Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Küçük Kız

@cerenkitapdunyasi

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda burasının neresi olduğunu çözemedim. Odanın içinde yatak ve gardırop vardı başka da birşey yoktu. Burası neresiydi ve ben neden buradaydım. Hızla ayağa kalktığımda biraz başım döndü ama toparlandım.
Odanın kapısını açmaya çalıştığımda garip bir şekilde açıktı. Evi kontrol ettiğimde biri yok gibiydi gizlice kaçabilirdim. Tam sokak kapısına ilerliyodum ki
"Gerçekten kaçabileceğine inanıyor musun?" Arkamdan gelen kalın sesle arkamı döndüm. Dağınık kumral saçları rüzgarı anımsatıyodu.
kahverengi gözleri vardı. Üstünde siyah düz bir bluz ve altında ise siyah pantolon üstündeki bluz biraz dar olduğu için kasları belli oluyodu. Üzerindeki kahve kokusu çok yakın olmamamıza rağmen burnuma gelmişti üzerine kahve kokusu sindiğine göre fazla kahve içiyodu.Kahverengi gözlerinin içine baktığımda beni çeken birşey vardı hep gözlerine bakmak istiyodum. Bu histen hemen kurtulsam iyi olur. Kendimi toparladım ve nefret dolu bakışlarımı ona yönelttim.

"Beni neden kaçırdın?" Tabikide ilk sorum bu olacaktı.

"Bilmem,canım istedi." Gerçekten canı istediği için kacıramazdı demi bir sebebi olamlıydı. Bana birşey söyleyecek ama söyleyemiyomuş gibi bakıyodu.

"O zaman söyle o canına istemesin" ya benim neyim vardı da istiyodu dünya da beni mi buldu isteyecek.

"Sen gerçekten inandın mı kaçabileceğine ?" Konuyu değiştirmek ister gibi başka bir soru yöneltti bana beni kaçıran o değilmiş gibi bir de sorularını cevap veriyoz.

"İnandım sen neden çıktın ki karşıma kapıyı bari açsaydım."
"Seni kaçırdığım icin olabilir mi?"kibirli bir şekilde gülümsedi. Gülümsemesi neden bu kadar hoştuya Allah kahretsin.
"Sen beni neden kaçırdın?" Sorumu geçiştirmişti şimdide cevap vermezse patlıcam.
"Canım istedi" bu adamın ağzından bu iki kelime harici birşey çıkmaz mı? Ben sinir oldukça o daha fazla gülüyodu.
"Canın istemediğini bende biliyorun söyle!!"
"Ben mi seni kaçırdım sen mi beni kaçırdın belli değil söyleyemicem " sinirden güldüm. Benim iki katım olmasaydı yumruğu suratına yemişti .

"Peki beni neden bağlamadın?"
"İhtiyaç duymadım ama biraz daha bağırırsan ihtiyaç duyucam ." Bu cevabından sonra anında sustum o rahatsız edici şeylerle sandelyede oturmak istemiyordum. Umarım o silahlı adamlardan değildir bu amin aklıma silah gelince sert bir şekilde yutkundum.
" Korkama sana zarar verecek birşey yapmam." Sesi fazla güven veriyodu ama beni daha neden kaçırdığını bile söyleyemiyordu.
"Beni kaçıran birine güvebileceği mi sanmıyorum." Bu adam benim için bir yabancıdan farksızdı bide beni kaçırmış bir yabancı.
"Aç mısın birşey yiyecek misin?"

"Ben beni kaçıran birinden yemek yemem" zehirlenme ihtimaline karşı yinede önlem almak gerek.
"Sen neden bu kadar gevezesin." Ben geveze değilim o geveze...
"Sen gevezesin ben değilim" bana neden ben diye bir bakış attı. O mutfağa doğru ilerledi bende tıpış tıpış arkasından gittim. Kaçsaydım bu adam beni parçalrdı o yüzden bu riski göze alamam.
"Annemler nerede?" Annemler bana söylemeden nereye gitmişti ve bu adam eve nasıl girdi. Sihir yapacak hali yoktu dış kapı gayet sağlamdı.
"Annelerin nerde olduğunu bilmiyorum ben eve girdiğimde balkon kapısı açıktı" Annemler hep dikkat ederdi bir yere giderken her şeyi kontrol eder öyle giderlerdi. Annemler beni yanlarında götürmezlerdi. Ben gelmeyeyim diye özelikle benim okulda olduğum zamanlarda giderlerdi.
"Sen istersen dinlen akşam bayılmıştın , sen neden bayıldın akşam" bayılmamın nedeni hem karanlık korkum beni germişti hemde arkamdaki gölgeyle daha çok gerilmiştim. Beni öldürmemesinin nedeni ise bayılmam. İlk defa şu korkularım beni mutlu etti kırk yılın başı bir işe yaradılar.
"Bu seni ilgilendirmez ben gidiyorum"
"Nereye"
"Hep soru mu soracaksın uyandığım odaya" tek bildiğim oda o olduğuna göre oraya gidecektim.
"Tamam"
Odaya girdiğimde yatağa oturdum. Acaba annemler beni merak ediyolar mıydı?ve onlar neden bana haber vermeden dışarıya çıkmışlardı. Bütün bunlar kafamda dolaşırken uyuya kaldım.

4 saat ....... sonra 2'de

Odamdan gelen seslerle birlikte hemen uyandım ne olduğunu anlamadan sinirli kahverengi gözlerle karşılaştım.
"Kalk gidiyoruz!" Yaa gecenin köründe ölmek istemiyorum.
"Nereye"
"Soru sorma!" Sesi öfkeliydi daha fazla kızmasın diye hemen montumu giydim.Nereye gideceğimiz hankında
hiç bir fikrim yoktu. Korkularım gitikçe çoğalmıştı ellerim ister istemez titriyodu. Hiç bilmediğim bir yerde ve hiç tanımadığım insalarlaydım. Bana rüzgarı anımsatan çocuk beni kolumdan tutuğu gibi dışarı çıkardı. Dışarı çıktığımızda durdu ve ben kolumu sertçe çektim. Bu sefer yanında iki adam getirmişti. Adamlar sert bakışlarla bana bakıyodu bunu galeye almadım. Kafamı bana rüzgarı anımsatan çocuğa çevirdim. Ona gıcıklık olsun diye sırrıttım.

"İtlerinide getirmişsin bakıyorumda" itlerdi ne diyebilirdim ki. Adamlar bu sözümden sonra bana silah doğrutular. Silahlarımı vardı bunlar neydi böyle helalde öldürcek olsalar beni kaçırırken öldürürledi o yüzden korkmadım. Rüzgar eliyle indirmeleri için işaret yaptı. Rüzgarı anımsatan çocuğa artık Rüzgar demeye karar verdim. Kendimi tutamadım ve yine konuşmaya başladım.
"Ne o benden korktun mu?" Allahım biri beni sustursun. Tabikide benden korktu o zaman bu itler ne arasın yanında sinri bozulmuşçasına güldü. Allahım bu adamın gülüşü neden bu kadar güzel ,gülüşü güzel olduğu kadar gıçıkta.

"Bir onları ben göndermedim iki şu arabaya bin" inatlaşırcasına omuz silktim. Bana sinir olan itler silahlarını yine çektiler ama bu sefer baya ciddilerdi. Bende daha fazla sinirlendirtmeden arabaya bindim.

Hemen benim bu halime gülen rüzgar çocuk arka koltukta yanıma oturdu. Bana silah doğrultan bir adam sarışın diyer adam ise esmerdi. Esmer olan sürücü koltuğuna oturdu. Yol boyunca susmaya karar verdim.

Issız bir yere gelmiştik burası sanki tanıdık gelmişti bana sanki daha önce buraya geldim. O an kalbim ağrıdı korkmaya başlamıştım. Bir an istemsizce elim boynumdaki pusula şeklinde küçük kolyeye gitti ,beş yaşından beri hiç çıkarmadığım o kolyeye,
araba durduğunda herkes teker teker indi. Ben istemiyordum burada beni rahatsız eden birşey vardı. Rüzgar çocuk benim inmem için kapıyı açtı. Bir an içimden keşke kaçabilsem dedim ama buradada ayrıyetten adam vardı her yer itlerle doluydu. Kaçsamda kurtulma şansım yoktu.

"İnmiyecek misin inmezsen indirmesini bilirim" kolaydı sanki ıssız bir yere gelmişiz bana bu sorulur mu? Arkadaki adamlara baktığımda baya kızgınlardı bu adamlardan nefret ediyorum. Arabadan indiyimde o korkunç yeri gördüm. Burası bir depoydu insanlar genelde ya işkence gördüklerinde yada onu öldürecekleri zaman gelinen yerlere benziyodu hatta aynısıydı.

Korkuyodum evet her zaman yaptığım şeyi yapıp yine korkuyodum. Deponun oraya doğru ilerlerken ben kaçmayayım diye silah doğrultuyolardı sanki istesem kaçabilecektim.

İçeri girdiğimde beyaz önlüklü insanları gördüm. Bunlar mafya mıydı? gittikçe daha fazla korkuyodum.

Bir tane sarı saçlı kız vardı onu da mı kaçırmışlardı ama o kız daha çok küçüktü. Beni kaçıran adama döndüm. Çok sinirlemiştim şu küçücük kızın ne suçu vardı. Şuan ölmek umrumda değil yeter ki küçük kızı kurtarabileğim.
"Burası neresi" ister istemez sesim öfkeli çıkmıştı.
"Bence anladın burası neresi kalp nakli için burdasın" öfkem gittikçe arttı ben bunun için burdaysam küçük kızında mı kalbini alacaklardı.
Yanımda olan rüzgar çocuğa kafamı çevirdim.
"Bu küçük kızında mı kalbini alacaksınız veya böbreğini " cevap vermedi sadece susstu.

Öfkem gittikçe daha fazla atıyodu ve artık dayanamadım. Elimi yumruk sıktım ve tam karşısına geçip yumruğu suratına geçirdim. İlk kez birine böyle vurmuştum. Rüzgar çocuk fazla sinirlenmemişti ama sinirliydi.

Yüzünde kan vardı allah kahretsin kan elimede bulaşmıştı. Bütün itler silahlarını bana doğrultmuştu. Herkes rüzgarın komutunu bekliyodu. Rüzgar çocuk ise öylece duruyodu beni izliyodu. Bana zarar veremezlerdi çünkü kalbimi alacaklardı. Elimdeki kana bakmamaya çalıştım ,
biraz sarsılmıştım.
Küçük kızın yanındaki adama koştum ve ikinci yumruğum o adamı buldu. Adamın simsiyah saçları vardı oda itlerden biriydi. Adamın biraz sarsılmasıyla küçük kızı kucağıma aldım. Rüzgar çocuk şokunu atlatamamıştı hala ve itlerde onun komutunu bekliyodu. Onların olmadığı yere doğru koşarken küçük kız titriyodu. Durdum gerektiğinden fazlaydı bu titreme normal değildi. Küçük kızı yere koydum.
"Korkma tamam mı seni koruyacağım sana birşey olmıycak" küçük kız ağlıyodu. Küçük kız kulağıma yaklaştı
"Sana bir sır veriyim mi?" Küçük kızın ince sesiyle neyden bahsettiğini anlamadım. Anında başımla onayladım.
"Ben ölüceğim bunu abime söyleme tamam mı?" Kulağıma fısıldadığı şeylerle birlikte donup kaldım. O daha çok küçüktü nasıl ölümün ne olduğunu biliyodu.Ağlamamaya çalışarak ona gülümsedim.
"Sen ölmiyceksin ben seni koruyacağım." Gerekirse kendim ölürdüm ama o yaşayacaktı. Küçük kız hala ağlıyo ve titriyodu. Bir an eli kalbine gitti sanki kalbi acıyomuş gibi bastırdı.
"Abla ben annemin yanına gitmek istiyorum " diye fısıldadı. Amnesi nerdeydi acaba bu küçük kızı ortada bırakmıştı.
"Annen nerede?" Bu sorumla birlikte gülümsedi.
"Abim bana onun gökyüzünde olduğunu söyledi." Annesi ölmüş müydü bu küçük kızın. Küçük kız kalbine daha sert bastırdı ve yerinde sendeledi. Onu tuttum ve kafasını kucağıma koydum, bir an küçük kızın gözleri kapanya başladı. Ne oluyor anlayamıyordum bir anda sesim yüksek çıkmıştı ama bu istemsizdi.
"Neler oluyor yardım edin" Küçük kız bayılmıştı.

Rüzgar anında küçük kıza doğru koştu ve onu kucaklamaya kalkıştı buna izin veremezdim ya zarar verirlerse. Bu sefer daha sinirliğdi bir daha küçük kızı almaya çalıştı
küçük kızı kolarımla sararak ona engel oldum.

Bir şeyi başıyla onayladı o onayladıktan sonra kafamın arkasında bir acı hissettim. Bayılmamaya çalışıyodum ama kafamdaki acı gitgide arttı. Bana kaç kez vurdu neyle vuruyosa çok canım yanıyodu. Galiba beş kez vurdu ama küçük kızı korumam gerekiyordu o yüzden dayanmalıydım. Kafamdan akan sıcak sıvı ürpermeme neden oldu. Eyvah artık dayanamaycaktım galiba daynamalıyım bu kızı koruycam. Hala ellerimle küçük kızı sararken bir kez daha vurdu ve herşey dönmeye başladı.

Duyduğum tek şey Rüzgar çocuğun "Naptın oğlum sen ben sana bayılt dedim kafasını kır demedim" demesiydi. Hep bayılmak zorundamıyım. Küçük kızı koruyamamıştım bu kalbimi çok kötü ağrıtıyodu. Bilincim gitgide kapandı ve ardımdan gelen sesler yok oldu.... ama en anazından korkularımı yenip
bir Mafya'nın karşısında dik durmuştum..

aklımla baş başa kaldım bütün düşünceler kafamda dolanıyodu. Bunlar beni öldürecekler miydi peki ben öldükten sonra annem ve babama ne olacaktı kendim için üzülmüyodum onlar için üzülüyodum. Çünkü onların başına böyle birşey gelseydi , aklımı kaybede bilirdim. Onlar olmazsa dayanamaya bilirdim onlar beni ayakta tuttuyodu ama beni en çok üzen ne biliyor musunuz? Annem ve babamın ben öldükten sonra gerçekten üzülecekler mi diye ikilemeye girmem çünkü onlar beni pek umursamazlardı ama yinede onları cok seviyorum.

Selamm.. aylarım bu bölümle hakkında düşünceleriniz ne sizi çok seviyorum.

Loading...
0%