Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3.BÖLÜM

@ceyss.nur

Yeni bölüm💋 Sınav haftasından çıktığımıza göre daha sık bölüm atabilirim. İyi okumalarr🫶🫶

 

 

 

                            ***

 

 

"Tomris, hadi uyan abiciğim." diyen sesle uyandım. Nazlanarak yatakta öbür tarafa döndüm. "Tomris, saat 11.30 oldu." dediği anda gözlerim kocaman açıldı. Benim şu ana kadar bir denemenin yarısını bitirmiş olmam gerekiyordu. Hemen yatakta doğruldum ve banyoya koştum. Abim yine seslendi. "Şaka yaptım,saat daha 08.22." dedi. Hep böyle yapıyor ve ben de her seferinde inanıyorum. "Offff!" diye bağırdım ve elimi yüzümü yıkayarak banyodan çıktım.

 

Odama geçtiğimde çok dağılmış olduğunu gördüm. Dünkü çalışmalardan sonra toplamaya mecalim kalmamıştı. Hemen odamı topladım ve mutfağa geçtim. Aç olarak deneme yapamazdım. Bir şeyler yedim ve tekrar odama döndüm. Denemeyi masaya çıkardım ve çözmeye başladım. Ben Tarih çözerken içeriden sesler gelmeye başladı. Anlaşılan Ece uyanmıştı ve çizgi film izliyordu. Benim bir sınava hazırlandığımı bildiği için artık pek yanıma gelmiyordu. Benim ona gitmemi bekliyordu. Normalde olsa çoktan yanımda bitmişti.

 

Denemenin ilk yarısını bitirdikten sonra mutfağa geçtim. Yengem kahvaltı hazırlamaya başlamıştı bile. Normalde "Günaydın." derdim ama deneme aralarında mecbur kalmadıkça konuşmam. Saçma belki ama dikkatimi dağıtacağını düşünüyorum. Yengem de beni görünce sadece gülümsedi. O da biliyordu benim kimseyle konuşmadığımı. Salona doğru geçtiğimde Ece'yi televizyonun başında gördüm ama o beni görmedi. Ben de sesimi çıkarmadan odama döndüm. Suyumdan biraz içtim ve denemeye devam ettim.

 

Denemem bittiği anda kendimi evden dışarı attım. Biraz temiz hava almak istedim, çok bunaldım. Lojmanın içinde dolanırken Şengül ablayı gördüm. "Kız, Tomris! Ne yapıyon dışarıda?" dedi. Her zamanki gibi o bağırtkan ses tonuyla beni nerdeyse tüm lojmanda duyurdu. "Temiz hava almak istedim, abla. Dolaşıyorum öyle." dedim. "Neyse boşver onu da, sana kısmet buldum. Seni çok beğenmiş, kendisi benim yeğenim olur. Bir konuş derim yani." dediğinde hiç de şaşırmadım. Hep bana bir yerlerden kısmet bulmaya çalışır. Ben de her seferinde reddederim. "Hayır, abla. Kaç kere diyeceğim,gerek yok." dedim ve arkamı dönüp hızlıca eve yürüdüm. Arkamdan " Aman, yoluk. Başımıza kalırsan görürüz." dedi. Ters bir bakış atıp eve girdim. Aldığım havayı da zehir etmişti resmen.

 

Yengem yine pazar kahvaltılarından hazırlamıştı. Yanağından öptüm ve "İyi ki varsın." dedim. İçimden geldi. "Sen de birtanem." dedi gülümseyerek. Ece koşarak içeri girdiği anda kucağıma atladı. "Hala, bugün lunaparka gideriz değil mi?" dedi tatlı tatlı. Ben bunu tamamen unutmuştum. Dün söz vermiştim. "Gideriz, canım. Ama önce benim ders çalışmam gerek. Akşam üstü babanla gideriz. Olur mu?" diye sordum. Olur, anlamında kafasını salladı. "Babası demişken, abim nerede?" diye sordum yengeme. "Askeriyeden aradılar, acilmiş. Çok uzun sürmez, akşama gelirim dedi." İyi bari, sözümde durabilirim en azından. Beraber kahvaltıya oturduk. Ağzında yumurtasını çiğnerken "Annem, ben Ahmet ile evlensem mi büyüyünce?" dedi Ece. Yengem ile birbirimize baktık. Bu kız benden daha meraklıydı evlenmeye. Yengem "Kızım, sen daha bunları düşünmek için küçüksün. Büyü, halanın yaşına gel öyle konuşuruz." dedi imayla. Neden herkes böyle yapıyor? Yani evde kalmadım ki ben. Ayrıca üniversite bile okumadım daha. "Ne alaka ben?" diye sordum. "Bilmem, yavaş yavaş başlasan mı bu işlere? Bu eve geldiğimden beri başını dersten kaldırmıyorsun. Biraz etrafa bak. Gençler gibi yaşa. Bu yaşların sana bir daha gelmeyecek. Boşver sınavları. Önemli olan sensin zaten." dediğinde tokat yemiş kadar oldum. Daha önce hiç benimle böyle konuşmamıştı. Ben düşüncelere dalmışken "Eee, evleneyim mi ben Ahmet ile?" diye sordu Ece. Hepimiz güldük.

 

Kahvaltı bittikten sonra bulaşıkları hallettik ve denemeyi kontrol ettim. Çok iyiye gidiyordu netlerim. Bunun sevinciyle Ece'nin yanına gittim ve onunla oyunlar oynadık. Ece benim hayatımda önemli bir yere sahip. Hem de çok önemli bir yere. Ben onu ilk kucağıma aldığımda kendim de çocuktum. Onunla beraber ben de büyüdüm. Birlikte ağladığımız zamanlar da oldu. Tabii o bebek olduğu için ağlıyordu.

 

Akşama doğru abim eve geldi. Beraber hazırlandık ve lunaparka gitmek için dışarı çıktık. Abimin timinden arkadaşı ve onun ailesi de bizimle geliyordu. Ece'nin yaşında oğlu var. Lunaparkın önüne arabayı park ettik ve Ece ile birlikte koşmaya başladık. Arkamızdan da Selim abinin oğlu Arda koşuyordu. Arda bize yetişti hatta bizi geçti bile. "Yaa, Arda." diye söylendi Ece. Arda arkasınj döndü, Ece'ye göz kırptı ve yavaşladı. Ece güldü ve Arda 'nın yanına gitti. Beraber yürümeye başladılar. Arkamdan yengem ile Selma abla geliyordu. Onlar her zamanki gibi dedikodu yaparken ben de onlara harika(?) bir teklif sundum. "Yenge, abla. Hadi biz de çarpışan arabalara binelim. Eğleniriz olmaz mı?" diye sordum. Birbirlerine baktılar ve onayladılar. Daha sonra abimleri ikna etmek için onların yanına gittim. Zor olsa da ikna oldular. Ben tek başıma bir arabaya, yengem ve abim bir arabaya, Selim abi ve Selma abla bir arabaya, çocuklar da bir arabaya geçtiler. Arda küçük olmasına rağmen kullanabiliyordu. Hareket ettiğimizde abimin üzerine doğru sürmeye başladım. "Ay, Tomris dur! Ayy!" diye bağırdım yengem. Kahkaha attım ve "Bu daha hiçbir şey." diyerek onlara çarptım. Arkadan da bana çarpılması ve öne doğru gitmem bir oldu. "Kimse benim devreme çarpamaz!" diyen Selim abiyi duydum. "Abi yaa!" diye söylendim. Biz böyle birbirimize girerken Ece ile Arda bambaşka dünyadaydılar. Arda, gösterişli hareketler yapıyordu. Hatta arabaya drift attırıyordu. Bunu sadece benim fark etmiş olmamı diledim ama sağa döndüğümde abimi onları sınırlı gözlerle izlerken buldum. Arabaların süresi dolduğunda ayağa kalktık ve abim direkt Arda'ya yürüdü. Gülümseyerek "Gel bi sen." dedi Arda'ya. "Emre! Onlar daha çocuk. Kendine gel." dedi yengem. "Bak, sen de diyorsun. Onlar daha çocuk." diye yükseldi abim. "Aaaa, ne abarttın be devrem! Oynuyolar işte." dedi Selim abi. Abim son bir kez Arda'ya baktı ve sinirle yürümeye başladı. Herkes birbirine baktı ve kahkahayı patlattık aynı anda. Abim arkasını dönüp, ergenler gibi "Komik mi!?" diye bağırdı. Arda ise hâlâ Eceyle konuşmaya devam ediyordu.

 

Eve döndükten sonra üstümü değiştirdim ve direkt uyudum. Yorucu bir gündü.

 

 

 

                           ***

 

 

 

 

Sonraki bölümde biraz daha artık olaylar başlayacak. Şu ana kadar sıkıcı olmuş olabilir. Beklemeniz gerekk. Umarım beğenmişsinizdir. 🫶🫶

 

 

 

Loading...
0%