Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3.Bölüm-İlk İzlenim

@ceylinsaratliii

Bugün müvekkilim ile ilk kez yüz yüze görüşecektim. Abisi Asır Soylu'da yanında gelecekti. Bir kafede buluşmayı teklif etmişti. Hızlı adımlarla buluşacağımız kafeye doğru gidiyordum.

 

Onlar çoktan gelmiş olmalıydı.

Bilin bakalım ben naptım? Geç kaldım tabiki!

 

Kafe benim evimin uzağında kalıyordu ve metro kartımda para kalmamıştı. Takside çok tutacağı için mecbur yürüyerek gelmiştim.

 

Sonunda geldiğimde içeri girdim. Elit bir mekândı. Tabii mafyaların uğradıkları mekânlar böyle olurdu. Sadece konuşmaya geldiğim için ödenecek bir tutar yoktu. O yüzden içim rahattı.

 

Dehliz Bey'in yüzünü seçtiğimde oraya doğru ilerledim. "Merhabalar, Dehliz ve Asır Soylu değil mi?" Dediğimde başarıyla onayladılar.

 

"Evet, oturun lütfen." Sandalyemi çekip oturdum. Kibar adamlara benziyorlardı.

 

Daha önce bir muhabbetimiz olmadığı için biraz gergindim.

 

"Bir şey ister miydiniz?" Asır Bey'in sorduğu soruyla ona baktım. "Gerek yok teşekkür ederim. Şu meseleyi halledip gideceğim." Anladım der gibi başını salladı.

 

"Kusura bakmayın ama sormak istediğim bir şey var." Dediğimde ikisininde bakışları bana döndü. "Bu olayı başka yollarla kapatmak yerine neden benim gibi bir avukata başvurdunuz?"

 

Dehliz Bey konuştu. "Bu meseleyi öyle kapatmaya vicdanım el vermedi." Tebessüm ettim. "Anlıyorum." Biraz fazla gerildiğim için lavaboya gitme ihtiyacı hissetmiştim.

 

"Ben bir lavaboya gidip geliyorum." Hızla ayağa kalktım. Tam ilerleyecekken sandalyenin ayağına takılıp yere yapışmam bir oldu. Kahretsin rezil oldum!

 

"Efsa Hanım iyi misiniz?" Asır Bey'in sesini duydum. Utançla gözlerimi kapadım. Lütfen gözlerimi açtığımda bu an hiç yaşanmamış olsun. Gözlerimi açtığımda hiçbir şeyin değişmediğini gördüm.

 

Hemen ayağa kalkıp onlara baktım. "İyiyim sorun yok hemen geliyorum." Hızlıca lavaboya ilerledim. Kapıyı arkamdan kapattığımda elim yüzüme gitti.

 

Adamlarla ilk kez karşılaşıyordum ve evet yine rezil olmadan duramamıştım.

 

Yüzüme biraz su çarptıktan sonra biraz daha rahatlamıştım. Biraz daha durup geri yanlarına gittim.

 

"Efsa Hanım siz beni kurtarabilirsiniz değil mi? Duruşma salonunda da bir yerlere takılırsınız falan."

 

Dehliz Bey çok açık sözlüydü. Utançtan yüzümün kızardığına emindim. Asır Bey hemen cevap verdi. "Dehliz sus."

 

"Sorun değil, Dehliz Bey merak etmeyin eğer bir yerlere takılırsam duruşma salonundan atmazlar yani yine sizi savunurum."

 

Dehliz Bey konuştu, "Şaka yapmıştım zaten alınmayın lütfen, size güveniyorum." Tebessüm ettim.

 

"Güveniniz boşa gitmeyecek emin olun." Başıyla onayladı.

 

"Tanıştığıma memnun oldum. Benim gitmem gerekiyor." Hava yavaş yavaş kararıyordu ve ben yürüyerek gideceğim için erken çıkmam lazımdı.

 

Asır Bey konuştu, "İsterseniz sizi gideceğiniz yere bırakabilirim." Bu teklif ne kadar cazip gelsede adamlarla daha yeni tanışıyordum.

 

"Teklifiniz için teşekkür ederim ama kendim gidebilirim."

 

"Anladım, görüşmek üzere."

 

Çantamı alıp kafeden çıktım. Eve doğru yol aldım.

 

----------

 

Eve geldiğim gibi kendimi koltuğa atmıştım. Yürümekten hışım çıkmıştı keşke o teklifi kabul etseydim!

 

Yorulmuştum ama açtım. Mecbur yattığım koltuktan kalkıp sarsak adımlarla odama gittim. Üzerime ayıcıklı pijamalarımı geçirip banyoya geçtim. Yüzümdeki makyajı sildim.

 

Mutfağa gittiğimde dolabı açtım. Sürpriz! Dolap boştu. Güya bugün alışveriş yapacaktım ama paramın olmadığını unutmuştum.

 

"Ya bu nasıl şans açım ben!" Diye sızlandım. Marketler bu saate kapalı olduğu için mecbur dışarıdan söyleyecektim. Maaş günüme iki gün kalmıştı. Cebimdeki son parayı yemek söyleyerek harcayacaktım.

 

----------

 

Çiğköfte dürüm söylemiştim. Elimdeki dürüme ağlamaklı bakışlar atıyordum. "Ben nasıl yiyeyim şimdi seni? Son paramdı bu." Deyip ağlamaya başladım. Bir yandan ağlıyor bir yandan tıkınıyordum.

 

Çok rezil bir durumdaydım. O sırada telefon çaldı. "Bir sen eksiktin!" Sitem arayana baktım. Berfin arıyordu. Telefonu açtığımda neşeli sesini duydum.

 

"Efsa naber?" Ben neden bu kadar mutlu değildim. "Çok iyiyim, çok çok iyiyim. Fakir olmaktan çok mutluyum, çok!"

 

"Ha?" Deyince daha çok ağlamaya başladım. "Kimse anlamıyor beni, çok kötü durumdayım fakir kaldım diyorum anlasana!" Telefonun diğer tarafından bir kıkırtı sesi geldi.

 

"Gülmesene komik mi!" Diye sitem ettim Berfin'e. "Çok tatlısın ama. Üzülme benim gibi zengin bir dostun varken fakirliği aklından bile geçirme."

 

Bu tavrına gülmeden edemedim. "Sinirlerimi bozdun."

 

"Bu arada neden aramıştın?" Berfin hemen yanıtladı. "Bugün müvekkilinle buluşacaktın ya nasıl geçti?"

 

Hatırladıklarımla yüzümü bururşturdum. O anın utancını hâlâ yaşıyordum. "Rezillik, ilk dakikalarda sakarlığımı konuşturup sandalyeye takılıp yere serildim."

 

"Harika geçmiş anlaşılan." Alaycı bir tavırla cevap verdim. "Ne demezsin."

Kıkırtı sesi duydum. "Gülme! Bende insanım düşebilirim ne var bunda."

 

Aklıma Dehliz Bey'in şakacıktan(!) dediği şeyler geldi. Göz devirdim. "Dehliz Bey bunun üstüne ne dedi biliyor musun? Bu sakarlığımla onu nasıl savunacakmışım!"

 

"Takma kafana boşver. Neyse benim kapatmam lazım sonra görüşürüz öptüm."

 

"Görüşürüz." Deyip telefonu kapattım. Tıkınmaya kaldığım yerden devam ettim.

 

----------

 

Huzurlu bir uykunun kollarındayken günün aydığını yüzüme vuran sıcaklıktan tahmin edebiliyordum. Ayağıma bir şeyin konduğunu hissettim. Rahatsızca kıpırdanarak ayağımı oynattım. Ayağıma konan her neyse uçup gitmişti.

 

Bir saniye! Kanat sesi miydi o?

 

Yatakta hızlıca doğrulup etrafıma baktım. Başımı çevirdiğim. Şifonyerimin üzerindeki şeyi gördüğümde gözlerimi irice açtım. Penceremden bir güvercin girmişti! Bir çığlık basıp hemen salona kaçtım.

 

Evet, güvercinlere fobim var!

 

Salona varmıştım ki arkamdan gelen bir kanat çırpma sesi duydum. Arkamı döndüğümde üzerime gelen bir güvercin vardı.

 

Bir çığlık daha basıp olduğum yerde eğildim. Üstümden geçti. Hızlıca geri odama gittiğimde kapıyı anında kapattım.

 

"Hepsi beni mi bulur!" Ağlamaklı bir ifadeyle telefonumu elime aldım. Bugün işe gitmem gerekiyordu. Şansıma iki saat erken uyanmıştım.

 

Afra'yı aradım. Telefon uzun bir süre çaldı ama açılmadı. Kesin uyuyordu! "Ben ne yapıcam bununla. Bir daha pencerem açık uyursak ben neyim!"

 

Madem başka çare yok, güvercin yakalama operasyonu başlasın!

 

----------

 

Bir şekilde mutfağa gittiğimde kuşun orada olmadığını anlayınca derin bir nefes verdim. İçeri girip kapıyı kapattım.

 

Dolabın kapağını açıp büyük bir tencere aldım. Tencereyi yanıma koyup çekmeceden kepçeyi aldıktan sonra ikisinide elime alarak mutfağın kapısına gittim.

 

Kapıyı yavaşça açıp başımı dışarı çıkardım. Hedefim salonun halısının üzerinde sakince duruyordu. Bana yakın bir mesafedeydi.

 

Hiç hareket etmemesini umarak emekleyerek yavaşça dışarı çıktım. Hemen yanına gelince beni farketti. Üzerime çullanacağı esnada ondan önce davranıp tencereyi üzerine kapattım.

 

Zafer!

 

Olduğu yerde çırpınıp durduğunda içim acımıştı.

 

"Özür dilerim ama bunu yapmak zorundaydım. Hem neden eve girdin ki sende!"

 

Kuşu havasız bırakmamak için acele etmem gerekti. Hızlıca mutfağa gidip ince bir tepsi aldım. Geri salona gittiğimde içinde kıpırdanıp durduğundan tencere yer değiştirmişti.

 

"İki dakika beklersen ölür müsün!" Aklıma gelenlerle bir elimi başıma koydum. "Ölürsün tabii!"

 

Hemen yanına gidip tepsiyi tencerenin altından geçirdim. Tepsiyi üzerinde tencere ve tencerenin içinde bir kuş varken hemen pencereye götürdüm. Kendimi tepsiden uzak tutarak yavaşça çektim.

 

Güvercin fırsat bulduğu an uçup gitmişti. Rahatça bir nefes alıp hemen pencereyi kapattım.

 

Kuş ile tam bir saat uğraşmıştım. İşe geç kalmamak için hızlıca odama gittim. Bugün hava düne göre biraz daha sıcaktı. Sonbaharda olmamıza rağmen hava güneşliydi.

 

Üzerime kısa siyah bir elbise giymiştim. Ayağıma siyah deri çizmelerimi giymek istiyordum. Bu aralar yüzümde çıkan lekeleri kapatmak için makyaj masama oturdum. Onları kapatıp hafif bir makyaj yaptım.

 

Siyah mini çantamı alıp evden çıktım. Çizmelerimi giyip merdivenlerden indim.

 

----------

 

Adliyeye varmıştım. İçeri girdiğimde Afra'yı gördüm. Hemen yanına gittim.

Beni farkedince gülümsedi. "Efsa naber?"

 

Somurtarak söylendim. "Çok iyiyim. Güne harika başladım açıkçası."

 

"Gerçekten mi? Senin adına sevindim." Dediğinde göz devirdim.

 

"Ne demezsin. Seni aradığımda neden açmadın? İçeri güvercin girmişti!"

 

Afra bir elini başına koydu. "Özür dilerim. Telefonumu kapalı unutmuşum. Nasıl hallettin peki?"

 

"Tencereyle." Dediğimde bana öyle bir hızla döndü ki. "Ne! Nasıl becerdin onu?"

 

Kıkırdadım. "Küçük bir operasyon diyelim." Ardından kulağına yaklaşıp fısıldadım. "Sonunda zafer olanından." Geriye çekilip göz kırptım.

 

"Efsa bence sen benim önerdiğim psikiyatriste gitmelisin." Kulağıma eğilip fısıldadı. "Hemde en acilinden."

 

Kahkahama engel olamadım. "Saçmalama beni bir deli olarak mı görüyorsun?"

 

"Daha önce hiç öyle bir iddiada bulunmadım ama şimdi aynısını söyleyemem." Deyip güldüğünde koluna vurdum.

 

"Vefalı dost!" Deyip yürümeye başladım.

Hemen arkamdan gelip kolumu tuttu. "Ne sandın." Kulağıma eğildi. Tam "En vefalısında-" diyecekken hızla başımı geri çektim.

 

"İyiki bir şey söyledik!" Afra kıkırdadı.

"Tamam tamam şaka yaptım." "En iyisinde-" "Afra!" Diye bağırdığımda gülmemek için yanaklarının içini ısırıyordu.

 

"Gülme komik değil!" Dedikten sonra dayanamayıp bende güldüm. "Delirttiniz beni!" Afra koluma girdi. "Zaten öyle değil miydin?" Ona en ters bakışımı atınca devam etti. "Şaka şaka bakma öyle." Birlikte kantine doğru yürümeye başladık.

 

----------

 

Afra her ne kadar istemesemde özür amaçlı kahvaltı ısmarlamıştı. Tabii aç olduğum için işime gelmedi değil.

 

"Bugün kahvaltı yapamamıştım. Teşekkür ederim." Dediğimde Afra tebessüm etti. "Ben vefalı dostum seni aç bırakır mıyım?" Dediğinde kıkırdadım.

 

"Bu hafta boyunca hep bundan bahsedeceksin değil mi?" Göz kırptı. "Tam üstüne bastın." Başımı sen akıllanmazsın dercesine iki yana salladım. "Vefalı dost."

 

Davama daha yarım saat vardı. O yüzden rahattım. "Bu dava beni zorlayacak." Dediğinde Afra'ya döndüm. "Hangisi?"

 

"Şu sokak serserilerine benzeyen adam vardı ya o." Dediğinde yüzümü ekşittim. "Onun davasını almamalıydın." Başını iki yana salladı. "Bunun için ne kadar para verdiğini tahmin etsen."

 

"Demek o yüzden." Dediğimde başını salladı. Sırtını sıvazladım. "Sen yaparsın ben sana güveniyorum." Dediğimde tebessüm etti. "Biliyorum, bende sana güveniyorum."

 

"Hadi gidelim artık." Çayımın son yudumunu alıp ayağa kalktık. Dosyama biraz daha çalışmam gerekiyordu.

 

🤍

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Evet bu bölüm diğerlerine nazaran biraz daha kısa oldu umarım sorun etmezsiniz. Birde normalde saat 20.00 atıyordum bugün okul hazırlığı olunca unutmuşum kusura bakmayın lütfen.

 

Gidişata göre ilerlediğim için konu bulmakta zorluk çekiyorum. Bölümler biraz ilerlediğinde daha rahat yazacağım sadece birazcık beklemek gerek.

 

Biliyorsunuz ki yarın okullar açılıyor. Bu yüzden bölümleri yetiştiremeyebilirim. Yetiştiremediklerimi bitirdiğim anda atarım. Sonrasında normal düzenimizde devam ederiz.

 

Aklıma bir fikir geldi. Sezon finali yapacağım zamanlar bölümleri yazıp taslağımda biriktirecek sonra teker teker atacağım. Bence böylesi hem benim hem sizin için daha iyi olur.

 

Mantık hatalarına değinecek olursak. Ben farkında olmadan mantık hatası yapabilirim ama normal karşılayın lütfen. Görürseniz de belirtmeyi unutmayın. Her şeyi doğru yapmaya çalışıyorum ama bilmediğim / yanlış yaptığım şeylerde vardır tabii.

 

Kurguya dönelim. Efsa'nın yine sakarlığının tutacağını bekliyormuydunuz? Hemde müvekkili ve onun abisi önünde. Kendini rezil etmeden duramıyor.

 

Güvercinlere fobisinin olması. O kısmı yazarken şahsen ben çok eğlendim. Sizin fikirleriniz neler?

 

Afra ile olan atışmaları peki. Berfin'in mesleği ne diyecek olursanız Doktor. Bu yüzden dava sahnelerinde Berfin'i göremiyoruz.

 

Yakın bölümlerde Berfin'in çalıştığı hastaneye de gideceğiz. 2.Bölümde neden kızların hasarlarına o bakmadı derseniz o an korktuğu için ne yapacağını bilemedi. Normalde tabii korksada yapar ama o bölüm öyle oldu.

 

Neyse öpüldünüz! Bir sonraki bölümde görüşmek üzere👋🏻😽🌸

 

Loading...
0%