4. Bölüm

4. Bölüm

Ceyda Baltu
ceydabaltu


"Hoşgeldiniz." Ağabeylerim hemen sırasıyla Avşin hanımın elini öptüler sonra sırasıyla diğerlerinin elini öpecekken izin vermemişlerdi , bende Avşin hanımın elini öptüm diğelerine de baş selamı verip kenarda beklemeye başladım. Agir'in aklına yeni gelmiş gibi bizi bizi içeri davet etti.

Ağabeylerim avluya geçerken bizde içeri salona geçmiştik. Zehra hoca benim yanıma otururken Avşin hanım baş köşeye oturmuştu. Burda sadece Zehra hocayı tanıyorum. Avşin hanım ise kulak aşinasıydı. Başka kimsesi tanımıyordum, şuana kadar yani. Artık hepsini tanıyorum.

Aysun abla Bawer ağanın eşiydi ve en büyükleriydi. Aysun abla ve Bawer ağanın iki oğlu varmış. Emirhan ve Emrehan ikizler. Bir küçüğü ise Hewin ablaydı, o'da Jiyan ağanın eşiydi. Onların ise bir oğlu vardı Berzan, 5 yaşında. Jiyan ağadan sonra Agir geliyor ondan sonra Rizgar ağa ve en küçükleri ise Zehra öğretmendi.

Bir buçuk saat kadar sohbet ettikten sonra evin gelinleri ve Zehra abla ile sofra kuramaya başladık. Ne kadar 'Sen misafirsin otur' deselerde yardım etmiştim. Yemekte beraber oturacaktık. Zehra abla erkekleri sofraya çağırırken bende mutfakta son bir eksik var mı diye bakınıyordum. İçeriye doğru yaklaşan ayak seslerini Hewin abla zannedip,

"Hewin abla galiba başka eksik kalma-ups" Rezil olmuştuk. Gelen Hewin abla değil Rizgar ağaydı.

"Selamın aleyküm yenge nasılsın?" Yenge?? Ne oluyor burda?? Selam verdiği için,

"Aleyküm selam ağa-"

"Hey! Ne ağa yaa o kadar yaşlı değilim ben ağabey desen yeter." Dik dik ona bakıyordum.
"Söyle bakalım a-ğa-bey ağabey."

Sanki bir bebeğe anlatır gibi anlatıyordu. Dalga geçtiği aşikardı. Burda onunla daha fazla kalmam uygun karşılanmayacağı için,

"İyi günler ağam sofraya bekleniyorsunuz." Diyip yanından geçerek masanın olduğu avlıya çıktım.

"Üzgünüm biraz geç kaldım." diyerek ağabeylerimin arasına oturdum.

Baş köşede Avşin hanım sağ tarafında Bawer ağa hemen yanında, galiba Emirhan, Emirhan'ın yanına Emrehan onun yanına ise Aysun abla oturmuştu. Aysun ablannın yanına Zehra abla yanınada Agir ağa oturmuştu. Bu tarafta ise Hewin abla Berzan ve Jiyan ağa oturmuştu. Jiyan ağanın yanına Harun ağabeyim, ben ve benim yanıma Hamza ağabeyi im oturmuştu. İki dakika sonra isr Rizgar ağa gelerek masanın diğer ucuna oturmuştu.

Avşin hanımın afiyet olsun demesiyle herkes yemeğe başladı. Yemeğin ortalarına doğru Avşin hanım ağabeylerime bakarak,

"Siz bizim şirketlerde i çalışıyorsunuz?"

"Evet hanımım." Dedi Hamza abim kısaca. Sonra bana döndü.

"Peki sen güzel kızım oyuyor musun?"

"Evet efendim okuyorum."
Önümdeki tabaktan bir lokma çatala batırdım tam ağzıma atıcakken ağayıma değen şey ile Harun abimi dürttüm. Bana bakıyordu anlamsız gözlerle.

Çok kısık bir sesle "Ağabey ayağıma sen mi vurdun?"

"Hayır,neden?"

"Hiç öyle ayağıma bir şey çarptı gibi hissettim."

Önüme dönmemle tekrar ayağımda bir şey hissettmem bir oldu. Tam karşıma baktım Agir ağa oturuyordu. Anamlamsız gözlerle ona bakınca sırıtmaya başladı. Anlaşılan oyun oynuyordu. Onu hiç takmadan yemeğime devam ettim. Geçen yarım saatlik sürede sürekli olarak ayağıma vuruyordu ama bir kere bile kafamı kaldırıp bakmamıştım. Yemekte sohbet dönüyordu ama beni ilgilendirmediği için tek kelime bile etmemiştim.

Yemekler bittikten sonra erkekler salona geçmişti. Tabii Avşin hanımda. Bizde hanımlar olarak sofrayı ve mutfağı temizledik. Her ne kadar misafir olduğumu oturmam gerektiğini söyleselerde dinlememiştim.

Hep beraber mutfağı topladıktan sonra çay hazırladık çayın yanına ise aysun ablanın yaptığı tatlıdan ve Hawin ablanın yaptığı kurabiyelerden koymuşlardı. Tabakları hep beraber salona götürmüştük. Tabakları servis ettikten sonra bizde oturmuştuk. Çocukları Zehra abla uyutmuştu bile.

Beraber sohbet ediyorlardı. Saolun en köşesinde sandalyede oturmuş sohbetlerini dinliyordum. Erkekler şirketle ilgili konuşuyorlardı kadınlar ise havadan sudan. Böyle düşünürken Avşin hanımdan gelen sesle dikkatimi oraya verdim.

"Anan baban vefat etmiş galiba Allah rahmet eylesin."

"Evet efendim 5 yıl önce vefat ettiler."

"Ağabeylerine sen mi baktı hiç mi evlilik düşünmedin?" İşte beklenmeyen o soru salondaki herkes dikkatlerini bana vermişlerdi.

"Hayır efendim. Ağabeylerime ben bakmadım üç yıla kadar kendi işlerini görebiliyorlardı. Gerek temizlik olsun gerek yemek son iki yıldır ben ev işleriyle uğraşıyorum. Ve efendim evliliği biran bile düşünmedim hala da düşünmüyorum. Çünkü ağabeylerim her koşulda benim yanımdala oldular bundan sonrada olacaklarına inanıyorum. Olamazlarsa da canları sağ olsun yeter bana."

Benim konumu bitirdikten sonra biraz daha konuştular. Sessizce Havin ablaya tuvaletin yerini sordum ve Avşin hanımın duyabileceği kadar bir ses düzeyinde lavaboya gitmem gerektiğini söyleyerek müsade istedim. Lavaboda işimi gördükten sonra salona doğru gidiyordum ki biri önümü kesti.

Kafamı kaldırıp kim olduğuna baktığım zaman Agir ağa olduğunu fark ettim.

"Ağam bir sıkıntımı var?"

"Hayır Dilde kız sadece seni özledim."diyerek dibime kadar girmişti.

"Ama ağa-"

"Dilde kız -dedi ve ve saçlarımı kokladı- her gün bu kokuyla uyanmayı o kadar çok isterim ki."

"Ağam geri çekilir misiniz?"

"Benden, rahatsız mı oldun?"

"Rahatsızlık değilde..ağam biri görürse yanlış anlaşılır."

"Yani rahatsız olmadın?"

"Ağam lütfen geri çekilin." Gözlerimin içine biraz daha bakarak geri çekildi.

"Tamam Dilde kız bu seferde senin dediğin gibi olsun."

"Sağolun ağam." Diyip yanından geçerken kokumdan tutup tekrar karşısına aldı.

"İçerde dediklerin doğru muydu? Yani şimdi bile evlilik düşünmüyor musun?"

"Okuyorum ağam ben."

"Okumazsan evlenir misin benimle?"

"Bilmiyorum ağam."

"Hem okuyup hem evlilik yapamaz mısın Dilde kız?"

"Yok yapamam ağam."

"Neden?"

"Olmaz ağam bu sene bitti diyelim daha bir senem var. Okulu okudum diyelim destek çıktınız ya sonra ağam?"

"Tabi ki destek çıkacağız Dilde. Sonrasını da niye şimdi dert ediyorsun Dilde bırak zaman göstersin."

"Ağam ben size istediğiniz gibi bir gelin olamam. Ben bir kere çocuk bakama-"

"Tek sorun çocuk mu? Tamam halledilir sen istemediğin sürece kimse sana bir şey demez. Çocuk konusu açılmaz bile. Söz veriyorum."

"Ağam.."

"Ağam ne Dilde seni istiyorum. En azından nişanlanalım düğünü istediğin zaman yaparız o sıkıntı değil."

"Bilmiyorum ağam. Düşünmeme izin verin."

"Peki Dilde kız senin istediğin gibi olsun. Düşün istediğin gibi."

"Sağolun ağam." Diyip gitmiştim. Evet okulum için destek çıkarlar kendi kızlarına çıktılar ama bebek daha kendim çocukken başka bir bebeğe nasıl bakıcaktım. Üstelik o bebek benim bebeğim.

Salona geldiğim zaman eski yerime oturdum. Benden 5 dakika sonra ise Agir ağa geldi.

"Dilde?" Avşin hanımın sesiyle ona döndüm.

"Efendim hanımağam?"

"Seninle evlilik mevzusunu açmamızın bir sebebi var."

"Aff buyurun hanımım?"

"Adiloğlulları'nın büyük oğlu seni beğenmiş ve evlenmek istiyormuş. Bir şey demedik tabi sen istersen başka." Ben tam istemediğimi söyleyecekken Agir ağa araya girerek,

"Ana o adam evli biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum oğul. Bir şey demedim zaten Dilde kızımıza fikrini sordum." Agir ağa tam tekrar konuşacakken araya girdim.

"Kusura bakmayın Avşin hanım size evlilik istemediğimi söylemiştim. Ki zaten benden yaşça büyük ve evli biri ile evlenebileceğimi düşünmüyorum."

"Peki kızım senin hayatın senin kararların."

"Teşekkür ederim hanımım."
Başıyla beni onayladı.

"Ana?" Agir ağaydı bu. Avşin hanım ona sorarcasına bakıyordu.

"Bir hafta sonra Dilde kızı istemeye gidiyoruz."
Ne bir dakka?

"Hayırdır oğul kime?"

"Bana ana bana."

"Dilde kızımın haberi var mıdır oğul."

"Var ana ağabeylerininde haberi var." Ağabeylerim neden bir şey demiyordu. Neden karşı çıkmıyorlar. Yada Agir ağanın bir bildiğimi vardı. Bir şey mi biliyordu. Aksi bir şey olsa haber verirdi. Yani öyle düşünüyorum.

"Dilde.. kızım sen ne diyorsun bu işe."

"Agir ağanın dediği doğrudur hanımım ağabeyleriminde benim de haberimiz var."

"Tamam o zaman haftaya geliriz."

"Gelin tabi hanımım başımızın üstünde yeriniz var." Dedi Hamza ağabeyim.

"Bize müsade o zaman hanımım kalkalım artık." Dedi Harun ağabeyim.

Görüşürüz iyi akşamlar faslı bitince evlere dağılmıştık. Bu son dakika yaşanan olaydan haberimiz yoktu. Ağabeylerime ne diyeceğim bilmiyorum yada onlar bunu biliyor mu onuda bilmiyorum. Tek bildiğim bir şey var oda;

Agir ağa yaptıysa vardır bir bildiği.

 

Bölüm : 20.04.2025 21:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...