bunun çok iyi bir plan olduğun şimdiden anlamıştım.
Emir elimi tutup" Okulun bitmesine bir hafta kaldı. " yönünü bana çevirip şok olacağım o kelimeyi söyledi.
" Herşeyden uzak yeni bir ülke ve yeni bir hayata var mısın benimle? "
Söyledikleriyle dilim tutulmuştu.
Ece ile ikimiz aynı anda" Neeee!? " demiştik.
Fal taşı gibi açılan gözlerle önce Ece'ye sonra Emire bakarak " "Anlamadım? " dedim anlamayan bakışlarla
" Işık Benimle evl-" yanımızda ki Camın inmesiyle cümlesi yarım kalmıştı.
Emir'in " Işık , Ece!! " diye bağırması etrafta ki insanların çığlıkları ve kurşun sesleri birbirine karışmıştı..
Emir oturduğumuzu masayı bize siper ederken bir yandan da ne zaman belinde olduğunu bilmediğim silahı çıkartarak. Bize ateş edenlere karşılıklı veriyordu.
"Sakın kafanızı kaldırmayın!!" dedi emrivaki bir sesle.
"Emir çok korkuyorum?" dedim.
Silah ve etrafta ki bağrış seslerinden kendi sesimi bile zor duyuyordum. Emir beni duymamıştı. Odağı komple karşı taraf olmuştu. Ece'ye korkuyla baktığım da, onunda benden aşağı kalır yanı yoktu.. Korkudan Ece'yle birbirimize sarılmıştık.. Emir'in inlemeyle karışık küfürüyle bakışımı Emire çevirdim.
Gördüğüm şeyle dehşet kapılmış bir şekilde "EMİRRR!!!!" diye haykırdım.
Kalbi'nin üzerin de beyaz tişörtü kırmızıya bulanmıştı.. Bakışları benimle üzerinde ki kan arasında gidip geliyordu.
Dehşete düşmüş bir şekilde hiç düşünmeden ayağa kalktım da, Emire doğru bir adım atmıştım ki, karnım da hissettim acıyla bir adım geriledim.. Emire baktım da yere çoktan yığılmıştı.. Gözlerim karşı yola kaydığın da ateş edenin Baran olduğunu gördüğüm de, hiç şaşırmamıştım. Pis bir sırtışla namlunun ucunu bana doğrultup tetiği basmıştı. Vücücumda hissettim ani acıyla yere yığılmam bir olmuştu. Ece'nin haykırışıyla son bir güçle bakışlarımı Emire çevirdim. Elimi Emir'in elini uzatmaya çalıştım. Ama vücücumda ki, acı git gide artıyordu ve bunu yapmam engel oluyordu.
Son hatırladığım şey ise Emir'in açık gözleriyle sabit bir şekilde bana bakmasıydı. O anda tek isteğim ölmek olmuştu. Çünkü beni bu hayata bağlayan hiç bir şey kalmamıştı..
"Se-ni sev-iyor-um." Ağzımdan çıkan son sözlerle öksürmem ve ağzımda mekanik bir sıvı'nın gelmesiyle bunun kan olduğunu anlamıştım. Gözlerim git gide kararırken sanki bir buzun üzerinde uzanıyormuşum gibi üşümeye başlamıştım.
Son duyduğum şey ile bilincim tamamen kapanmıştı.
"Hayır nolur ölmeyin nolur...."
Nasıldı bölümümüz🌸
Oy ve yorum yapmayı unutmayın 🩷
Seviliyorsunuzzzz 🤍