@ceren_ellie
|
Alçin’den Okul bitmişti ve biz şu an evde hazırlanıyorduk. Üçüzlerime ve Mert’e dediğim şekilde inşallah hazırlanmışlardır. Benim hazırlanmam kolaydı sadece üzerimi değiştirecektim çünkü saçım ve makyajım iyiydi sadece maske takacağım için rujumu silmiştim. Üzerime tam göbeği açık olmasa da biraz açık bırakan yarış için giydiğim bir üst altıma siyah kargo pantolon ve siyah botlarımı giydim. Aksesuar olarak hiç çıkarmadığım kolyem ama onu içime koydum birde birkaç yüzük taktım parmaklarıma. Manikürlerim de hala sağlamdı ve bana çok yakışıyordu.
Siyah spor el çantama gerekli eşyalarımı koyduğumda hazırdım. Telefonumdan saate baktığımda saat dört buçuktu. Odamdan çıktığım gibi kardeşlerime bakmak için odalarının olduğu yere gittim. Aden’in odası boş olduğu için Akının odasına baktım. İkisi de üzerini giyinmiş çıkmak üzereydiler. İkisine de söyle bir baktığımda çok yakışıklı olmuşlardı sanki baya yıldır bu tür ortamlara giriyor gibiydiler. -Üçüzlerim bu ne yakışıklılık? Akın: Yani motorlara olan düşkünlüğümüzü anlaşımsındır diye düşünüyorum üçüzüm. -Evet yani bu ortamları iyi biliyorsunuz sanıyorum? Aden: Yok bu yasa dışı olduğu için darkweb de falan yayınlanıyordur bu yüzden ne giydiklerini bilmiyoruz ama biz bu tarzı pinterestte falan gördük olmuş ama değil mi? -Hem de nasıl. Akının üzerinde siyah baskılı bir tişört altında siyah dar olmayan bir kot pantolon, gümüş tokalı bir kemeri vardı ve siyah gümüş detayları olan bir bot giymişti. Aden ise beyaz tişört, siyah kot pantolon Akın’ın giydiği gibi ve beyaz bağcıkları olan bir bot giymişti. İkisi de ellerine siyah deri ceketlerini aldıklarında tam olmuşlardı. İkisinin saçları da dağınıktı ve havalı görünüyorlardı. -Hadi Mert’e bakalım. Dediğim de onun odasına gittik. -Mert müsait misin? -Evet abla gel. Dediğinde odaya bir girdik mert mafyaları aratmayacak bir tarzdaydı. Akın: Kardeşim düğüne mi gidiyorsun? -Yoo Siyah gömlek, siyah kot nesi kötü. -Sen bakma bunlara tam olmuşsun yaşını büyük göstermiş girişte sorun olmaz hem boy da var bana yaklaştın. -Aaaa yaş sınırı mı var? -E tabi on sekiz yaş altını almıyorlar yetişkin olmadan. -Sen nasıl giriyorsun o zaman? -Kimliğim gizli olduğu için sahte kimlik yaptık. Aden: Alçin bu suç biliyorsun değil mi? -Merak etmeyin sadece üyelik için sahte bilgiler ile doldurmuştuk ama sorun çıkmaz bu piyasada kimliğini gizli tutmak isteyen herkes böyle yapıyor. Yani bu piyasa da başka gerçek de başkayım. Akın: Sorun çıkmaz diyorsan iyi. -Tamam sen spor ayakkabı mı giyeceksin? Mert: Hayır tabi ki de ön tarafında gümüş detayı olan botumu giyeceğim. Dediğinde botunu gösterdi ve giydi sonra da deri ceketini de aldığında hazırdık. -Bakın telefonlarınız yanınızda değil mi? Hepsi: Evet. -Tamam başka şeye ihtiyacınız yok. Dediğimde aşağıya indik. Yasemin: Kızım, oğullarım nereye, gezmeye böyle mi gideceksiniz? Aktuğ: Evet kardeşlerimi götüreceğim yere bu tarz yakışıyor. -Oğlum yarış yaptığınız yere gitmeseniz? Çok tehlikeli. -Merak etmeyin sorun çıkmaz orası açıldığından beri üyesiyim arkadaşlarımla hem gecenin ve yolların kraliçesinin olduğu yerde bir sorun çıkmaz. -Kardeşlerim bana orada ‘Oyuncu’ diye hitap etmenizi istiyorum. Abime de ‘Kasırga’ tamam mı? -Tamam abla. -Tamam üçüzüm. -O zaman çıkalım bakalım. Dediğim de hep beraber bahçeye çıktık. -Abi önce nereye? -Uçurumun oraya Mutlular bizi orada bekliyor. Mert: Uçurum mu?! Aktuğ: Merak etme manzarası çok güzel oranın, ondan dolayı orada piknik yaparız. -He iyi yuvarlanmayalım da. Mert’in dediği ile hepimiz gülmeye başladık. Ben motoruma geçtim abimde kardeşlerim ile arabaya geçtiğinde uçuruma gitmeye başladık.
***** Uçuruma geldiğimizde Mutlular yere bir örtü sermiş ve üstüne oturup bir şeyler atıştırıyorlardı. Ben motorumu abimde arabayı park ettiğinde yanlarına gittik. -Selam arkadaşlar. Malik: Merhaba Alçin, merhaba abi. Aktuğ: Merhaba. Ilgaz: Aktuğ bu çocuklar kim? Mert: Sana da merhaba. Ilgaz: Aktuğ? Aktuğ: Sizlerle tanıştırmak istediğim için getirdim kardeşlerim Akın, Aden ve Mert. Aslı: Memnun oldum çocuklar, çok yakışıklısınız. Dide: Aslı! Aslı: Ne ya baksana çok tatlılar. Biz yanlarına yerleştiğimizde ben Ilgaz’ın yanına denk geldim ama fazla rahatsız değildim. Aktuğ abim yanımda oldukça sorun yoktu. Ilgaz: Gecenin ve yolların kraliçesi Oyuncu sizinle bir yarış yapmak isterim. -Olur tabi ki yaparız ama sonra yenilgiyi kabullenememe olmasın? -Yok, Kasırgayı yenmiş olman Çakalı yeneceğin anlamına gelmez. -Aslında Kasırga ile yaptığımız yarışı unutmuşa benziyorsun. Ben kazanmak için her şeyi yaparım. -Tabi ölümle oynadığını unutmam ama beni yenemezsin eğer yenersen yenilgiyi kabul edip otururum ve kardeşim gibi olursun, aramızdaki buzlar erir ama kazanırsam orasına sonra bakarız. -Aslında güzel bir anlaşma kabul ediyorum ama kazanırsan ne olacak orasını anlamadım. -Çok mu öğrenmek istiyorsun? -Yani madem bir iddiaya giriyoruz neden merak etmeyeyim? -Tamam eğer kazanırsam- -Ya da dur zaten kazanamayacaksın boşuna konuşmayalım. -O zaman bu akşam seni pistte bekliyor olacağım. -Tamamdır. Mert: Abla dikkatli ol. -Merak etme kardeşim ben yenilmezim. Aktuğ: Kendine çok güveniyorsun bu iyi bir şey ama Ilgaz’ın tepesi atarsa senden de fena halde olabilir ve seni bir kadın olarak düşünmez ve yapmayacağı şey olmaz. Biliyorsun çok çetin mücadele edebilir ve cidden zekasını hafife almaman gerek. -Merak etme abi onun zekasına yenilmeyeceğim. Hatta buldum ben kazanırsam benimle uğraşmayı bırakacak ve istediğim bir içkiyi alacak. Ilgaz: Tamam kabul. Ama ben kazanacağım. -Ilgaz senin bana karşı olan bu nefretin niye? Ilgaz: Sence? Sonradan aramıza geldin ve yetmezmiş gibi kardeşlerini de soktun. Aktuğ: Ilgaz ileri gidiyorsun. Kardeşlerim Dinçerlerdeki en masum kişiler ve hiçbir şeyi bilmeyen taraftılar. Onlardan da saklamışlardı. Ömer: Tamam kavga etmeyin lütfen. Ilgaz abi sen de uzatma lütfen yakışmıyor size. Hem Aktuğ abiyi bilselerdi bu kadar sakin olmazlardı. Ilgaz: Tamam uzatmıyorum akşam olacak olan yarışa odaklanacağım sadece. Malik: Ya ne drama queenlik yaptınız yemek yesenize. Kızlar ne de güzel şeyler hazırlamış. Aslı çay koy kız kuru kuru gitmiyor. Dediğinde güldük. Malik cidden çok neşeli ve heyecanlı bir kişiliğe sahipti. Dide: Alçin gelecek hayallerin neler? Sonuçta varissin. -Tabi varis olunca sorumluluklarımız artıyor aynı şey ikiz kardeşlerim içinde aynı ama ben Amerika da ki şirketin başına geçeceğim ama ilk önce şu sınav meselesini halletmem gerek. Sonra da şirketin başına geçeceğim. Aden: Kardeşim gidecek misin? -Yani Amerika da ki sınavı kazanamazsam İstanbul da okurum ama kazanmam gerek yoksa gücümü kaybedebilirim. Aslı: Hangi mesleği düşünüyorsun? -Dış mimarlık istiyorum. İnşaat şirketi olunca gerekli oluyor ama benim küçüklük hayalim de mimarlıktı. Çizim yeteneğime güveniyorum. Ömer: Peki ya siz üçüzler sizin hayalleriniz neler? Akın: Biz de şirket ile alakalı bir bölüm okuruz ama asıl isteğimiz içerik üreticisi ve yayıncı olmak. Şimdiden bile güzel bir kitlemiz var. Ömer: Anladım peki sen Mert senin hayallerin neler? -Ben daha karar veremiyorum daha erken araştırıyorum. -Anladım. -Siz hangi bölümleri okuyorsunuz bir de yaşlarınızı öğrenebilir miyim? Aslı: Ben yirmi beş yaşındayım ve okul öncesi öğretmenliğini bitirdim ve şu anda güzel bir anaokulunda çalışıyorum. Dide: Ben de yirmi beş yaşındayım. Hemşireyim şu an bir hastanede çalışıyorum. Malik: Yirmi dört yaşındayım ve grafik tasarımı okudum. İşsiz olduğum için şu anlık bir kafede gündüzleri çalışıyorum. Ömer: yirmi dört yaşındayım Çikolatacıyım yani çikolatadan sanat yapıyoruz bir nevi şu anlık bir firmada stajyerim. Mert: Çikolatacı mı? Ayy çok heyecanlı görünüyor. Hep çikolata yiyorsunuzdur. Ömer: Yani bazen yiyoruz ama el becerin iyi ise bu bölümü seçmeni tavsiye ederim. Mert: Tavsiye için teşekkürler. Ilgaz abi sen ne okudun? Ilgaz: Yazılım mühendisliği okudum ve Aktuğ ile beraber çalışıyoruz. Yirmi yedi yaşındayım. Aslı: Alçin senin gibi çocukların hep özel eğitim aldıklarını ve belirli alanlarda hep iyi olduklarını görüyorum filmlerde sence öyle mi? -Yani evet uluslararası bir şirket olunca birkaç dil bilmek gerek bu yüzden İngilizce ve Fransızcayı akıcı şekilde konuşabiliyorum bir de Almancam var ama diğerleri kadar akıcı değil. Onun dışında piyona çalabiliyorum ve davetlerde babam ile dans ediyorum o kadar. Ama hip hop tarzını da seviyorum. Aslı: Çok yönlüsün? -Evet motorum ve köpeğim de var. Ilgaz: Köpeğin türü ne? Süs köpeği falan mı? -Doberman, erkek. Dediğimde herkesten ‘O’ sesi çıktı. Geri kalan vakitte Aslı ve Dide’nin hazırladığı kek, börek çeşitleri ve birkaç abur cubur yiyerek geçirdik ve çay içtik.
Saat 20.00 Mekânın önüne geldiğimizde Ilgaz biraz daha farklı ve Çakal kılığındaydı. Ben ve Abim ise yine gizli kimliklerimiz ile giriş yaptık. Ben Çakal ile girişte ki kadını gördüğümüzde bize gülümsüyordu. -Merhabalar bugün bir yarış var mı? -Gece saat dokuzda bir tane başlayacak. -Güzel şimdi ben Çakal ile yarışacağım bu yüzden kayıt yaptırmak istiyoruz. -Tamam hemen yazıyorum. Dediğinde bilgisayara döndü. Ben etrafıma baktığımda epey bir kalabalıktı ve saat dokuzda yapılacak olan yarışı bekliyordu. -Pistte geçebilirsiniz. Berkcan sizi duyuracak şimdi. -Teşekkürler. Çakala döndüğümde meydan okuyucu gözlerimle ona baktım ve motorumun yanına gittim. Motoruma bindiğimde piste sürüp yerimi aldım. Yanıma çakal geldiğinde insanlarda toplanmaya başlamıştı. Bir yanda Çakalın taraftarları bir yanda da benim taraftarlarım vardı. Abime ve kardeşlerime baktığımda en ön sıralarda bizi seyrettiklerini gördüm. Ben ise çok rahattım çünkü bu yarışı kazanacaktım. Kazanmak zorundaydım. Berkcan: Evet sevgili seyirciler sürpriz gelişen yarışmaya hepiniz hoş geldiniz. Karşınızda Gecenin ve yolların kraliçesi Oyuncu ve Çakal karşınızda. Umarız heyecanlı bir rekabet olur. Dediğinde herkes den çığlık ve alkış sesleri çıktı. Adımı haykıran insanlar bana güç veriyordu. Ortamıza genç, sarışın, uzun saçlı, deri etek, üst ve çizme giymiş bir kadın geçip elindeki bayrağı havaya kaldırdı. Son kez Çakala baktım ve dalga geçer gibi bir halim vardı motorumu bile hazırlamamıştım o derece kendime güveniyordum. Kadın havadaki bayrağı indirdiği an Çakal son sürat bir çıkış yapsa da ben olduğum yerdeydim. Herkes bana şaşkınlıkla baksa da ben centilmen bir motorcuydum. Çakal virajı geçtiğinde bu kadar rövanş yeter dedim ve motorumu çalıştırıp son süratimi zorlayıp onu yakalamaya çalıştım. Aramızda fazla mesafe şimdilik vardı ama virajı geçtiğim an bu son bulacaktı. Virajı geçtiğim an hızımı arttırdım ve onu yakalamıştım o da dalgaya almış gibiydi ama beni yenemeyecekti. Ona başımı çevirip ilerledim ama o da ciddiyeti fark ettiği için hızlandı ve başa baş mücadele ediyorduk. Berkcan: İnanamıyorum sayın seyirciler Oyuncunun geriden gelip böylesine hızlanarak Çakalı geçmesi çok heyecan verici şimdi ilk keskin virajlarına girecekler. Dediğinde ben biraz daha hızımı arttırdım ve Çakaldan önce sağa dönüş gerektiren viraja önceden yatarak içten geçmek için aslında riski olan hız arttırımında bulundum ve virajı keskin bir şekilde geçtim. Bu durum Çakalın kaskına duman gitmesine sebep olmuştu. Çakal ancak benim dumanımı yutardı. Şimdi ilk turu bitirmiştik ve asıl olan tehlikeli ve belirleyici yere gelmiştik ‘Şeytan Dönüşü.’ Çakal benim önüme geçmeye çalışsa da bugün motorumu sonuna kadar zorluyordum. Kazanmak için her şeyi yapacaktım başka çarem yoktu. Ölümüne de olsa kazanmak zorundaydım çünkü benim kitabımda kaybetmek yoktu. Şeytan dönüşüne yaklaştığımız sırada Çakal beni yakalamış ve biraz da olsa beklediğim bir şeyi yaptı. Hem yola bakarken hem de tek eli ile direksiyonu tutarken bana ufak bir çakı çekti ve bana yaklaşmaya çalıştı. Onun için şu an kardeşi gibi olan adamın kardeşi değil de düşmanı gibiydim. Berkcan: Aman Allah’ım neler görüyoruz sevgili seyirciler. Çakal, Oyuncuya çakı çekti ve ona yaklaşmaya çalışıyor Oyuncu bu durumla nasıl başa çıkacak? Bu durumu tahmin ettiğim için kayıt masasından aldığım keçeli kalem ile elimin içine bir şey yazmıştım. Hemen elimi ona doğrulttuğumda bıçağı çekti ve daha da hızlandı. Beni geçiyordu. Ona bunu ödeteceğim için kozlarımızı şimdi gireceğimiz şeytan dönüşünde gösterecektim. Bana yaklaşıp beni sıkıştırmaya çalıştı ama ben Kasırga ile yaptığım yarıştaki hamlemi yine yaparak onu geçmiştim ve az kalsın cidden savrulacaktım ama soğukkanlılığımı koruyarak bunu engelledim. Çakalın elimdeki yazıyı görmesi psikolojik olarak onu çöküşe uğratmıştı ve hızı giderek düşüyordu. Ben en sonunda yavaş yavaş hızımı düşürerek ama Çakaldan önde ilerleyerek yarışı kazanmıştım. Berkcan: Başa baş mücadelenin sonuna gelmiş bulunuyoruz ama bir daha bu tarz davranışları pistimizde görmeyi istemiyoruz. Oyuncu ölüm ile oynamaya devam ediyor ama her zaman ki gibi Gecenin ve yolların kraliçesi olmaktan vazgeçmiyor. Saat dokuzda yapılacak olan yarışta tekrar görüşürüz.
Beni destekleyen insanların haykırışlarını duyuyordum. Çakala baktığımda kaskı başında olduğu için bir şey anlamıyordum ama kesin çökmüştür çünkü ona kardeşini hatırlatmıştım. Elimde ‘Kardeşin Elisa, doğru mu?’ yazıyordu. Elisa Çakalın yani Ilgaz’ın on beş yaşında kaybettiği kardeşiydi. Ilgaz’ı araştırmıştım tabi ki de. Ilgaz Karayurt, on beş yaşında kardeşinin ölümünden sonra yetimhaneye düşmüş biri. Annesi on yaşındayken boşanmış ve kardeşi ile çok zor günler onları beklemiş. Elisa on üç yaşındayken hayatını kaybetmiş. Sebebi ise üvey babası ilk önce tecavüz edip sonrada bıçaklayarak öldürmüş. Bana bıçak çekeceğini tahmin ettiğim için mecburen böyle bir plan yapmıştım. Annesi kızının ölümü sokakta bıçaklandı ve öldü olarak bilse de bu da aslında o adamın planıymış. Ilgaz ne yapsa bu olaya engel olamamış ve annesine de durumu inandıramamış ve yetimhaneye düşmüş. Kısaca hikâye bu. Ben motorumu park ettiğim yere geri park ettim ve arkamdan da çakal da gelmişti. Ben abimlerin yanına geçtiğimde Çakalda arkamdan gelmişti ve mekânın ön tarafına geçtik. Kimse yoktu burada biz de maskelerimizi çıkardık. Aktuğ: Ilgaz kendine gel bıçak çekmek ne demek! Dediğinde Ilgaz’ın yakasına yapıştı. Malik ve Ömer onları ayırmaya çalışıyordu ben ise sinirliydim. Ayrıldıklarında Aslı araya girdi. -Ilgaz abi sen nasıl bıçak çekersin Alçin’e, nasıl gözün döndü senin? Ilgaz: Bir anda oldu özür dilerim ama asla saldırmayacaktım sadece o anlık sinirle oldu zaten, Alçin haddimi bildirdi. Ben çok özür dilerim. Dediğinde bizden uzaklaştı ve motoruna binip gitti. Dide: Alçin elinde ne yazıyor? Ben elimi herkese gösterdiğim de herkes şok olmuştu. Mutlu: Sen bunu nasıl bilebilirsin? -Beni hafife alıyorsun ve bu sizin en büyük hatanız oluyor. Ne sandınız Ilgaz’ı araştırmayacağımı falan mı daha sizinle tanıştığım ilk gün şüphelenmiştim, onu araştırdım ve hakkındaki bilgileri öğrendim. Akın: Üçüzüm iyi misin? Çok korktum az kalsın ölüyordun. -Merak etme gel buraya. Dediğimde sarıldım. -Hadi yeter bugünlük eve gidelim. Dediğimde herkes onayladı ve evlere dağıldık.
***** Oylar için teşekkür ederim ama yorum da olursa sevinirim. düşüncelerinizi merak ediyorum ve iki hafta sonraaki yazılı içinde başarılar diliyoru herkese.
|
0% |