@ceren_ellie
|
27 Şubat Salı Etkinlik gecesi Magazin habercisinin sorusu üzerine -Baharında gelmesiyle konseptimi çiçekler üzerine yapmak istedim. -Çok şıksınız cidden, peki galerinin açılışı hakkında neler düşünüyorsunuz? -Sanat severler için güzel bir fırsat bence teşekkürler. Arslan Babanın koluna girdiğim andan beri magazin habercileri bizim fotoğraflarımızı çekmeye devam ettiler. Bu faslı da atlattığımızda içeri nihayet girebilmiştik. İçeriye girdiğimizde garsonlardan biri bizi bir kokteyl masasına yönlendirip kokteyl ikram etti. -Efe ortam çok güzel değil mi? -Evet Alçin ortam, ambiyans çok güzel. -Kokteyllerden sonra tablolara bakalım. -Olur. Biz kokteyllerimizi yudumlarken Arslan Baba tanıdığı kişilerin yanına gidip iş konuşmaya başlarken ikizlerde çevredeki birkaç genç kızla konuşmak için ayrıldıklarında yanıma daha önceden şirketlerini batırdığımız illegal işler yapan şirketin sahibinin oğlu geldi. -Ne işin var burada? -Oooo ne oldu Alçin Hanım? Bu güzel, zarif elbisenin içinde asileşmeniz hiç olmuyor. -Ne istiyorsun? -Sizden babamın ve şirketimizin intikamını alacağım. -Babanın ölümü bizim değil sizin yaptıklarınızdan oldu, ne yaptıysanız bedelini canla ödediniz. Önce siz bizi alt etmeye çalıştınız ama her zaman ki gibi başaramadınız o pislik olacak babanda hapiste layığını buldu. -Sen nasıl böyle konuşursun benimle! -Nasıl istersem öyle konuşurum. Sen mi engel olacaksın. Şimdi bizimle daha fazla uğraşmayın yoksa olacaklardan biz sorumlu olmayız…Aren. -Andım olsun ki Alçin bunları yanınıza bırakmayacağım. -Tabi tabi bırakma ama sana bir şey diyeyim mi? O dökeceğin kanda kendin boğulma. Bu sözüm üzerine yanımdan çekip gitti ve bende tablo ve heykellere bakmaya başladım.
***** Sanat galerisinin orta ve geniş bölümüne geçtiğimizde orada bulunan kürsüde sanat galerisinin sahibi konuşmaya başladı.
Galeri sahibi: Sevgili sanat sever değerli davetlilerimiz; hepiniz ikinci galerimizin açılış kokteyline hoş geldiniz. Bundan önce de olduğu gibi bu yeni açtığımız galeride de hem şehrimizin hem de yapacağımız duyurular ile desteklediğimiz sanatçılarımızın değişik dallardaki eserlerinin sunumlarını gerçekleştireceğiz. Açılışımızın yapıldığı mevsimden etkilenerek, son yıllarda yaptığı etkili eserleri ile herkesin gönlünde ve hayalinde yer etmeye başlamış olan Sinem Kalemcinin Doğanın Uyanışı temalı klasik heykel, modern heykel ve bazı resimlerini görüp, inceleyerek oluşturduğunuz koleksiyonlarınıza katabilirsiniz. Artık konuşmamı bitirirken siz değerli konuklarımıza güzel bir gece ve bol sanatsal konuşmalar dilerim.
Konuşma bittikten sonra Arslan Baba ile birlikte galeride yine dolaşmaya başladığımızda çok güzel yan yana durmuş iki tablo gözüme takıldı tablolardan biri: Bir kızın gölün içerisinde çiçeklere dokunmasıydı ama bu öyle sevecen bir şekilde dokunmak değildi. Kızın yüzünü dikkatle incelediğimizde; kızın aslında dertli ve üzgün olduğunu, bu dertlerini bir anlığına da olsa unutmak ve su ile akıp gitmesini istemesiydi. Çiçeklere dokunurken onlara dertlerini anlatıyor gibiydi. Bazen bizde içimizdeki sıkıntıları birilerine anlatmak isteriz bu bazen çiçekler olabilir çünkü çiçeklerinde duyguları, hisleri vardır.
Bir çiçeğe her gün sıkıntı, dert ve olumsuzlukları anlatırsanız sizinle berber günden güne solup gider ama güzel sözler ve olumlu şeylerden bahsedersek çiçekle beraber büyüyüp gideriz. Bu da çiçeklerin bizi hissetmesine örnektir. Bu su içinde aynı şekildedir. Bence doğadaki canlılarında insanlar gibi hisleri ve duyguları var. İkinci tablo ise: Tam beni yansıtan bir tabloydu. Tablodaki kız doğanın içinde piyano çalıyordu ve çaldığı şeyi en derinlerine kadar hissediyordu, kız kendini o hisle özgür hissediyordu. Bana çok benzediğini hissettim. Bende kız gibi piyanomun başında kendimi özgür ve rahatlamış hissediyordum çünkü piyanonun her bir tuşu benim bastırdığım, açığa çıkaramadığım çığlıklarımdı. Her bir tuşa bastığımda içimdeki sinir, üzüntü ve stres gidiyordu. -Arslan Baba şu iki tabloyu alalım mı? Çok anlamlılar. -Olur kızım zaten kaç dakikadır bakıyorsun. Özellikle de şu piyano çalan kız seni anlatıyor gibi. -Aynı şeyi düşünüyoruz. -Ben konuşayım galeri sahibiyle bir teklif sunup ikisini de alalım. -Teşekkürler, sanatçı şurada röportaj veriyordu onu izlemek için gidiyorum. -Tamam kızım, Artuç dikkatli olun. -Merak etmeyin efendim.
Sanatçının olduğu yere geldiğimizde onu dinlemeye başladım. -Sinem Hanım kaç yaşında başladınız sanat hayatına? -Aslında benim ailemde sanatçı kimselerdi ama benim kadar büyüyemeden öldüler ne yazık ki. Aslında biraz kendim ve biraz da onlar için bu mesleği yapıyorum. Yani anlayacağınız kendimi bildim bileli sanatla uğraşıyorum. -Ne güzel, peki bugün hakkında neler düşünüyorsunuz? -Öncelikle çok heyecanlıyım ve çok mutluyum. Eserlerimi sanat sever insanlarla buluşturduğum için çok şanslıyım. Umarım eserlerimi beğenirler. -Fark ettiniz mi bilmiyorum ama konsepte en çok uyan Arslan Eryiğit’in manevi kızı Alçin Hanımdı. -Evet galeri sahibinin konuşması sırasında fark ettim ve elbisesi çok güzeldi tıpkı tablolarımda kullandığım o peri kızları gibi olmuş. Bu sözleri duyduktan sonra insanların arasından geçip -Teşekkürler Sinem Hanım eserleriniz takdire şayan ve çok anlamlılar ellerinize sağlık. -Gelsene. Röportaja seninle birlikte devam etmek istiyorum. Sözü ile yanına gittiğimde yanına oturdum. -Alçin Hanım siz konsepti daha öncesinden biliyor muydunuz? -Hayır tamamen tesadüf. Sanat galerisine geldiğim için sanatsal değeri olan bir elbise giymek istedim açıkçası ve üzerimde taşıdığım elbisenin sanatsal değerinden önce de manevi değeri büyük. Bunu bana veren kadın ‘Bir gün elbet çiçek açıp kendini bulduğunda bu elbiseyi çok güzel bir yerde giy’ demişti ve bende bugünü uygun gördüm. -Çok güzel düşünmüşsünüz, pekâlâ Sinem Hanım tekrar size döndüğümde; eserlerinizi nasıl çıkarıyorsunuz, ilham kaynaklarınız neler? -İlham kaynaklarım genç, çiçek açmaya başlayan kızlar ve doğanın kendisi ama onun dışında bana ilham kaynağı olan şeyler müzikler ya da içimden gelen düşüncelerim. -Gelecek hayalleriniz, hedefleriniz neler? -İlk önce bir sonraki hedefim eserlerimi daha da büyütüp müzayede evlerine göndermek. Hayallerimde; tüm genç kızların hayallerine ışık tutabilmek ve onların yanında olabilmek. -Yurt dışından teklif gelirse gitmek ister miydiniz? -Neden olmasın, eserlerimi yurt dışındaki sanat severler beğenmiş ise eserlerimi onlarla buluşturmayı isterim. -Eser ortaya koymak için sadece gözlem yeterli mi? -Hayır, el becerisi için sürekli deneme yapılmalı onun dışında detaylar için dikkatli gözlem gerekir. -O zaman tüm sanat camiası için olan o soruyu sormak istiyorum. Sanat sanat için midir yoksa toplum için mi? -Ben de bu sorunun cevabını tam olarak bilmiyorum ama zaman zaman bu değişmiş bir şey mesela bu en çok edebiyat alanında kullanılmış. Bir dönem eserlerde toplum sorunları işlenerek sanat toplumdur demişler başka bir dönemde de sanatçılar kendi iç dünyalarını, duygu ve düşüncelerini işleyerek sanat sanat içindir demişler. -Gerçekten etkileyici bir cevaptı. Bize ayırdığınız süre için teşekkürler, size de teşekkürler Alçin Hanım. Röportaj bittiğinde ben Sinem Hanım ile beraber onun masasına geçtik. Garson bize kokteyllerimizi getirdiğinde yudumlamaya ve konuşmaya başladık. -Sinem Hanım gerçekten eserleriniz çok güzel başka konseptte olan çalışmalarınızı görmeyi çok isterim kendinize özel bir atölyeniz varsa mutlaka ziyarete gelmek isterim. -Çok sevinirim senin gibi başarılı ve çabalayan kızlara daima kapım açık daha doğrusu çabalamaya çalışan uğraşan ve bir hedefi olan herkese kapım açık. -Sinem Hanım benimde çizim yeteneğim çok iyi hatta size isterseniz instagram hesabımı vereyim incelersiniz. Beyaz kalem ve kara kalem çalışmayı çok seviyorum. -Bakayım bir… hesabını gösterir misin? -Tabi buyurun bakın. Sinem Hanım hesabımı incelerken çok beğenmişe benziyordu. -Alçin bunları kim çektiyse çok başarılı buldum çok güzeller ayrıca çizimlerine baktığımda cidden yeteneklisin ve sende bu ışık var gelecek hayallerin neler. -Ben daha çok hobi olarak yapıyorum ama hayalim başarılı bir mimar olup Amerika da ki şirketin başına geçmek ve Arslan Babamı gururlandırmak. -Hayallerin çok güzel ve Arslan Bey’in manevi kızı olman da senin açından büyük şans. Hayallerinin peşinden gitmeyi asla bırakma ve hayallerine engel olmaya çalışanları hayatından çıkarmanı öneririm. -Ben de öyle düşünüyorum sonuçta kendi hayatımızı bir başkası şekillendiremez. -Çok güzel, bak Arslan Bey geldi. -Merhaba Baba hallettin mi? -Kızım, senin şu tabloları ayarladım yarın şirkete göndereceklermiş. -Aaa siz tablo mu aldınız? -Evet. Piyano çalan kız ve gölün içinde çiçeklere dokunan kız tablolarını aldık. -Zaten böylesine anlamlı tabloları senin gibi vizyonu geniş ve hayalleri büyük bir kız alırdı. Umarım duvarında güzel bir yer edinirler. -Hiç şüpheniz olmasın, onlara kendimi çok yakın hissettiğim için en gözde yerime asacağım. -Çok teşekkürler, o zaman ayrılık vakti geldi diyelim mi? -Sinem Hanım bana ayırdığınız vakit için çok teşekkürler, instagramdan bana atölyenizin yerinin adresini atarsınız. -Tabi ki, her zaman beklerim. Arslan Baba ile ikizleri topladıktan sonra saat geç olduğu için eve gitmeye karar verdik.
***** Eve vardığımızda ben Arslan Babanın yanına geçip -Baba seninle konuşmam gereken bir konu var. -Tabi kızım çalışma odasına çıkalım konuşalım. -Tamam. Ben önden çalışma odasına gittikten beş dakika sonra Arslan Baba elinde iki kahveyle geldi. -Kızım üzerini bir değiştirseydin, o kadar mı önemli? -Evet baba. Bize bulaşan sonrada hapse girip ölen Ertaç vardı ya. -Evet. -İşte onun oğlu galeride yanıma gelip beni tehdit etti. Yok bizden intikamını alacakmış da yok şöyle de yok böylede, neyse ağızının payını verdim fakat rahat durmayacak gibi sen yine de ne olur ne olmaz önlem al baba. -Merak etme kızım söylediğin iyi oldu zaten şu sıralar bir durulmuştu piyasa ama yine çalkalanacak gibi. Bu hafta geçsin Kayaların işini halledelim, Antep te kal bir süre. Orası daha iyi ben de burada ki pürüzleri temizlerim. Kızım sen her zamankinden daha dikkatli olman gerek biliyorsun değil mi? Dinçerlerin kızı olduğun ortaya çıkacak ama bu hayallerine engel olmayacak. Bir de sana özel yaptırdığım kolyeyi yine takmaya başla ne olur ne olmaz. -Tamam dikkatli ol, başına bir şey gelsin istemiyorum, Dinçerlerin kızı olduğumu Kayalar yakalandıktan sonra basın toplantısında açıklasak öncesin de olmasa. Zaten gerekli belgeleri sunduktan sonra hapse girmeleri kolaylaşır. -Evet doğru söylüyorsun ben Bayar Ağa ve Mehmet Bey ile konuşacağım. Sen sadece basın toplantısı düşün. -Tamam senin verdiğin kolyeyi yeniden takmaya başlayacağım ne olur ne olmaz diye bir de Barkının ailesiyle iş yapmayı düşünüyor musun? Sonuçta onlarda bizim gibi güçlüler ve aileyle iyi anlaşıyoruz. Eğer güçlerimizi birleştirirsek kimse karşımızda duramaz. -Doğru söylüyorsun Barkının ailesi yani Aslansoy ailesine bir davet mektubu yollayayım sonra toplantı yapıp kararlaştırırız. -Tamam. Ben şimdi gideyim. Yorgunum, yatacağım. -Olur kızım, yarın ki daveti unutma. -Yok yok aklımda nasıl unuturum, VIP Davetliyiz. Lafım bittikten sonra tekrar Ege’nin odasına gittim ve kapıyı tıklattım. -Ege müsait misin? -Evet Alçin gelebilirsin. Odaya giriş yaptığımda Ege yeni duştan çıkmış gibi bir hali vardı ama fazla takılmadan -Duş mu aldın sen? Oda ve saçların nemli de. -Evet, ne istemiştin? -Fermuar. -Tabi ya kapanamayıp açılamayan fermuar hahaha. -Açacak mısın, yoksa gideyim mi? -Tamam tamam gel buraya. Egeye arkamı döndüğümde fermuarın ulaşabileceğim yerine kadar olan kısmı açtı ve bende hızlıca odadan çıkıp kendi odama geçtim. İlk önce giyinme odasında tüm üstümdekilerden kurtulup yeni pijamalarımı giydim ve saçlarımı bozdum. Giyinme odasında tüm işim bittikten sonra Banyoya gidip makyajımı çıkarttım ve bakım rutinimden yapıp banyodan da çıktım. Odaya girdiğimde Çantamı Çalışma odasında unuttuğumu fark edip hemen oraya gidip çantamı alacakken Aslan Baba’nın telefon konuşmasına şahit oldum. -Gökcan anlamıyorsun Alçin’in üzerinde baskı olacak ve ben bunu nasıl idare edeceğim bilmiyorum. O basın toplantısında ne kadar varisim olsa da Dinçerlerin de itibarı önemli. Öz kızları başkasının varisi olmuş gidiyor diye bir sürü söz çıkacak ve bu Alçin’in işine de engel olabilir. Neler diyordu babam biraz daha dinlemeye başladığımda arkamda bir hareketlilik hissettim. Arkama baktığımda Efenin olduğunu görüp sus işareti yaptım oda yanıma sessizce gelip dinlemeye başladı. -Gökcan Alçin İkizlerden daha göze çarpan ve asıl varis olarak görülüyor farkındasın değil mi? -… -Peki ya gerçek ailesi ne olacak? Ben Bayar Ağa ile konuşacağım zaten konuşmuştuk ama bu hafta İstanbul’a basın toplantısı için çağıracağım ve bu iş sonuçlanacak. Her şey üst üste geliyor daha çocuklara söylemedim ama İkizlerin de derdi çıktı onca şeyin arasında. İkizler için neden öyle dedi ki şimdi? -… -İkizlerin ailesi onları evlatlıktan reddetmiş ve Alçin gibi bana satmak istiyorlar hatta bana para bile teklif ettiler. Duyunca çok sinirlendim. Maden istemiyordun neden doğurdun? İnsan hiç mi acımaz ya bu çocuklar nasıl olacak diye. Aman Allah’ım neler diyordu Arslan Baba evlatlıktan reddedilmek ne demek. -Gökcan en kötüsü ne biliyor musun çaresizliğim. Keşke bu çukurdan beni biri çekip kurtarsa. Efe daha fazla dayanamayıp girdiğinde Arslan Baba ya bir kal geldi. -Gökcan seni sonra ararım. Deyip telefonu kapattığında. -Baba ne demek evlatlıktan reddedilmek biz ne olursa olsun onların çocukları değil miyiz? -Tabi öylesiniz de onlar artık sizleri istemiyormuş ve reddedilme davası da açılmış çoktan bu sabah şirkette haberim oldu seni ve Egeyi bana vermek istiyorlar. -Peki ya neden, yıllardır sen bizi geliştirdin diye mi? -Tam da öyle oğlum. Kendi ilgisizliklerini başıma yıkıp sizden bir kalemde ne yazık ki vazgeçtiler. -Hayır hayır olamaz, olamaz ben… Biz ne yapacağız? -Efe sakin ol lütfen, önceden ne yapıyorsanız şimdide onu yapacaksınız. Onlar sizden vazgeçtiyse sizde onlardan vazgeçeceksiniz ve dik duracaksınız. Hem onlar bugüne kadar ne yaptılar size? Ne yaptıysa Arslan Baba yaptı o hep korudu kolladı bence asıl baban ve ailen o. Efe doğruldu ve konuşmaya başladı. -Aslında doğru diyorsun. Ne yaptılar ki onlar bizim için? Ne yaptıysak kendimiz ve Arslan Baba ile sen yaptın. Efe lafını bitirdiğinde Ege odaya girdi. -Arslan Baba ben açıkçası sevindim sen bizim gerçek babamızsın. Doğurtmakla baba olunmuyor. Hep sen bize kol kanat gerdin, hep sen bizim yanımızda oldun çok sağ ol. -Bir şey değil oğlum yarın halledeceğim bu konuyu ve sizler birer Eryiğit olacaksınız. -Baba artık gerçekten senin çocukların olacağız. Çok mutluyum ve gerçekten resmiyette de kardeş olacağız. - Normalde kapımı dinlediğiniz için kızardım ama kızmayacağım, hadi iyisiniz. Ege: İyi geceler benim canım babam. Efe: İyi geceler benim aslan babam seni çok seviyoruz. Dediklerinde çıktılar. Odadan ben ve babam kaldık. -Baba iyi misin? -Kızım. Dediğinde beni kendine çekti ve sıkıca sarıldık. Arslan baba saçlarımı severken omzumun üzerinde ıslaklık hissettim. Babam yanım da ağlıyordu. Geri çekildim ve yüzünü ellerim arasına alıp yanağından öptüm babamın. -Baba neden ağlıyorsun? -Kızım, sizi hak edecek ne yaptım diyorum kendi kendime bana böylesine bağlı olmazın ve beni sevmeniz beni çok mutlu ediyor ve tarifsiz duygular hissediyorum. Hayat iyi ki sizi karşıma çıkardı. Hayatımda ki iyi kimsiniz. Sen, kardeşlerin. -Babacım ama ağlama bak buradayız, yanındayız. -Hadi kızım anlaştığımız gibi odama geçelim hatta sen aşağıdan çekirdek de getir çitleriz. -Tamam bir de viski çakarız yanına. -Oldu bu iş hadi bakalım. Odadan çıktık ve babam odasına ben de mutfağa gidip çekirdek ve iki viski bardağı alıp odaya geçtim. Odaya geçtiğimde içki dolabından bir tane içki çıkardım ve koltuğa geçtik. Ben içkileri doldurduğum da başladım. -Eee baba anlat bakalım. -Ne anlatayım kızıma. -Basın toplantısından başlayabilirsin. -Anlıyorum ne konuşacağın hakkında. -Evet. Aileni bulduğunu ama benimle arandaki bağın bitmeyeceğini ve önceden neyse şimdiden sonrasının da aynı şekilde olacağından son olarak hayatında değişen bu durumun kendi hayatına etki etmeyeceğinden ve Dinçerlerin buna saygı duyacağından bahsedebilirsin. -Anlıyorum. Bu konularla alakalı politik bir konuşma yapacağım. -Evet aynen öyle kızım. -Baba şimdi hadsizlik yapmak istemem sonuçta Arslan Eryiğit’sin ama en ilginç birlikteliğin hangisiydi? -Öncelikle dışarıya Arslan Eryiğit olabilirim ama size özellikle de sana biricik baban olacağım ve bana istediğini sorabilirsin. -Teşekkürler. Biz çekirdekleri güzel güzel çitliyorduk. -Yalnız kızım böylede kız gecesi gibi oldu ya ve çok zevkli. -Değil mi ya? Hadi sorumu kaynatma da anlat. -Hahaha tamam en ilginç olanı. Güzel bir otelde oldu ama ne otel. Odada gelecek olan kızı bekliyordum sonra kız geldi yüzünde tavşan maskesi var bir de elinde de valiz var. İlk önce anlamadım sonra sordum o valiz ne diye kız dedi ki sizin zevkinizi bilemeyeceğim için birkaç kıyafet getirdim dedi. Ben de göster bakalım deyince valizin içerisinden kostümler çıkmaya başladı. Tavşan, hizmetçi, sexy kız imajı veren kıyafetler bir de tatlı kız imajı veren kıyafetler çıktı. Bir kıza bakıyorum bir de kıyafetlere bakıyorum. Kız minyon tipli tatlı bir kızdı ama maskeyi cidden anlamamıştım. Maskeyi çıkar dediğim de çıkardı sonra cidden güzel ve tatlı bir kız olduğunu gördüm. Sona konu ile alakalı olmayan bir soru sordum. ‘Neden bu mesleği yapıyorsun’ diye sorduğum da kız baa baka kaldı sonra ‘Aslında yapmak istemiyorum ama babam genel ev sahibi ve benim tatlı yüzümü kullanarak sizin gibi iyi müşterilere gönderiyor’ dedi. O an çok sinirlendim ve kıza yardım etmek geldi içimden çünkü bu yaşamı hak etmiyordu. Onunla eğitim hayatı hakkında konuştum güç bela okuyormuş zaten. Onu o geceden sonra yanıma aldım ve ismini değiştirerek yurt dışına yolladım. Şimdi çok güzel bir manken oldu ve iyi kazanıyor. -Ne güzel. Nereden nereye. -Öyle kızım başka sorun var mı bu konu hakkında? -Aslında vazgeçtim bunlar senin özelin daha fazla ileri gitmek istemiyorum ama şunu söylemek istiyorum ama bencilce olur mu hiç bilmiyorum. -Söyle kızım, rahat ol. İçkimden büyük bir yudum aldım ve konuşmaya başladım. -Baba senin hayatında evleneceğin bir kadın istemiyorum. Yani çok tehlikeli geliyor bana sonuçta senin gibi adamları gerçekten de iyi huylu insanlar istemiyor ve çok yapmacık kadın var para için her şeyi yapabilen. Sana zarar gelmesinden korkuyorum, kardeşlerim bu durumdan etkilenir diye korkuyorum. Ama hayat sana hayatının aşkını sunarsa da geri çekilirim. -Gel buraya. Babam beni yanına çağırdığında beraber yatağa geçtik ve birbirimize sarıldık. -Kızım sen hiç korkma ben de senin gibi düşünüyorum ve hayatımda sizden, şirketten ve arkadaşlarımdan başka kimse yok ve olmayacak. -Çok güzel. Baba uykum geldi hadi uyuyalım.
***** 27 Şubat Salı Dinçer Konağı Dinçerler akşam yemeğinden sonra salonda oturmaya karar verdiklerinde Koray ile Evra da kendi aralarında tartışıyorlardı. -Dede! -Evra şimdi söyleme. -Ya Koray sonra söylesek ne olacak? -Gelinim bir şey mi var? -Evet dede, bugün Korayla ilanlara bakıp birkaç evi gezdik ve iki sokak aşağıda olan bir eve karar verdik. -Ne güzel yarın gidip tutarsınız sonrada mobilya ve ev ihtiyaçlarını halledersiniz. -Teşekkürler dede. Evra sözünü bitirdikten sonra Mert’in Bağırmasıyla herkes o tarafa döndüğünde televizyonda Alçinlerin katıldığı galeri açılışının canlı yayını vardı. -Evet sevgili seyirciler uzun zamandır ikinci şubesinin açılması beklenen o galerinin açılış kokteylindeyiz. Birbirinden önemli iş adamları ve aileler var. Şimdi birkaçıyla röportaj yapalım. Kadın kapının yanına ilerlediğinde şeritlerin arkasından orada bulunan kişilerden Alçin’e doğrulttuğunda konuşmaya başladılar. -Alçin Hanım bu gece çok şıksınız. Bu konsepti seçme nedeniniz nedir acaba? Aile Alçin’in vereceği cevabı heyecanla bekliyordu. -Baharında gelmesiyle konseptimi çiçekler üzerine yapmak istedim. -Çok şıksınız cidden, peki galerinin açılışı hakkında neler düşünüyorsunuz? -Sanat severler için güzel bir fırsat bence teşekkürler. Televizyondaki röportaj bittikten sonra magazin habercisinin diğer iş insanlarıyla röportaj yapmaya başladı.
Dinçer ailesi televizyona pür dikkat kesilmişken oradaki insanlar bir alana toplanıyordu ve magazin habercilerinin de o alana gittiklerini gördüler. Magazin habercileri açılış konuşmasını ekranlara aksettirmeye başladılar.
***** Magazin habercisi galeride eserlerinin sergilendiği Sinem Kalemci ile röportaj yapmaya başladı. Röportaj sırasında Alçin’in de röportaja dahil olduğunu gördüklerinde dinlemeye devam ettiler. Tüm aile dinlerken herkesin gözleri ışıldıyordu. Herkes biricik ailenin tek kız torunuyla gurur duyuyorlardı.
***** İlerleyen saatlerde canlı yayın bitti ve konuşmaya başladılar. -Baba ablam çok güzel olmuş değil mi? Aynı peri kızları gibi. -Öyle oğlum, peri kızları gibiydi. Akının içli içli ağlama sesi geldiğinde -Oğlum neden ağlıyorsun? -Baba ben nasıl öyle davranırım, nasıl böylesine güzel ve zarif birini incitebilirim? -Oğlum daha fazla yıpratma kendini. Aden kardeşini al çık odaya dinlensin yeterince yıprattı kendini. -Tamam baba, gel Akın. Üçüzler odaya çıkmaya başladıklarında büyükler konuşmaya devam etti fakat saatin geç olması ve herkesin yorgun olmasından dolayı Bayar Ağa -Oğlum hadi geç oldu herkes odalarına gitsin, Koray sizde yarın şu ev işini halledin. -Tamam dede iyi geceler. Dedi ve tüm aile odalarına çekildi. ***** |
0% |