Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6_♢ Şüpheler

@cennomi

Medya: Akan Durular. 23 yaşında.

Keyifli okumalar ♡

"Bekleyin beş dakika." Dedi ildem. "Çıkarmaya çalışacağım."

Dinleniyor olduğumuz gerçeğiyle üçümüz de susmuş, konuşmak istemiyorduk.

Bir süre sonra İldem kaşlarını çattığında, "ne oldu? Olmuyor mu?" Dedim tedirginlikle.

"Kendisi çıktı IP'den." Diye mırıldandı.

"Çıkar tabii," dedi Berkay sinirle. Oturduğu yerde duramıyor, sürekli odada volta atıyordu. "Anladı tabii yakalandığını, çıkar."

"Konumunu bulacağım." Dedi İldem. "Böyle, acaba şuanda dinleniyor muyum korkusuyla yaşayamazsınız. İstanbul'daysa Berkay'ındır. Adana'daysa Alin'in. Bana sadece biraz zaman verin. Bilgisayar için geliştirdiğim uygulamayı telefonunuza uyarlayıp size atacağım."

"Tamam." Dedik Berkay ile aynı anda ve telefonu kapattık.

Beynimde tehlike çanları çalıyordu. Telefonu, sanki o birisi içinden çıkacak da birden boğazıma yapışacakmış gibi bir telaşla çalışma masasının üzerine koydum.

Sabırsızca odanın içinde volta atmaya başladım. Saat 1'i geçtiğinde yorgunlukla yatağa oturdum. Bağdaş kurarak sırtımı ve başımı yatak başlığına yasladım.

Ya... ya bu evden birisiyse? Ne yapacaktım o zaman?

Kaşlarım çatıldı. Kim olduğunu bulursam anasından emdiği sütü burnundan getirecektim. Ve eğer, bu evdeyse tüm köprüleri yakardım. Kim seviyor, kim sevmiyor zerre umrumda olmazdı.

Gelecek yol bırakmazdım, duvarlar örerdim. Köprüleri yakardım. Durular ailesi, benim için biterdi.

Bu yapılan şey, öyle kolay bir şey değildi. Bu yaşadığım korkuyu unutacak değildim. Özelime karışılmasını, telefonumun benden izinsiz hacklenmesini hele hiç unutacak değildim.

Uyumayacaktım. İldem'den hala bir haber yoktu. Gözlerim yavaşça kapandı.

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Hay şeftalini, diyerek doğruldum. Gözlerimi ovarak yataktan kalktım ve telefonu elime aldım.

WhatsApp'tan bir sürü bildirim vardı. İnstagram'dan da vardı ama şuanki sorunum büyük olduğu için WhatsApp'a girdim.

Şehirdem: Üzgünüm Alin.

(04..42)

Şehirdem:Bu senin için bir hayal kırıklığı olacak ama,

Şehirdem: Konum Adana'da bir gece kulübünü gösteriyor.

Bir an yutkunamadım. Gözlerim kapandı. Elimdeki telefonu sıktım. Bu kadar aciz umutlar beslemek yeterdi de artardı bana.

Artık sadece 18 yaşıma girmemi bekleyecektim. Sonra da defolup gidecektim.

"İki ay," diye fısıldadım. Gözlerimi açtığımda bir damla yaş süzüldü gözlerimden. Hızla sildim onu. Değmezdi.

Ama neden yüreğimin ortasında bir ağırlık vardı? Neden nefesimi kesmişti?

Çok saçma değil miydi? Hiçbir şey yapmamış olmama rağmen beni kontrol altında tutmaya çalışan birisi vardı.

Kendimi toparlayarak diğer mesajlara baktım.

Şehirdem: Attığım uygulamayı telefonuna kurduğunda bir daha giremez.

​​​​​​(07. 12)

Şehirdem: Üzgünüm, elimden sadece bu kadarı geliyor.

Şehirdem: İyi misin Alin?

Siz: İyiyim sorun yok

(07. 23)

Siz: Halledeceğim merak etme

Uygulamadan çıkıp İldem'in dediği gibi uygulamayı kurdum.

Sonra da bir gruptan gelen mesajlara girdim.

 

 

 


(Berkaio sizi 'Hayatın şeftaliyi tersten gösterdikleri' grubuna ekledi.)

 

 

Hayatın şeftaliyi tersten gösterdikleri

 

Berkaio: Grup ismini ben Alin olsam ne koyardım diye düşünerek koydum

(05. 43)

Berkaio: Size günaydın ama ben uyumaya gidiyorum

Siz: Grup ismini çok sevdim

(07. 25)

Siz: Şimdi gidip şeftalisini tersten göstermem gereken insanlarla kahvaltı etmeye gidiyorum

Siz: Sonra yazarım

Telefonu kapatarak yatağa attım ve bavulu açtım. Bol paça siyah bir eşofman ve aynı renk oversize bir sweet giydim.

Banyo'ya geçip elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya indim. Kahvaltıda kuru bir günaydın dedim ve bitene kadar kimseyle konuşmadım.

Üzerimdeki bu garip aura diğerleri tarafından hissedilmiş olmalı ki onlar da pek konuşmadı.

Kahvaltım bittiğinde arkama yaslandım. Masadaki gerçek aileme baktım. Birisi, içlerinden birisiyle ipleri koparacaktım. Ama kim?

Vural bey ve Karya hanım olamazdı. Zaten birisi doktordu ve bu çok yorucu olmalıydı. Ayrıca, anneydi o. Neden yapsındı?

Bir şey o ikisinden şüphelenmemi engelliyordu.

Geriye sadece kardeşlerim kalıyordu. Eğer, numaramdan bulmuşlarsa sadece Koralp ve Akan'da vardı. Ama ya onlar diğerlerine vermişlerse?

"Bu kızda potansiyel katil tipi var," dedi Akan ağzına bir domates tıkarak. Hayırdır, dercesine göz kırptı. "Neden öyle bakıyorsun?"

Nasıl? Ağzınıza şeftali ağacı dikecek gibi mi? Olabilir.

"Birisinin," dedim ama saçmalamış gibi kafamı salladım. "Tamam, önemli değil."

"Ne oldu?" Dedi dikkatle Vural bey. Çatalını masaya bırakmış söyleyeceklerimi dinliyordu.

"Bir sorun yok, değil mi kızım?" Dedi Karya hanım da. Biraz endişelmişti galiba.

"Sadece dikkat çekmeye çalışıyor." Diye araya girdi Mirza. "Siz de gereken ilgiyi gösteriyorsunuz."

"Gösteriyorsak, bizim kızımız Mirza!" Diye çıkıştı Karya hanım. Elindeki çatalı çevirip duruyor, sakin kalmak için çaba harcıyordu. "Kendine gel, bu hallerin ne kadar çocukça haberin var mı?"

"Benim mi hallerim çocukça, anne?" Mirza, hayal kırıklığına uğramıştı. Ayağa kalkarak sandalyenin arkasındaki çantayı alıp omuzuna astı. "Asıl bu kız için dünden beri senin bizi üzmen çocukça. Size afiyet olsun, ben doydum. Okula gidiyorum."

"Abi," diyerek ayağa kalktı Barlas. Ağzına iki tane daha salatalık tıkarak Mirza'nın arkasından kalktı. "Beni de alsana. Beraber geçelim."

Mirza sadece yoluna devam etti.

Karya hanım gergince çatalı çevirmeye devam ediyordu.

"Üzgünüm," dedim ve ben de masadan kalktım. "Gerçekten bir şey yoktu, sadece bugün biraz dışarıya çıkıp çıkamayacağımı soracaktım."

"Bugün zaten beraber çıkıyoruz." Dedi son ana kadar sessiz kalan Koralp. "Kimlik kartını yenileceyeceğiz, resmen bir durular olacaksın."

"Bundan neden benim haberim yok?"

"Bizim de haberimiz yok, annecim. Siz hayırdır, abi kardeş bizi indiragalliye getiriyorsunuz?"

"Söylemedim mi? Allah Allah. Aklımdan çıkmış demek ki, söyledim sanıyordum." Diyip bana baktı Koralp. "Bugün müsaitsen? Hem kolej kaydını da hallederiz. Amcam, kimlik işini pek dert etmeyecektir. Yenisi gelene kadar idare eder."

"Tamam." Dedim ve odama çıkmaya başladım. Hem yol boyu merak ettiğim soruları sorabilirdim hem de işimiz bittiğinde beni sahile bırakması için ikna edebilirdim. Son anda verdiğim kararla bir ajan gibi izini sürecektim, o haninin.

Şeftali kokulu ajan, sinemalarda. Bugün!

O şeftalinin kabuğunu soyacaktım!

 

🍑

 

Kolejin bahçesinde yürürken koralp birden kolunun altına aldı beni. Şaşkınlıkla ona doğru döndüm. Gülümsedi haylazca.

Ben de dokunmadım omzumdaki koluna. Ama hala onu şüpheli listesinden silmemiştim. Dikkatliydim ona karşı.

Okula yarın gidecektim ama bir süprizim vardı. Bu Durular koleji için güzel bir başlangıç olacaktı.

Kimliğimde bir hafta içerisinde kargoyla eve gelecekti.

Arabaya bindiğimizde direk klimayı açtı, Koralp.

"Yemek yiyelim mi? Sonra da seni eve bırakıp işe geçerim."

Saat çoktan öğlen olmuştu bile. Ve karnımda şeftaliler ayaklanmış tepişiyorlardı. Açtım ula aç.

"Olur, ama yemekten sonra beni sahile bıraksana ya, biraz hava almak istiyorum."

Güldü. "Ne sahili? Hala İstanbul'da mı sanıyorsun kendini? Ben seni adnan menderes'e bırakayım hava al biraz."

"Ne var? Beni daha dün evimden, büyüdüğüm sokaklardan koparıp buraya getirdiniz ama hemen her şeyi öğrenmemi bekliyorsunuz!"

"Seni büyümen gereken sokaklara getirdik, Alin. Büyümen gereken aileye. Hemen alışmanı beklemiyoruz zaten, sadece biraz çaba harca." Büyümem gereken aile de, aile olsa.

"Çaba harcaması gereken kişi ben değilim, beni kabullenmeyen kardeşleriniz. Fazla ön yargılılar. Arya yüzünden beni suçluyorlar, her insanın aynı olmayacağını bilmiyorlar."

"Annemin her zaman dediği gibi," dedikten sonra bana hafifçe dönerek gülümsedi. "Benim kardeşlerim geri zekalı."

 

🍑

 

"Teşekkür ederim." Kapının penceresinden sert bir ifadeyle etrafına bakan Koralp sadece dikkatli olmamı ve işim bittiğinde onu aramamı tembihleyerek numarasını verdi.

Adana kebap ısmarlamıştı öğle yemeğinde ve ben hayatımda bu kadar güzel bir kebap yediğimi hatırlamıyordum.

 

Sonra da lamborghini'yi çalıştırıp gitti. O gözden kaybolana kadar yürüdüm. Sonra telefonumu açarak gruba mesaj attım.

 

Hayatın şeftaliyi tersten gösterdikleri

 

Siz: İldem bana acilen konumdaki gece kulübünün adresini atıyorsun

Siz: Fazla vaktim yok

Şehirdem: Bu da ne demek?

Berkaio: lan iyi misin

Şehirdem: Ne demek fazla vaktim yok, Alin?

Berkaio: Durum korkutucu ama şu mesajları yazarken noktalama işaretlerini kullanma

Berkaio: Edebiyatçıdan betersin

Siz: Boş konuşmalara vaktim yok sonra yazın

Siz: İyiyim, ve kasteddiğim şey ajan olmak

Siz: Gidip bir Alin kimmiş gösterelim

Siz: O gece kulübünden isim almadan çıkmayacağım

Berkaio: Helal lan yusufi

Berkaio: Helal sana

Berkaio: Biliydim zaten

 

 

 

Berkaio: Şampiyon geri döndü yes be

Berkaio:🏆

Siz:😑 Ben her zaman şampiyonum

Berkaio: JDJSKJCSKIFPW

Şehirdem: Bunun pek iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.

Berkaio: Öf bu kız çok sıkıcı

Siz: Bize katıl hayatı yaşa sayısalcı

Siz: Bana dua edin şeftaliyi yemeyelim

Siz: Hadi Allah'a emanet koçlar

Şehirdem: İçimde kötü bir his var

Berkaio: İçimi kararttın

 

 

 

Biz yeni bölümde birini göreceğiz🤭

 

Normalde bu text kısımlarında çıkartmalar vardı ama buraya koyamıyorum onun yerine diyalog ekleyeceğim mecbur.

 

Allah'a emanet 💅🏻

Loading...
0%