@ceyceyberry34
|
Selamlarrr...<3 Tatlı bir bölüm oldu bence bu bölüm. Umarım sizin de hoşunuza giderrr... Keyifli okumalarrr...<3 "Güzel, o zaman ben gidiyorum ilk dedemin yanına, sen de beş dakika sonra gelip artık ne bahane uyduracaksan uydurup ayrılıyorsun işten. Anlaşıldı mı? Yoksa ne olacağını çok iyi biliyorsun!" Bay Jaesung bunu deyip malikaneye doğru yol aldığında göz yaşlarım benden habersiz akmaya başladı. Her şeye rağmen sakin olmaya çalışıyordum ancak olamıyordum. Ben geleceğimizi planlarken iki ay daha çalışacağımı düşünerek hareket etmiştim ve şimdi ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tek olsam bunu dert etmezdim ancak karnımda bir can taşıyordum, kendimi düşünmesem bile onu düşünmek zorundaydım. Bebeğimi düşünerek derin derin nefesler almaya başladım. Sakin olup her şeyi halletmeliydim. İlk şokum geçip biraz daha toparlanınca yine bebeğim için güçlü durmak istedim. Bebeğim için her şeyi yapacaktım, pes etmek yoktu. Hayatımda belki de ilk defa güçlü duracaktım, bebeğim için. Gözyaşlarımı silerek malikaneye doğru adımladım. Büyük salonda neredeyse herkesin toplandığını ve sohbet ettiğini gördüğümde yeniden bir derin nefes alıp konuşmaya başladım. "Efendim benim sizinle konuşmak istediğim bir konu vardı. Müsaitseniz konuşabilir miyiz?"diyerek söze girdim. "Ne oldu Jeongguk?" diyen Bay Kim ile buruk bir şekilde gülümsedim. "Endişe etmenize gerek yok efendim. Odanızda konuşursak memnun olurum." dediğimde Jaesung bağırmaya başladı. "Dedeme emir mi veriyorsun sen?! Ne söyleyeceksen burada söyle!" "Mühim bir şey değil sadece odada konuşu-"derken lafım kesildi. "O kadar önemli değilse burada da söyleyebilirsin. Yoksa işten ayrılmak mı istiyorsun?"dedi Bay Jaesung üzgün gibi bir sesle bana bakıp aynı zamanda meydan okurcasına gülümserken. "Evet, ben işten ayrılmak istiyorum efendim. Her şey için size çok teşekkür ederim."dedim eğdiğim başımla. Bu lafım da Bay Kim'eydi tabiki. Benim hayatımı kurtaran kişi oydu. "Jeongguk bir şey mi oldu? Neden işten ayrılmak istiyorsun? Henüz o kadar para da biriktirmemiştin."dedi Bay Kim. "Bir şey olmadı efendim. Sadece be-"derken bu sefer lafım başka bir sesle bölünüp hiçliğe karışmıştı. "Sadece o burada hizmetli olarak değil benim sevdiğim kişi olarak kalacak." "NE?!" Herkes gibi ben de şokla Bay Taehyung'a bakarken o bana hafifçe gülümseyip göz kırpmıştı. "Taehyung sen neler diyorsun? Bir hizmetliden bahsettiğinin farkında mısın sen?"diyen teyzesini görmezden geldi Bay Taehyung. "Jeongguk beni beklemeden başlamış konuşmaya. Gerçi eksik anlattı ancak sorun değil, ben onu tamamlarım. Doğrusu ben onu çok seviyorum."dedi elimi tutarak. Ben Bay Taehyung'a şokla bakarken odadaki diğer kişiler de benden farksızdı. "Şaşırdığınızı biliyorum ancak ben Jeongguk'u gerçekten seviyorum. Ona evlilik teklifi henüz etmedim ancak kabul ederse onunla evlenmek istiyorum. Onu evimizde hizmetli olarak değil biricik eşim olarak görmek istiyorum."dedi gözlerimin içine bakarak. Bunu demesiyle gözlerim dolmuştu. Bunu niye yaptı bilmiyordum, olanları asla anlayamıyordum ancak bu sözleri her şeye rağmen kalbimi hızlandırıp beni bu durumda bile mutlu etmeye yetmişti. "Demek en küçük torunum Taehyung akıllı davranmış."diyerek güldü Bay Kim. Biz bir şey anlamazca Bay Kim'e bakarken konuşmaya devam etti. "Taehyung, aferin evlat. Jeongguk gibi birini eşin olarak seçmene çok sevindim. Jeongguk çok dürüst, çalışkan ve iyi kalpli bir çocuk. Torunlarımdan birinin akıllı davranıp onun gibi biriyle hatta Jeongguk'la evlenmesini diliyordum ve sen beni çok mutlu ettin. Eee artık güzel bir düğün yaparız size. Hemen hazırlıkları başlatıyorum." "Dedem, önce ona bir evlilik teklifi etmek isterim, kendisi de kabul ederse öyle başlatırız hazırlıkları." dediğinde Bay Kim yine güldü. "Tabi torunum, siz nasıl isterseniz." dedi keyifle. "Biz gidip biraz özel olarak konuşalım dedem." deyip Bay Taehyung elimden tutarak yürümeye başladı. Ben de onunla uyumlu bir şekilde yürümeye başladım. Malikaneden çıkıp bahçeye geldik ve yerde bıraktığımı görünce fark ettiğim alışveriş poşetimin yanına geldik. Ben görünmesin diye hızla poşeti yerden alacakken Bay Taehyung ellerimizi ayırıp benden önce davrandı. "Bay Taehyung be-" Neden öyle dediğini anlamaya çalışıp kendimi açıklayacakken sözümü kesti. "Jeongguk, hadi kapıyı aç. İçerde konuşalım her şeyi." dedi sakince. Başımla onaylayıp müştemilatın kapısını açtım. Birlikte içeri girdiğimizde ne diyeceğimi bilemediğim için alt dudağımı ısırmaya başladım gergince. "Buyrun oturun Bay Taehyung. Aaa şey çay içer misiniz ya da kahve?"dediğimde elimden tutup oturma odasındaki koltuklardan birine oturmuş, beni de hemen yanına oturtmuştu. "Jeongguk, benden gizlemene gerek yok."dediğinde gerildim. "Neyi efendim? Anlayamıyorum, kusura bakmayın." "Hamile olduğunu biliyorum."dediğinde kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Cebinden bir kart çıkarıp bana gösterdi. "Kart çantandan düşmüştü. Neden sende bu kartın olduğunu anlamadım ilk başta ancak eve geldiğimde bahçede mutlu mutlu yürüyordun karnını okşayarak. O an anladım senin hamile olduğunu. Sonra da seni Jaesung'un sıkıştırdığını gördüm. Her şeyi anladım." "Bay Jaesung ile ben-" "Jeongguk, Yoongi ve Jimin'in geldiği, evin boş olduğu gece hava almaya çıktığımda ağladığına şahit oldum. Yanına gelemedim çünkü yalnız kalmaya ihtiyacın olduğunu düşündüm. Zaten sabah da kötü olduğunu fark etmiştim. O gece belli ki sarhoş olduğun için gerçekleşti her şey. Jaesung da bunu dedemin duymasından korktuğu için seni tehdit edip durdu bunca zaman bizim ruhumuz bile duymadan.". Sinirle bunu söylediğinde ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. "O biliyor mu hamile olduğunu?"diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım. "Be-ben de yeni öğrendim. Ye-yemin ederim i-iki ay sonra gi-gidecektim ben. Ki-kimseye yük olmayacaktım ki. Sadece be-bebeğimle yaşayacaktım. Sa-sadece zamana ihtiyacım vardı. Lü-lütfen inanın bana, be-ben her şeyi halledecektim. Bi-bir daha karşınıza bile çıkmayacaktım."deyip ağlamaya başlarken belimde kollar hissettim ve belimdeki kollar beni kendine yaklaştırdı. "Sana inanıyorum güzelim, neler planladığını, dün gece sıkıntıyla karnını okşayıp durduğunu gördüm, bana da yakında işten ayrılacağının imasını yapmıştın. Artık her şeyi biliyorum, seni anlıyorum. O kuzenim olacak Jaesung piçini de düşünme. Onun sana yaptıklarından fazlasını yapacağım ona ama dedemin haberi olmasın diye bahçede seni Jaesung'tan kurtarmak için yanına gelemedim. Biliyorsun dedem çok yaşlı ve kalp krizi geçirmesinden korktum ama bil ki artık korkmana gerek yok ondan. Ben senin yanındayım."dediğinde içimde daha fazla ağlama isteği uyandığı için omuzlarım sarsılarak ağlamaya başladım. "Jeongguk bana bakar mısın?"dediğinde eğdiğim başımı kaldırıp baktım Bay Taehyung'a. "Daha fazla ağlama artık."deyip gözyaşlarımı sildi nazikçe. "Dedeme dediğim şeylerde ciddiydim Jeongguk. Ben seninle gerçekten evlenmek istiyorum."dediğinde üzüntümün yerini şaşkınlık almıştı. Ben durumu kurtarmak için dediğini düşünmüştüm yani ciddi olduğunu düşünmemiştim Bay Taehyung'un çünkü gerçekleri bilmesine rağmen neden benimle evlenmek istesin ki? Sonuçta hamileydim ve hizmetliydim. "Bay Taehyung, ben başımın çaresine bakabilirim. Bana acıdığınız için bunu yapmak zorunda değilsiniz. Sizi zor durumda bırakmak istemem. Bay Jaesung ile de aranız bo-" derken sözleriyle başımı öne eğdim. "Onunla bozulacak bir aram yok, zaten sevmezdim onu. O hakettiğini bulacak." "Jeongguk, ben sana acımıyorum. Ben seni gerçekten seviyorum ve seninle evlenmek istiyorum. Belki sen beni sevmiyorsun ya da evlenmek için tercih ettiğin kişi olmayabilirim ama eğer küçük bir ihtimal bile sen de benden hoşlandıysan ya da teklifimi kabul edersen beni çok mutlu edersin. Karnındaki bebek ikimizin bebeği olur, babası olarak onu çok severim. Teklifimi kabul edersen sana iyi bir eş olacağıma da söz veriyorum Jeongguk, bana güven."dedi baş ve işaret parmağıyla gözlerine bakmamı sağladıktan sonra. "Ama ben yani biz yük olmaz mıyız size efendim? Emin misiniz yani bunu istediğinizden?"dediğimde elindeki poşetin içindekileri çıkardı. "Bunlar çok güzel, yarın birlikte yapalım mı alışverişi güzelim?"dedi gülümseyerek. "Ayrıca siz yük değil başımın tacı olursunuz ancak." diye devam ettiğinde ben de gülümsedim. "Jeongguk, istersen biraz düşün. Aklın çok karışmış, her şey üst üste gelmiş olmalı senin için. Tüm karar sana ait, evlenmek istemezsen de anlarım ancak yine de seni yalnız bırakmayacağım. İyi olduğundan hep emin olacağım."dediğinde kollarımı boynuna doladım. Kaçtığım, hoşlanmamın yanlış olduğunu düşündüğüm ve hatta hamile olduğum için bana imkansız gibi gelen ve her şeyi ile harika olduğunu düşündüğüm kişi beni sevdiğini ve evlenmek istediğini söylüyordu. Reddetmek gibi bir lüksüm yoktu, ben zaten onu seviyordum. Sarılmayı sonlandırdığımda geri çekilip Bay Taehyung'un gözlerine baktım. "Siz pişman olmayacaksanız ben sizinle seve seve evlenirim. Siz hayatımda tanıdığım en harika, en iyi kalpli ve en yakışıklı insansınız." dediğimde gülümsedi. "Çok kişi tanımıyorsun diye mi söylüyorsun bunu?"dediğinde gülerek başımı iki yana salladım. "Gerçek düşüncelerim bunlar efendim."dediğimde samimi bir şekilde gülümsedi ve ellerimi tuttu. "Sana, size çok iyi bakacağıma ve her koşulda arkanızda olacağıma söz veriyorum."dedi iki elime de birer öpücük kondururken. "Sadece mutlu olalım istiyorum ben efendim. Mutlu ve huzurlu olalım, en çok da siz mutlu olun ve pişman olmayın istiyorum."dedim bende ellerimdeki ellerini daha sıkı sararak. "Pişman değilim, olmayacağım da. Böyle güzel bir aile kurduğum için niye pişman olayım ki? Ancak mutlu olurum, mutlu oluruz."dediğinde yine gülümsedim. Bay Taehyung da gülümsedikten sonra kaşları çatıldı ve yüzünü tereddütlü bir ifade kapladı. Bu beni gererken ne diyeceğini bekledim merakla. "Şey yani eğer izin verirsen karnına yani neyse boşver."dediğinde ne demek istediğini anladım. Cebimdeki ultrason fotoğraflarını çıkardım ve Bay Taehyung'a verdim. Sonra hafifçe karnımı açıp konuşmaya başladım. "Ben bile hissetmiyorum ancak hissetmeye çalışabilirsiniz. 25 günlükmüş daha." "Çok küçük."dedi karnımı nazikçe okşayarak. "Doktor ne dedi? Sağlıklı mı bebiş?" "Yemek listesi ve vitamin verdi. Olması gerekenden biraz küçükmüş bebeğim ancak sağlık sorunu gözükmüyormuş. 3 hafta sonra tekrar randevu alıp gitmem gerekiyor."dediğimde düşünceyle baktı. "Bir de çalışacaktın hamile halinle. Olmaz, sen o listeyi bana ver. Senin için listedekileri eksiksiz yapar ahjummalar. Vitaminlerini ihmal etme ve bol bol dinlen. Bir sonraki doktor randevusuna da beraber gidelim, ben de görmek istiyorum bebeğimizi." "Be-bebeğimiz mi?"dedim sesim titrerken. "Evet, bizim bebeğimiz."dediğinde yine bugün kaçıncı kez aktığını bilmediğim yaşlarım mutluluktan dolayı aktı. Bay Taehyung ağladığımı görünce derin bir iç çekmişti. Sonra birden bacaklarımda ve belimde hissettim ellerini ve beklemediğim şekilde beni kendine yaklaştırdı. Daha doğrusu benim bacaklarım onun bacaklarının üzerindeyken ve bir eli belimi desteklerken beni göğsüne adeta bir bebek gibi yatırmış ve boşta olan eliyle de yanağımdaki yaşları siliyordu. "Güzelim artık ağlama, helak oldun ağlamaktan. Hani mutlu olmak istiyordun, mutlu olalım." dedi saçımı öpüp. "Mutlu olalım efendim." dedim ben de. "Güzelim artık bana efendim deme bence." "Şey ne diyeyim ki? Bay Taehyung mu diyeyim?" "Sadece Taehyung demen yeter güzelim. İstersen sevgilim, eşim, kocam ya da aşkım da diyebilirsin." "Alışmam zor olacak gibi." "Olsun, sorun değil. Ha, bu arada yanımdaki odayı senin için hazırlatmayı düşünüyorum. Artık eşim olacağın için burada kalmana izin veremem." dediğinde onayladım. Haklıydı, o yüzden burada kalırım dememin anlamı yoktu. Ayrıca evlenince zaten aynı odada kalacağız. Bunu düşününce yanaklarımın yandığını hissettim. "Güzelim, istersen yat dinlen. Bugün çok yoruldun ve çok şey yaşadın." "Siz yani sen Taehyung. Sen yatmayacak mısın?"diye sorduğumda gülümsedi. "Yatacağım, gel hadi odamda uzanalım. Pijamalarını al, eşyalarını odan hazır olunca odaya aldırırım."dediğinde onu onaylayıp odama geçtim. Sadece pijamalarımı alıp tekrardan Taehyung'un yanına döndüm. "Ver güzelim, hadi gidelim."dedi elimdeki pijamaları alışveriş poşetime koyup elimi tutarak. El ele malikaneye tekrar girdiğimizde tüm gözler bizdeydi. Bu beni germiş olsa da elimi tutan Taehyung'un elimi daha sıkı tutup üç kere sıkmasıyla daha iyi hissetmiştim. Beraber onun odasına girdiğimizde yine utançtan yanaklarım yanmıştı. "Güzelim, sen banyoda pijamalarını giyin istersen."dedi pijamalarımı bana uzatarak. Ben de pijamaları alıp banyoya girdim. Pijamamı giyindikten sonra saçımı düzeltip tekrar odaya girdim. Bu sırada Taehyung da pijamalarını giymişti. "Gel güzelim, yatalım."dedi ve yatağa uzandı. Ben de yanına çekingence yattığımda gülümsemişti. "İyi uykular güzelim."deyip gözlerini kapattığında gülümsedim. Sarılmamıştı bile bana. Rahat etmem, bu duruma alışmam için çabalıyordu. Bu benim çok hoşuma gitmişti, sarılsa rahatsız olmazdım ancak düşünülme hissi çok güzeldi. Bu düşüncelerle mutlulukla kapattım gözlerimi ve kendimi uykuya teslim ettim. Bölüm Sonu <3 Umarım beğenerek okumuşsunuzdur çünkü ben yumuş yumuş oldum bölümü yazarken...<3 Eğer bölümü beğendiyseniz oy verir ve bol bol yorum yaparsanız çok sevinirimmm... Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalınnn...<3 |
0% |