@ceren_ellie
|
Alçin’den Akşam saat yediye artık geliyorken kapı çaldı ve hepimiz ayaklanıp kapının olduğu yere gittiğimizde Meryem abla kapıyı açtı ve biz başta dedem olmak üzere yanında ben ve benim yanımda Arslan Baba ile Gümüş ve kendi babam olmak üzere sıralandık. Gelenlerle tokalaşarak içeriye buyur ediyorduk. Gelen gençler beni alıcı gözüyle süzse de Gümüş onlara cevabını veriyordu. Gelen kadınlarda beni kendi çocuğuna veya torununa yapmak ister gibi baksalar da takmadım çünkü kimse bana istemediğimi yaptıramazdı. Nihayet karşılama bittiğinde en sonda Karan abinin ailesi geldi ve onları da içeriye buyur ettik. Ben Bayar Ağa ile içeriye selamlığın olduğu yere annemlerde kadınlarla beraber avluya gitti. Ben onca erkeğin içinde kalmıştım ama bu önemli değildi şu anlık ama beni alıcı gözüyle süzenlerin bakışları sinirlenmeme sebep olmuştu ayrıca Barkında sinirli bir şekilde oturuyordu. Gümüşü yanımda olduğu için pısırık bir şekilde oturanlarda vardı ama beni süzenlere Gümüş saldırmak istese de onun başını okşayarak bunu önlüyordum. Benim dik duruşum ve sert kimliğim kendini gösterirken Bayar Ağa ile Arslan Baba bana gururla bakıyorlardı.
Bayar Ağa söze başladı. -Ağalar davetime icabet ettiğiniz için teşekkürler. Şu an aramızda en aşiretimizin yakın olduğu ve beraber iş yaptığı insanları burada bu yüzden herkes duyup işitsin bundan böyle Alçin benim öz ve öz canım torunumdur ve ben neysem torunumda odur. Ona saygısızlık kendime saygısızlık bilirim ve torunum benim canım ciğerimdir onun tek bir gözyaşına Antep te taş üstünde taş, omuz üstünde baş komam. Bu yüzden bana gösterdiğiniz saygıyı ona da göstermenizi istiyorum. Dedemin sözü üstüne herkes anladığını belirten mırıltılar çıkardıktan sonra Gümüş havlamaya başladı. “GÜMÜŞ, sakin ol, sakin ol” deyip başına başımı koyup onu sakinleştirmeye başladım. Gümüş sakin olunca başımı kaldırıp etrafıma baktım. Baktığımda memnun ve şaşırmış ifadeleri beklemiyordum. İçlerinden bir genç. -Merhaba Alçin ben Orhan Abalıoğlu. Köpeğinle aranda olan bağ takdire şayan kaç yıldır seninle? -Öncelikle onun bir ismi var Gümüş. Gümüş’ü on üç yaşımdayken Arslan Baba aracılığı ile sahiplendim ve bana hayat arkadaşı oldu. Bazıları gibi beni dışlamadı, hep birbirimizin en sadık dostu olduk. Şu an on yedi yaşındayım ama mayısta on sekiz olacağım. -Anladım bende yirmi altı yaşındayım. -Anladım. Daha sonra orta yaşlılardan biri -Bayar Ağa, bir sakınca yoksa Arslan Eryiğit’in buradaki sıfatı nedir? Bayar Ağa’ya fırsat vermeden ben cevapladım. -Arslan Baba benim manevi babamdır ve onu çok seviyorum. Çelik ailesine nazaran Küçükken o beni koruyup kollardı. Galiba iş hayatını pek takip etmiyorsunuz çünkü Arslan Babanın bir röportajın da benden bahsettiğini hatta şurada oturan ikizlerde benim manevi kardeşlerim olduğunu bilirdiniz. Biz Arslan Babanın varisleriyiz. Dediğimde her kelimemde şaşırmaya başlamışlardı. Yine başka biri -Bayar Ağa senin torunun baya iyi yerlerde anlaşılan ama geleneklerimize, törelerimize aykırı değil mi, bunlara devam edecek mi Alçin, bir de senin torunun olduğu için Arslan Beyin varisi olması ne kadar doğru? -Öncelikle aile ilişkilerimiz kimseyi ilgilendirmez ve Alçin’i alıştığı hayattan koparmak istemiyorum. Bir de torunum ne isterse kabulümken size söz mü düşüyor. -Haşa onu demek istemedim. Araya girdim ve -Ayrıca Dedem dediklerinde haklı ki sen kendini ne zannediyorsun da aile işlerimize karışabiliyorsun, sana bu cüreti kim veriyor? Ayrıca ben yakında reşit bir kadın olarak kimse bana karışamaz ve o töreleriniz zerre beni ilgilendirmiyor. Dediğimde arkama yaslandım ve duruşumu sergiledim. Genç olanlar bana hayran hayran bakarken bazı yaşlı tayfadan olanlar bana pek hoşnut bakmıyordu. İçlerinden biri -Alçin, öncelikle ben Kayra Adal. Adal aşiretinin ortanca üyelerindenim ve gelecek hayallerin neler? -Gelecek hayallerim…İlk önce üniversiteyi bitirmek istiyorum mimarlık bölümü. Ondan sonra Amerika da yüksek lisansımı yapıp orada yapacağım ve önümde beni bekleyen güzel bir kariyerim olacak. Anlayacağın ya da anlayacağınız burada evlenip ev hanımı olmak gibi düşüncelerim yok, hedeflerim büyük ve bunları Arslan Babanın ve Ailemin desteği ile yerine getireceğim. -Çok güzel, hayallerin var ve ne yazık ki birçok kadın senin kadar şanslı olamıyor bunun kıymetini bil. -Merak etme hayatımın kıymetini biliyorum. Diyelim ki böyle şansım olmasaydı inan ki o şansı kendim elde ederdim. -Öncelikle kendimi tanıtacak olursam ben Eser Bozkuş, yirmi yedi yaşındayım ve sana bir soru sormak istiyorum. -Tabi sorularınızı cevaplamayı isterim. -Pekala karakterini nasıl tanımlarsın? -Aslında bu çok göreceli bir soru oldu çünkü dışarıya yansıttığımız ile içimizdeki karakter çok başka olabiliyor. Bunu iki yüzlülük olarak algılama sadece kendi içinde yarattığın karakteri dışarıya bir maske olarak takınabilirsin. -Peki sen karakterini maske olarak takınıyor musun? -Ben insanlar gibi maske takınmam ben hak edene hak ettiği gibi davranan, vizyonum ve duruşumla insanları etkileyen bir karaktere sahibim ve bu karakterimin gelişmesinde Arslan Baba ve ikiz kardeşlerimin payı büyük. Efe: Ne demek kardeşim her zaman yanındayız. -Eksik olmayın dediğim de yüzüme gülümseme yerleştirdim. -Alçin ben Odhan Ağa Kara aşiretinin ağasıyım. -Memnun oldum. -Benim sorum şu ki nasıl kaybolduğun aslında. Bence bu işte birilerinin parmağı var. -Evet bence bu kadar büyük bir suç işlememelilerdi. Biz yapanları biliyoruz ama isim vermek istemiyorum. Takipteyiz en yakın zamanda icaplarına bakacağız ve adalete teslim edeceğiz. Bayar Ağa: Evet Odhan Ağa ben ve Arslan Bey konunun takibindeyiz en yakın zamanda bize yapılan bu yanlışı kapatacağız bizi bilirsiniz. -Tabi ki de sizin gücünüz ve duruşunuz çok güçlü. Arkalardan benim yaşlarıma yakın bir genç -Sevgilin var mı? -Evet, Barkın sevgilim. Şuradaki koltukta oturuyor. Dediğim de herkes ona baktı ama fazla takılmadılar. -Anladım umarım mutlu olursunuz. -Teşekkürler, sen de umarım hayatında mutlu olursun. -Teşekkürler. -Alçin ben Atlas yirmi dokuz yaşındayım. Silah ya da yakın dövüş eğitimi aldın mı? -Evet zaten atış yapmayı severim. İkizlerle ve arkadaşlarımla poligona gideriz ayda birkaç kere ayrıca kendimi savunmam önemli bu yüzden yakın dövüş eğitimi de aldım tabi ki. -Çok güzel, duruşun, karakterin çok güçlü umarım hayatta güzel yerlere gelirsin ve yaratılan bu tabuları yıkarsın. -Benim de isteğim bu. Teşekkürler. -Merhaba Alçin ben Duhan Ağa harçlıklarını nasıl idare edersin yani paranı nasıl değerlendirirsin? -Öncelikle har vurup harman savurmam. İhtiyacım olduğunda elbet ki harcamalarım oluyor ama genelde kahve içmeyi sevdiğim için kahve makinem için kapsül alıyorum onun dışında cilt bakım ürünleri ve kıyafet alışverişim var ama genelde cilt bakım ürünleri için konuşacak olursam bazı markaların etkinliklerine ve lansman gecelerine katılıyorum bu yüzden piyar gönderileri de oluyor tabi onun dışında sürekli alışveriş yapmayı sevmeyen biriyim onun için arada bir ihtiyacım oldukça alışverişe çıkıyorum. -Anladım tutumlu ve disiplin önemli. -Evet. Ama bu soruyu sorma amacınızı anlamadım. -Merak etme art niyetim yok sadece bu kadar varlıklı olman seni sürekli harcama yapmaya götürüyor mu diye merak ettim. -Yok ben tutumumu biliyorum, şımarıklığın alemi yok. -Merhaba Alçin ben Hazar, yirmi dört yaşındayım. Sana sorum şu: Hayat felsefen nedir ya da var mı? -Aslında hayat felsefem yok sadece hedeflerim doğrultusunda ilerleyip hayatımı akışına bırakıyorum ama en önemlisi hayatımda sevmediğim şeyleri yok edip geleceğime odaklanıyorum. -Aslında bu saydıklarında felsefe sayılır. -Belki de. Dede ben biraz da annemlerin yanına gitsem olur mu? -Tabi gidebilirsin, torunum. Dediğinde ayaklandım ve Gümüş’ü Arslan Baba ya teslim edip annemlerin yanına avlunun kapalı bölümüne geçtim. Berkay’dan Alçin, Gümüş’ü Arslan’a emanet ettikten sonra avluya kadınların yanına gitti ama arkasında şaşkın ve anlamaz ifadeleri olan bir sürü insan bıraktı. -Bayar Ağa en son lokma döktürmüştün ya, ne içindi o? -Lokmalar mı? Torunumun başarısı içindi. -Bir sakınca yoksa nedir başarısı? Bende tebrik etmek isterim. -Torunum okulda müzik grubuna seçilmiş de şarkı söyleyecekler. -Ne güzel galiba mezuniyet töreninde. -Bilmiyorum gençler kendi aralarında konuşurlar. Salondan birkaç kişide tebrik ettikten sonra biz de yemekleri yemeye devam ederken ikiz kızların babaları konuşmaya başladı. -Bayar Ağa ben de kızlardan duyunca çok şaşırdım. Alçin benim kızlarla yıllardır arkadaşlar ve çok fazla oturup kalkmış lığımız var. -Ne güzel. Alçin’in böylesine kıymetli arkadaşlar edinmesi çok iyi.
Alçin’den Annemlerin olduğu yere vardığımda İkra ile Tuana’yı gördüm anneleriyle koyu bir sohbetin içerisindelerdi. Yanlarına gidip -Kızlar hoş geldiniz. İkra: Kızım afet olmuşsun. Orada ki erkekler nasıl kendilerine hâkim oldular? -Ya benim duruşum bile onlara bir uyarıyken nasıl bana o gözle bakabilirler? Tuana: Aynen ama seni cidden çok özlemişiz ya okul valla sensiz pek boş geliyor. -Öyle mi? İstediğiniz zaman arayın ben boşum. İkra: Ya ne demezsin bizim de dersler tavan olsa biz de boş olurduk. -Neyse sıkmayın canınızı İstanbul’a geleceğim etkinlik vesaire var görüşürüz okul çıkışı. İkra: Ciddi misin? -Evet. Tuana: Neyse geldiğinde planlarız hadi sen bize şarkı söyle sonra masaları dolaşırız. -Hayır sakın! Tuana: Gittim bile.
Tuana ve İkra ortaya geçtiğinde nereden çıkardıklarını bilmediğim mikrofonlarla konuşmaya başladılar.
İkra: Sevgili Kadınlar şimdi sizlere sesiyle herkesi büyüleyen canım arkadaşım ve gecenin yıldızı Alçin ile tanıştırayım. Tuana: Ve geceye özel bizlere şarkı söyleyecek. Ne kadar istemesem de beni ortaya alıp elime de mikrofonu tutuşturdular ve ses bombasından Şebnem Ferah ‘Deli Kızım’ çalmaya başladı. - Gece geçmez, gündüz olmaz Can bu dünyaya dayanmaz, neden? Haykırdım dağlara, duymaz Bekledim günlerce, yok ki gelen Karlı dağların ardında biri yaşarmış Bulut olur, yağmur olur, bize bakarmış Hem yakın hem uzakmış Yanakları al almış Deli kızım uyan Söylenenler yalan Deli kızım uyan Bir tek sensin duyan Bir tek sensin duyan … Yerde oldum, gökte oldum Sormayın halim, ah başım duman Gönül uslanmayı bilmez Düşlerim gerçek, gerçeğim yalan Karlı dağların ardında biri yaşarmış Bulut olur, yağmur olur, bize bakarmış Hem yakın hem uzakmış Yanakları al almış Deli kızım uyan Söylenenler yalan Deli kızım uyan Bir tek sensin duyan Bir tek sensin duyan
Şarkı bittiğinde herkes alkışlamaya başladı bende hafif öne eğilerek teşekkür ettim. İçlerinden birileri sırasıyla tebrik sözleri söylemeye başladı -Kızım çok güzelmiş sesin maşallah. -Maşallah kulaklarımızın pası silindi. -Tebrikler Alçin. -Tebrikler, başarılarının devamını dileriz. Ve daha nicesi. Ben annemlerin masasına geçtim ve annemin bana ayırdığını düşündüğüm yemek tabağını önüme çekerek yemeye başladım. Kadınlar kendi aralarında eylenip konuşurken ben de yanıma gelip benimle konuşan kadınlarla alakadar oluyordum. Nihayet saatin gece on ikiyi bulmasıyla tüm misafirler gittiğinde, annemlere haber vererek odama çıktım. Giyinme odasına girip üstümdeki elbiseyi çıkarıp astım ve iç çamaşırlarımı kirli sepetine atıp yenilerini giyindim ve pijamalarımı geçirdim. En son banyoya girdiğimde makyajımı çıkarıp saçlarımı açtım ardından yatağıma geçtim ve bildirimlerimi kontrol ettim ama fazla yoktu. Tam uyumaya hazırlık yaparken Arslan Baba geldi. -Kızım nasılsın? -İyiyim baba merak etme, tahmin ettiğimden güzel geçti gece sence? -Güzeldi senin dik duruşun ve cevapların gururlandırdı beni. Seni çok güzel yetiştirdiğimi tekrar gösterdin. -Teşekkürler baba, her daim izinden gideceğim ve seni gururlandıracağım. -Tamam ben artık çıkayım sabah şu etkinlik işlerini konuşuruz ve yarın artık dönüyoruz. -Tamam. Dediğimde babam çıktı ben de uyumaya başladım.
Alçinin bu bölümde verdiği vibelar. Bu ikinci part olduğu için çok kısa oldu ama 10. Bölümde telafisini yaptığımdan eminim. En sevdiğiniz sahne? En sevdiğiniz karakter? Okullar yarın açılıyor Allah herkesin yar ve yardımcısı olsun.
|
0% |