@ceyceyberry34
|
Selamlarrr...<3 Final bölümü ile karşınızdayım. Duygusal bir kekim şu an. Umarım sevdiğiniz bir fic olmuştur bu fic ve umarım bu final bölümünü de beğenirsiniz fici beğendiyseniz.. . Keyifli okumalar dilerim son kez...<3 Sabaha sevgili kocamın öpücükleriyle başlamıştım. Evlendiğimizden beri bu düzen değişmemişti hiç. Genelde Taehyung'um benden erken uyanır, beni öpücükleriyle uyandırır ve güne öyle başlardım. "Günaydın güzel eşim." demesiyle gülümsedim ona. "Günaydın yakışıklı kocam." deyip ben de onun dudaklarına minik bir öpücük kondurdum. "İşte bana şimdi günaydı." dediğinde kıkırdadım. "Seni seviyorum." dediğimde gözleri parladı. "Ben daha çok." dedi. İnat ettim. "Hayır ben." diye ısrar ettim. "Hmmm demek sensin daha çok seven. Bunu bana ispatlamaya ne dersin?" dedi yatakta doğrulup. Her zaman yaptığım gibi onun kucağına çıktım vakit kaybetmeden. Yüzünü avuçlarım arasına alıp yüzünün her yerini öpmeye başladım. Bütün benlerinden, yanaklarından, çenesinden,saçlarından, burnundan, en son da dudaklarından öpmüştüm onu. Bana anında karşılık verirken gülümsedim ve öpmeye devam ettim. "Kim daha çok seviyormuş hmmm?" diye sordum dudaklarımızı ayırınca. "İkimizde çok seviyormuşuz." dedi ve boynumu öpmeye başladı. Kıkırdayıp durdurdum onu. "Duş almam lazım Taehyung." dedim. Kucağında benimle kalktı yataktan. "Alalım güzelim." dediğinde başımı iki yana salladım. "Sen gelmiyorsun Taehyung." dediğimde yüzü düştü. "Kocacığım en son ben de geliyim deyip beni ikna ettiğinde ben derse sen işe geç kalmıştın hatırlatırım." dediğimde kucağından indirdi beni. "Tamam ama bir dahaki sefere beraber tamam mı?" dedi küçük bir çocuk edasıyla. "Tamam." deyip gülerek onu onayladım. "Ben kahvaltı hazırlıyorum o zaman ikimize. Bam, Yeontan ve Vante'ye mamalarını da veriyim hem." deyip beni aşk dolu bir şekilde öperek odadan çıktı. Ben de duşa girdim kocamın ardından gülerek. Taehyung ile konuştuğumuz gibi kedi ve köpekler sahiplenmiştik. Bam ve Yeontan sahiplendiğimiz köpeklerdi, Vante ise evimizin yaramaz kedisiydi. Kısa bir duşun ardından banyodan çıkmış ve giyinmiştim. Saçlarımın suyunu eğilerek havluyla almaya başladığımda gözümün kararmaya başladığını hissettim. Bu haftalardır oluyordu ama Taehyung'a söylememiştim. Eğilmeyi kesip yatağa oturdum ve başımı kollarım arasına alıp kendime gelmeyi bekledim. "Güzelim kahvaltı haz-güzelim iyi misin? Bir şey mi oldu?" dedi önümde eğilerek. "İyiyim iyiyim. Merak etme, eğildim ya ondan başım döndü bir anlık." dediğimde rahatlamış durmuyordu. "Bence doktora gitmeliyiz." "İyiyim ben, merak etme."dedim başımı kaldırıp gözlerine bakarak. "Belki de..." dedi ve sustu. "Belki de ne?" dedim merakla. "Belki bir bebeğimiz olacaktır." dediğinde buruk bir şekilde gülümsedim. "Hayır, sanmıyorum sevgilim." "Belki haklıyımdır, hem sağlığından emin oluruz. Ben yine de doktora gidelim derim." dedi umutla. Onun ne kadar baba olmak istediğini biliyordum ama onu hayal kırıklığına uğratmaktan korkuyordum. Hamile değilsem çok üzülecekti biliyordum. Ben de en az onun kadar üzülecektim, umutlanmak istemiyordum. Umutlanıp yere çakılma duygusunu bir kere daha kaldırabileceğimi sanmıyordum. "Hayır. Taehyung biliyorum, bebeğimiz olmasını çok istiyorsun. Ondan böyle konuşuyorsun ama bence hamile değilim. Aç olduğum için başım döndü sadece. Hem okulum bitmedi, biliyorsun." "Sadece bir ihtimalden bahsediyorum sevgilim." "Hayır Taehyung, bir ihtimal bile değil bu." dediğimde buruk bir şekilde gülümsedi. Gözleri dolmuştu bunları söylemem ile. "Taehyung." dedim az öncekinden yumuşak bir sesle. O beni duymazdan gelerek ayağa kalktı. "Hadi kahvaltıya o zaman daha iyiysen." dedi dolabın önüne geçip. "Sen yemeyecek misin?" diye sordum üzgün bir şekilde. "Hayır, sen ye ama aç kalma. Başın dönüyor sonra açlıktan. Muzlu süt de yaptım, onu iç iyi gelir. Şekerini yükseltir."dediğinde üzgün bir şekilde dolaba bakan bedenin yanına gittim. "Taehyung sevgilim." dedim ona arkadan sarılıp. Bana doğru döndü. İki elini de omuzlarıma koydu. "Hadi yap kahvaltını, okula gideceksin daha." dediğinde başımı iki yana salladım. "Hayır, bana kırgınsın." dedim gözlerim dolarken. "Seni hayal kırıklığına uğrattım işte." dediğimde başını iki yana salladı. "Hayır, ben sadece aynı düşünüyoruz sanmıştım. Ben bebeğimiz olmasını istiyorum ama sen ihtimaline bile katlanamayıp karşı çıkıyorsun. Ben sadece sen de bebeğimiz olsun istersin sanmıştım." dedi ve cevap vermeme izin vermeden devam etti. "Üzgünüm, sen istemiyorsan kararına tabiki saygı duyuyorum. İstemediğin bir şeyi yaptırmam sana, yaptıramam hele ki böyle büyük bir konuda. Hadi sen geç kahvaltıya." dedi ve dolaba geri döndü. Bu dedikleri kalbimi paramparça etmişti. Kötü konuşmamıştı, sesini bile yükseltmemişti hatta hala beni düşünüp kahvaltı yapmamı söylemişti ama o kadar canımı yakmıştı ki bu sözleri... Ondan tabiki bebeğim olsun istiyordum, kim istemez ki sevdiği adamdan bebeği olmasını? Ama ısrarla ona hayır dememi yanlış anlamıştı. Yanlış anlaşılacak gibiydi de çünkü bana her bebeğimiz olsa iması yaptığında onu kestirip attım ve konuyu değiştirdim. Bugün ise sadece bir ihtimal olduğunu söylemesine rağmen ters cevaplar vermiştim. Gözlerimden istemsiz yaşlar akarken Taehyung yanıma geldi. Beni nazikçe kolumdan tutup mutfağa götürdü ve masaya oturttu. Bana kahvaltı yaptırmaya çalışırken bir yandan da konuşmaya başladı. "Kendini suçlu hissetmen için söylemedim güzelim. Hiçbir şeye mecbur değilsin. Ben senin yanındayım, kararlarının her daim arkasındayım. İstemiyorsan istemiyorsundur, konu kapanmıştır." "Tae-Taehyung ben." "Shhh, ağlama. Güzelce kahvaltını et ki yine başın dönmesin." dedi beni susturarak. Bana kahvaltı yaptırmasına izin verdim. O bu kadar ince düşünceliyken ben onu hak etmiyordum işte. Bu kadar istememe rağmen bebeğimiz olmasını onu yanlış düşüncelere sokup üzmüştüm. Sadece umutlansın istememişken böyle daha çok kırmıştım kalbini ve o hala benimle ilgileniyordu. "Taehyung ben de bebeğimiz olmasını istiyorum ama sa-" dediğimde lafımı kesti. "Önceliğin farklı. Okulun var, anlıyorum. Belki de kafan karıştığı için istiyorum diyorsun şu an çünkü ne zaman bundan bahsetsem konuyu kapatıyordun. Üzgünüm tamam mı? Seni bu kadar zorunda hissettirdiğim için üzgünüm. Dediğim gibi hiçbir şeye mecbur falan değilsin." dediğinde yeniden gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Beni bu sefer kucağına almıştı Taehyung. Gözlerimdeki yaşları silip yüzümün her yerini öpmüştü. "Güzelim, üzgünüm." dediğinde daha çok sarıldım ona. O da beni daha sıkı sardı. "Daha iyi misin?" dediğinde başımla onu onayladım. "Emin misin? İstersen bugün dinlen evde. Ben de programımı boşaltıyım." dediğinde reddettim onu. "Daha iyiyim. Teşekkür ederim. İyi ki yanımdasın Taehyung." dediğimde gülümsedi. "Her zaman da olacağım ne olursa olsun." dedi dudaklarıma minik bir öpücük kondurarak. Gülümsedim ve ben de bir öpücük kondurdum. "Bebeğimiz olmasını istemiyor değilim Taehyung. Sadece umutlanmak istemedim, seni de umutlandırıp hayal kırıklığına uğratmak istemedim." dediğimde alnını alnıma yasladı. Sonra ise burunlarımızı birbirine sürttü. "Anlıyorum güzelim, sadece sağlığından da emin oluruz diye söylemiştim ben de doktora gitmeni." "Aramız iyi değil mi?" diye sordum hemen. "Kötü olduğunu hatırlamıyorum." dedi gülümseyerek. Ben de gülümsedim o gülümseyince. *** "Öyle işte Hobi ve Jimin hyung." dedim. Hobi ve Jimin hyungum beni dersten almaya gelmişlerdi ve şu an evimde otururken sabahki olayı onlara anlatıyordum tepkilerini merak ettiğim için. "Jeongguk bence Taehyung haklı yani. Niye kesin bir dille reddedip durdun ki bebeğiniz olma ihtimalini? Üstelik sadece doktora görün demiş. Seni yanlış anladığı için daha çok üzülmüş olmalı." dedi Jimin. "Bilmiyorum Jimin. Galiba bir kere daha bebeğimi kaybederim diye korkuyorum." dedim gözlerim dolarken. "Onda ne senin ne de Taehyung'un suçun yoktu, bunu biliyorsun. Artık bebeğinizi öldürebilecek kişiler yok etrafınızda." dedi Hoseok da. "Ben Taehyung'u tanıyorsam hala kendini seni bebek fikrine zorladığını ve istemediğini düşünüyordur." dediğinde ofladım. "Gguk bak sana bir şey dicem ama bana dürüst ol." dedi Jimin hyung. "Söyle hyung." dedim ben de merakla. "Sadece anlık olarak mı gözün kararıp başın döndü yoksa oluyor muydu?" dediğinde iç çektim. "Bir buçuk aydır oluyor hyung aslında." "O zaman hamile olma ihtimalin var." dedi Hoseok hyung da. "Başka ne oluyor mesela anlat bize." dedi Jimin hyung ve devam etti. "Sadece hamilelik olarak değil, sürekli bir baş dönmesi büyük bir sıkıntı. Yine de doktora gitmende yarar var." "Gideceğim hyung, Taehyung'u öyle üzgün gördükten sonra randevu almıştım hastaneden içimiz rahat etsin diye." "Söyle sen başka ne oluyor? Değişiklik hissettin mi hiç kendinde?" "Bilmiyorum ki hyung." dedim ve düşünmeye başladım. "Kokulara daha hassas oldum sanki. İştahım azaldı baya. O kadar." "Daha duygusalsın da bu ara." diye ekledi Hoseok hyung. Onu onayladım. "Bunlar hamilelik belirtilerinde var ama aşerme, mide bulantısı, kalbin daha hızlı atması, yorgunluk, sık idrara çıkma, göğüs hassasiyeti gibi daha büyük belirtiler yok. Emin değilim o yüzden." dedi Jimin hyung da. "Hamilelik testi alalım mı Gguk?" diye sordu Hoseok hyung. Bu fikir beni heyecanlandırmıştı. "Alalım hyung ama ya hamile değilsem? O zaman ne olacak." "Hiçbir şey kaybetmeyeceksin Gguk ama eğer ki hamileysen o zaman Taehyung ile konuşup mutlu olmanız gereken konular var demektir." dedi Jimin hyung da. Ona hak verdim. Hoseok hyung yanımda bana destek olurken Jimin hyung test almaya gitmişti. Onu beklerken çok gerilmiştim her ne kadar Hoseok hyung sakinleştirmeye çalışsa da. Nihayet bana asırlar gibi gelen bir sürenin ardından Jimin hyung gelmişti. Hemen tuvalete girip testleri yapmaya başladım. Hoseok ve Jimin hyung ile sonuçları beklerken gerginlikten elim ayağım titremeye başlamıştı. "Jeongguk, gerilme. Sonuç ne olursa olsun sen bir şey kaybetmiyorsun. Sana muzlu süt yapayım da gerginliğini alsın." dedi Hoseok hyung ve gitti. Bir süre sonra elinde bir bardak muzlu süt ile gelince sütün hepsini kafama diktim. Jimin hyung testlere bakarken birden çığlık atmaya başladı. "Ne oldu hyung?" diye sordum panikle. "Gguk bunlar pozitif. 5 tane var ve hepsi pozitif aman Tanrım!" dediğinde elimdeki bardağı düşürdüm ama neyseki kırılmamıştı. "Ci-ciddi misin hyung?" diye sordum sesimin titremesini engelleyemeden. "Evet, hepsi çift çizgi. Gguk, tebrik ederim." dedi bana sarılırken. Mutlulukla kahkaha attım ve iki hyunguma da sarıldım. "Taehyung haklıymış. Nasıl söyleyeceksin ona bunu? Ne düşünüyorsun?" diye sordu Jimin hyung. "Bu testlerin yine de yanılma payı var hyunglarım. O yüzden doktora kan verip kesin sonucu öğrenmek ve eğer doğruysa ultrason için randevu alıp bizzat görmesini istiyorum. Bu milyonda bir ihtimal bile olsa Taehyung hayal kırıklığına uğrasın istemiyorum." dediğimde beni anlayışla karşıladılar. "Biz gidelim o zaman artık. Taehyung da gelir birazdan." dediler ve gittiler. Dedikleri gibi çok geçmeden de Taehyung eve geldi. "Nasılsın güzelim? Başın döndü mü gün içinde bir kere daha?" dediğinde olumsuz anlamda başımı salladım. "Sevindim. Günün nasıl geçti?" diye sordu beni kolları arasına alarak. Hamilelik testi kısımları hariç her şeyi anlatmıştım ona ve tabi gelmeden de testleri saklamıştım. "Aç olmalısın. Ben sana yemek hazırlayayım, sen de duş al." dedim dudağından öperek. Beni onaylayıp odamıza giderken ben de mutfakta yemek hazırlığına koyuldum. Bir süre sonra belimde kollar hissetmem ile gülümsedim. "Kocacım ben böyle nasıl yemek yapacağım?" dediğimde gülerek omuz silkti. Ben de bu haline gülüp belimde onun kollarıyla yemek hazırlamaya devam ettim. Nihayet yemek hazır olduğunda masayı hazırlamaya başladım. "Hadi oturalım, acıkmış olmalısın." dedim gülümseyerek. Dudaklarının dudaklarıma kapanmasıyla gülümsedim. "Çok acıkmışım." deyip art arda birkaç kere daha öptüğünde kahkaha attım. "Hadi hadi, otur da yiyelim." dediğimde gülerek oturdu ve yemeye başladık. Yemekte ben de ona gününü sordum ve güzel bir sohbet eşliğinde yemeklerimizi yedik. Her zaman olduğu gibi masayı beraber toplayıp birlikte film izledik ve kendimizi uykuya teslim ettik. *** Doktor randevusuna gelmiş hatta kan bile vermiş sonuçları dört gözle bekliyordum. Taehyung yoktu yanımda ama Hoseok hyung yanımdaydı. Taehyung'a kan sonuçları belli olunca haber vermeye karar vermiştim. Ultrasona birlikte girelim istiyordum. Sonuçlar sisteme düşünce çağıracaklarını söyledikleri için doktorun kapısında beklerken adımı duydum. Hyungumla birlikte doktorun odasına girdik. "Kim Jeongguk Bey değil mi?" "Evet, benim." dedim heyecanla. "Vitaminleriniz biraz düşmüş, onun dışında başka bir sorununuz görünmüyor. Ben size vitamin yazarım. Yalnız aksatmayın vitaminleri, çok önemli biliyorsunuz ki." dediğinde hayal kırıklığına uğramış hissettim. "Bak hamile değilim işte." dedim Hoseok hyunga dönüp, gözlerim dolmuştu. "Bir dakika bir dakika. Siz hamilesiniz Jeongguk Bey. Ben bildiğinizi düşündüm." dediğinde şokla çarpıldım. Hamileydim, gerçekten hamileydim. "Emin misiniz?" "Evet evet, gebelik hakkında konuştuğunuz için ben zaten bildiğinizi sandım." dediğinde güldüm. "Teşekkürler Doktor Bey." dedim. Reçetemi alıp çıktım doktorun yanından. Çıkar çıkmaz Hoseok'a sarıldım. "Hamileyim, baba oluyorum, Taehyung da baba oluyor." dedim gülerek. "Amca oluyorum." dedi Hoseok da gülerek. Bunu öğrendikten sonra bu sefer ultrason ve gebelik için randevu aldım. Şansa bir saat sonraya randevu vermişlerdi. Hemen Taehyung'u arayıp ona haber verdim. Başta telaş yapsa da iyi olduğumu, kontrole gittiğimi ve onu yanımda istediğimi söyleyince hemen geleceğini söyleyip kapattı telefonu. Hoseok'u da Taehyung geleceği için yanımdan gönderdim ve sevgili eşimi beklemeye başladım. Taehyung yanıma geldiğinde randevuya daha 20 dakika vardı. Biz Taehyung ile sarılarak sıra beklemeye başladık. Çok farkettirmek istemese de endişeli olduğunu anlamıştım ama sürprizi bozmak istemedim. Önceki bebeğimi, meleğimi görmek nasip olmamıştı ona ne yazık ki. Şimdiki bebeğimizi ilk o görsün istemiştim. Ben bu düşüncelere dalmışken adım seslenildiğinde Taehyung ile el ele doktorun odasına girdik. "Merhabalar Bay Kim. İlk randevunuzdu bu değil mi?" "Evet, ilk defa kontrole geliyorum, biraz gerildim." dediğimde Taehyung'un elimi destek verircesine daha sıkı tuttuğunu hissettim. "Siz buyrun, sedyeye yatın. Sizi bir muayene edelim." diyerek beni direkt sedyeye aldı doktor. Sedyeye yatarken Taehyung ile elim ayrılsa da elimi yeniden tuttu. Neden burada olduğumuzu anladığını sanmıyordum. Doktor karnıma jel sıkıp baktığında bile kaşları çatık bakmasından belli oluyordu anlamadığı. Benimle ilgilenirken nerede beklediğimizi fark etmemiş olmalıydı, dediğim gibi çok gergindi ve gerginliği onun mantıklı düşünmesini engelliyor olmalıydı. "Nesi var eşimin Doktor Hanım?" diye sordu en sonunda dayanamayıp. "Eşiniz gayet iyi, lütfen merak etmeyin." dedi Doktor Hanım da gülümseyerek. "Neden o zaman başı döndü dün? Bugün de iyi hissetmemiş olmalı ki buraya gelmiş randevu alıp." diyen kocama güldü Doktor Hanım. "Bilmiyor henüz değil mi?" dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. "Baş dönmesi bu zamanlarda çok normal beyefendi." "Hangi zamanlarda normal sayılıyor baş dönmesi?" dedi Taehyung kaşlarını çatarak. Doktor Hanım küçük bir kahkaha attı. "Beyefendi eşiniz yedi haftalık hamile." "Ne?!" dedik Taehyung ile aynı anda. 7 hafta nasıl fark etmediğime şaşırmıştım ben, Taehyung ise tamamen şok olmuş durumdaydı. "Ci-ciddi misiniz?" "Evet. Bakın buradalar." deyip ultroson görüntüsünde bir yer gösterdi. Doktorun gösterdiği yere baktıktan sonra Taehyung ile göz göze gelmiştik ve ikimizin de gözleri dolmuştu. "Yalnız sizi uyarmam gereken şeyler var çünkü çoğul gebelik erkek hamilelerde daha zorlayıcı olabiliyor. Herkes için geçerli değil ama yine de dikkat edersek iyi olur." dediğinde daha büyük bir şok yaşadık. "İkiz mi olacaklar?" dedim şaşkınca. "Hayır, üçüz olacaklar, tebrik ederim." "Ne?!" diye bir şaşkınlık belirtisi daha verdik Taehyung ile aynı anda. "Bakın buradalar. Bir, iki ve üç. Üçüzleriniz şimdilik gayet sağlıklı görünüyorlar. Kalp atışlarını da dinletebilirim isterseniz." dediğinde onayladım doktoru. Onların kalp atış sesleri mucize gibiydi, üç mucize. Taehyung'a baktığımda gözlerinin dolduğunu gördüm. Benim de gözlerim dolmuştu ona bakınca. "Karnınızı silin gelin. Çoğul gebelik hususunda konuşalım." dedi ve masasına doğru gitti Doktor Hanım. "Güzelim, sen istiyor muydun gerçekten bebeğimiz olmasını? Yani dün ko-" derken lafını kestim. "Tabiki istiyordum Taehyung, ben sadece yine bebeğimizi kaybederiz diye korkuyordum. Dün Jimin ve Hoseok geldiğinde test yapmıştım ve pozitif çıkmıştı ama emin olmak için kan sonuçlarını beklemek istedim. Sana kan sonuçları çıkınca haber verdim çünkü emin olmadan boşuna umutlandırmak istemedim seni. Kendi gözünle gör, birlikte görelim istedim ama üçüz olması ve 7 haftalık olmaları beni de çok şaşırttı doğrusu." dediğimde Taehyung gülümseyip dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Sonra karnımdaki jeli silip kalkmama yardımcı oldu. "Bizim üçüzlerimiz olacak yani?" dedi gülerek. "Evet aşkım, evde 3 bebeğimiz vardı. 3 bebeğimiz daha olacak." dediğimde gülümsedi. "Yanılıyorsun 4 bebeğim var benim, sen de benim bebeğimsin." dediğinde güldüm. Mutlu bir şekilde doktorun yanına gittik, dikkat edilmesi gereken her şeyi ve riskleri öğrendik ve hastaneden ayrıldık. Akşam birbirimize sarılıp hayaller kurduğumuzda ikimiz de biliyorduk ki bugün hayatımızın en mutlu günüydü. *** Taehyung hamileliğimi öğrendiği andan beri bana yani bize çok daha fazla ilgili davranmıştı. Hep destek olmaya çalışmıştı bana hamileliğimde okula devam edebilmem için. Bebeklerimiz 6 aylık olduktan sonra çok fazla zorlandığım için okula gidememiştim. Gerçi dönem bitmişti yani çok iyi denk gelmişti dönemin bitmesi. Dönem bittiği gibi okulumu dondurmuştum. Geri dönecektim okula, bebeklerim sağlıkla doğup biraz büyüdükten sonra tabi. Hatta Taehyung okula rahat rahat geri dönebilmem için işlerini evden halledebileceği bir sistem yapmaya çalışıyordu ve bunu başarmıştı. Tabi Jin hyung ve Namjoon hyung da onun yüzyüze yapacağı işleri onun yerine yapmayı da kabul ettiği için bu düşündüğümüzden kolay olmuştu. "Eh senin de doğum yakın gibi duruyor." dedi Jin hyung gülerek. Neredeyse 8 aylık olmuşlardı tabi bebeklerim ve artık fazlasıyla zorlanıyordum yürümekte bile. "Evet hyung, doğumu yakın. O yüzden biz doğum çantasını hazırladık." dedi Taehyung da heyecanla. Ben de sohbete katılacakken ani bir sancı girmesiyle çığlık attım. "Doğum başlıyor!" diyen Jimin hyung ile derin derin nefes almaya başladım. Taehyung'un doğum çantamla birlikte beni arabaya doğru taşıdığını hissettim ancak sancıdan düşünemiyordum. Nasıl olduğunu bile anlamadan bir şekilde hastaneye gelmiş ve doğumhaneye girmiştim. Sonrası karanlıktı. **** Gözlerimi açtığımda hastane odasının beyaz tavanını görmemle ayaklanmaya çalıştım. "Taehyung, bebeklerim." "Burdayım güzelim, bebeklerimiz de gelecek birazdan." dediğinde derin bir oh çektim. "Zor bir doğum olsa da üstesinden geldin güzelim. Bebeklerimizi gördüm. Hepsi tıpkı senin gibi o kadar güzeller ki." dediğinde gözlerim doldu. Taehyung beni öpüp gözyaşlarımı silerken odanın kapısı çaldı. İçeri hyunglarımla birlikte 3 hemşire ve bebeklerim geldiğinde gülümseyerek doğruldum. "Bebeklerim." dedim mutlu bir sesle. Hemşirelerin yardımıyla üçünü de kucağıma aldım ve tek tek öptüm. Mis gibi kokuyorlardı. "Taehyung, sen de alsana kucağına." dediğimde çekinerek sanki kırılacak bir eşya tutar gibi nazik bir tutuşla almıştı bebeklerimizi kucağına. Tabi hyunglarım yardım etmişti ona bu konuda çünkü hemşireler bebeklerimi bırakıp çıkmıştı. "Çok güzelsiniz." dedi Taehyung benim gibi üçünü de öperek, sonra onları beşiklerine koydu hyunglarımla birlikte. "Çok güzeller Jungkook." dedi Jimin hyungum gözyaşlarını tutamadan ve bana sarıldı. Ben de ona sarıldım sarılabildiğim kadar. Bugün hayatımın dördüncü en mutlu günüydü. İlki Taehyung'u ilk gördüğüm gün, ikincisi evlendiğimiz gün, üçüncüsü hamileliğimi öğrendiğim gündü. Bugün de o muhteşem güzel günlere dördüncü olarak eklenmişti ancak en değişik mutluluk kesinlikle bugüne aitti. "Cinsiyetleri ne?" dedim merakla. Benim için önemli olan sağlıkları olduğu için cinsiyetlerini öğrenmemiştik, Taehyung da benden hemen önce öğrenmiş olmalıydı. "İki kızımız bir oğlumuz olmuş güzelim." dediğinde gülümsedim. O sırada kapı açıldı ve dedem içeri girdi. "En küçük kızımın en küçük emanetinin miniklerine de bak sen hele." diyerek bebeklerime bakarak gülümsediğinde yüzümde yeniden gülümseme oluştu. "Dedem iki kızım ve bir oğlum oldu." deyip dedesine sarıldı Taehyung. Bu an ile gözlerim dolmuştu. Hayatımı kurtaran iki adamın mutluluğu beni daha da mutlu etmişti olabilir gibi. Tabi bu an bebeklerimizin ağlaması ile sonlanmıştı. "Biz çok kalabalık ettik. Bebeklerinizi önce doyurun, sonra isim verin." dedi Hoseok hyung. "Biz yine de buralardayız ihtiyacınız olursa." dedi Namjoon hyung da. Onları onayladıktan sonra herkes odadan ayrılmıştı ve ben sevgili eşimle baş başa kalmıştım. Bebeklerimi onun yardımı ile emzirip doyurduktan sonra uyuttuk birlikte. Daha sonra Taehyung yatağımın kenarına oturdu ve elimi tuttu. "Teşekkür ederim güzelim, bana böyle büyük bir mutluluk yaşattığın için teşekkür ederim. Seni çok seviyorum." dedi Taehyung. Ben de gülümsedim. "İyi ki seninle tanışmışım, iyi ki hayatıma girmişsin, iyi ki sana aşık olmuşum, iyi ki biz olmuşuz. Bütün zorlukların üzerinden sevgimizle geldik biz, şimdi ise üç bebeğimiz var." dedim gülümseyerek. Taehyung da gülümsedi. Aşkla dudaklarını dudaklarıma kapatmadan önce konuştu. "İyi ki varsınız güzel bebeklerim." Bölüm Sonu <3 Umarım sevmişsinizdir finali. Fici ben çok severek yazdım ama her güzel şeyin bir sonu vardır. Bu fic de bu şekilde bitmiş oldu. Eğer finali sevdiyseniz oy vermeyi, bol bol yorum yapmayı ve bu fic bittiği için diğer ficlerime bakmayı unutmayın...<3 Başka ficlerde görüşmek dileğiyle, hoşçakalın...<3 |
0% |