Yeni Üyelik
54.
Bölüm

FİNAL

@cemreyldrm_

BU BÖLÜMÜ BİR YANIM BURUK BİR ŞEKİLDE ATIYORUM . ARTIK EMİR VE IŞIĞI SON KEZ OKUYACAĞIZ İÇİN . BU KİTAP YAZMAK TA BANA DESTEK OLAN , HİÇ BİR ZAMAN YORUMLARINI OYLARINI DAHİL EKSİK ETMEYEN BİRİCİK OKUYUCULARIMI .. HİÇ BİR ZAMAN OKUYUCULARIMI BİR OKUYUCU GÖZÜYLE DEĞİL DE ARKADAŞ GİBİ BAKTIM VE ÇOK TATLI GÜZEL İNSANLARLA DA TANIŞTIM. ACISI İLE TATLISIYLA BUNUNDA SONUNA GELDİK ..

BİR YANLIŞIM BİR KUSURUM OLDUYSA AFFOLA

EMİR VE IŞIĞI UNUTMAYIN OLUR MU ?


EN ÇOK DA ÖZLEYECEĞİM ŞEY

"Sizlerle yorumlarda konuşmak olacak🥹"




HER ZAMAN Kİ GİBİ

"SEVİLİYORSUNUZZZZ 🥹🤍"


İYİ OKUMALAR 🌸



YAZAR'DAN

Ece duyduğu şeyi idrak etmeye çalışırken, Ayaz'ın da Ece'den bir farkı yoktu. Buse"N- ne?" dedi. Sanki Işığın annesi'nin yüreğine düşen kor ateş tüm evreni sarmıştı. Canı gibi koruyup büyüttüğü kızı ellerinin arasına kayıp gidiyordu ve onun ellerinden hiç birşey gelmiyordu.
"Geçmiş olsun" Doktor'un gözlerin deki hüzün kelimelerine de yansımıştı. Doktor son sözlerini söyleyerek yanlarından ayrıldığı sırada Işığın annesi Buse dengesini kaybedip tam düşecekken Ayaz ve Mehmet tuttu iki kolundan. Tam o sırada sedye ile Işık çıktığın da Buse "KIZIMMM!! SENİ KORUYAMADIM AFFET BENİ!! " diyerek ağıt yakıyordu. Sedye nin yanına geçerek, bembeyaz yüzüyle karşılaştı. Dudakları kup kuruydu..Yüzü sanki ölü bir bedeni çağrıştırıyordu. Buse'nin bedeni olanları daha fazla dayanamayara Soğuk zeminle buluştu. omuzları bu acıyı kaldıramadığını gösterircesine çökmüştü. Ağlamaktan kıpkırmızı olan gözlerle giden Işığa bakarak "IŞIK, KIZIMM" dedi. Cılız sesiyle cılız sesi acı ve çaresizlikle doluydu. Ece ise başını Ayaz'ın omzuna yaslayarak hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ağlayan gözlerle Ayaza baktı.


"Ayaz Işık öle-"Ayaz hızla lafını kesti Sinirle Dolu gözlerle "Hayır Ece, Öyle bir şey olmayacak" dedi.

Buse hızla yerden ayaklandı. "Kızım, kızımı gösterin nerede kızım!!!" hastane'de bir sağ bir sola koşuyordu. Mehmet Buse tuttuğun da, Mehmet "Bir sakinleş!" dedi. Sert bir dille hızla kendini geri çekti buse.. İşaret parmağını uzatarak.

"Sen suus!!" dedi. "Sen de suçlusun, kendi öz kızın değil diye yapmadığını, demediğini bırakmadın.. Ne var bir saçını okşasaydın kızın haa, çok mu şey istedi senden" kafası iki yana sallayarak.

" bundan sonra Sen hiç konuşma" dedi.

Mehmet donuk bir ifadeyle bakarken Buse arkasını döndü. Işığın yoğun bakımı'nın yanına gitti..
Cama elini yaslanarak. Ağlayarak "Güzel kızım, Işığım" dedi.. Arkasından gelen ayak sesle arkasına döndü Ece' nin annesiydi..

Hızla adımlarla giderek Buse'ye sarıldı. hıçkıra hıçkıra ağladı...
Saçını okşayarak "İyileşecek İyileşecek Işık" dedi.


*****

Ece ruhsuzca bir yandan abisini düşünüyordu, bir yandan da Işığı. Abisine camdan bakarken. Hemşire oda'dan çıktı. Bakışlarını hemşireye çevirdi.

"hastayı görebilirsiniz, fakat sadece beş dakika"

kafasını olumlu anlamda salladı Ece konuşacak mecali yoktu.

Mavi önlükle içeri girdi yanında ki sandalye'ye oturarak Ece Titreyen sesiyle

" Abii" dedi. "Abi ben özür dilerim. Işığı koruyamadım " dedi artık ağlıyordu. Hıçkırıkların arasında

"Pil lazımmış 42 saatte bulunmazsa, ölecek" dedi.

"N'olur Işıkla bizi bırakmayın" dedi.

Ve o sıra makinadan ses geldi.. Ece düz çizgi olduğunu gördüğün de, koşarak "Doktor!! Abimm ölüyor!!" diye haykırdı..Haykırışı tüm koridoru sarmıştı. Bütün Doktorlar ve hemşireler odaya girdiğin de, Doktor kalp masajı yapmaya başladı.. Ardından koridor da bir ses yankılandı.. "Doktor deniz başer, Işık yılmaz için Acil yoğun bakıma " Ardından gelen Buse'nin feryadı.. "ÖLME KIZIMM BIRAKMA BENİ!!"

Emir ile Işığın kalbi aynı anda durmuştu.İkisinin bedenlerinden çıkan ruhları hastane koridorunda birleşti.

Emir "Sen yaşa sevgilim. Benim kalbimle yaşa olur mu?"

Emirin gözlerinde ki çaresizlik Işığın gözlerine yansımıştı. Hastane koridorun da feryatlar, çığlıklar ağlamalar birbirine karışmışken Işıkla Emirin birbirine olan vedalarını kabullenmiyorlardı.

Işık "Sen benim yanım olmadığı sürece ben de ki bu kalbi atması neye yarar ki"

Emir Işığın yüzünü ellerinin arasına alarak "Asıl sen gidersen ben yaşayamam benim kalbim ile yaşa ikimizi bir beden de olacağız sevgilim." kurdu son cümlede gözünden bir damla yaş akmıştı Işığın

İstemsizce başını aşağı yukarı sallamıştı. Bu son vedaydı..


Işıkla Emir birbirlerine sarıldı sırada ruhları kaybolmuştu.


Doktor elektro şoku verirken Işık hayata geri döndü.. Doktor derin bir nefes aldı. Odadan çıktığın da herkes başına toplandı..

Doktor" Kalp bulunması lazım. Ve şu an elimiz de tek bir kalp var. Emir korkmaz 'ın kalbi
Ailesiyle konuşun bu konuyu. Çünkü artık Işığa kalp şart. Geçmiş olsun " diyerek yanlarından gitti..




*****

Buse kızına camdan bakarak dua ediyordu. Arkasında oturan bir Mehmet te vardı.. Buse için çok zordu. Kızı kablolar arasındaydı.. Belki de son görüşüydü kızı'nın Ani bir şekilde makina ötmeye başlayınca korkudan deliye dönmüştü. Canı ciğeri ellerinin arasına kayıyordu "Işık?" dedi. Yalvarır bir ses tonuyla İçinde ki endişe onu yiyip bitiyordu. Koşarak koridor çıkıp sağ sola bağırarak "Doktor!!? Yardım edinn!! Kızım ölüyor yetişin!!" diyerek tekrar yoğun bakıma doğru koştu. cama vurarak ağlamaları haykırmaya dönüşmüştü. Bir anne'nin en acı haykırışıydı.. Doktorlar yoğunbakıma girdiğin de kalp masajı yapmaya başladı.. Doktor üçüncü kez kalp masajı yaparken "Elektroşok" diyerek bağırdı..

 

Doktorlar müdahale yaparken Işığın ise bütün güzel anıları film şeridi gibi geçmişti.. Mürdüm çiçeğini bulması, lunaparka girmeler, ilk öpücüğü.. Hepsi teker teker gözlerinin önünde geçti.. Fakat Işığın kalbi fazla dayanamamıştı ki, kafası sağ doğru düştü. Doktor kalp masajı yaparken bağırdı



Doktor "Acil ameliyat!!" dedi Işığı Ameliyata götürürken.

Doktor Buse ile konuşarak "Çok geç olmadan Ameliyatta almamız lazım. diyerek yanından hızla geçti.. Buse arkasını döndüğü an, Emir'in ailesiyle karşılaştı. Emir'in annesi çaresizce yalvaran gözlerle bakıyordu. Çünkü birbirlerini çok iyi alıyorlardı. Ece ise hıçkıra hıçkıra ağlıyordu..


Kısa bir süre sonra Buse Emir'in annesi'nin yanına gider ağlayarak. "Bu bir anne için çok zor bir karar, belki beni kızım pil yüzünden ölecek, Ama Emire güzel yaşasın" diyerek bir birlerine sıkı sıkı sarıldılar..

Doktor geldiğin de ağlayarak zor da olsa konuştu buse "Kızım. Kızımın kalb-" cümlesinin tamamlayamadan kafasını olumlu anlamda salladı. Dili varmadı söylemeye.

Doktor ameliyathane'ye girdiğin de Emiri de almışlardı Ameliyatta..

Ameliyat başladığında elini hemşire'ye uzattı. "Neşter" dedi. Hemşire Neşter verdiğin de Neşterle keserken hoparlör'den ses geldi...

"Işık yılmaz için kalp ve pil bulundu"


Doktor "Çabuk acele edin" dedi.

Kısa sürede kalp geldiğin de ameliyat başlamıştı..

İki kalp cerrah ameliyattaydı.

Doktorun yanında ki asistan "Tansiyon düşüyor hocam " dedi..

Diğer hoparlörden ses geldi.

"Hocam Emir korkmaz'ın kalp ritimi düşüyor"

Diğer asistan hoparlör'den konuştu "Işık yılmaz'ın tansiyonu düşüyor"

Doktor "Buradan kimse ölerek çıkmasına izin vermeyeceğim" dedi.


Doktor tam kalbi sorunsuz bir şekilde çıkarmıştı. Diğer kalbi aldığında ise tam başlayacaktı. ani bir şekilde, Işığın ani bir şekilde kalbi'nin durmasıyla


Doktorun Yanında ki Asistan konuştu.

"Hocam Hastayı kaybediyoruz!"


*****

Emiri Ameliyata aldıkların da, herşey normaldi, sadece kalp ritmi bozuktu. Ameliyat başladığın da doktor elini uzatarak "Neşter" dedi Neşter verildiğini de ameliyat başladı.. Kalbi açtıkları an da kalp gelmişti.. Ama ani bir şekilde. Kalp ritmi kötü bir şekilde değişmişti. İki Kalp doktoru da müdahale ederken Asistan hoparlöre giderek kalp ritmim'inin kötü olduğun söyledi. Kısa bir süre sonra diğer Ameliyattan ses geldi. Işığı'nın Tansiyon düştüğüne dair

Emir'in yanına Işığın hayali geldi.

"Birlikte geçirdiğimiz en güzel günler her daim zihnim de olacak. Seninle kurduğumuz hayaller belki gerçekleşmeyecek. Ama her zaman kalbimin sol köşesinde olacaksın.. Bu bir veda.. Hoşçakal sevgilim.. Seni çok seviyorum..

Emir'in hayali elini tutup" Gitme " dedi acı çeker gibi

Işık " Vedalar acıtsada bazen gitmek gerekir " dedi. Dudağına küçük bir öpücük kondurdu. Ve gitti.


O an Emir'in kalp ritmi daha Çok değişti. Ve bir ses duyuldu. Makina'nın sesi kalp ritmi dümdüz bir çizgi olmuştu ki. Ameliyathane de ses yankılandı..

" Hocam hastayı kaybediyoruz"

 

​​​​






4 yıl sonra

"Işıl koşmaa" diye kızılan Işıl umursamadı.. Daha çok koştu. İçeriye Ece girerek.

"Bir dakika bir dakika, benim yeğenime kimse kızamaz" dedi yalan bir sinirle

"Ece artık gerçekten dayanamıyorum. Yemek yaparken bile rahat yok, daha yeni işten geldim bir de yaa" diye sitem etti.


Ece sanki bir sır veriyormuş gibi Işıla mırıldanarak. "Anneni bu gidişle benim polikliniği yatıracağız"

Işıl konuştu "Pookilinik ne hala?"

Ece küçük bir kahkaha atarak "Hastane" dedi.

Bu arada Ece Psikoloji bitirerek kendine emek semek bir poliklinik açmıştı, ve Efe ile de ciddi bir ilişkileri vardı. Hatta bu ayın sonunda istemesi bile vardı.. Bunu düşününce derin bir nefes aldım.. Dudaklarımdan küçük bir tebessüm oldu.. Ben Işıl ve Ece'ye bakarken ani'den birinin belime sarılmasıyla küçük bir çığlık attım. Ama bu tabii ki de canım Eşim. Emir Korkmaz'dan başka biri değildi.. Arkamı döndüm elimle omzun bir yumruk attım.

Işık "Yaa kaç kere dedim şöyle korkutma diye" dedim.

Küçük bir kahkaha attı "Özür dilerim" diyerek dudağıma uzun bir öpücük bırakarak geri çekildi.

Evett o kalp ameliyatın'da ölümden dönerek çıkmıştım.. Bütün Doktorlar ümidi kesmişti. Hatta ölüm saatimi bile söylemişlerdi. Ama mucize bir şekilde Ameliyatan çıkmıştım. Emir'in sayesinde çıkmıştım.. Çünkü ameliyatta Emir gelmişti.
'Seninle yaşayacağımız çok güzel hayallerimiz var, bırakma beni' yapamam sensiz. diyerek dudaklarımdan öpmüştü.

Ve bunu herkese söylediğim de

Efe bana "Sen sıyırmışsın" tepkisini vermişti.


Ece'nin sesini duyduğun da, ilk kaşların çattı ardından "Ece mi burada?" dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım.

O sıra da Işıl koşarak mutfağı girerek konuştu.

"An-ne ba-ba biz halam-la anlaştık"

Emir kucağına aldı demiri

"Ne anlaştınız oğlum?"

"Pioskolıji'nizle oynayacakmışız"

Emirle aynı anda. "Psikolojimizle mi oynayacaksınız?" dedik.

Kafasını aşağı yukarı salladı.

Ece mutfağı girerek yalandan gülerek
"Hahahaa. Halacım neler diyorsun sen" dedi.

Demir hızla cevap verdi "Evet senin haştaniye yatacaklardı yaaa"

Emirle tip bit bakış attık Ece'yle

Ece Işıl Emir'in kucağından alarak

ağzının tuttu. "Sus artık sus" diyerek salona götürdü.

"Bugün Efe gelecek,isteme konusunu konuşacağız haberin olsun " dedim. Yemeğin başına geçerek

Emir homurdanarak "Gelsin" dedi.

Ece'yi vermeyi hiç istemiyordu. Hatta ilk ilişkilerini söylediklerin de

Emir "Işık biz ameliyat olduk yaa işitme duyumuzu da mı kaybettik" demişti

Ben ise rahatça "Hayır ben iyiyim" demiştim.

Emir ise Efe'ye "Bir daha söyle" dedi.

Efe tekrar söylediğin de
Tekrardan Emir "Bir daha söyle!" dedi.

Efe bu sefer. "İlişkimiz var aloo duymuyor musun?" demesiyle

Emir Efe'ye bahçe de dört tur attırmıştı.

Efe ise "Yakalayamazsın kiii, hastasın" dediği an Emir yakalamıştı.

Ve Evlenme kararı aldıkların söylediklerinde de, yine aynı diyalog yine aynı sahne yaşanmıştı.

Zaten bir süre sonra da artık kabullenmişti.


"Selaaaam yengee " diye gelen Efe'ye dönerek

"Hoşgeldin " dedim.
Emir'in yanına giderek. Elini ensesine atarak "N'aber bacanak?" dedi.

Emir Ensesinde ki eli ani bir şekilde kıvırdı.

Efe "Aaaahh" dedi elinin acısıyla Ece sesi duymuş olacak ki

"Abi ne yapıyorsun?!" diyerek

Efeyi kurtarmaya çalıştı.

Emir "Ece'yi vermem!" diye tehdit edince

İkisi de süt dökmüş kedi'ye döndü.


"Yemek hazırrr" diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştım.

Emir yanıma gelerek yardım ederken
Masa da oturan
Ece'ye baktı Emir "Abiicim rahat mı yerin" dedi.

Ece keyifle "Öyle valla, nereden aldınız siz bunu biz de al-"

Emir bu saçmalığa dayanamamış olacak ki

"Kalk ta yardım et karıma, yeni işten geldi!" dedi.

Ece "Ben de yeni işten geldim " dedi.

Efe Ece mırıldanarak "Yap işte yoksa vermez" dedi.

Ece hızla kalkarak yanıma geldi yardım etmeye

Yemeğe oturduğumuz da Ece eskileri açarak konuyu girdi..

"Yaa acaba Ankara'dakilere ne oldu?" dedi.

Biz yurtdışına taşınınca Ankara'dakilerle ailemiz hariç konuşmayı kesmiştik.

"Serkan gitmiş sanırım annemler öyle diyor" dedim.

Emir "Baran da hapiste" dedi.

Efe "Ayaz da Buketten şikayetçi olmuş, mesleği kötüye kullanmadan men edildi."

Tam Ayaz nerede diyecektim ki, zilin çalmasıyla Ayaz'ın geldiğini anladım.

Emir "Sen otur ben açarım" dedi.

Kısa bir süre sonra Ayaz içeri girdi.


"Hoşgeldin " diyerek ayağa kalktım an başım dönünce masa dan tutundum..
Herkes iyi misin derken iyiyim, ani'den ayağa kalktım yaa ondan" dedim.

Uzun bir süre böyle oluyordu ki, miğde bulantım da vardı. Şüphelendim için test almıştım..

Yemeğe tekrar oturunca hiç bir şey yiyemedim. Miğdem almamıştım.

Emir "Güzelim sen niye yemiyorsun hiç bir şey" dedi.

"Miğdem almıyor " dedim.

"Hastaneye gidelim " dedi ayağa kalkarak

"Yok yok daha kötü olursam gideriz" dedim.

Ece" Evet abi, sakin ol. Hadi Işık senin bir lavobaya git elini yüzünü yıka kendine gelirsin " dedi.

Anlamıştı.. Bir şeyi de anlama beee dememek için zor tuttum kendimi.

" Aynen aynen ben gideyim bir" dedim ayağa kalkarken

Ece "Ben de geleyim" dedi.


Efe, Emir, Ayaz bön bön baktı Ece'ye


Ece "Banyo'ya makyajı mı tazeleyeceğim"

Üçünün de yüzünde 'haaa' der gibi bir ifade vardı.
Odaya girdim de çantamdan testi çıkardım.

Tam oda'nın içinde ki lavobaya girecekken Ece'yle karşılaştım.

Ece" düşündüm şey mi? " dedi.

" Bilmiyorum Ece belki de beynim de tümör falan vardır " dedim

Sertçe kafama vurdu. Kızarak

" Saçma sapan konuşma " dedi. Ece'nin bu hallerine alışık olduğum için umursamadan lavobaya girdim.






Kaç dakika geçti bilmiyordum. Bir sağ bir sola volta atıyordum. Kapı'nın arkasında Ece' nin sesini duydum.

"Işıkkk" dedi.

Bir saniye diyerek geçirdim. Derin bir nefes aldım testtin yanına gittiğim de kırmızı silik iki çizgi vardı. Sola elimle ağzımı kapattım. İlk değildi ama şaşırmıştım.

Kapıya açtığım da , Ece sorular sıralamaya başladı

"N'oldu, ne, tahmin ettiğimiz gibi mi, Işık bir şey söyle " dedi.

Sadece testi gösterdim.

Sevinçle Küçük bir çığlık attı.
"Aaaa ben ikinci kez mi hala oluyorum"

Elimden tuttu "Hadi gel abimlere diyelim" dedi.

Dur dur, yemekten sonra diyelim. Şimdi boğazlarına durur da ölmesinler " dedim.

Ece " Doğru" dedi.

Cebimi atıp salona geri döndüğümüz de ise karşımız da tartışan Efe ve Emir vardı ve ortayı bulmayı çalışan Ayaz


"Vermeyeceğim Ece'yi"

"Vereceksin "

"Vermeyeceğim "

Ayaz "Tamam bunları aile büyükleri karar versin" dedi.

Bizi gördüklerin de, Efe Ece'yi gördüğün de

"Bizi kavuşturmuyorlar" dedi.

Emir "Işılı dolduruyor halanı verirsen sana çikolata alırım diye " dedi.

Kahkaha atmadan duramadım..

Ece ise Efe'ye "Yok öyle bir şey geçti" diye sakinleşiyordu.

Sofrayı kaldırmaya başladım da

Ece' de yardım etti.

Hatta "ne bakıyorsunuz, yardım etsenize" diye kızmıştı. Canım görümcem



Kahveleri götürdüğüm de, Ece tuttu tepsiyi beni otutururken

Emir "Niye sen tutuyorsun?" dediğin de

"Alışırma" demişti. Ve Emir ise kafasına bir tane geçirmişti..

Ece'de oturduğun da, dudaklarını oynatarak

'Hadi' dedi.

Derin bir nefes aldım. "Benim size söylemek istedim bir şey var" dedim.

Efe "Biliyordum en sonunda Ece vereceğinizi" dedi.

Emir yandan bir bakış attı.

"Onu ben bilmem ama o değil" dedim.

Efe Tüh bee der gibi dizine vurdu.

Emir "Söyle güzelim" dedi..

Gözlerimi kapatarak hızla söyledim

"Hamileyim."

Gözümü açtığım da herkes şok içindeydi.

Emir Sevinçle yanıma gelerek "İkinci kez baba oluyorum!!" diye sarılara öptü..


Efe ise ağlamaklı ifadesiyle. "Biz evlenmeden ikinci çocuk yaptılar" diye sitem ediyordu.

Ayaz gelerek "Tebrikler" dedi.

Ağlamak sesimle "Teşekkürler" dedim.

Efe ise o ayrı bir ailemdeydi.

Ece ise Efe'nin kolunu cimcikliyordu.


Ece Işılı kucağını alarak "Gelin hadii mutlu aile tablosu" dedi. selfie yapmak için
Telefonu kaldırarak üç ten geriye doğru saydı.

"Üç, iki, bir.. Çekkkktimmm... "



SON

Loading...
0%