@ceyss.nur
|
Yeni bölümmm🥳 Kitap hakkında düşüncelerinizi yazarsanız mutlu olurum. İyi okumalarr.
***
"Abla neden buraya geldik?" diye sordum. "O kadar sınavdan çıktın. Aç göndermeyecektik herhalde." dediğinde beraber arabadan indik. Lokantadan içeri adım attığımızda şok geçirdim resmen. Arkadaşlarım, abim, yengem, Ece...
Onları görünce hemen koşarak önce abime sonra yengeme sarıldım. Ece'ye baktığımda ise gayet sağlam duruyordu. " Abi sen görevdeydin. Yenge sen de Ece'ye bakıyordun. Ece hastaydı." dedim. "Öyleydi zaten Tomris Hatun. Sana sürpriz yapmak istedik." dedi abim. "Ama benim sınavım bitmedi ki. Yarın AYT var. Hemen kutlama yapıyoruz." dedim. Yengem "Abin sadece 1 gün izin alabildi. O da bugün işte, yarın önemli görevleri varmış. O yüzden bugün yaptık." dediğinde şaşırmadım. Zaten hayatımda çoğu şey zamanında olmamıştı. Beni düşünmeleri önemli olan. Arkadaşlarıma döndüğümde onları çok özlediğimi fark ettim. 2 aydır görüşmüyorduk sınava çalışmak için. Onlara sarıldım tek tek. Herkese teşşekür ettikten sonra masaya geçtik. Biz siparişleri verdiğimizde Arda ve Selim abi de geldi. Beraber yemek yedik. Ben kızlara Metehan'ı anlattım. Bir aydır ben sınava hazırlandığım için yazmıyordu. "Beni unuttuğunu düşünüyorum. O da Kara Harp Okulu'ndan mezun olacak bu sene. Kesin unutmuştur." dedim hüzünle ve anlatmayı bitirdim.
Selin iyice düşündükten sonra "Bence unutmamıştır. Sınava çalış diye yazmıyordur senin dediğin gibi." dedi. "Neyse ya, onu boşverin de sınav nasıl geçti? Moralimiz bozulur diye sormadım ama nasıldı?" diyerek konuyu değiştirdim. Herkesin sınavı iyi gibiydi.
Biz böyle konuşurken Arda ile oynayan Ece, yanıma geldi koşarak. "Hala, abi geldi." dedi gülerek. Hangi abi diye sormaya kalmadan onu gördüm. Metehan'ı... Elinde bir çiçek demeti vardı. Bana gülümsedi ve yanıma geldi. Abimin bakışları bize değmiyordu bile, çünkü yengeme odaklanmıştı tamamen.
"Uzun zaman oldu, bugün yanında olmak istedim. Bunlar senin için. Pek sana layık değiller ama." deyip çiçekleri bana uzattı Metehan. "Düşünmen yeter." diye klasik bir cevap verdim ama gerçekten çok mutlu olmuştum. Sarılmak istedim ama sarılamadım. Sonuçta sadece 2 aydır tanışıyoruz, saçma olurdu. "Gel, seni arkadaşlarımla tanıştırayım." dediğimde normalde benim yanımda oturan Arya, ayağa kalkıp karşıya geçti. Onun bu hareketinden sonra Metehan da benim yanıma oturdu. Arya'ya gülümsedim ve o da bana göz kırptı. "Metehan biz kızlarla ortaokuldan beri arkadaşız. Hiç ayrılmadık, bütün ergenliklerimi çocukluklarımı onlar gördü yani. Arya, Selin ve Eylül." diyerek kızları tanıttım. Kısa bir selamlaşmadan sonra sohbet açıldı da açıldı.
Biz koyu bir sohbete dalmışken "METEHAN! Ne işin var burada?" diyen abimi duydum. Metehan hızla ayağa kalktı. "Komutanım, ben... Ben Tomris'i yalnız bırakmak istemedim." dedi. "Ya, öyle mi? Çok özür dilerim. Tomris de tek başına oturuyordu gariban bir şekilde. Ne yapardı sensiz?" dedi abim dalga geçerek. Metehan dik bir duruşa geçtiğinde abim devam etti sözlerine. "Sence Tomris yalnız mı? Biz burada eşek başımıyız? Sen kimsin ya?!" dediğinde yengem abimi sakinleştirmek için elinden tuttu. "Emre, yeter. Bu kızın hiç erkek arkadaşı olmayacak mı sanıyorsun? Bırak, senden gizli yapacağına gözünün önünde olsun. Yapan her türlü yapar zaten." dedi yengem. Abim son bir kez Metehan'a baktı ve önüne döndü. Yengem bana göz kırptı ve oturdu.
Ortam sakinleştiğinde "Özür dilerim abim adına." dedim mahcup bir sesle. Metehan benim aksime gülüyordu. "Gerçekten beni erkek arkadaşın olarak görüyorlar." dedi. Aslında daha öyle bir şey söylememiştik. "Yengem lafın gelişi söyledi. Öyle bir şey yok yani. Hem biz de bunu konuşmadık." dedim hafif triple. Yüzü düştü, kafasını salladı. Daha çok erken olduğu için kafaya takmadım. Birbirimizi tanımıyoruz bile.
"Senin okul nasıl gidiyor?" diye sordu Eylül. Metehan gülümsedi ve "Şimdilik birinci gibi duruyorum." dedi. Şaşırarak ona baktım. "Vay, ne güzel!" dedim hayranlıkla. Bana döndü ve gözlerimin içine baktı. "Umarım başka şeyleri de kazanırım." dedi. Dediğini anladığım anda gözlerimi kaçırdım ve kızlara döndüm. Selin "Vay anam babam be! Burası resmen bir harika dostum!" dedi. Hepimiz güldük.
Biz böyle konuşarak günü bitirdik ve herkes evlerine dağıldı. Abim ve Selim abi bizi eve bıraktıktan sonra direkt gittiler göreve. Ece hâlâ biraz hasta olduğu için uyudu. Yengemle baş başa kaldığımızda ben çay yaptım ve karşılıklı içmeye başladık. Yengem konuşmaya başlayan kişi oldu. "Eee, bugün nasıldı? Metehan'la nasıl gidiyor?" dedi. "Bence güzel bir gündü. Teşekkür ederim beni düşündüğünüz için. Metehan ile de güzeldi. Bugün erken yatmam gerek aslında. Yarın da sınav var, önemli o da. Aslında sana bir şey söylemem gerek." diyerek içimdekileri tek nefeste döktüm. Yengem önce güldü bu halime. "Neymiş o?" diye sorduğunda derin bir nefes aldım.
"Ben takip ediliyorum. Bütün önemli günlerde bir tane adam var onu görüyorum sürekli. Belki diğer günlerde de takip ediyordur ama ben bilmiyorumdur. Gerçekten bunu söylemek istemezdim ama görmezden gelinecek bir şey değil. Adam çok garip. Bugün de gördüm, hatta peşinden de koştum ama kaçtı. Asla anlamıyorum. Kim o? Bizimle derdi ne? Abimle bir alakası var mı? Anlamaya çalışıyorum ama olmuyor." dedim. Yengem bir süre konuşamadı. Daha sonra ise düşünüyor gibi elini yanağına koydu ve çayından bir yudum daha aldı. "Abine söyleriz. O ne yapılacağını bilir. Eğer devam ederse polise falan da gideriz. Sen canını sıkma, bunları düşünme. Hiç kimse bir şey yapamaz." diyerek beni teselli etmeye çalıştı ama kendisinin de benden daha çok korktuğu belli oluyordu. "Neyse ya, moralini bozdum senin de. Birer çay daha içelim de ben yatayım artık." diyerek çayları doldurmak için ayağa kalktım. Çayları doldurup tekrar yerime geçtim ve telefonu elime aldım. Kızlar Metehan ile benim fotoğrafımı gizlice çekip gruba atmışlardı. Fotoğrafta ise ben bir şey anlatırken Metehan bana gülümseyerek bakıyordu. Yengeme fotoğrafı gösterdim ve yorum yapmaya başladık.
Çaylar ve yorumlamalar bittiğinde odama geçip yatağıma yattım. Omuzlarımdaki yükün bir kısmı kalkmıştı sanki. Diğer kısmı da yarın kalkacak inşallah. Dualarımı okuyup ertesi güne hazır hissederek gözlerimi kapattım.
***
"Tomris Hatun! Geç kalacaksın bak!" sözlerini duyduğum gibi ayağa fırladım. Geç mi kalacaktım? Hemen lavaboya geçip işlerimi hallettikten sonra elimi yüzümü yıkayıp mutfağa koştum. Yengem benim bu telaşlı halimi görünce kahkaha attı. "Ne var canım?" diye sordum. "Şaka yaptım, erken şu an. Aksiyon olsun diye." dedi. Yapay bir gülümseme gönderip odama döndüm. Üzerimi değiştirdim ve belgeleri kontrol ettim. Mutfağa geçtiğimde "Bugün sen mi götüreceksin?" diye sordum yengeme. "Evet, Ece de gelecek." dedi. Ben de sofraya oturdum ve yemeye başladım. Bir süre sonra Ece de zıplayarak yanımıza geldi. Yeni uyanmıştı ve saçları dağınıktı. "Günaydın." dedi neşeyle ve yanağımdan öptü. "Günaydın, halasının güzeli." diyerek ben de onu öptüm. "Anneye yok mu?" diye sordu yengem yapay bir üzüntüyle. "Ona da var." dedi Ece ve aynısını ona da yaptı.
Kahvaltımız çok da uzun sürmedi. Ben hemen kalktım ve Ece'yi giydirdim. Beraber kombinlerimizi puanladık. Yengem de bulaşığı bitirdiğinde evden çıktık. Yol boyunca kimse konuşmadı. Ece bile sustu. Önemli olduğunun farkındaydı. En sonunda okula geldik.
Dün yaptığım ne varsa aynılarını yapıp okula girdim.
*** Okuldan çıktığımda kendimi bir kuş gibi hissediyordum. Salınarak merdivenlerden indim. Zıplayarak yengemlerin yanına gidiyordum. İnsanlar bana "Ne yapıyor bu deli?" dermiş gibi baksa da umrumda değillerdi şu an. Bana doğru koşan Ece' yi gördüğümde ben de ona koştum ve onu kucağıma alarak döndürmeye başladım. Ece'ni kahkahaları kulağımı doldururken başım döndüğü için durdum ve yürüdüm. Yengem "Tomris! Çok mutlusun. Güzel geçti yani." dedi. Başımı sallayarak onu onayladım. Ece'yi kucağımdan indirdim ve yengeme sarıldım. Duygularımı daha fazla içimde tutamayarak, dışarı gözyaşı olarak döktüm onları. Yengem çok daha sıkı sarıldı. Bir süre sonra hıçkırarak ağlamaya başladım. Yengemden ayrıldığımda gözyaşlarımı ellerimle sildim ve kendimi toparlamaya çalıştım. Ece bana su uzattığında ona gülümsedim ve suyu içtim.
Kendimi toparladığımda beraber arabaya geçtik. Telefonu çıkarıp son ses şarkı açtım. Bağırarak söyledik beraber.
Eve geldiğimizde Şengül ablanın o sesi kulağımda çınladı. "Kız Tomris! Pek bir mutlusun hayırdır? Sınav nasıl geçti?" diye bağırdı. Ona doğru döndüğümde "Sağ ol Şengül abla. Güzel geçti gibi. Umarım sonuç da güzel gelir." dedim. "İyi bari. Oku kızım oku. Biz okumadık da ne oldu? Siz okuyun, cebinizde paranız olsun. İstediğiniz anda vurun tekmeyi kocanıza. Ben arkandayım. Sende cevher görüyorum kız!" dedi. Şengül abla hep böyle neşelidir ama içinde neler döndüğünü kimse anlamaz. Kocası şehit düştüğünden beri kendi kendine neşe bulmaya çalışır. Alıştık onun bu haline. Anlıyorum da onu.
Ona gülümsedim ve "Allah razı olsun." deyip eve geçtim. Yarın yengem evde gün yapacağı için beraber evi temizledik. Gün sonu olduğunda ise Ece ile film izledim ve beraber uyuduk.
***
Bölüm sonuuuu💋 Bölüm hakkında düşünceleriniz? Sizce ilerleyen bölümlerde neler olacak? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn🤍💖 |
0% |