Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2.Bölüm-Kız Gecesi

@ceylinsaratliii

★ Bu kısımda 4 Yüz grubunun "Kız Kıza" şarkısını dinleyebilirsiniz.

 

----------

 

En son arayan adam "Neden kaçtın?" dediği anda korkudan telefonu yüzüne kapatmıştım. Telefon numaramı nereden bulmuştu?

 

"Numaramı nereden buldu bu!" Dedim, "Bilmiyorum ama bunlar bir çeşit sokak serserisi değil! Telefon numaranı bulmuşlar!" diyen Berfin'e döndüm.

 

"Takım elbiseli oldukları için değilde telefon numaramı buldukları için mi sokak serselileri olmadıklarına karar verdin!"

 

"Ne bileyim ben ne dediğimi korkudan! Ya bunlar ev adresinide bulursa?"

 

"Dur korkutma beni korkuyorum zaten."

 

"Ben hiç korkmuyorum ya!" Dedi Berfin.

 

"Boşver hadi uyuyalım gerçi nasıl uyuyacaksak."

 

Dedikten sonra bunları daha fazla düşünmek istemediğim için telefonumu hepten kapatıp Berfin'le birlikte çocuk gibi sarılarak uykuya daldık.

 

----------

 

Üstümde bir kıpırtı hissedince korkuyla uyandım. Hemen yan tarafıma baktığımda Berfin'in kafasını karnıma kolunu belime bacaklarını bacaklarıma dolayarak ahtapot gibi yattığını görünce derin bir nefes aldım.

 

Bu kız ve yatma düzeni beni deli ediyordu! Zaten uyanmak üzereydi ve ben yatakta doğrulunca üstümde olduğu için o da uyanmıştı.

 

Uykulu gözlerle bana bakarken, "yat uyu bugün işin yok zaten." Diyerekten yönünü diğer tarafa çevirip yattı. Geri uyumaya hazırlandığınu görünce üstüne kapandım.

 

"Uyuma sabah oldu hadi kalk uykucu."

Berfin başını iki yana sallayıp yastığa iyice gömüldü. "Uyanmıyor musun sen şimdi. Berfin'den yanıt gelmeyince mutfağa doğru yol aldım.

 

Dolaptan sürahiyi aldıktan sonra sürahiyi masaya koydum. Bir bardak alıp soğuk suyu içine koydum. Elimde bardakla yatak odasına yol aldım.

 

Evet uyandırma yöntemlerim çok iyi farkındayım.

 

Berfin'in hâlâ uyanmadığını görünce sinsice sırıttım. Yavaşça yanına yanaşıp suyu yüzüne birden dökünce irkilerek yataktan doğruldu. Yüzünden sular aşağıya doğru akarken şok içerisinde bana bakıyordu.

 

"Efsa çok kötüsün böyle uyandırılır mı!"

 

Yüzüne bakıp sevimlice gülümsedim.

 

"Günaydınn!" Berfin bana en ters bakışını atıp elinin tersiyle yüzündeki su damlalarını silmeye çalıştı. "Benim için hâlâ gün aymadı uykum var benim!"

 

Bu kız gün içinde ne kadar enerjik olursa olsun uyku konusunda herkesi aşıyordu. Bir günde bu kadar uyuyup bu kadar enerjik olmak ancak onun başarabileceği bir şeydi.

 

Berfin'e göz devirip banyoya girdim. Yüzümü yıkadıktan sonra bakışlarım rafın üstündeki indirimde olduğu için aldığım yüz maskesi paketine kaydı. Aldığımdan şu yana daha paketine bile dokunmamıştım, denemekten zarar gelmezdi.

 

Elime alıp paketi açtım. Yüzüme koyduktan sonra parmaklarımla biraz masaj yaptım. Üstünde maskeyi kullandıktan sonra biraz beklememiz gerektiği yazıyordu.

 

Banyodan çıkıp Berfin'in yanına gittim su döktüğüm çarşafları değiştiriyordu. "Teşekkür ederim iyi ki varsın Berfin'im, ben yaparım derdimde hiç mecalim yok."

 

Berfin yönünü bana dönüp göz devirince kıkırdadım. "Bende böyle enayi arkadaşı severdim! Yapan sensin toplayan benim."

 

Yanına gidip yanaklarını sıktım, "Oy sen küstün mü bana yerim seni." Ellerini yanaklarımdaki ellere koyup kıkırdadı. "Yüzüne naptın sen?"

 

"Yüz maskesi yaptım birazdan çıkaracağım." Berfin söyleyene kadar yüzümde olduğunu unutmuştum. Birazcık yüzüm yanıyordu, yüzüme etki ediyordur o yüzdendir değil mi?

 

----------

 

"Berfin yüzüme nolmuş!"

 

Gözlerimi irice açmış banyonun aynasından kendi yüzüme bakıyordum. Kendi yüzümse tabii!

 

Berfin hızlıca banyonun kapısını açıp içeri girdi. "Noldu?" Dedi ve yüzüme baktı. "Efsa yüzüne naptın!"

 

Yüzümde küçük küçük kırmızı kapatıcılar çıkmıştı ve sanki yüzüme yüzlerce iğne bakıyormuş gibiydi.

 

Berfin, "Yoksa." deyip yüzüme sürdüğüm maskenin paketini alıp arkasına baktı. Paketin arkasında ne gördüyse gözlerini irice açıp bana baktı.

 

"Efsa bu fıstıklı! İçeriğine hiç bakmadın mı?"

 

Berfin'in söyledikleriyle kaskatı kesildim. Fıstığa alerjim vardı!

 

"Hastaneye gitmeliyiz!"

 

Hızlıca banyodan çıkıp üzerimizi bile değiştirmeye fırsat bulamadan direkt kendimizi dışarıya attık.

 

----------

 

"Efsa üzülme geçicekmiş sadece bir süre böyle kalacaksın." Somurtarak araba süren Berfin'e baktım. Hastaneden çıkmış eczaneden gerekli kremleri almıştık neyse ki tam zamanında hastaneye gitmiştik yoksa yüzüm daha kötü olabilirmiş. Şimdi ise eve gidiyorduk.

 

"Nasıl üzülmeyeyim. Şu yüzümün haline bak!" Somurtkan ifadem yerli yerindeylen başımı geri önüme çevirdim.

 

"Sende baksaydın içeriğine! Ah Efsa ah."

 

"Ne bileyim fıstıklı yüz maskesi yapacaklarını. Hayatımda böyle bir şey duymamıştım ben."

 

Eve vardığımızda arabadan indik. Yukarı doğru çıkarken resmen sürünüyordum. "Neden böyle bir yere bir asansör yapmamışlar ki!" Berfin'de yanımda söylenerek yukarı çıkıyordu.

 

"Ben her gün bunu çekiyorum birde beni düşün."

 

Sonunda yukarı çıktığımızda kapıyı açıp içeri girdik. Koridordan salona doğru giderken sağımda kalan aynayadaki yansımama bakıp geri önüme dönecektim ki yerimde kalakaldım.

 

"Ben böyle mi gitmişim!" Delici bakışlarım üzerimdeki ayıcıklı pijamada oyalandı.

Arkamda kalan Berfin'den bir kıkırtı yükseldi.

 

"Efsa çok yakışmış neden öyle dedin?"

Arkamı dönüp ona en ters bakışımı attım. "Komik değil şu halime bak ağlayacağım." Yatak odasına doğru yürümeye başladım. Daha fazla üzerimdeki pijamaya katlanamazdım!

 

Dolabımı açıp üzerime gri bir sweatshirt, altımada siyah bir eşofman geçirdim. Saçımı tarayıp gevşek bir at kuyruğu yaptım.

 

Salona gittiğimde mutfaktan gelen tabak sesleri farkettim. Mutfağa girdiğimde Berfin'i kahvaltı hazırlarken buldum.

 

"Beni bekleseydin neden acele ettin." Başını kaldırınca göz göze geldik. "Bir şey olmaz gel sende yardım et açlıktan ölüyorum." Kıkırdayarak buzdolabına doğru gittim. Kalan şeyleri çıkarıp masaya koydum.

 

Berfin bize çay koyup o da masaya geldi. Bir şeyler yerken bir yandanda sohbet ediyorduk. O sırada telefon çaldı. Başımı kaldırınca Berfin'le göz göze geldik.

 

Telefona baktığımda yine bilinmeyen numaradan arandığını gördüm. "Onlar değildir demi?" Dedim, "Sanmıyorum." Dedi Berfin. Telefonu açıp hoparlöre aldım.

 

"Efsa naber? Dün yüzüme kapattın çok üzüldüm ama-" Dediği an yine yüzüne kapattım. "Lan yine mi bu! Kesin onları gördüm diye beni öldürecekler!"

 

"Sen bunu engellememiş miydin!" Diyen Berfin'e üzgün bakışlar attım. "O an korkudan engellemeyi unutmuşum ne bileyim ben. Hem başka numaradan ararlar salak değildirler herhalde."

 

"Bir saniye!" Dedi Berfin. "Bu manyak telefonu açınca senin adını söyledi!" Berfin'in söyledikleriyle başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. "Adımı nereden biliyor bunlar!"

 

"Telefon numaranı bilen adını dünden bilir!" Ellerimi başımın iki yanına koyup kara kara düşünmeye başladım. "Vay benim başıma bunlarda mı gelecekti."

 

Berfin iki yanımdaki ellerimi tutup avucuna aldı. "Üzülme boşver." Ona baktım. "Başka ne yapacağım Berfin taktım peşime bunları her nelerse."

 

Berfin o sırada aklına bir şey gelmiş gibi sırıttı. "Kız gecesi yapalım mı? Hem bu olanları unutmuş oluruz. Afra'yı da çağırırız." Berfin'in söyledikleriyle kıkırdadım. "Güzel olur derim. Ara hadi Afra'yı gelsin."

 

Berfin Afra'yı aramak için salonda bıraktığı telefonunun yanına gitmişti. Telefonu alıp geri yanıma geldi. Afra'yı arayıp akşam için planladığımız kız gecesine çağırdı. Afra kabul etmiş olmalı ki yüzünde gülücükler saçarak telefonu kapattı.

 

"Geliyor değil mi?" Berfin hızlıca başını evet anlamında salladı. "Geliyor, eğer gelmeseydi ben oraya gider zorla getirirdim onu, yani her türlü gelirdi. Ay ben ne diyorum boşver sen." Berfin'in söyledikleriyle kıkırdadım.

 

"Hadi bizde markete gidip akşam için bir şeyler alalım o zaman." Berfin beni onaylayınca mutfaktan çıktık. Benim üzerimi değiştirmeme gerek yoktu ama Berfin hâlâ pijamalıydı ve bunu önemsemiyordu.

 

"Berfin böyle gidemezsin gel sana bir şeyler vereyim." Berfin bana zorluk çıkartmadan peşimden yatak odasına gelmişti. Ona benimkinin aksine pembe bir sweatshirt altınada beyaz bir eşofman vermiştim. Renkli şeyleri daha fazla seviyordu.

 

Giyinmesi için odadan çıkıp salona gittim. Biraz bekledikten sonra Berfin odadan çıkıp yanıma geldi. Birlikte dışarı çıkıp markete gittik.

 

----------

 

"Bunu mu alalım yoksa bunu mu?" Berfin bana döndü. "Sen hangisini istiyorsan onu alalım bana fark etmez."

"Bana da fark etmez seç birini." "Sen hangisini seviyorsun." "Asıl sen hangisini seviyorsun."

 

Berfin göz devirerek koluma hafifçe vurdu. "İkisini de alalım yoksa bu konu bitmez." Başımla onu onayladım. "Bence de." Bir iki şey daha alıp sepete attık. Ödeyip dışarı çıktığımızda Afra ile karşılaştık. Başını çantasına eğmiş bir şeyler arıyordu.

 

"Afra, hoşgeldin." Afra başını kaldırıp bizi görünce gülümsedi. "Hoşbuldum hadi eve geçelim." Evim marketin hemen önünde kalıyordu. Yani evden marketi görebiliyordum. Hep beraber eve geçtik. Berfin'le ikimiz çok kararsız olduğumuz için markette çok oyalanmıştık ve akşam olmuştu.

 

Afra bugün Berfin'le birlikte bende kalacaktı. Önce müzik dinleyip eğlenecek sonra korku filmi izleyecektik.

 

"Gelin size bir şeyler vereyim." Beraber odaya gittiğimizde kızlara ve kendime pijama çıkarıp odadan çıktım. Onlar giydikten sonra bende giyindim.

 

Salona geçtiğimde kızlar koltuğu açmış üzerine bir çarşaf sermişti. Bende yanlarına gittim.

 

"Ne açıyoruz?" Berfin hemen öne atıldı.

 

"Kız kıza açalım lütfen!"

 

"Evet tam bize göre!" Afra kedi gözleriyle bakmaya başlamıştı.

 

"Tamam açın hadi." İkisinde kıkırdadı.

 

"En sevdiğim arkadaşım." Dedi Berfin.

 

"En değil tek sevdiğin arkadaşın. Sen beni sevme zaten bende sana meraklı değilim!" Afra başını diğer tarafa çevirmişti. Güya Berfin'e trip atıyordu. Bu hâli çok tatlıydı.

 

"Ya şaka yaptım." Berfin hemen Afra'nın yanına gelmişti.

 

"Kız şaka yaptım küstün mü sen!"

 

O sırada 24 saniye dolmuştu. "Şaka diye söyleyemediklerini mi söylüyorsun yoksa!" Afra ağlamaya başladığında Berfin'le göz göze geldik.

 

"Ağlamasana! Bende ağlayacağım şimdi susmazsın sen!" Berfin ağlamaklı bir ifadeyle Afra'nın başında kendini affettirmeye çalışıyordu.

 

"Afra." Berfin Afra'nın başını bizden tarafa döndürmeye çalışıyordu. Berfin kafasını biraz daha Afra'ya doğru yaklaştırdığında Afra'nın geriye dönmesiyle kafa kafaya çarpışmışlardı.

 

Ben o an kendimi tutamayıp Afra ve Berfin'in bu haline kahkalarla gülmeye başlamıştım. Afra bana en ters bakışını atıp kafasını tutarak bakarken Berfin sanki bir deliymişim gibi bakıyordu.

 

Gülmekten karnım ağrımıştı. Bir yandan karnımı tutup gülerken bir yandanda kızlara deli olmadığımı göstermeye çalışıyordum ama ciddi kalamıyordum.

 

Ciddi kalabilmek için başımı eğip beklemeye başladım. Başımı kaldırmıştım ki kafama yastık yemem bir oldu.

 

Kızların arkasında koltuk varken benim arkam boşluktu. O an hazırlıksız yakalandığım için arkaya doğru düşüp yere serildim.

 

"Lan!" Ben yere serilmiş bir şekilde tavana bakarken Berfin ile Afra'nın kahkahalarını duydum.

 

"Bak asıl komik olan bu!" Ayağa kalkıp Berfin'e en ters bakışımı attım.

 

"Hadi şarkıyı açalım." Kendi telefonumu alıp şarkıyı açtığımda koltuğa geri çıkmıştım.

 

Müzik çalmaya başlayınca kızlara döndüm.

 

 

"Kız kıza gezelim bu gece." Dediğimde Berfin bana eşlik etti.

 

"Of sıkıldım. Çok bunaldım." Afra devam etti.

 

"Yeter eve tıkılıp kaldım."

 

Afra'ya bakarak lise zamanı avukatlığa çalıştığımız zamanı hatırlatmaya çalışarak devam ettirdim.

 

"Oku oku kitap kalmadı. Biraz gezmek lazım."

 

"Hadi kalk çıkıp atıştıralım. Akalım geceye can yakalım."

 

"Hadi sür savaş boyalarını. Bu gece bu şehri dağıtalım."

 

Aynı anda söylemeye başladık.

 

"Kız kıza gezelim bu gece." Bir yandan gülerken bir yandan da şarkıya eşlik ediyorduk.

 

----------

 

Şimdi korku filmi izleyecektik. Afra filmi seçerken bizde Berfin ile birlikte mutfakta aldıklarımızı kaba koyuyorduk.

 

Berfin ile kapları alıp salona geçtiğimizde Afra filmi seçmişti. Koltuğa oturup aldıklarımızdan yiyerek izlemeye başladık.

 

----------

 

"Kim korku filmi izleyelim dedi!" Berfin bir yandan söylenirken bir yandan da bana yapışmış durumdaydı. Gerçi hepimiz birbirimize yapışmış durumdaydık. Saat 1 civarıydı.

 

Televizyondaki kadın bir daha çığlık atınca birbirimize daha çok sokulmuştuk.

 

"Ben dedim ama bunu ben seçmedim!"

Ağlamaklı bir ifadeyle Afra'ya baktım. "Bakma şöyle ben böyle olacağını nereden bilebilirdim ki!"

 

"Sen seçtin içeriğine bakmadın mı!" Berfin'de bana katılınca Afra yavru kedi gözleriyle bakmaya başladı. "Ama siz benim çok üzerime geliyorsunuz!" İçimden 24 saniye saymaya başladım. 24 saniye dolunca Afra ağlamaya başladı. Hanımefendi 24 saniye dolmadan ağlamıyordu.

 

"Tamam ağlama hem o kadar da korkutucu değil." Dediğim sırada televizyondaki kadınla aynı anda çığlık atmıştık. "Vazgeçtim bune böyle!" Berfin sızlanmaya başlamıştı.

 

"Kapatalım şunu lütfen." Afra ile aynı anda Berfin'e dönüp onayladık. "Kesinlikle!" Kızlar otururken ben ayağa kalkıp televizyonu kapattım. Tam geri yanlarına dönecektim ki ışıklar birden kapandı.

 

Berfin ışığın kapanmasıyla çığlığı basmıştı. Ben yavaş adımlarla onlara yaklaşırken birden birine çarpıp yeren kapaklandım. "Lan kimdi o!" Yerden kalkmaya çalışırken üzerime birinin düşmesiyle birden geri yere kapaklanmıştım. "Telefonum nerede!"

 

Afra bir yandan söylenirken ben üzerime düşenin kim olduğunu algılamaya çalışıyordum. "Üzerime düşen kimdi!"

 

"Bilmiyorum ben koltuktan kalkamıyorum çok karanlık!" Berfin değilse Afra'dır diye düşünürken Afra'nın söyledikleriyle kaskatı kesildim. "Bende Berfin'in yanındayım. Efsa sen neredesin?"

 

Çığlığı basıp hemen ayağa kalktım. "Üzerime düşen kimdi o zaman!" Geriye doğru adımlar atarken bir şeye takılıp gene yere kapaklandım.

 

Ayağımda hissetiğim acıyla bir kez daha çığlığı bastım. Sanırım bileğimi burkmuştum. "Efsa noldu? Bekle geliyorum!" Afra bir şekilde yanıma gelmeye çalışırken bir şeyin kırılma sesini duydum. Ardından Afra'nın çığlığı ve acılı iniltisi.

 

"Afra sana ne oldu şimdi! Yerimden kalkamıyorum şu elektrikler ne zaman gelir!"

 

"Burnum!" "Benimde bileğim acıyor!" Berfin ağlamaya başlamıştı. "Ben gelmeyeceğim bir yerimi kırmak istemiyorum!"

 

Tam o sırada elektrik gelmişti. O sırada gördüğüm koltukta bir yastığa sarılmış ağlayıp sızlanan Berfin, burnunu tutan Afra ve ayak bileğini burkan bendim.

 

Afra salonun ortasındaki masaya çarpıp bir bardağı kırmış ve yere kapaklanmıştı. Başımı az önce takılıp yere doğru eğdiğimde salon ile koridorun oradaki yükseltiye takılıp düştüğümü gördüm.

 

----------

 

Hastaneye giderken Afra ve ben hasarlı olduğumuz için arabayı Berfin kullanıyordu.

 

"Geldik." Arabayı durdurunca arabadan indik.

 

"Ben park edip geliyorum gidin siz." Afra ile birlikte Berfin'i onaylayıp girişe doğru yürümeye başladık.

 

Ben tam olarak yürüyemediğim için kolumu Afra'nın koluna dolamıştım. Afra burnunu tutarak sızlanıyordu.

 

Sıra aldıktan sonda oradaki oturaklardan birine oturduk.

 

Afra fısıldayarak, "Burnum acıyor." Dedi. Konuşurken dudaklarını hareket ettirdiği için burnunu acıtıyordu.

 

"Tanıdım iyi bir estetik cerrahı var merak etme." Dediğimde en ters bakışını attı.

 

"Bana moral vermek yerine dediğine bak çok iyi bir dostsun!"

 

O sırada Berfin gelmişti. "Ben geldim sıra aldınız mı?"

 

Onayladım. "Evet gelir şimdi sıra bize gel sende."

 

Berfin yanımıza oturduğunda bir kaç dakika beklemiştik. O sırada doktorun adının Belinay Soylu olduğunu öğrenmiştim. Aklıma Asır Soylu ile akraba olabileceği gelmişti ama öyle bir şey basında olmadığı için bu olayı soy isim benzerliğine vermiştim.

 

Sonunda sıra bize geldiğinde hemen içeri girdik.

 

"Merhabalar, şikayetiniz nedir acaba?" Naif bir kadın sesi duyduğumda başımı kaldırıp sesin geldiği yöne doğru baktım. Doktor Belinay Hanım bu olmalıydı. Beklediğimin aksine bizimle aynı yaşlarda görünüyordu. Sağ ayak bileğimi işaret ettim.

 

"Benim bileğim burkuldu sanırım. Arkadaşımın ise burnu kırılmış olabilir."

 

Afra'ya döndü. "Afra Hanım sizsiniz değil mi?" Afra başını hafifçe sallayıp onayladı.

 

"Önce size bakalım gelin lütfen." Afra'yı sedyeye oturtup burnunu kontrol etmeye başladı.

 

"Şanslısınız kırılma olmamış. Ama zedelenme olmuş."

 

Afra somurtarak doktora baktı. "Zedelenmiş olması şanslı olduğum anlamına mı geliyor?"

 

"Hayır öyle demek istememiştim. Kırılmasındansa zedelenmesi daha iyi."

 

"Efsa Hanım hanginizdiniz?" Doktorun bakışları ben ve Berfin arasında mekik dokurken elimi kaldırdım.

 

"Ben."

 

"Gelin lütfen."

 

Ayağımdan dolayı zar zor yürüyüp sedyeye oturdum. Yavaşça yan tarafa dönerek burktuğumu düşündüğüm ayağımı yukarı kaldırıp sedyeye koydum.

 

Belinay Hanım yanıma gelip bileğimş kontrol etti.

 

"Evet, doğru tahmin etmişsiniz burkulmuş." Doktor masasına doğru gidip lazım olan ilaç reçetesini yazıp bize doğru uzattı. Bende o sırada sedyeden inmiştim. Doktora teşekkür ettikten sonra hastaneden çıktık.

 

Saat geç olduğu için nöbetçi eczaneye gidip gereken ilaçları aldık. Eve döndüğümüzde yorgunluktan ölüyorduk.

 

"Benim çok uykum var." Berfin'in söyledikleriyle onu onayladık.

 

Zaten yine pijamayla gittiğimiz için üzerimizi değiştirmemize gerek yoktu. Yatağa yattığımız gibi uyuyakalmıştık.

 

🤍

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Selamlar! 2.Bölüm öncekinin aksine biraz daha sakin ve eğlenceli oldu bence. Siz bu bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Bu arada bölümleri 1 hafta aralıklarla atıyorum. Yani her Pazar akşam saat 20.00'de gelicek.

 

Merak edenler olursa giriş hariç her bölümüm ortalama 2.000-2500 kelime oluyor. Bence ortal

ama bir sayı ben böyle devam edeceğim.

 

Işıklar kapanınca kızların hallerine ne demeli. Orada ben çok eğlendim şahsen sizin fikirleriniz neler?

 

Doktor Belinay Soylu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce İstanbul'da ün salmış olan Asır Soylu'nun akrabası olabilir mi?

 

Neyse öpüldünüz bir dahaki bölümde görüşmek üzere👋🏻😽

 

Loading...
0%