@ceyceyberry34
|
Selamlar canlarım...<3 Biraz kaos ve bolca duygu dolu bir bölüm ile karşınızdayım canlarımmm... Keyifli okumalar dilerimmm...<3 ____________________ Gözlerimi yavaş yavaş açmaya çalıştığımda ağrıdan yapamayıp tekrar geri kapattım. Kendimi çok tuhaf ve yorgun hissediyordum. Neden böyle hissettiğimi bile anlayamamıştım. Ben hiç bu kadar berbat hissettiğimi hatırlamıyordum. Sanki başım patlayacak gibiydi ve kendimi bomboşmuş gibi hissediyordum... Neden böyle hissettiğimi aklıma getirmeye çalıştım ama en son Taehyung'un yanında olmamdan başka bir şey hatırlamıyordum. Tekrar gözlerimi açmayı denedim, bu sefer acısa bile tekrar gözlerimi kapatmak yerine gözlerimi kırpıştırdım. Görüş açım netleşmeye başladığında beyaz tavan ile karşılaştım. Tanıdık olmayan bu tavan ile kaşlarım çatılmıştı. Nerede olduğumu anlamak için başımı hafif sola çevirdiğimde kolumdaki serum ile hastanede olduğumu anladım. İyi de neden hastanedeydim? Aklıma gelen fikirle yattığım yerden doğrulup elimi karnıma koydum. Bebeğimi okşar gibi okşadım karnımı ama kendimi kötü hissediyordum. Bebeğim benden gidemezdi değil mi? Niye gitsin ki? Ben ona çok güzel bakacaktım. Hayır, hayır bebeğim benimleydi. O benim tek gerçek varlığımdı hem daha yarın onun ilk kontrolüne gidecektik Taehyung ile. Yok bebeğim beni bırakamazdı ki. Ben ona çok iyi bakıyordum, Taehyung da çok iyi bakıyordu. "Bebeğim benden gitmezsin değil mi?" dedim sol gözümden yaş akarken. "Beni sen de bırakmazsın değil mi bebeğim. Ben seni çok seviyorum." dediğimde odanın kapısının açıldığını hissettiğim. Yüzü asık ve düşünceli bir şekilde odaya giren ve uyandığımı dahi fark etmemiş olan Taehyung'u gördüğümde içim daha çok burkuldu. Kolumdaki serumu hızla çıkarıp Taehyung'un yanına yaklaştım. "Taehyung bebeğimiz iyi değil mi? Sen sadece korktuğun için üzgünsün değil mi? Bebeğimiz bizi bırakmadı değil mi?" dedim gözyaşlarımı tutamadan. "Güzelim iyi misin? Serumunu çıkarmışsın. Ben hemşireye haber veriyim. Sen dinlen, yorgunsundur." deyip beni yatağıma geri yatırdığında o gidemeden kolunu tuttum. "Taehyung?" dedim titreyen sesimle. "Bebeğimiz bizi bırakmadı değil mi?" "Güzelim, dinlenmelisin." "Taehyung bebeğimize bir şey mi oldu?" dedim sonunda. Bunu derken hıçkırmama mani olamamıştım. "Ben biliyorum Taehyung. Bebeğim beni bırakmaz ki. Ben çok seviyorum onu, sen de çok seviyorsun. Bizi hiç bırakmaz değil mi? Bebeğimiz iyi değil mi? Taehyung bir şey söylesene. Yarın onu görmeye gidecektik biz. Sürpriz yapıp bugün mü onu görmemizi istedi?" "Güzelim sakin ol." "Olamam Taehyung! Bebeğimin iyi olduğunu öğrenene kadar sakin olamam!" "Güzelim, bizim bebeğimiz..." deyip sustu Taehyung. "Bebeğimiz?" dedim devam etsin diye. Gözlerini kaçırarak cevapladı. "Bebeğimiz maalesef melek oldu." "Benim bebeğim zaten melekti ki." dedim dudaklarımı birbirine bastırarak. Algılayamamıştım ne demek istediğini. Benim bebeğim zaten karnımda minik bir melekti, her şeye rağmen sahip olduğum tek ve en değerli şeydi. O benim kurtarıcı meleğimdi, en yalnız ve savunmasız anımda gelmişti ve ben buradayım demişti. "Bebeğimizi maalesef ki kaybettik güzelim. Çok üzgünüm." diyen Taehyung'un sesiyle ona döndüm. Sona doğru sesi titremiş ve gözleri dolmuştu. Söylediği cümleler beynimde yankılandı. Bebeğimiz maalesef melek oldu. Bebeğimizi maalesef ki kaybettik güzelim. Çok üzgünüm. Bebeğimiz melek oldu. Bebeğimizi kaybettik. Bu cümleler ardı sıra beynimde dolanıp nefesimi keserken inanmak istemedim Taehyung'a. "Hayır, hayır hayır. Yalan söylüyorsun değil mi? Bebeğimiz iyi. Sen yalan söylüyorsun. Sen git doğru söyleyen biri gelsin." dediğimde Taehyung bana sarıldı. "Ölmedi benim bebeğim. Ölmedi o, bebeğim beni çok seviyor. Bırakamaz ki o beni. Bırakmaz desene Taehyung..." dedim burnumu çekerek. "Ben onu yarın ikinci kez görecektim Taehyung, sen de görecektin güzel bebeğimi. Hayır o bizden gidemez Taehyung. Ne olur gitmesin." dedim zar zor çıkan fısıltıdan farksız sesimle. Taehyung'un boynuna sıkıca sarılıp ağlamaya başladım. Sıkı sıkı sarıldım boynuna o da gitmesin diye. Taehyung sırtımı sıvazlayıp saçlarıma öpücükler kondururken daha çok sığındım ona. "Bebeğimi koruyamadım Taehyung, gitti benden. Onu korumayı bile başaramadım. Ben hiçbir şeyi hak etmiyorum. O benim her şeyimdi. O benim en değerlimdi ve ben onun ölümüne sebep oldum, koruyamadım bebeğimi."dedim sarılmayı sonlandırırken. "Hayır senin suçun değil güzelim, sen, ben, biz çok güzel baktık ona." "Baksaydık gitmezdi bebeğim."diye çıkıştım Taehyung'a. Taehyung sinirle bir nefes verdi ve gözlerini kaçırdı. "Senin suçun değil güzelim. Jaesung öğrenmiş hamile olduğunu ve..." dedi tekrar derin bir nefes alırken. "Teyzeme bebeği düşürmen için bir şeyler yapmasını söylemiş ve teyzem de senin çaylarına..." dedikten sonrasını duymadım. Gözümü büyük bir öfke kaplamıştı. "NEREDELER ONLAR?!" diye bağırdım sinirle ayağa kalkıp. "Sakin ol güzelim. Merak etme cezalarını çekecekler." dedi Taehyung arkamdan belime sarılıp enseme öpücük kondururken. "NASIL SAKİN OLABİLİRİM TAEHYUNG?! ONLAR BENİM BEBEĞİMİ ÖLDÜRDÜLER, ALDILAR ONU BENDEN. SEN NASIL SAKİN OLMAMI İSTERSİN BENDEN? SENİN BEBEĞİN OLMADIĞI İÇİN Mİ SAKİN OL DİYEBİLİYORSUN BANA?!" dedim kollarından kurtulmak için çırpınırken. "BİYOLOJİK OLMASA BİLE BABASIYDIM BEN BEBEĞİMİZİN! BENİM DE CANIM YANIYOR, BEN DE BEBEĞİMİ KAYBETTİM JEONGGUK!" dedi beni belimden kendine çevirip gözlerime bakarak. "Ben de acı çekiyorum Jeongguk. Sana bebeğimizin artık melek olduğunu söylemek bile ne kadar zordu biliyor musun ya da ne olduğunu bilmeden birden seni kanlar içinde görmek ya da ameliyathanenin önünde dakikalarca haber alamadan beklemek? Benim de canım yanıyor Jeongguk." dediğinde bu sefer ben onun boynuna sarıldım. Taehyung da başını boynuma gömdü ve sıkıca sarıldı bana. Boynumda hissettiğim ıslaklık ile daha çok ağlamaya başladım ve daha sıkı sarıldım Taehyung'a. Ne kadar öylece birbirimize sarılıp ağladık bilmiyorum ancak Taehyung en son geri çekildiğinde ben de geri çekildim ve yüzüne baktım onun. Hala birbirimize sarılıyorduk ve birbirimizin gözlerine bakıyorduk. "Güzelim özür dilerim, az önce sesimi yükselttim sana." dedi Taehyung yüzümü avuçları içine alıp gözyaşlarımı silerken. "Ben de özür dilerim Taehyung." dedim ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırırken. "Özür dilemene gerek yok güzelim, seni anlıyorum ben." dedi iki yanağımı da öperek. "Sana sakin ol deme sebebim hem yenice kendine gelmenden hem de bir planım olduğundandı." dediğinde dikkatle dinledim onu. "Hoseok duymuş bugün Hwa-young biriyle konuşurken duymuş senin çayına bebeğin düşsün diye bir şeyler kattığını ve senin bayıldığın sıra. Sonra seni aradı ama ben açtım ısrarla aradığı için. Yani şu an sadece Hoseok bunu Jaesung ve teyzemin yaptığını biliyor. Onları bildiğimizi fark ettirmeden polislerin onları almasını sağlayacağız. Ayrıca Hoseok da şahit olacak bize. Onların soyadımızı kullanıp yırtmalarını istemiyorum. Jaesung pisliğini sana yaptıkları için şirketten göndermiştim döverek. İki hafta hastanede yattı ama yetmemiş demek ki pisliğe." dediğinde gözlerim doldu. "Neden yaptılar ki bunu bize?" diye sordum. "Bilmiyorum güzelim bir kaç fikrim var ama önemi yok neden bunu yaptıklarının, önemli olan ceza almaları." dediğinde onayladım onu. ***** Hastaneden Taehyung serumumu bitirtmeden çıkartmadığı için serumumu tekrar takıp serumum bitince çıkmıştık. Doğrudan malikaneye doğru yola çıktık planımız için. Onlara itiraf ettirecektik her şeyi. Yol boyu onların ceza alacaklarını düşünerek içimi rahatlatmaya çalışıyordum Bir nebze işe yarasa da bebeğimin öldüğü gerçeği aklımdan gitmiyordu. "Güzelim."dedi Taehyung elimi tutup. "Bebeğimizi geri getiremem ama bebeğimize bunu yapanların kendi ailemden olsa dahi mümkün olan en ağır cezayla yargılanması ve cezalarını çekmeleri için her şeyi yapacağım." Bunu demesi bile çok büyük anlam ifade ediyordu benim için. O da bunun farkında gibi Malikaneye varana kadar elimi hiç bırakmadı hatta arada öpücük kondurdu. Beni daha iyi hissettiriyordu desteği. Malikaneye vardığımızda da keza aynı şekilde elimi tutup destek olmuştu bana. Birlikte el ele girdik malikanenin kapısından. "Taehyung hepimizi buraya topladın? Ne diyecektin?" diyen ses ile ağlamamak için yanak içlerimi ısırdım. "Anlatacağız Hyung, içeri geçelim. Herkes içeride mi?" dediğinde Jin hyung onayladı Taehyung'u. Böylece hepimiz sessizce içeri geçtik. "Ne konuşacaktın bizimle sevgili torunum?" dedi Bay Kim gülümseyerek. Taehyung ile yan yana ikili koltuğa oturduk. "Sizi buraya bir haber vermek için çağırdım." diye lafa girdi Taehyung. "Yoksa evlenmiyor musunuz?" diye lafa atladı teyzesi. Şu an onun üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum ama bebeğimin kanı yerde kalmasın diye katlanmak zorundaydım. "Bekle teyze, lafımı bitiriyim." dedi Taehyung ve devam etti. "Jeongguk ile bizim bir bebeğimiz olacaktı." dediğinde herkes beni tebrik etmeye başlarken yanaklarımı dişledim ağlamamak için. "Maalesef hastaneden geliyoruz ve bebeğimizin melek olduğunu öğrendik." "Bebek için evlenecektiniz, bebek olmadığı için evlenmiyorsunuz değil mi?" dedi bu sefer teyzesi. Sakin kalmak çok zordu o böyle karşımda konuşurken. "Ne oldu teyze? Evlenmemem için pek bir heyecanlısın, bebeğimiz için bile üzülmedin." dedi Taehyung benim yerime sakinliğini koruyup. "Yok Taehyung ben." diye bir şeyler gevelerken Taehyung onun lafını böldü. "Her neyse, doktor Jeongguk'un bebeğini düşürmesi için bilerek bir şeyler yapılmış olduğunu söyledi. Ben de hizmetçileri sorgulayayım dedim. Yediği içtiği şeylere bir şeyler katıldıysa bunu hizmetçilerden biri yapmış olmalı. Ona kim bunu yapmasını söylediyse birazdan öğreniriz."dediğinde teyzesinin gerildiğini hissettim. "Dedecim hizmetlilerimizi çağırır mısın?" diye sorduğunda sakin kalmak için insan üstü bir şekilde çaba gösteriyordum ancak ellerim titremeye başlamıştı. Taehyung bana bakış atıp 'sakin ol güzelim' dediğinde derin derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Bu sırada bütün hizmetliler gelmişti. "Kim Jeongguk'un yiyeceğine içeceğine bir şeyler ekledi. Konuşun!" diye kükreyen Bay Kim ile şok olmuştum. Gerçi onun da sakin kalmış olması anormaldi. "Size konuşun dedi!" diye bağıran Jin ve Namjoon hyung ile de herkesin şoku yeni atlattığını fark ettim. "Hoseok yaptı. Ben gördüm!" dedi Hwa-young noana. Hoseok telaşla ben yapmadım derken araya girdim. "Hoseok mutfakta çalışmıyor, yalan söyleme!" diye bağırdım üzerine doğru yürüyüp. "Sakın Hoseok'a iftira atmaya kalkma! Görmüşmüş! Niye gördüğünde söylemedin o zaman bize? Asıl içeceklerime bir şeyler karıştıran sen olduğun için mi yoksa?!" dedim Hwa-young noananın dibine girip işaret parmağım ile omzunu dürte dürte. "Hayır efendim be-" derken tekrar bağırdım. "Sakın yalan söyleme!" dedim daha da sertleştirdiğim sesimle. "Kamera kayıtları var. Kim yaptıysa söylesin derhal!" dedi Namjoon hyung da. "Çok pişmanım Jeongguk." diye yalvarmaya başladığında parmaklarımı boğazına doladım. "Eğer şimdi bana bunu kimin istediğini söylemezsen seni kimse elimden alamaz! Konuş! Kim istedi bunu yapmanı!" dediğimde yalvarmaya başladı yeniden. "Sen iyi birisin Jeongguk, bir şey yapamazsın." dedi boğazımdaki elim yüzünden zar zor bitirebildiği cümlesiyle. "Bebeğimi kaybettim ben! Senin canın umrumda bile olmaz! Konuş!" diye boğazına daha çok baskı uyguladım ve sonra konuşabilsin diye baskıyı hafiflettim. Öksürükleri arasında Taehyung'un teyzesinin adını verdiğinde gülümsedim. "Kim Minjun!" diye kükredi Bay Kim de ayağa kalkıp. "Doğru mu söylüyor hizmetli?!" dediğinde gözlerini kaçırdı. "Doğru mu bu teyze?!" diye kükredi Jin hyung da. Oluşan derin sessizlik her şeyi anlatır nitelikteydi. "Neden teyze neden?!" diye bağırdı bu sefer Jin hyung ve Namjoon hyung. O sırada belimde bir kol hissettim. Taehyung belime sarılmıştı 'ben burdayım' demek için. Minjun teyze yaptığını itiraf etnek üzereydi ki tam da beklediğimiz hamleyi yapıp bize istediğimizi vermişti. "Evet yaptım! Taehyung'a yakışmıyordu o!"dediğinde Taehyung bağırdı. "Sana mı kaldı yakışıp yakışmadığı! Fikrini sorduk mu sana? Nasıl kıydın lan doğmamış bebeğe? Sana teyze hatta insan demeye bile dilim varmıyor!" dedi bana sarılmayı kesip teyzesinin üzerine yürürken. Minjun teyze cevap verecekken Bay Kim ona tokat atmıştı. "Eşin ölüp oğlunla bir başına kaldın diye yanıma aldım ben seni. Sen ne yaptın öksüz ve yetim olan yiğeninin doğacak çocuğunu öldürdün!" dediğinde kendimi daha fazla tutamayarak ağlamaya başladım. Taehyung da beni kendine çevirip sıkıca sarıldı belime. Saçlarıma öpücükler kondurup sakinleştirmeye çalıştı yeniden. Tam o sırada da kapı çaldı. Hoseok kapıyı açmaya giderken Taehyung'tan ayrıldım. "Teşekkür ederim." dedim Taehyung'un gözlerine baka baka. O sırada bir ses duyuldu. "Jeon Jeongguk!" Gelen kişi Jaesung ve babamdı, bağıran kişi tabiki babamdı. "Sen ne halt ettiğini sanıyorsun." deyip üzerime yürüdü, bir tokat atmaya kalktı bana ama Taehyung onu durdurdu. "Sakın bir daha ona vurmaya kalkma! Sen ne hakla geliyorsun bu eve yeniden?! Seni gerçekten..." dedi Taehyung babamı iterek Jaesung'a doğru yönelirken. Babam tekrar gelmeye çalışınca bu sefer Namjoon hyung onu engelledi, Taehyung'un koluna girip bir şey yapıp o da göz altına alınmasın diye geri çektim. O da beni anlamış ve beni arkasına almıştı. Ondan cesaretimi toplayıp lafa girdim. "Bırakın gelsin." dediğimde Taehyung şaşırsa da Namjoon hyung babamı bırakmıştı. Babam bana doğru hızla gelirken hışımla yere ittim onu ve hareketlerini kısıtlayacak şekilde üzerine oturdum. "Yıllardır babamsın diye her yaptığına razı geldim ama artık eski Jeongguk yok duydun mu beni?! Artık seni seven senden korkan bir Jeongguk yok! Bir daha değil vurmak yanıma bile gelme sakın!" diye bağırdım suratına. Onu asla affetmeyecektim. Aslında ona vurup hıncımı alacaktım ki bunu çoktan hak etmişti ancak yapmadım, hem kapıda polisler vardı hem de ona vurmak için bile daha fazla dokunmak istememiştim. Bu yüzden babam olacak pisliğin üzerinden kalkıp Jaesung'un karşısına dikildim. "Babamla mı korkutmayı umuyordun beni eskisi gibi." dedim sinirle. "Tıpkı benimle sarhoşluğumdan faydalanıp birlikte olduktan sonraki gibi ya da merdivenlerden aşağı ittikten sonraki gibi beni yine babamla mı korkutup susturacaktın! İşten ayrılmazsam beni ona vermekle tehdit ettiğin gibi şimdi de üste çıkmak için mi kullanacaktın sevgili babamı?" dediğimde Jaesung'un korktuğunu hissettim. "Doğru mu bunlar?!" diye kükredi Bay Kim yeniden. "Doğru!" dediler Taehyung ve Hoseok aynı anda. "Kamera kayıtlarından da teyit edebilirsiniz." dediğimde Bay Kim başını ovup yerine oturdu. Taehyung elimden tutup beni Jaesung ve yerdeki babamdan uzaklaştırırken Hoseok'a kapıyı açmasını söyledi. Hoseok kapıyı açınca içeri polisler girdi. Hwa-young, Minjun teyze -insan bile denemezdi benim gözümde-, Jaesung ve hatta beklemediğim bir şekilde babamı bile almışlardı. "Ne yaşandı öyle?" dedi Hoseok şoka girmiş bir şekilde. "Jeongguk güzelim sen iyi misin?" diye sordu Taehyung bana sarılı halde çünkü tepki veremiyordum. Sinirim ağır basmıştı ve bu yüzden tüm sinirimi bağırarak boşaltmıştım az önce ancak bebeğimin katilleri gidince geriye kalan tek şey benim acım olmuştu. Bu yüzden Taehyung'tan biraz uzaklaşıp başımı iki yana salladım dolu gözlerimle gözlerine bakarak, beni anlasın istedim. Beni anlayıp kollarını yeniden bana sarmıştı. "Babamı da aldılar." dedim şokla zar zor çıkan sesimle, bağırmaktan sesim kısılmıştı ve boğazım acıyordu. "Sana bunca zaman eziyet etmişti, onun gelmesini sağlayan benim. Ayrıca komşuların seni çok seviyormuş, hepsi şahit olacak bize."dediğinde başımı tamam anlamında salladım. Taehyung'un kolları belimden ayrılınca en yakın koltuk olan üçlü koltuğa oturdum. Ellerimi saçlarımdan geçirip bütün yaşadıklarımı unutmak istedim. Babamı, Jaesung'u, Minjun teyzenin çirkin laflarını, bebeğimi, her şeyi... Bebeğim. Benim bebeğim melek oldu. Aklımda yeniden tekrarlayan gerçekle dayanamayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Taehyung hemen dizlerimin önüne çökmüş ve ellerimle saçlarımı çekmemi engellemeye çalışıyordu. Bunu başardığı an onun boynuna sarıldım. "Tae-Taehyung be-bebeğim gi-gitti. Ben be-bebeğimi is-istiyorum. Hık. Ni-niye gi-gitti be-benim hık me-meleğim?" dediğimde Taehyung beklemediğim şekilde beni kucağına almıştı ama yine de bırakmamıştım boynunu. "Jeongguk'un dinlenmesi gerekiyor, biz odamızdayız." dedi. Odaya girdiğimizde Taehyung beni yatağa yatırmış, yanıma da kendisi yatmıştı. "Uyuyalım güzelim. Dinlenmen lazım." deyip saçlarımı öptü. Ben de ona sarılıp ağlamaya devam ettim. Gözlerim kapanana kadar ona sarılmaya devam ettim. ________________ Bölüm Sonu <3 Umarım buradaki duygu yoğunluğu, duyguların birbirine girişini ve dramı güzel yazabilmişimdir... Eğer bölümü beğendiyseniz oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın...<3 Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın bebeklerim...<3 |
0% |