@changsass
|
Minho, sabaha karşı her zaman gittiği sahilde yürüyüş yapıyordu. Ayakkabılarının altında ezilen ince kumun, çarşaf gibi denizin sesi ona kendini bildi bileli iyi gelirdi zaten.
Yürüyüşü kendi başına yapsa dahi sabahın o saatinde bile yalnız değildi. Sabah sporu niyetine denizde yüzen orta yaşlı, ağarmış saçları olan adam, bir şezlongta oturmuş güneşin doğuşunu izleyen sarı saçlı ve zayıf genç kadın, iskelede oturmuş, bacaklarını aşağı sarkıtarak ağır hareketlerle sallarken yine güneşin doğuşunu izleyen kıvırcık saçlı, tombul yanaklı genç çocuk ve Minho'nun daha önünde yürüyüş yapan oldukça fit görünümlü, sırt kasları belirgin bir başka genç de o sabah Minho'ya eşlik ediyordu.
Hepsinin dünyanın karmaşasından uzaklaşmak için burayı seçtiğinin farkındaydı Minho. Kendisi de aynı şeyi yapıyordu. Evet tüm gün çalışırken çok yoruluyordu ancak eğer biraz olsun huzurun tadını çıkarabilecekse sabahın köründe uyanmaya değerdi. Ayrıca koskoca iki hafta boyunca senelik iznini kullanacak, yürüyüş yaptığı saatler haricinde işemek ve yemek yeme ihtiyacını gidermek dışında belki yerinden bile kalkmayacaktı.
Zamanla yıldızlar tamamen kaybolup yerini nazik, ancak iç ısıtmaya yeten gün ışığına bırakırken, arkasında kaldığından göremese bile gelen seslerden orta yaşlı adamın denizden çıktığını anlayabiliyordu. Sadece birkaç dakika daha yürüyecek, ardından kavurucu sıcağa kalmamak için çabucak evine dönecekti. Haftanın yedi günü boyunca bozmayacağı tek rutini bu yürüyüşlerdi.
Gerisin geri evine döneceği sırada az ilerideki bir ağacın altından gözüne çarpan yansımayı fark ettiği anda gözlerini kısarak, gözüne giren yansımadan korunmak adına birkaç adım daha ileriye gitti. Basit bir cam şişe yansıması olduğunu düşünmüştü ancak dikkatli baktığında bu yansımanın sebebinin bir kamera olduğunu fark etmişti. Çevrede kimse olmadığından herhangi birini kaydediyor da olamazdı.
Usul adımlarını ağaca ilerletip yerden kamerayı aldı. Belki de biri daha önceden burada unutmuştu, böyle bir durumda polise teslim etmesi veya sadece olduğu yere bırakması daha uygun olurdu. Çok yeni bir cihaza benzemiyordu, ortalama üç veya beş gün kadar çalışıp alabileceğiniz türden, ucuz bir şeydi. Belki de bir günlüğüne alıp içini kurcalasa, kimse fark etmezdi bile. Ertesi gün ise aynı saatte kamerayı yerine bırakabilirdi. Evet... Belki de yapması gereken buydu. Bir şeyleri izinsiz almaktan, bir anlamda çalmaktan asla hoşlanmazdı ancak içindeki şeytanlar bugün bir farklı çalışıyordu sanki. Ayrıca kemaranın üzerini süsleyen tatlı çıkartmalar, Minho'nun kurcalama isteğini daha da tetikliyordu. Bu nedenle elindeki kamerayı biraz daha sıkı bir şekilde kavramış, şeytanlarına uyarak elindeki kamerayla birlikte doğruca evine ilerlemişti.
"Belki de hiç dokunmamalıydım. Geri mi bıraksam?"
Evine geldiği anda duş dahi almadan koltuğuna kurulan Minho, bomboş evin içinde aslında kendi vicdanına yöneltmişti bu soruyu. Aklı da kalbi de kameranın içindekileri görmek için deliriyor, ancak mantıklı düşündüğünde durulabiliyordu. Bu nedenle de kameraya giden eli hızlıca geri çekiliyordu.
Aradan bir saat kadar geçtiğinde bile hâlâ kararını verebilmiş değildi. Kahvaltısını etmiş, ardından soğuk americanosunu yapmış ve daha sonrasında tekrardan koltuğuna kurulmuştu. Kahvesini yudumlarken bir yandan da elinde tuttuğu kamerayı inceliyordu. "Zor," diye mırıldandı. "Karar vermek zor... Polise mi götürsem?.. Ya da siktir et. Zaten yanıma aldım bir kere. İçindekilere bakıp yarın polise versem, kimsenin ruhu bile duymaz."
En sonunda kararını verebildiğinde kahvesinden oldukça büyük bir yudum almış, tatlı görünümlü kamerayı açmıştı. Şarjı neredeyse tamamen doluydu, bu nedenle şarj etme ihtiyacı da duymamıştı. Kameranın içinde ondan fazla video vardı ve her biri yarım saatten uzun videolardı. Sadece birkaç tanesine göz atabilirim sanırım, diye düşündükten sonra videoların kapaklarına göz gezdirdi. Hepsi saçma, herhangi bir silüet dahi içermeyen kapaklardı. Bu nedenle en başa geri giderek ilk videoyu başlattı.
Bu videoların kendisine ne kazandıracağından, ne kaybettireceğinden haberi bile yoktu.
_____
Selammm! Bu uygulama üzerinde yazdığım ilk ficim bu. Konusu da benim asıl yazım tarzımdan tamamen farklı ve açıkçası özel. Olağanüstü olaylardan, kaoslardan falan tamamen uzaklaşıp farklı bir türe odaklanmak istedim. Çok uzun zamandır aklımda olan bir konu, hatta bu fic üzerine yapmak istediğim birsürü video var ancak yapabilmek için uygun donanımlara sahip bir cihaz ayarlamam gerekiyor. Ayrıca ilk bölüm olduğundan kelime sayısı biraz az ancak konu oturdukça arttıracağım. Ve uyarı!! Sizi ağlatmaya çalışacağım bir fic olacak. Keyifli okumalar🩷
|
0% |