@cernyy
|
Haftanın ilk günüydü ,günün ilk saatleriyle öten horoz uyandırmıştı beni.Zihnim hala Ankara' da kalmış gibi horozun alakasızlığını sorguladı.En sonunda hatırladım köyde olduğumu ve bugün ilk iş günümdü.Birden kalbim hızlıca atmaya başladı ve hemen kalktım yataktan.Hızlıca bir duş aldım,kombinimi dünden hatta neredeyse bir aydır kurgulamış ve hazırlamıştım.Hızlıca kahvaltımı yapıp hazırlandım.Şık parçalar seçmiştim, burası bir köydü ama sonuçta arabam vardı ve toz içinde kalmayacaktım.Uzun kıvırcık saçlarımı son kez düzelttim ve aynada kendime baktım, artık hazırdım.Kulaklığımı taktım, fotoğrafımı çekip önce kızlara attım.Onlardan duyacağım iiltifatlara ihtiyacım vardı.Ardından kız kardeşime fotoğraf attım hala uyuyordur kesin diye düşündüm.Telefonla biraz zaman geçirdikten sonra daha fazla oyalanmadan arabama bindim .Yollar eski köy yolları gibi değildi ama hafif çıkıntılar vardı.Evim yakındı yol kısa sürmüştü.Okulun önüne gelmiştim, arabadan inmeden etrafa bakındım.Çok özel ve güzel çocuklarla tanışacaktım,kimisinin travması,kiminin ömür boyu unutmak istemeyeceği öğretmenleri olacaktım.Yine de hiçbir çocuğun travması olup çocukluk anılarını mahvetmek istemiyordum.Dikkatli ve özenli olmalıydım onlara karşı.Zaten çoğu akrabamın çocuklarıydı bu biraz zorundalık gibi hissettirmişti.Derin bir nefes alıp arabamın kapısını açtım,ayaklarım yere daha sağlam basıyordu sanki.Dik duruşumu bozmadan kapıyı kapattım,yavaşça okulun içine girmeye başladım.Yavaş yavaş çocuklar geliyorlardı,burası bir köy okulu olduğu için kalabalık değildi.Gözüm birkaç kadını tanımaya başladı,akrabam olabilme ihtimalleri heyecanlandırmıştı nedensizce.Belki de yalnız hissettiğim bu yerde tanıdık yüzler görünce rahatlamıştı içim... Okulun içine emin adımlarla yürürken gözlerim öğretmenler odasını aradı.Bir kat yukarıdaydı,merdivenleri yavaş ve dikkatlice çıktım.Benim gibi bazı öğretmenler de gelmişti.Sanırım aralarında en küçük bendim ,çünkü gördüğüm kadarıyla bazıları benden yaşça büyüklerdi.Gerçi bütün öğretmenleri görmemiştim henüz, ön yargılı olmamalıydım.Öğretmenler odasının içine girdiğimde karşımda uzun bir masa vardı.İki öğretmen oturmuş çay içiyorlardı.İkisi de orta yaşlıydı, birisi kadın birisi erkekti. Gözleri bana çevrildi ,yeni olduğum için merakla kaşları havalanmıştı. İkisine de baş selamı verdiğimde,yüzümdeki sıcak gülümsemeyi de unutmamıştım.Onlarda beni aynı sıcaklıkla karşıladılar. '' Aramıza hoşgeldin.yeni atanan öğretmen olmalısın'' dedi hafif tombik ve tatlı biri olduğunu anladığım kadın. Hemen cevapladım. ''Hoşbuldum ,evet yeni atandım ''dedim sıcak ve samimi bir gülümsemeyle.İkisi de kendini bana tanıttılar.Erkan hoca 4/B'nin ,Sibel hoca da 2/D'nin sınıf öğretmenleriymiş. Çok tatlılardı ,bir an şanslı olduğumu düşündüm.Bende kendimi tanıtmak isterken bütün hocalar gelmişti.Az sınıf olduğu için az öğretmen vardı. Hepsi bana selam verdiler ve hoşgeldin dediler.Erkan hoca ,''Öğretmenimiz tam da kendini tanıtacaktı bize ,hazır siz de burdayken hepimiz tanımış olacağız ''dedi içten tebessümüyle.Hafif utagaçlıkla tebessüm ettim ve kendimi tanıtmaya başladım. ''Öncelikle merhabalar !Ben 1/A'nın sınıf öğretmeni Cemre.Öğretmenliğimin ilk yılı ve buraya yeni atandım.Bu köylüyüm ama doğma büyüme Ankaralıyım.Şimdiden hepinizle tanıştığıma çok memnun oldum '' dedim .Öğretmenler teke teker kendilerini tanıttılar, tabii sadece isimlerini ve hangi şubenin öğretmenleri olduklarını öğrenebilmiştim.Zamanla hepsini tanıyacaktım.Bazıları benim yaşıma yakın gözüküyordu.Belki onlarla yakınlık kurabilirdim ama illa yaşıtım olmasına da gerek yoktu ,benden büyük ama çok samimi insanlar vardı.Burada birer aile gibilerdi, bu durum hem içten içe kıskanmama aynı zamanda benim de onların içine katılacağımı düşünmeme sebep olmuştu. 20li yaşlarının sonunda olduğunu tahmin ettiğim ,esmer ve uzun boylu olan Kerem Hoca elindeki yeni demlenen çayla bana yaklaştı.Yüzündeki hafif tebessümle çayı uzattı.Uzanarak elindeki ince belli bardakta olan koyu çayı aldım ve gülümseyerek teşekkür ettim.Karşımdaki sandalyeye oturdu. ''Afiyet olsun.Çay sever misin sormadım ama umarım seviyorsundur.''dedi.Çayla aramın pek iyi olduğu söylenemezdi ama bazen içmek iyi gelirdi.Tebessümle cevap verdim.''Çayla aram kötü değildir,sorduğun için sağol''dedim.Bir süre öğretmenlerle sohbet ettik, bahçeye inip İstiklal Marşı okuyacaktık. Aşağı inmiştik ,hava sabah olmasına rağmen sıcaktı ama hafif rüzgar kendini belli ediyordu. Öğrenciler sıraya girmişti bir taraftan veliler de duygulu gözlerle çocuklarına bakıyorlardı.Öğretmenler olarak okulun giriş kapısının önünde bekliyorduk.Benim sınıfımdaki öğrenciler şubelerinin önünde sıra olmuşlardı.Marşımızı okuduk ve öğrenciler sırayla içeri girerken yanımda beliren kadına baktım.Sabah tanıdık gelen o kadındı,bu kadını biliyordum ama tanımıyordum.Gururlu ve sıcak gülümsemesiyle bana baktı.Tebessüm ettim ve başımı selam vermek için kıpırdattım.''Annenle biz köyden arkadaşız ''demesiyle gözlerim merakla kadına yöneldi.Beni tanıyordu, bu kendimi iyi hissetmeme sebep olmuştu.''Öyle mi?Kusura bakmayın tanıyamadım sizi ''dedim .Kadın sıcak ifadesini bozmadan ''Nereden tanıyacaktın kızım?Biz bile annenle düğünden düğüne görüşüyoruz ama helal olsun sana ,okumuş öğretmen olmuşsun .Annenle de konuştuk göz kulak ol dedi .Bir şeye ihtiyacın olursa çekinme emi kızım ?''diyen kadına tebessüm ederken annemin benim için hala endişelenmesini ve beni çocukluk arkadaşına emanet etmesini anlıyordum. Aynı zamanda gözünün üzerimde olması da beni mutlu ediyordu ama tam özgürüm derken bu hissin elimden alımasını istemiyordum. Yine de rahatsız değildim .Düşüncelerimden sıyrılıp karşımda bekleyen kadına cevap verdim.''Teşekkür ederim teyzeciğim!Senin çocuk hangi sınıfta?Okulda elimden geldiğince ilgilenirim,aklın kalmasın." dedim.Beni böyle sahiplenmesi çok güzel hissettirmişti.''1/A da ablası yeni başlayacak okula ,adı Erdem'' dedi.Gözlerim şaşkınlıkla kadına yöneldi.Çocuğunun benim sınıfımda olmasına şaşırmıştım ,içimdeki kaygılar fazlalaşmıştı sanki ''Ya iyi bir öğretmen olamazsam?'' düşüncesi zaten içimde bir yerlerde hep vardı birde üstüne akrabamın çocuğunun da öğretmeni olmuştum . Harika!..''Aa ne güzel !Öğretmeniyim demek'' diye kadını cevaplarken yüzümde hafif bir tebessüm vardı kaygımı gizlemek için ona sığınmıştım.Kadın daha fazla beni tutmamak için vedalaşıp ,hayırlı olsun dileklerini ilettikten sonra yanımdan ayrıldı.Derin bir nefes aldıktan sonra'' Herşey çok güzel olacak'' dedim kendi kendime.Uzun zamandır bu cümleye tutunuyordum,işe yarıyordu bazı zamanlar... 1/A'nın önündeydim içeriden birkaç veli çıkmaya başladılar ,benimle selamlaştılar.Sıcak bir tebessümümle karşılık verdim.Çocuklarına bakmaya gelmişlerdi muhtemelen.İçerisi sessizdi,kısa bir an sorguladım bunu sonra ilk gün heyecanı olduğunu hatırladım.Onlarda benimle aynı duyguları taşıyorlardı.Heyecan,heves,umut ve belki de korku...Sınıf kapısını açmak için adımlarımı hızlandırdım ,bu anı belki de yıllardır hayal etmiştim ve şuan gerçekleştiriyordum.Öğretmenler masasının üzerine çantamı bıraktım ve küçük ,duvarları yeşil renkli,üzerlerinde çiçek resimleri olan bu tatlı sınıfa göz gezdirdim.6 öğrencim vardı...Ne kadar da azlardı ?Bu kadar az olmaları beni rahatlatmıştı.Hepsiyle özel olarak ilgilenebilecektim. ''Merhaba kuzucuklarım!Ben öğretmeniniz Cemre AKYILMAZ.Sizinle tanışmak çok istiyorum ve eminimki hepinizle çok iyi anlaşacağız''dedim tüm içtenliğimle.''Tanışmaya başlayalım bakalım!''derken en ön sırada oturan,saçları örgülü kıza baktım.''Haydi bakalım güzel kız tanıt bize kendini!''dedim .Bunu dememle birlikte orta sırada oturan yaramaz gibi duran oğlan konuşmaya başladı.''Öğretmenim biz zaten tanıyoruz birbirimizi ,sizi tanısak daha iyi olur ''dedi.Sanki büyümüşte küçülmüştü,ukala bir tavrı vardı.Haksız sayılmazdı çünkü köyümde herkes birbirini tanırdı.Bu çocuk da bunun farkndaydı.Henüz 6 yaşındaydı halbuki.Hafifçe tebessüm ettim ve ona yöneldim.''Öyle mi küçük bey?Ama ben sizi tanımıyorum bu yüzden kendinizi tanıtacaksınız ''dedim ve gülümsedim.Çocuk kıkırdadı.Onunla konuştuğum için utanmış , heyecanlanmıştı ve fark ediliyordu.Hepsiyle tanıştım isimlerini bile ilk günden öğrenmiştim.Sınıf mevcudu az olması da işimi kolaylaştırmıştı.İçlerinden ismi Alp olan çocuğa baktım parmak kaldırmıştı.Kafamla onayladım ve konuşmasına izin verdim.''Öğretmenim siz nerelisiniz?diye soran çocuğun sorusunu cevapladım.Nereli olduğumu söylemeyi unutmuştum.''Buralıyım.''dedim.Çocuklar şaşırmış olacaklar ki hepsi bir ağızdan ''Gerçekten mi?''diye söylenmeye başladılar.Bende kafamı salladım onaylarcasına.''Ankara'da doğup büyüdüm ama bu köydenim .''dedim.''Hatta belki bazılarınızla akraba bile olabiliriz. '' dediğimde çocuklar hala şaşkındılar.Birkaçı eve gidince annelerine beni soracaklarını söylediler. İlk ders bitmişti ve teneffüs zili çalmıştı.Yoklama defterini imzaladım ve sınıftan ayrılmak için ayaklandım.Mutluydum biraz gevşemiştim ama hala kaygılarım vardı.Öğretmenler odasının içine girdim.Kerem hoca gelmişti çoktan ve çayını yudumluyordu.Sanıyorum ki çay içmeyi seviyordu.Sandalyelerden birini çekip Kerem hocanın yanına oturdum ve selam verdim.Gözleri okuduğu kitaptan bana doğru yöneldi içten bir gülümseme belirdi yüzünde.Hafif tebessüm ettim ve ''Afiyet olsun'' dedim.''Sağ ol gel beraber olsun!''dedi şakacı tavırıyla.Bende gülümserken''Yok ben çay kotamı doldurdum.''dedim.''Çayın kotası mı olurmuş?Hem sadece bir bardak içtin.''dedi.Tekrardan tebessüm ederek ''Yok ben almayım''deyip kıkırdadım.''Peki ilk günün diye torpil geçiyorum .Teklif var ısrar yok!.''dedi.Kerem hoca kafa dengi birine benziyordu.''Çayı çok seviyorsun galiba?''dediğimde''Tiryakisiyimdir.''diyerek hızlı bir cevap vermişti.Gülümsedim ve telefonuma baktım,birçok bildirim gelmişti.Meraklı şekilde parmaklarım bildirimelere giderken yanıma bir öğretmen oturdu.Bu Evrim hocaydı, sarışın ve hafif tıknaz bir kadındı.benden biraz büyüktü.''İlk dersin nasıl geçti?Heyecanlı gözüküyordun.''dedi.Başımı ona çevirdim ve gülümsedim.''Sandığımdan daha iyi geçti .''dedim.''Çok daha güzel günlerin olacak burada.Bizde başlarda böyleydik'' dedi.''Umarım .'' demekle yetindim.Belki de haklıydı burada eskisinden çok daha mutlu olacaktım.Mutluluk kelimesi uzun süredir bana uğramıyor gibiydi.Ne yaparsam olmuyordu tam anlamıyla mutlu hissedemiyordum.Hissetsem bile bu his kendini çabucak unutturuyordu.Hiçbir şey eskisi gibi değildi artık.Ne ben eski bendim ne de hayatım eskisi gibiydi.Herşey o kadar değişmişti ki...Peki o da değişmiş miydi?Ne olduğu gibi kalmıştı ki ?Bıraktığım gibi değildi muhtemelen ...Yine de hep iyi olmasını umuyordum.Düşüncelere dalmış olacağım ki Evrim hoca adımı seslendi.''Herşey yolunda mı?''diye sordu.Birden irkildim ve başımı salladım.''Teşekkür ederim sadece dalmışım sanırım.''dedim.Ara sıra hatta uzun süredir onu her hatırladığımda böyle oluyordu.Zaman ,mekan fark etmeden dalıp gidiyordum uzaklara... Son zil çalmıştı ,çocuklar toparlanıp sınıftan koşturarak çıkmaya başladılar.Bende eşyalarımı toparlayıp öğretmenler odasına gittim.Bugün ilk gün olduğu için çocuklara okulu tanıtmıştık,oyunlar oynamıştık.Öğretmenler odasından birkaç eşyamı alıp giderken Erkan hocayla karşılaştım baş selamı verip iyi günler diledim.Dışarı çıkarken öbür hocalarla da selamlaştım.Hepsini çok sevmiştim ,çok iyi insanlara benziyorlardı.Kesin yargıya varmamalıydım gerçi zaman herşeyi gösterecekti.Acaba benim lojmanımın yanında mı kalıyorlardı?Sanırım ortaokul hocaları vardı çünkü hiçbirini görmemiştim.Bunları düşünürken okuldan çıktım , dışarıda akşam güneşi vardı.Arabama yönelirken güneşin yaydığı ışığa odaklandım.Yıllarım burada geçecekti ,köye tekrardan göz gezdirdim.Aklıma çok sevdiğim bir şiir geldi. --Sana gitme demeyeceğim. -Üşüyorsun ceketimi al -Günün en güzel saatleri bunlar . -Yanımda kal ... ... -Sana gitme demeyeceğim -Ama gitme Lavinia -Adını gizleyeceğim -Sende bilme Lavinia... Tam arabama binmek için hareketlendiğimde telefonuma bir bildirim geldi.Mesajlara cevap vermemiştim onu hatırladım.Gün o kadar dolu geçmişti ki telefona bakmak aklıma bile gelmemişti.Çantamdan çıkardığım gibi telefonuma ilişti gözlerim, birden bir heyecan basmıştı ,anlam veremedim.Parmaklarım hızlıca bildirim çubuğuna gitti.Kalbimi söküp çıkaracak gibi olan o bildirimi gördüm.Olduğum yerde kalakalmıştım.Gelen mesaj ondandı...Şaşkınlık ,merak ve tarif edemeyeceğim bir sürü duyguyla başbaşaydım.Yutkunarak mesajına baktım,daha da fazla şaşırdım.Ona fotoğraf mı göndermiştim?Nasıl olabilirdi ki diye düşünmeye başladım.Sonra aklıma dün gece annemlere okulun fotoğrafını attığım gelmişti.Fotoğrafı bir gösterimlik atmıştım.Kahretsin ki bende göremiyordum.Hızlıca aile grubuna baktım, aynı saatte onlara da bu şekilde atmıştım.Bunun nasıl olabildiğini anlayamıyordum.Dün onun profiline bakarken mi atmıştım acaba?Ama sohbete girmemiştim bile ,hem arşivde değil miydi?Nasıl bildirim gelmişti?Bunları düşünürken arşivlerden çıkardığım geldi aklıma.Kendime çok kızgındım ve rezil olmuş gibi hissediyordum.Ama o garipsememişti anlaşılan. ''Hayırlı olsun .Tebrikler! '' En son konuşmamızdan ne kadar geçmişti hatırlayamıyordum.Dakikalarca baktım mesajına,yeni atmıştı, benim gördüğümü anlamış olacak ki hemen çevrimdışı olmuştu .Ne yazacağımı bilemedim .Teşekkür mü etseydim yoksa yanlışlıkla attım deyip konuşabilme ihtimalimizi de öldürse miydim?Bilmiyordum..İnanır mıydı gerçekten yanlışlıkla attğıma ?Onca zaman sonra ona mesaj atmamı garipsemiş miydi acaba?Bütün bu düşüncelerden ayrılıp mesajını yanıtladım. -Teşekkür ederim ama sanırım yanlışlıkla sana atmışım.Rahatsız ettiysem kusura bakma!İyi günler. Parmaklarım uzun süredir ona yazmamaya alışmıştı ,titriyorlardı.Mesaja geç baktığını fark ettim ,dün akşam göndermiştim, meşgul müydü?Ya da cevap vermek istemedi mi ?Kısa süre sonra yazdı.Kalbim acınası şekilde çırpındı.Bekletmeden mesaja baktım. -Rahatsız etmedin.Ama bir an garipsedim. Garipsemekte haklıydı ama bunda ilahi bir mesaj aramalı mıydım?Tesadüf deyip geçmeliydim belki de. Kalbimdeki umut kırıntıları tekrar çoğaldı.Onunla konuşmayı çok özlemiştim ama yapamazdım.Hayatına tekrar hiçbir şey olmamış gibi giremezdim. -Haklısın tekrardan kusura bakma .Nasıl oldu bilmiyorum ama sen yazmasan fakında bile değildim attığımın. Hızlıca yazmaya başladı. -Kusura bakılacak bir olay yok.Öyle diyorsan öyledir. Acaba hala kızgın ,kırgın mıydı bana karşı?Parmaklarım yazmak için hareketlendiğinde ,yazıp yazıp sildiğini gördüm.Art arda yazdığı mesajlarla sadece bakışabildim.İçime gömdüğüm acılarımı tekrar eşelemişti dediği son şey... -Sana yazıp kendimi hatırlattım. -Asıl sen kusura bakma . -İyi günler.Kendine dikkat et... Yutkunamadım... Bedenim kaskatı olmuştu ,parmaklarım yazmak için çabalıyordu ama bir şey durduruyordu, zar zor klavyeye gitti parmaklarım.Tam yazarken tekrar mesaj attı.Kalbim çıkacakmış gibi olmuştu. -Umarım herşey istediğin gibi olur öğretmen hanım . Yazdığı son şeyden sonra öğretmenliğimi hiç bu kadar acı şekilde hatırlayacağımı düşünmemiştim. -Özgür! Elim daha fazlasına gitmiyordu,gidemiyordu...Hiçbir şey olmamış gibi seni çok özledim bana geri dön mü diyecekim?Yüzüm yoktu buna . -Herşey yolunda mı? Sadece bunu yazabilmiştim, belki de cevap vermezdi ,bunu sormaya hakkım var mıydı ki ?Bir an pişmanlık duygusu sardı yüreğimi ama yazmıştım artık.Sürekli yazıp yazıp siliyordu.Kalbim ağzımda atıyordu sanki... -Yolunda.Umarım sende de herşey yolundadır gerçi öyle gözüküyor. Öyleydi ama içimde hiçbir şey yolunda değildi.Onsuz yaşayamak zor geliyordu ,nasıl herşeyi yoluna koyacaktım ki?Çok şey yazmak istedim ama cesaretim yoktu. -Öyle. Bir tek bunu yazabilmiştim ,ellerim titriyordu, yüreğim sancımıştı... -Güzel!Neden sordun peki? "Seni çok merak ettiğim için" diyemezdim tabii. "Her gün, her saniye aklımdasın "diyemezdim. -Sadece merak ettim. Gözyaşlarım benden izinsiz hareket ediyorlardı.Yavaşça yanağımdan süzülmeye başladılar. -Anladım.Yolun açık olsun!Kendine iyi bak ve çok dikkat et... Kalbimdeki zavallı umutlar yine alevlenmişlerdi.Ama buruktu içim ,çok buruk... -Sağ ol.Sende dikkat et ,kendine çok iyi bak.Hoşçakal... -Hoşçakal. Çevrimdışı olmuştu.Bir süre bakakaldım telefona...Ekran karardı,dolan gözlerimdeki yaşlar ekranıma damlıyordu.Onsuz ne yapacaktım ben?Yine başa mı saracaktım?Yapamazdım,artık sorumluluklarım vardı. Yutkunamıyordum ,sessizce başımı göğe çevirdim.Sıkıntılı nefesimi verirken rüzgarın derdimi alıp götürmesini istiyordum. Birden omzumda bir el hissettim.Evrim hoca meraklı gözlerle bana bakıyordu.''Cemre!Sen iyi misin?''diye sordu.Hemen elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim.Başımı salladım.''İyiyim ,sağolun.''demekle yetindim.Kadın anlamıştı halimi.''Eğer faydam dokunursa anlatabilirsin''dedi.Ne anlatacaktım ki?Aşk acısı desem anlar mıydı? ''Önemli bir şey değil.'' dedim.Evrim hoca özel bir konu olduğunu anlamış olacak ki kafasını salladı.Saygı duyduğunu anlamıştım. Evrim hocaya iyi günler dedikten sonra arabama bindim.Atlatamamıştım henüz ,gerçekliğini sorguladım.Bir süre direksiyonla bakıştıktan sonra yola koyuldum.Kafamı dağıtmak için radyoyu açtım.Radyo da çalan şarkı acıma tuzla biber olmuştu.
Bana son kez öyle susuver sözlerimde sende kalsın. Bana hatıradır bu acı , Kanarım,kanarım ... Ezberimde yüzün silmek öyle kolay mı?Kaderimde bir düğüm çözmek öyle kolay mı? Bana hatıradır ateşin yanarım,yanarım Seni başka kimse bulamaz kayıbım. Derinlerde...
|
0% |