Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Kayboldum

@cerenkitapdunyasi

.....Öğlen saat 14.00

Baş ağrısıyala birlikte gözlerimi açtığımda yanımdaki odadan sesler geliyodu. Bu sesler o mafyaya aitti. Evet, artık Rüzgar çocuğu falan demiycektim mafya diyecem. Küçük kızı almışlardı ne yaptıklarını bilmiyodum bu konuyla olan tedirginliğim artmıştı. Birde fazla acıktım serumla birşeyler vermişlerdi ama bu acıktığımı değiştirmiyor. Şimdiye kadar açlıktan bayılmamamın nedeni o ne olduğunu bile bilmediğim serum tabi organlarımı alcaklarya sağlıklı olmam gerekiyor. Mafya bir an daha kuvvetli bağırdı. Yan odada olmama rağmen duyulmuştu.

"Baba sen ne diyosun ikisi de çok masum" hiç bir şekilde anlamasamda ne dediğinde belki işe yarar bir şey der diye dinleycektim tabikide mesela beni neden kaçırdığı hakkında organlarımı almak için kaçırdı ama dünyada beni mi buldu kaçırcak. Yataktan sesiz olmaya çalışarak kalkmaya çalıştım. Yatak ise bana inat çatırtılar çıkarıyodu.
Parmak uçlarıma yükselerek daha az ses çıkarmaya çalıştım ve en yakın bulmduğum duvara kulağımı dayadım.

"Kızı öldürcem ama ne zaman öldürüceğim hakkında bir şey söyleme ne zaman öldümek istersem o zaman öldürürüm" benden mi bahdediyo o sanki hayvanmışım gibi

Ne zaman öldüymek istersem o zaman öldüyüyüm diye onu tekrar ettim ,gıcık gıcıkkkk.....
Odadan sesler geliyodu bir şeylerin kırılma sesi , onla konuşan kimse onu fazla sinirlemdirmiş olmalıydı.
Benide sinirlendiren ondan başka birisi değildi mafyalar neden bu kadar gıcık.
Kapının açılmasıyla beraber yerimde zıpladım.

"Ne o korktun mu?" Hayvan gibi daldı içeriye bir de korktun mu diyo karşımda gördüğüm kişi mafyadan başka birisi değildi.
"Ben korkmam sen korku ne iyi bilirsin itlerinide yanında dolaştırıyosun bu kadar korktuğunu belli etme"
ben korkarım ama çokta korktum sayılmaz sonuç olarak ben yanımda koruma taşımıyorum.

"Belli hiç korkmadığın" kapının önünden uzaklaştı ve yanıma yanıma doğru gelmeye başladı. Aramızda beş adımlık yer kalınca durdu.
Kızım aptal mısın ya mafyayla böyle mi konuşulur her an seni parçalayabilir.
Kalp atışlarım gittikçe daha fazla hızlanırken konuşmaya başladım. Korkmıycaktım ondan korkmamalıydım.
"O küçük kızı öldürmediyini söyle bana" kelimeler ağzımdan korkuyla çıkmıştı.

"Diyelim ki öldürdüm ne yapabilirsin ki"
birini kaybetmek korkutucu bir şeydi ve o bunu kulanıyordu tanımadığın biri bile olsa yinede üzülürdü insan ben o kızın gözünün içine baktığımda ne kadar iyi bir insan olduğu gözlerinin içinden anladım , onun için herşeyi yapabilirdim ama o ölmemeliydi.

"Söyle nolur söyle" gözümden bir yaş damladı onun ölmesini göze alamazdım.
"Tanımadığın birine neden bu kadar değer veriyosun"
Sadece sustum cevap vermesini bekledim.

"Bir seçeneğin olsa o kızı mı seçerdin kendini mi?" Susumaya devam ettim cevabı çok açıktı tabikide o kızın yaşamasını seçerdim belki ben yaşadığım kadar yaşamışımdır benim sevenim çok azdı ama o kızı seven bir abisi olmalıydı.
Bir an o kızın kulağımı fısıldadığı o söz geldi aklıma

"Ben ölüceğim bunu abime sakın söyleme tamam mı"
Bu söz aklıma gelince her defasında onu kurtarmak istiyodum. Kalbim her defasında fazla acıyodu.

"Hani hiç bir şeyden korkmazdın rengin değişti"

"Ben senden korkmuyorum o kıza ne yaptın!" Sesim hem fazla sinirli hem de duyucağım cevaptan dolayı korkulu çıkmıştı.
Aramızdaki beş adımlık mesafeyi kapattım ve yakasından tutuğum gibi sarsmaya başladım. Benim bu hareketlerim hoşuna gidiyomuşçasına güldü.

"Ne yaptın dedim cevap ver!"
Yakasından itmeye çalıştım adam bir adım bile gerilemedi. Yakasından tuttuğum elerimi avcunun içine aldı ve yakası kurtuldu elimi boşta sallandı.

"O küçük kızı öldürmedim ama seni öldürmem yakın" küçük kızı öldürmediyi için sevinirken cümlenin sonunda kullandığı son cümle gerilmeme sebep oldu çünkü sesi hiç duymadığım kadar ürkütücü çıkmıştı.
Ama korkmamalıydım dik durmalı ve çok cesaretli olmam gerekiyodu. Bir anlık benim bile inanmadığım o kelimeler çıktı ağzımdan
"Ailem beni bulur" tamamen bir yalandan ibaretti belkide şuan normal hayatlarından daha mutlulardı.
Mafya sadece sırrıttı dünde gıcıktı ama bu kadar değildi ne olmuştu ona sanki aklını yitirmişe benziyodu.

Mafya'nın eli cebine gitti telefonunu çıkardı, bana doğrultu ve bir fotoğraf orda annemlerden başkası değildi mumlarla dolu bir masa bardaklara konulmuş şaraplar.. ve annem ve babamın gülümseyerek masada karşılıklı oturuşu..

bir insanın evladı kaçırılmışken nasıl bu kadar rahat olurdu. Gözlerim doldu ve kalbim daha çok acıdı.

Tek yaptığım Mafya'nın yüzüne bile bakmadan odadan çıkmaktı. Peşimden geliyodu ama o peşimden geldikçe daha hızlı koştum korumalar dışarda bekliyolardı ama bu benim umrumda değildi yanlız kalmam gerekiyodu. Evin merdivenlerinden inerken düşüyodum az kalsın ama hala koşmaya devam ettim.
Dış kapının açık olmasını umut ederek açtım. Arkamı döndüyümde mafya hala merdivenlerden iniyodu. Kapıyı kapattım ve dışarıya çıktım korumalar oturmuş kahve keyfi yapıp kahkalar atıyolardı.

Mafya korumaları aramış olmalıki korumalar bana doğru geliyodu. Evi çevreleyen duvardan atladım ve karşıma cadde çıktı. Fazla salaklardı çünkü burda taksi çok olmalıydı ama yanımda para yoktu telefonumda yoktu hiç birşeyim yoktu.

Korumalarda bana iyice yaklaşmıştı. İzimi kaybetirmeliydim karşıdan karşıya geçtim ve yanımdaki ilk sokağa girdim. İlk izimi kaybetirecek sonra kendim başım çağresine bakacaktım.

Göz yaşlarım hala akıyodu çünkü artık sıkılmıştım.
Sokak iki tarafa ayrılıyodu sağ ve sol olmak üzere sağa doğru ilerledim. Korumalar benden baya uzakta kalmışlardı benim hangi yöne gittiğim anlayamamışlardı galiba dört kişilerdi ikisi sağa ikisi sola gideceklerdi büyük ihtimale tahmin ettiğim gibi iki koruma bana doğru geliyolardı. Tüm gücümle koştukça nefesim daha fazla daralıyodu. Apartmanlardan birine gizli bir şekilde girmeliydim. Dış kapılarının açık olma riski çok azdı bahçelerde büyük çiçekler vardı onların arasında bir yere saklanabilirdim.

Yol yine iki bölmeye ayrıldı. Sola doğru döndüm ve çok hızlı bir şekilde binanın içine girdim. Gülerin arasına girdim güler fazla dikenliydi , o yüzden canım yanıyodu. Koşma sesleri daha yakına gelmeye başladı. Nefesimi tuttum kalp attışlarım çok hızlı atıyodu.
Korumalardan esmer olan telefonunu aldı ve Mafya'yı aradı başka kimi arıycak.
" kaçtı yetişemedik çok hızlı koşuyo abi"
Yanındaki korumada nefes nefese
"Fazla hızlı" dedi. Adım sesleri uzaklaştı ve gittiler. Biraz bu sıkıştığım yerde bekledikten sonra kalktım.

Nerde olduğumu bilmiyodum.
Tabikide bilmezsin gerizekalı bilmediğin tüm yollara girdin.

Kayboldum

Kayboldum ben hersey ile kayboldum

ben duygularımıda kaybettim.

Kendimle sonunda baş başa kalabilmiştim. Ailem hakkında gerçekleri biliyodum ama yüzüme çarpılması beni daha çok kırdı. Şuan yolda ölü gibi yürüyodum. Bu sokaklarda insan sayısı çok az gibi görünüyodu.

Göz yaşlarım akarken iki tane küçük kız ve yanlarındaki anne ve babalarını gördüm. Kız çocukların biri annesinin sırtına diğeri ise babasının sırtına atlamaya çalışıyodu.
Kadın beni fark etti ve küçük kızı babasının eline tuttuşturdu ve yanıma geldi.

"İyi misiniz yüzünüz çok solgun gözüküyo" dedi. İyi niyetli kadın o an aklımdan tek geçen cümle şu oldu.

Keşke benim annemde böyle biri olsaydı.

"Sorun yok iyiyim sadece biraz yorgunum." Her zaman söylediğim yalanlardan birini söyledim yine
İyi değilim çok kötüyüm diyemedim hiç bir zaman
Ondan telefon isteyip Umay'ı arayabilirdim.

"Sizden birşey istesem yapabilir misiniz?"

"Tabikide Yaparım ne istiyodum."

"Telefonunuzu bana verir misiniz birini aramam gerekiyoda"
Kadın anında telefonunu çıkardı.
"Teşekürler" dedim ve Umay'ın numarasını aramaya başladım.
Nolur aç nolur
Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor....
Bir kez daha aradım açan olmadı.
Kadına telefonu uzatım ve çantasına koydu.
"Başka bir istediyin var mı?" Hayır anlamında başımı iki yana salladım.
"Az sonra hava kararacak pek yanlız kalma buralar pek tekin değil" dedi kadın daha sözünü bitirmeden
Küçük kız atlamaya çalışırken yere düştü ağlamaya başladı. Yanımdaki kadın anında küçük kızın yanına geldi.
"Anne canım acıyo" dedi ağlarken
"Tamam güzel kızım sadece düştün bir şeyin yok" annesi küçük kızı ayağa kaldırdı ve şöyle söyledi.

"Ne zaman düştüğsen o zaman kalkmasını bil tamam mı kızım ben senin her zaman yanında olamam ama sen her zaman dik dur"

Onu kaldıran annesiydi ama beni düşüren annemdi.

Gözümdeki yaşları durduramadan oradan uzaklaştım.
Yanımdaki arabaya tuttundum kafam patlıcak gibi bir his geldi.

Gözümde bir sahne çarptı. İki kız vardı yanında anne ve babası yüzleri gözükmüyodu ama hepsi gülüyolardı.
Piknik yapıyolardı, küçük kızlar gülerek birbirini kovalıyor anne ve babası mangal yapıyolardı.
Onlar kimdi ve benim gözümde neden canlanıyodu.

****
Kaç mesafe yürüdüğümü bilmiyodum. Bir Deniz kenarına gelmiştim. Hava kararmıştı saat kaç olduğunu bilmiyodum ama sadece gökyüzünü izliyodum.
Hava fazla soğumuştu ve acıkmıştım.
Yanımda olan açık büfe gibi restauranta baktım belki biraz bulaşık yıkar yemek yiyebilirdim.

Restauranta adım attığımda beni bir adam karşıladı.
"Hoşgeldiniz"
"Hoşbuldum patronunuz buralarda mı?"
Restauranta baya bir kalabalıktı ve seslerden dolayı zor anlaşıyoduk. Burdada bulaşık eksik olmaz maşallah.

"Evet, hem çağrığım ben" adam gittikten sonra birşey fark ettim ben hala okul kıyafetimi giymiş
duruyodum.
siyah pantolonum birkaç damla kan lekeleri vardı pek belli olmuyodu ama bir dakika benim kafama vurdular ve kafam kanadı o zaman neden bluzimin üstünde kan lekeleri yok Allahım nolur düşündüyüm şey olmasın.

"Beni sormuşunuz ne istemiştiniz" adam çekingen bakışlarla
"Benim yanımda para yokta, siz bana bulaşık gibi iş yaptırsanız bana yemek verir misiniz?"
Adam gülümseyerek
"Tabikide kızım sen önce yemeğini ye sonra mutfağa gel orda ablalar seni yönlendirir " hangi masaya geçmem için kolunu uzatarak gösterdi.
Ya madem bu kadar kolaydı ben neden akşama kadar aç kaldım salak...

Önüme gelen pizza çok güzel gözüküyodu. Sanki aç bir hayvan gibi yemeğe saldırmaya başladım. Yemek yemeği bu kadar özliycemi hiç düşünmemiştim belkide bu kadar güzel bir yemek yememişimdir. Son kolamdan bir yudum aldım ve yemeğim bitti.

Mutfak olarak tahmin ettiğim yere girdim birde ne göreyim boyumdan uzun olan bulaşıklar Alahım sen bana yardım et amin..

Mutfakta tombul yanaklı bir teyze ve yanındada benden daha küçük olan on altı yaşlarında bir kız durmadan ikiside bulaşık yıkıyodu.
"Ne dikiliyon ayakta kızım gelsene şuraya" teyzenin beni azarlamasıyla birlikte bulaşıkları yıkamaya başladım.

*
Ve sonuncuda bitti şükür... ellerim buruş buruş olmuştu.

"Kızım aferin iyi iş çıkardın" dedi gülümseyerek çok tatlı biri olduğu söylenemezdi ama azar yemediğin sürece tatlı biriydi.

"Sadece ben yapmadım sizde çok güzel yaptınız , valla bir an hiç bitmiycek sandım."

"Bizim messayi bitmiştir biz gidiyoruz , hadi sende evine git artık "

Benim evim yoktu, ben nereye gidicektim. Hiç konuşmayan kız konuşmaya başladı.
"Anne hadi artık ya valla sıkıldım"

"Anii... ne çene ettin zeliha"

"Yaaa anne hadi gidelim artık"

Teyze Zelihaya ölümcül bakışlarını yöneltti bu bakışı çok iyi biliyodum evde terlik geliyo bakışı..

"Hadi görüşürüz kızım " Zelihayla beraber gittiler bende biraz ortalığı toparladıktan sonra çıktım. Patron hala dükkanı kapatmamıştı beş dakika sonra filan kapanırdı helalde.

Yalnız kendim deniz kenarında yürüyodum, yine yalnız yine yalnız annemler beni neden sevmemişti. Her insanın annesi severken beni annem neden sevmedi. Peki babam hiç mi demedi küçüken gözümün içine baka baka prenses kızım derken hiç mi sevmedi beni..

Bugün fazla göz yaşı dökmüştüm o yüzden fazla uykum gelmişti. Arkamdan gelen sesle irkildim.
"Pişt güzelik ne yapıyosun" fazla alkol içmiş olmalı ki ağzıyla gevşek haraketler yapıp beni süzüp sırıtıyodu.
Göğüs kafesim hızlı bir şekilde haraket ediyodu.
"Uzak dur benden" adam bana daha fazla yaklaştı.
"Uzak dur dedim" adamın bir adım daha yaklaşmasıyla arkamı döndüp koşmaya başladım. Ama o lanet kafam sabahtan beri hiç bir şey olmayıp şimdi ağrımaya başladı başımın dönmesine rağmen koşmaya çalışıyodum. İki el beni tuttu ve çekti kaçamıyordum çok sıkı tuttuyordu.
"Benden kaçabileceğini mi sandın he" ondan kolaylıkla kaçardım ama o mafya herifi olmasaydı bunlar başıma gelmiycekti.
"Neden ben neden" diye mırıldandım
Adama ittirmeye daha kuvvetli bir şekilde denedim çok fazla güçlüydü.
"Dokunma bana"
"Dur güzelim daha seninle işim bitmedi" ağzına koyduğumun adamı bir sen eksiktin dimi daha fazla haraket ettim tam kaçacaktım ki karnımda hissettiyim demirle durdum.
"He şöyle dur artık yoksa bunu sana sokmaktan çekinmem" göz yaşlarım daha fazla akmaya başladı beni biri kurtarmalıydı ama benim
Kimsem yoktu ben yapa yalnızın tekiyimdim beni hiç kimse kurtaramazdı.

Arkamdan gelen silah sesiyle daha çok korkmaya başladım. Arkamdaki adamın eli gevşedi ve kaydı ama eli gevşerken hiç beklemediğim bir anda karnıma bir sızı girdi.

Selammm... Aylarım bir bölümün sonuna daha geldik.

Sizce Eftelya'yı kim kurtardı?

Eftelya sizce gerçekten kurtulabildi mi?

Bu bölüm Eftelya'nın Ailesiyle daha fazla bilgi edindik.

Loading...
0%