@ceylinsucuk
|
Odaya atılmamın üzerinden iki dakika geçtikten sonra odaya bir adam girdi. Yüzüne bakmadım ama gölgesinden boyunun 190 üzerinde olduğu belliydi. Adam kapıyı sertçe kapattı ve kitledi. Neden kapı kilitlenmişti?,Ne yapmaya çalışıyorlardı?,Yoksa ölecek miydim? Ben bunları düşünürken adam yanıma doğru bir kaç adım attı ve önümde diz çöktü. Şaşkınlıkla adamın yüzüne doğru baktım. Kısa kirli sakalları ve alnına doğru uzanmış bir kaç tutam dalgalı saçı vardı. Ben adamın yüzüne sert ve nefretle bakarken, “Sadece 2 dakikamız var ve sana her şeyi anlatmam gerekiyor.”diye fısıldadı. Şaşırmıştım çünkü ne olduğunu anlamıyordum. ”Neyden bahsediyorsun? Ne anlatacaksın?” Adam sakince gülümsedi ve bana doğru baktı. “Ben Barlas, Barlas Atabey. Şu an hükümetin adamı olduğumu sanıyorlar ama sana yardım etmeye geldim. Merak etme seni kurtaracağım.” Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu ve şaşkındım. “Ben dört senedir bu çöplüğün içindeyim. Her kaçmayı denediğimde başarısız oldum. Buradan çıkabilmek için ölmek gerekir.” dedim sertçe. Yine sakinliğini korudu ve bana alayla baktı “Ben bir yola baş koyduysam sonunda ölecek bile olsam o işi tamamlarım sen merak etme. Şu an çok az bir vaktimiz kaldı burada durmaya devam edersek şüphelenecekler. O yüzden çıkmamız gerekiyor.” dedi ve ayağa kalktı ben ise hâlâ yerde oturuyordum. Kalkacakken bana elini uzattığını gördüm. Önce eline sonra yüzüne baktıktan sonra kendi kendime kalktım. Tam kapıya doğru ilerlerken beni kolumdan tutup durdurdu ve kulağıma doğru “Bu arada ailen ölmedi yalnızca sen böyle sanıyorsun. Merak etme hepsi güvende ve saklanıyorlar. Seni de çıkaracağım.” diye fısıldadı. Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı ve şaşkınlıkla ona baktım. Suratımı görünce keyifle güldü, kapıyı açtı ve ilerledi. Daha sonra yine baştaki adamlar yanıma gelip kollarımdan çekerek beni kaldığım hücreye doğru çekiştirmeye başladılar. Hücreye tekrar kapatıldığımda yatağa uzandım ve boş gözlerle tavana odaklandım. Nasıl buradan kurtulabilirdim?,Ailemi o çocuk mu kurtarmıştı?,Yoksa beni mi kandırıyordu?,O kimdi?, Neden bana yardım etmek için gelmişti?,Burada bu kadar insan varken neden bendim? Böyle düşüncelerin içinde kaybolmuşken kapı sertçe açıldı ve aynı sertlikle tekrar kapatıldı. İstemeden de olsa sıçradım. Kafamı kapının olduğu tarafa çevirdiğimde karşımda tedirgin bir şekilde bakan sabahki çocuk vardı. “Çok özür dilerim seni sıçrattım. İyi misin? Tepki çekmemek için sertçe kapattım. İyi misin?” Sorularını ard arda sorarken “İyiyim sadece dalmışım” dedim bir anda. “Neden geldin,ve benden ne istiyorsun?diye sordum. “Nedenini 2 saat önce anlatabildiğimi düşünüyordum. Demekki bir daha anlatmalıyım.” 2 saat mi? Zaman bu kadar çabuk mu geçmişti? “Hayır,sabah her şeyi anlattın ama sana inanmıyorum. Belki de gerçekten hükümetin adamısın ve beni kandırıyorsun. Sana neden inanayım ki?” diye çıkıştım. Anlam veremediğim bir şekilde yine çok sakindi ve bu beni delirtiyordu çünkü ben onun gibi sakin kalamayıp hemen çıkışıyordum. “Bana inanmak zorundasın çünkü burada sana yardım edecek tek kişi benim. Ayrıca bunu yapacağımda çünkü bu işe başladım ve bitirmedende bırakmayacağım. Gerekirse bu işi bitirmek için yaralanacağım, sakat kalacağım veya öleceğim ama bunu bitireceğim.”dedi ve ben konuşana kadar beni süzdü. “Hayır zorunda falan değilim,senin kim olduğunu tam anlamıyla öğrenmeden de asla güvenmeyeceğim!” Sesim sandığımdan yüksek çıkmıştı. “Tamam bu böyle olmayacak .Belli ki sen buradan benim yardımımla çıkmak istemiyorsun. O zaman bende seni zorla çıkartırım.” dedi alayla sırıtırken. “Eğer bunu yapmaya kalkışırsan çıktığım anda gözüme ilk çarpan zarar verici aletle işkence uygulayarak seni öldürürüm!” dedim. Gözleri fal taşı gibi açıldı ve gözlerimin içine şaşkınlıkla baktı. “Uf çok zorsun seninle ne yapacağım ben böyle?” diye sordu. “Emin ol şu an bulunduğum durumda sen olsaydın sende aynı tepkiyi verirdin.” diye cevap verdim “Seni bu durumdan ben kurtaracağım sadece kabul et, şimdi gitmem gerek sende biraz düşün.”dedi ve hücrenin kapısına doğru ilerlerken birden arkasını dönüp bana baktı. Bende gözlerimi ona çevirdiğimde “Saçların çok güzeller.” dedi ve çıktı. “Saçların çok güzel.” mi? Saçlarım kızıldı ve bakımsız oldukları için berbat haldelerdi. Nasıl beğenebilirdi ki? Şu anda düşünmem gereken çok önemli bir konu olmasına rağmen buna takıldığım için kendime kızdım ve teklif işini düşünmeye başladım. |
0% |