Yeni Üyelik
17.
Bölüm

16.Bölüm: Gerçekler ve planlar!

@ceren_ellie

 

Alçin’den

Çevreme baktığımda, bahçede insanlar kendi gruplarıyla eyleniyorlardı bir de içeri mekânın girişinde bir stant vardı.

Girişe, stant gibi bir yer vardı ve oraya gidip kayıt yaptırılıyordu sanırım.

-Buyurun nasıl yardımcı olabilirim?

-Yarış için kayıt yaptırmak istiyorum.

-Tabi üyelik kartınız ya da bu işle ilgilendiğinizi gösteren kartınız varsa alayım.

Kadına takma adımın olduğu ve İstanbul da ki en ünlü mekânın giriş kartını verdiğimde kadının ağızı açık kaldı.

-S-sen bu gerçek olamaz, BERKCAN!

-Ne oluyor?

-Bir dakika bekletiyorum ama bu inanılmaz.

Berkcan denen kişiyi beklemeye başladık. Berkcan çok bekletmeden geldiğinde ikisi aralarında konuşmaya başladılar.

Kendi aralarında konuşurlarken Berkcan renkten renge giriyordu. Ne gerek vardı bu kadar büyütülmesine anlamadım ki neyse kadın bana döndü ve konuşmaya başladık.

-Kusura bakma. Berkcan yarışların sunucusu ve sorumlularından da.

-Kaydımı yapar mısınız artık.

-Tabi hemen.

Kız benim kaydımı yapmaya başladı.

-Sizin rakibiniz Kasırga olacak o da sizin gibi hırslı ve çok iyi yarışçılardan ve bugün sadece sizin yarışınız olacak.

-Güzel, kaydım yapıldıysa içeriye geçebilir miyim?

-Tabi girebilirsin.

 

Kapıda güç bela kaydımı yaptırdıktan sonra içeri geçtiğimde Mutlu ve arkadaşlarını gördüm ve yanlarına gittim.

Yanlarına gittiğimde beni fark eden biri ayağa kalktı ve konuşmaya başladık.

-Bir şey mi istedin?

-Hayır buraya davet üzerine geldim.

Mutlu hemen lafa atlayıp konuşmaya başlayacağı sırada onu durdurup konuşmama devam ettim.

-Oyuncu, daha sonra açıklarım ama Mutlunun size bahsettiği kişiyim.

-A pardon maske taktığın için anlamadım kusura bakma.

-Yok sorun değil oturabilir miyim?

-Buyur.

Mutlu ve arkadaşları bana, ben onlara bakarken sıkılmıştım ama içlerinden biri daha sert ve dikkatli bakıyordu, bende ona öyle dikkatli ve sert baktığımda

-Ne kadar böyle bakışacağız?

Diye biri sorunca

-Tabi tanışalım, sonuçta buraya tanışmaya ve yarışmaya geldim. Ben oyuncu memnun oldum.

-Bende soruyu soran kişi yani Malik memnun oldum.

-Ben Ömer.

-Ben Aslı.

-Ben Dide

Herkes kendini tanıttıktan sonra gözlerim tekrardan o sert bakışlı çocuğa değdi.

-Ilgaz ne bakıyorsun tanışsana.

Malikin bu sözünden sonra onun Ilgaz olduğunu anladım ve daha da dikkatli bakmaya başladım.

-Ben Ilgaz grubun en büyüğüm.

-Merak etme her önüme gelene saldırmıyorum, rahat ol.

-Yarışacak mısın?

-Tabi ki de.

-İstanbul’a gittiğim dönem seni görmüştüm.

-Ne güzel yine yarışırken göreceksin.

-Rakibin kim?

-Kasırga.

-Hiç şansın yok.

-Şansa ihtiyacım yok, ben her zaman zirveyim.

-Göreceğiz.

Bu lafımdan sonra yanımıza stanttaki kadın geldi.

-Oyuncu şimdi yarış başlayacak istersen hazırlıklarını tamamla.

-Tamam motorum dışarıda alıp pistte geliyorum.

 

İlahi Bakış Açısı

BERKCAN: Sevgili izleyenler bugün aramızda çok özel bir yarışçı var İstanbul’dan Gecenin ve Yolların Kraliçesi OYUNCU bizlerle.

 

Gece olmuş ve vakit gelmişti. Oyuncu rakibine son bir bakış attı, özel kaskının altındaki alev alev yanan gözlerini görebilseydi eğer rakibi en baştan yarışa devam etmeme kararı alabilirdi. Oysa Oyuncu’nun amacı sadece yarışı kazanmak değil aynı zaman da kendisine meydan okuyan bu adamı o anda bulunan herkesin gözü önünde rezil etmekti.

 

Motorların gaz verme seslerinin yüksek uğultuları arasında, çevrede bulunan ve her iki yarışçıyı da destekleyen seyircilerin çığırtkanlıkları arasında ilk baharın serin havası ortamı tam bir yarış ve heyecan tufanına hazırmış gibi hissettiriyordu.

 

Yarışın başlangıcı için her iki yarışçının ortasında siyah deri etek ve askılı giymiş başlangıç kızı elindeki bayrağı sallayarak yarışçılara gülümseyerek bakıyordu. Bayrak kızın elinde sallanıp yavaşça aşağı doğru inmeye başlarken, artık seyirciler de yarışın başlangıç anındaki heyecanla iyice bağırmaları ile iki yarışçı da düşen ele odaklanmıştı.

 

Kızın elindeki bayrağın tam inmesi ile iki yarışçı da altlarındaki özel motorların bütün beygir güçlerini kullanıp gazlarını köklediler.

 

Her iki yarışçı da birbirine yakın güçte motor kullandıkları için ilk başlangıç anını yarışçıların refleksleri belirlemişti. Kasırganın gerilmiş olan kasları ve keskin gözleri ile başlangıç anında Oyuncudan daha iyi bir çıkış yaparak öne geçti.

 

Bu durum Oyuncunun hem dikkatini çekmiş hem de daha yarışın öncesindeki düşüncelerini unutması ve bütün yeteneklerini kullanmadıkça rakibini yenemeyeceğini anlamıştı. Katıldığı yarışlarda bugüne kadar kimse ondan önce başlangıç yapmamıştı ve bu ilk Oyuncuyu biraz sıkıntıya sokmuştu.

 

Bu sırada yarışı izleyen seyircilere anlatım gerçekleştiren anlatıcı da artık yarışmacıları yaptıkları hızdan dolayı göremediği için önündeki ekrana dronelardan yansıyan görüntüler eşliğinde anlatıyordu.

 

-Evet seyircilerimiz, Kasırganın ani refleksi ile öne geçmesi ve bunu koruması sayesinde ilk keskin viraja önde giriyor. Her iki yarışçı da viraj öncesi yavaşlayıp rakibi kollayarak dönüşlerini yapıyorlar.

 

Kasırga ilk virajı standart şekilde almış ve arkasında bile bakmadan yoluna devam etmişti. Bir yarışa önde başladığı zaman asla kaybetmemişti ve bu pist kendi yuvası olduğu için her virajı her eğimi her düzlüğü çok iyi biliyordu.

 

Eğer bir simülasyon ekranı olsa neredeyse gözleri kapalı şekilde yarışabilecek kadar vakit harcamıştı. Bu başka şehirden gelip kendi krallığında ukalalık yapan kıza gününü gösterecekti.

 

Kasları ve ağırlığını çok iyi kullanarak mükemmel zamanlamalı turu attıktan sonra Oyuncu ancak gecenin karanlığında motorunun egzozundan çıkan ateşleri görebilirdi.

 

Oyuncu, Kasırganın arkasından dönüşlerini ve vücudunu gerekli olan yerlerde yere en yakın şekilde yatırarak en doğru eğimle dönüşlerini yapmaya odaklanmıştı.

Bu adamı yarış sonunda yenmek zorundaydı. Ancak ilk zamanda sadece arkadan geldiği için çıkan ateşleri görebiliyordu.

 

Aklına yıllardır aldığı eğitim ve özellikle Arslan Baba’nın sözü geldi. ‘Ne kadar çalışsan da ne kadar antrenman yapsan da bunların yanında kendine güvenmediğin sürece yaptıkların boşa gider. Önce kendine inanacak ve sonra devamlı çalışmanın getirdiği o kas hafızasını kullanarak herkese kızım Oyuncunun kim olduğunu göstereceksin.’

 

Bu duygular ile Oyuncu Kasırga’ya yaklaşıp biraz risk almaya karar verdi. Kasırgadan önce sağa dönüş gerektiren viraja önceden yatarak içten geçmek için aslında riski olan hız arttırımında bulundu. Fakat Kasırga kaskının içinden bile olsa keskin kulakları ile arkasından gelen motorun patlama sesini duyabilmişti.

 

Rakibi içten geçiş yapacak diye hesapladı ve motorunun ön tekerini biraz daha içe doğru çevirip Oyuncunun bu hamlesine virajı ve hali ile dönüş momentumunu kapamaya başladı.

Oyuncu rakibinin bu hamlesi nedeni ile dönüşünü tam istediği gibi yapamadı. Hala arkadan gelmek ve rakibinin tozunu kaskında hissetmek kanını kaynatıyordu.

 

Maçı anlatan Berkcan, heyecanlı ses tonu ile seyircilere bu yaşanan ani hamle-karşı hamle durumunu anlatıp izleyicilerin heyecanını iyice arttırmaya başladı.

-Tanrım nasıl da harikulade, iki yarışçı bu geceye hatta son zamanlarda şehrimizde yapılmış en iyi yarışı bize izletiyorlar. Yansıyan ekranlarda görebildiğiniz gibi Kasırga yarışı önde götürüyor ve ilk turu önde bitirmek için yoluna devam ediyor ancak şimdi şeytan dönüşüne yaklaşıyorlar. Yarışçıların en zorlandıkları bu virajda içe doğru çok fazla yatarsa yarışmacılar toprak piste doğru eğimlenip yarış dışı kalabilir ve hatırlarsanız üç sene önce bir yarışmacı kırık kemikler ile burada yarıştan ayrılmak zorunda kalmıştı.

 

Kasırga şeytan dönüşünün teknik kısımlarını biliyordu. Çok fazla içe doğru yatmadan hızlanma da göstermeden biraz dışarıdan bu dönüşü yapmak zorunda olduğunu biliyordu.

 

Rakibi bunu deneme sürüşlerinde ancak test etmiş olduğu için kendisi kadar tecrübesi yoktu. Zaten bu dönüş sonrasında hızlanama düzlüğünde iyice hızlanıp aralarındaki farkı iki- üç saniye kadar daha fazla yapması durumunda yarışın kalanında çok rahat edeceğini biliyordu.

 

Oyuncu yaklaşan şeytan dönüşü virajını gördü. Görmeseydi bile rakibinin normalde içeriden çizgiye yakında değil de daha dıştan dönüşüne başlamasından da anlayabilirdi. Bu kısmı deneme sürüşlerinde tecrübe etmişti.

 

Belki düşmemişti ancak hızını bayağı bir azalttığı için sonraki hızlanma sırasında rakibinin daha fazla saniye gerisine düşeceğini biliyordu. Özellikle sonraki hızlanma düzlüğüne avantajlı girecek olan rakibi aralarındaki farkı bir iki saniye daha fazla arttıracaktı. Fakat bu yarışı kazanmalı ve alabileceği bütün riskleri almak zorundaydı.

 

Oyuncu bu nedenle stratejisini ve tuzağını kendince planlamıştı.

Yarışmacılar nizami şekilde dönüşe geçip hızlanma düzlüğüne aralarında fark açılmadan devam ederek ilk turu tamamladılar.

Kasırga önde Oyuncu arkadaydı. Artık son tur başlamıştı. Kanları ve hiddetleri yükselmiş ama çok profesyonel olan iki yarışmacı da tağın altından geçerek son tur başlangıcına başladılar.

Kasırga bu şekilde devam etmesi durumunda yarışı kazanacağına emin durumaydı. Oyuncu motorunun gücünü kullanarak hızını arttırdı ve Kasırganın iki teker arkasına kadar yaklaştı. Amacı tamamı ile riske girip Kasırgayı bu son tur sırasında zorlamak ve hata yapmasına neden olmaktı.

En azından ara da bir kafasını kendisine doğru çevirmesi bile bir avantaj olacaktı.

Ardı ardına virajları uygun ve gittikçe artan hızlarda almaya başlayan yarışmacılar, yaşadıkları heyecan ve aşırı konsantrasyon nedeni ile kasklarının içinde terlemeye başlamışlardı.

 

Vücutlarındaki her kasları gerip bırakmaktan dolayı ilk kez daha önce yaşamadıkları acıları hissediyorlardı. Son bir buçuk kilometrelik kısma girdiklerinde Oyuncu artık gerçek hamlesine başlamaya karar verdi ve motorunun gazını kökledi.

İçe daha yakın olacak şekilde manevrasına başladı ve bunu devam ettirerek tek tekere kadar farkı kapadı. Artık sadece bir tekerlek boyu arkasından yarışa devam ediyordu.

Birkaç yüz metre sonra asıl belirleyici viraja girdiklerinde ise hamlesini yapacaktı ve o an her saniye yaklaşıyordu.

 

Kasırga dönüş sırasında artık çok yaklaştığını fark ettiği Oyuncuya bir şeyler yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Son kalesi kendinden emin olduğu şeytan dönüşü idi ve o da her tekerleğin dönüşü ile yaklaşıyordu.

Artık her iki yarışmacıda dönüşe girmek için hızlarını azaltmaya başlarken Oyuncu dışarısı yerine iyice pist çizgisine doğru yaklaşıp hızını artırdı. Bu davranışı eğer kendini motoru dinamik şekilde nizami dönüşüne devam etmesine imkân vermemiş olsaydı bile bunu yapacaktı ve işte o an gelmişti.

Kasırga içeri doğru bir bir buçuk motorluk açık vererek ileride dönüşü tamamlayacak şekilde hamlesini yaptığı anda Oyuncu hem en içten hem de imkân dahilindeki en hız alacağı şekli ile girişini yaptı.

Amacı motoru tam anlamı ile dizinin üzerinde kullanıp Kasırganın bırakmak zorunda olduğu boşluğu kendi kullanarak dönüşü tamamlamak ve ondan bir iki saniye önce motoru kaldırıp hız kısmında son gaz köklemekti. Kasırga bunu anlamamıştı.

Bu resmen ölümüne oynanan bir yarış olacak değildi ya. Oysa bilmediği şey ya da düşünemediği şey Arslan Baba’nın kızı kazanmak için her şeyi yapardı.

Asla küçümsenmemesi asla dikkat edilmemesi gereken biri olduğunu herkese gösterecekti.

Şeytan dönüşü var olduğundan beri sadece bir kişi böyle çılgın davranışı yapmış ama sonu yarışlara elveda olmuştu.

Oyuncu ise hamlesini yaptığı anda her metre teker dönüşünde kasırganın arkasındaki yerini bırakmaya ve rakibinin boşluğunu doldurmaya başlamıştı.

Dönüş sadece yedi saniye sürse bile hem izleyenler hem sunucu için sanki bir asır gibi gelen yavaş çekimmişçesine gözlerini kırpmadan izledikleri bir an gibi yaşanıyordu.

 

Oyuncu her saniye biraz daha içeri doğru yapıp dizinin üzerinden kıvılcımlar çıkartırken Kasırga böyle aptalca bir şekilde davranan birine yarışı kaybedebileceğini anlamaya başlamıştı. Kendisi bir hamle yapma şansına da sahip olamayacaktı. Oyuncu son saniye süren dönüş öncesi kimsenin yapmadığı yapamayacağı şeyi yaparak biraz daha erken motorunu düzletip, gazını kökleyerek hız düzlüğüne yarım teker önde girmeyi başardı ve önünde sadece rüzgârın asfaltın ve kazanmanın getireceği hazzı hissederek gazını iyice kökledi.

 

Bitiş tağının altından ilk geçen Oyuncu olmuştu. Seyircilerin Oyuncuyu destekleyenleri çılgınlar gibi bağırırken diğer taraf ise gözleri ile gördüklerine inanamaz şekilde ağızları düşmüş biçimde bakıyorlardı.

BERKCAN: MUHTEŞEM BİR YARIŞTI, KAZANAN GECENİN VE YOLLARIN KRALİÇESİ OYUNCU. BİZE BU GÜZEL GECEĞİ HEYECANLI KILDIKLARI İÇİN SİZ SEYİRCİLERİMİZE VE YARIŞÇILARA TEŞEKKÜR EDİYORUM VE ÖNÜMÜZDEKİ MAÇLARDA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE.

 

Alçin’den

Zorlu bir mücadeleyi kazandım ve kendimle gurur duyuyordum. Uzun zamandır böylesine bir rakibim olmamıştı.

Kaskımı çıkarıp sadece maskemle kaldığımda kafamı kasırgaya döndürdüm.

O da kaskını çıkarıp maskesiyle kaldığında bana döndü ve gözlerimizin çevredeki aydınlatmalardan ötürü kesiştiğini gördüm.

Bence kendi yerinde yenildiği için rezil olma duygusunu bedeninin en uç noktalarına kadar hissediyordu.

Beni küçümsememeyi anlamalıydı ki anlamıştır artık. Ben zoru seven ve onu başarmayı iyi bilen bir kızdım.

Daha fazla onunla bakışmak istemiyorum ama gözlerinde rezil olma duygusundan başka da duygular ve anlamlandıramadığım şeyler vardı ama anlamadım.

Kafamı ondan çekip etrafıma baktığımda adımı haykıran insanları gördüm. Burada da artık biliniyordum hem de en iyi şekilde. Ben bugün, bu gece bu yarışın en iyisini yenmiştim.

 

Daha fazla olduğum yerde bulunmak istemediğim için motorumu kenara park edip kaskımı üstüne bıraktım ve indim.

İndiğim vakit onun da peşimden geldiğini gördüm ama pek takmadım.

Mutlu ve arkadaşları beni tribünlerin en önünde beni beklediklerini gördüğümde bekletmeden yanlarına gittim.

 

Malik: Oooo Oyuncu Hanım bu nasıl bir başarı, tebrik ederim.

Ömer: Ben de tebrik ederim, o dönüşteki yaptığın hamle ölümle oynamaktı.

Dide: Tebrikler, uzun zamandır bu işle ilgilendiğin belli.

Aslı: Tebrik ederim, çok güzel bir yarıştı.

-Teşekkürler arkadaşlar.

Dediğimde gözüm Ilgaz’a kaydı ama o inanamayan gözlerle bana bakıyordu ben Ilgaz’a bakıyorken yanımıza en son bile tahmin edemeyeceğim biri kasırga geldi ve Ilgaz ile konuşmaya başladılar. Bunu fark ettiğim için Ömer yanıma yaklaştı ve bir şeyler söylemeye başladı.

 

-Ilgaz ile Kasırga yakın arkadaşlardır ve senin onu yenmene çok şaşırdı ikisi de.

-Anlıyorum ama ben kaybetmem. Ne olursa olsun her şeyi göze alırım.

-Ona ne şüphe.

 

Konuşmamız bittikten sonra Kasırga bana yaklaşmaya başladı, ben de temkinli bir şekilde yapacaklarına odaklıydım.

-Tebrik ederim öncelikle çok güzel bir yarıştı dişli rakipsin.

-Teşekkür ederim.

-Açıkçası kazanmayı bu kadar sevdiğini ve her ne olursa olsun göze alabileceğini düşünmezdim.

-Kazanmak için her şeyi yaparım çünkü ben kaybetmem.

-Anlıyorum, karakterin aynı ben.

-Ne demek o?

-Seninle özel olarak konuşalım mı?

-Neden? Sen benim rakibimsin. Kendine yediremediğin şeyi üstüme gelerek mi sindireceksin.

-Hey hey sakin ol bence hayatınla ilgili bilmen gereken şeyler var.

-Kasırga emin misin?

-Ilgaz sen karışma bu Oyuncu ve benim aramda olan şey.

-Neymiş o aramızdaki şey, seni sadece burada rakibim olarak gördüm.

-İstersen herkesin içinde değil de özel olarak konuşalım? Eminim duyacakların hayatında alacağın kararları derinden etkileyecektir.

-Tamam konuşalım, nereye?

-Çıkışa gidelim orası daha sakin olur.

Çıkışa ulaştığımızda kimsecikler yoktu, tamamen ıssızdı sadece sokağı aydınlatan gece lambaları vardı.

Kasırga ile yüz yüze durduğumuzda hiç beklemediğim bir hareketi yaptı. Maskesini çıkardı.

-Ne yaptığını sanıyorsun sen?

-Güveninin kazanmak için maskemi çıkardım.

-Neden yaptın bunu kimliğin ifşa oldu.

-Olsun boş ver kardeşimden saklayacak değilim ya.

-Ne?

-Evet Alçin seninle konuşmak istediğim konu bu. Sen benim kardeşimsin.

-Nasıl, nereden öğrendin bunu?

-Aslında hikâyeyi en başından anlatmam gerek anlaman için.

-Ben on sekiz yaşındayken uyuşturucuya başlamıştım bunu öğrenen Dinçer ailesi yani eski ailem bunu kendilerine yediremedi ve elalem ne der, itibarları ve güçlerini korumak için beni evlatlıktan reddetti ve görüşmeyi kestiler. Bende kendi yoluma bakmaya başladım.

 

Birkaç yıl kendimi toparlamak ve tedavi olmak istediğim için hastaneye yattım. İki yıl ne acılar çektiğimi bir ben bir de Allah bilir neyse bir şekilde hatamdan döndüm ama bir sorun vardı.

Üniversiteye gidemedim ve ortada öylece kaldığım için bir yıllığına devlet yurduna yazıldım. Yirmi bir yaşına kadar izin veriliyor sonrasına ilgilenmiyorlar. Ben önceden biriktirdiğim uyuşturucu paralarıyla test kitapları aldım ve hazırlanmaya başladım tabi bu sırada da bir işe de başladım.

Hem okumaya hem de çalışmaya başladım gecemi gündüzüme kattım ve Harran Üniversitesi Yazılım Mühendisliğini kazandım. Zaten lisede de sayısal okuduğum için rahattım.

Urfa’ya Üniversitenin yurduna taşındım ve orada okuyup çalışmaya başlayarak para biriktirmeye başladım.

Eğitim hayatım çok güzeldi, okuduğum bölümü çok seviyordum ve başarılı olmak için çok çabalıyordum.

Gel zaman git zaman ben yirmi dört yaşındayken okulu birincilikle bitirip mezun oldum lakin bu başarımı ya da başarılarımı Dinçerlerden biri bile öğrenemedi fakat senin öğrenmeni çok isterdim o dönemler en azından yanımda olsan, kep atarken yanımda olsaydın dünyalar benim olurdu.

Alçin ben uyuşturucuya o bok çukuruna nasıl düştüğümü kimse bilmiyor ama sen bil istiyorum.

Ben senin yokluğundan düştüm. Kardeşler arasında ben en çok sana üzülüp kahroldum ve zamanla kendimi çürütmeye başladım ama ailenin beni evlatlıktan reddi içime çok oturunca onlardan intikam almak istedim ve kendimi toparlamaya çalıştım.

Ya insan hemen ümidini keser mi evladından ya. İlk zamanlar buna çok üzülüyordum. Tedavi zamanlarımda onları çok özlüyordum ama zamanla onlardan kurtulduğum için kendimi şanslı saydım. Okulu bitirince İstanbul’a gittim ve orada iyi bir şirkette yazılım mühendisi olarak çalışmaya başladım. Tabi bunun yanı sıra motor yarışları olayına girdim ve birikimime birikim kattım. Senin gerçekten Alçin olduğunu bilmediğim dönem senin yeteneklerini o pistte her zaman gittiğin yerde gördüm ve çok etkilendim.

O dönemler benimde bir motorum vardı ve bende yarışlar içerisindeydim ama senin gibi daha küçük olduğun o dönemler nasıl bunları yaptığına aklım ermiyordu ama bakma böyle konuştuğuma topu topu 2 sene oldu. Ama artık buraya temelli döndüm.

Seni görmesem bile çok güçlü bir kız olduğunu ve büyüyünce çok can yakacağını o zamanlar anlamıştım çünkü motordaki o duruşun ve yaptıkların…Ama benimle kardeş olacağını asla bilmezdim.

Ben senin kardeşim olduğunu doktorun hemşiresinden öğrendim. Yaklaşık bir ay önce sizin doğumunuza giren doktorun hemşiresi bana gelip her şeyi anlattı bende bu konu ile alakalı konuşmak için Dinçerlerin evine sırf senin için gelmek istedim ve geldim fakat kapıdan dönmek zorunda kaldım neden mi çünkü cesaret edemedim ve onlarla tekrar yüz göz olmak istemedim ama seninle elbet tanışacaktım bunda kararlıydım.

Alçin kardeşim sen aynı benim gibisin her şeyi göze alabilecek, hırsları olan bir kızsın yerinde olsam Dinçerlerle vakit kaybetmem ve Arslan ile hayatıma odaklanırdım.

-Arslan’ı nereden biliyorsun?

-Seni gördüğüm o yüzünü gördüğüm an hatırladım. İstanbul da iken Arslan ile de çalıştım bir süre ve seni hep görüyordum ama sen ondan başkasını görmediğin için kimseyi fark etmiyordun.

-Ne zaman girdinde ne zaman çıktın?

-Aslında fazla kalmadım İstanbul da ki hayatımın son demlerinde yani son iki aylığına sizin şirketteydim sonra da temelli Antep’e dönerek İstanbul defterini kapattım.

-Anlıyorum peki Ilgazlarla ne zamandır görüşüyorsun?

-Yurda gittiğim ilk zamanlardan beri onları tanıyorum hepsi manevi kardeşim oldu. Onları bugünlere getirmek için çok uğraştım hatta senin buraya gelmende benimde parmağım var.

Dinçerlerin evinde küçüklükten beri yakın olduğum bir koruma var ondan çoğunlukla aile ile alâkalı şeyleri öğrenirdim. Hemşireye ilk başta inanmasam da koruma sayesinde inandım. Neyse senin motorla yalnız çıktığın bir zamanı bana söylemesini istemiştim böylelikle seninle tanışma fırsatım olabilirdi. Ama aklıma burası geldi ve seninle bir yarış yapmak istedim eğer bir ilgin varsa. Mutluyu ardından ben gönderdim sonrada seni buraya çektik. Sakın yanlış anlama hepsi iyi niyetimizdendi, sana zarar vermek gibi bir niyetimiz asla yok.

-Bana, sana inanmam için bir kanıt gösterebilir misin?

-Tabi bak bu benim orijinal kimliğim.

Kimliğini alıp incelediğimde gerçek olduğunu anlamamla dünyam başıma yıkıldı. Nefesim sıkışmaya başladı, kendimi çok kötü hissediyordum.

-B-buna inanamıyorum n-nasıl?

Kimliğe bakarken bunları söyledim ama başım dönmeye başladı çünkü gerçekler peşimi bırakmıyordu. Kendimi tutamayıp dizlerimin üstüne düştüğümde Kasırga yani Aktuğ da eğildi ve beni sakinleştirmeye çalıştı. Ben maskemi indirip nefes alamaya çalışıyordum ama nafile nefesim kesilmiş gibi hissediyordum.

-Abicim sakin ol lütfen.

-N-nasıl bunu s-saklarlar anlamıyorum.

-Senin iyiliğin içindir belki ama yapma böyle lütfen hadi gel benim evime gidelim dinlen biraz.

-Sana nasıl güvenebilirim, nasıl itimat edebilirim.

-Kardeşim bana inanmak zorundasın, sonuçta gerçek yüzünü biliyorum ve senin abinim.

-Tamam ama bana zarar vermeyeceğin ne malum, daha yeni tanıştık.

-Ben bu kadar aciz bir insan değilim bir kadına el kaldıracak ya da zor duruma düşecek bir şey etmem ayrıca son bir şey demem gerek.

-Nedir?

-Ben Koray’ın ikiziyim.

-Ne?

-Evet ikiziyim. Şimdi tüm gerçekler açığa çıktığına göre gidelim.

-Tamam tamam gideceğiz ama motorla geldim.

-Sorun değil, Ilgaz’dan rica ederim senin motoru eve kadar getirir sende arkama binersin öyle eve gideriz.

-Tamam Çantamı içeriden almalıyım.

-Hadi o zaman zaten diğerleri de içeridedir hallederiz.

Dediğinde yerden kalktık. Ben maskemi geri yüzüme geçirdikten sonra içeri öyle geçtik.

Masaların arasından bizim masayı bulduğumuzda ben direk çantamı aldım ve Aktuğ’u beklemeye başladım.

-Ilgaz sen Oyuncunun motorunu getir o benle gidecek.

-Ama-

-Ilgaz lütfen.

-Tamam hadi çıkalım, senin eve mi gideceğiz?

-Evet.

Malik:Biri bize de bir şey desin.

Dide: Malik sırası değil sonra söylerler.

-Tamama ama merak ediyorum Dide.

Ömer: Ah be salak arkadaşım sırası değil diyoruz uzatma.

-Tamam Ömer tamam.

Dışarı motorların oraya gittiğimizde anahtarı cebimden çıkarıp Ilgaz’a verdim ve Aktuğ’un arkasına bindim ve yola çıktık.

 

*****

Vardığımızda konaktan uzak yerde fazla evin bulunmadığı bir villanın önündeydik.

-Teşekkürler Ilgaz.

-Bir şey değil, iyi geceler.

-Ilgaz sen al benim motorlardan birini ben yarın birine aldırtırım.

-Tamam, teşekkürler.

Ilgaz bahçede duran bir iki motordan birini alıp uzaklaştığında biz de eve girdik.

-Kardeşim aç mısın bir şeyler yapayım mı?

-Hayır aç değilim sadece inanamıyorum.

-Olsun yakında alışırsın ama böyle kalma benden rahat bir şeyler vereyim .

-Tamam.

Aktuğ yukarı eşya getirmeye çıktığında bende düşünmeye başladım.

Gerçekler bitmiyor, gerçek ailem ve reddedilen abim.

Kendi kendime düşünürken Aktuğ geldi ve elime kıyafet verdi.

-Teşekkürler, banyo nerede?

-Koridorun sonunda.

-Teşekkürler.

Banyoya gidip üzerimi değiştirmeye başladığımda bana verdiği kıyafetler siyah kısa kollu tişört ile şorttu. Bana büyük geldikleri için eşofman belimde zar zor duruyordu, tişört uzun kollu gibi oldu.

Banyoda işimi bitirdikten sonra geri döndüğümde Aktuğ koltukta oturuyordu.

-Nasılsın?

-Bilmiyorum ama buradan gitmek istediğim kesin.

-Konağa mı dönmek istiyorsun?

-Hayır Antep de kalmak istemiyorum.

-Anlıyorum belki de yeni hayat, gerçekler derken alışamadın.

-Galiba ama ne olursa olsun senden bahsetmelilerdi.

-Evet ama senin üzülmeni ya da peşime düşmenden korktukları için söylememişlerdir.

-Neyse ne konuşmak istemiyorum. İçimde sadece kızgınlık ve kırgınlık var. Ben onlara güvenmiştim ama onlar benden sakladılar.

-Senin hayallerin neler bu yaşından sonra ne istiyorsun?

-Alçin Eryiğit olmam gayet iyi cevaptır bence. Sen ne istiyorsun?

-Doğru senin adın bir marka zaten hahaha. Pekte istediğim yok aslında. Güzel bir işim, evim, motorlarım ve arabam var belki bir kızla evlenirim.

-İnşallah hayat istediğin gibi olur.

-İnşallah.

-Yarın kına var. Karan abi evleniyor.

-Haberim var herkes bunu konuşuyor.

-Gelmeyeceksin değil mi?

-Bilmiyorum.

-Geleceksin ve herkese kendini hatırlatacaksın değil mi? Aile için rezillik ve yıkım.

-Nasıl böyle bir tepki verebiliyorsun?

-Çünkü güvenimi yıktılar ve Berçem Hanım ile görülecek bir hesabım var.

-Aa, ne oldu?

-Boşver cidden önemsiz bir konu ama düğün gecesini sabırsızlıkla bekliyorum. Karan abimin bu güzel gününü mahvetmeyeceğim ama seni öğrendiğimi ve Berçemin sırrını ortaya dökeceğim.

-Tamam ben de artık yüzleşmeliyim hem bu sefer kardeşim de yanımda.

-Benim eve gitmem gerek dikkat çekmek istemiyorum.

-Tamam zaten saat on bire geliyor git artık haberleşiriz.

-Sana telefon numaramı vereyim mesaj atarsın ben de planımı anlatırım, aklıma güzel şeyler geliyor ama sen yarın bir saat ya da takı al erkek için olsun.

-Tamam konuşuruz.

Dediğinde ayaklandık ben üzerimi değiştirdim ve motoruma binip eve gittim.

Eve vardığımda salonda aile büyükleri beni bekliyordu.

-Torunum saatin kaç olduğundan haberin var mı?

-Var, merak etmeyin sadece öylece takıldım kendimce bir daha olmaz.

-Umarım, çünkü seni çok merak ediyoruz.

İçimden keşke bu merakınızı biraz da oğlunuz için gösterseydiniz diye geçirdim ama ifadesiz yüzüm ile odama çıktım.

Üzerimdeki kıyafetleri çıkardıktan sonra pijamalarımı giyindim ve yüzümü temizledim.

Çantamın içinden telefonumun titrediğini anladığımda çantamı boşalttım ve bildirimlerime baktığımda Aktuğ abi yazmıştı onu kaydedip kulaklığıma bağladım ve müzik dinlemeye başladım. Giyinme odamda içki ve bardak vardı. Elime alıp aşağıya inmeye başladım.

Kimsecikler yoktu anlaşılan herkes uyuyordu. Yarın kına olduğu için herkes hazırlıklardan dolayı yorgun olmalıydı.

Bahçeye çıktığımda ayağımda spor ayakkabılar olduğu için ayaklarım üşümüyordu ama üzerim üşüyordu.

Bahçede ki oturma grubuna geçtiğimde sigara, çakmağımı, bardağı ve viskiyi bıraktım ve koltuğa kuruldum.

Telefonumdaki şarkılar hızını kesmeden devam ederken bardağıma içki doldurdum ve yudumlamaya başlarken yanımda fark ettiğim battaniyeyi sırtıma geçirdim ve bacaklarımı kendime çektim.

Paketten bir dal aldığımda dudaklarıma yerleştirdim ve yakıp içmeye başladım.

Duman içime işlerken sadece öylece etrafa bakıyordum. İçkimi yudumlayıp sigaramı içiyordum sadece.

Şarkılar…Şarkılar iyiydi ve beni rahatlatan şeylerdi.

Yarın kına da doğal davranacaktım ve eğlenmeme bakacaktım çünkü insanların güzel gününde somurtmak olmazdı. Umarım Cemre ve Karan güzel hayat yaşarlardı.

Aktuğ abim…Ona kendimi yakın hissettim bana güven vericiydi. İçten ve doğaldı. Ona şans vereceğim çünkü hiçbir suçu yoktu hatta bu hikayedeki en masum olan da oydu tabi üçüzlerimi ve Mert’i de unutmamak lazım. Onlarında bunları bildiğini düşünmüyorum.

Ben düşüncelerim içinde kaybolurken üçüncü kadehimi ve ikinci sigaramı yakmıştım çoktan. Bu gece hüzün gecesiydi bu gece güven duvarlarımın yıkıldığı ve aileme olan kırgınlığımın gecesiydi…

 

#Güçlükadın #kadın #güçlükadınvibe #kesfetteyiz #kesfet #fyp #foryoupage #mafya #mafia #strongwoman #woman #mafyakadın #mafiawomen

 

*****

 

Loading...
0%