
“Sen harikaysan ben öyleyim.”dedi. Bu adam beni öldürecekti. Biraz yavaş ama…
“Her neyse kahvaltı yapmak ister misin?”diye sordu Gökalp Hoca. “Yani isterimde geç kalmazmıyız otobüse?”dedim. Bütün okul ve birkaç öğretmen (Gökalp hocada dahil) otobüs ile gidilicekti İzmir’e. “15 dakikaya yaparız kahvaltı sorun değil,ister misin?”dedi. Gökalp hoca ile… Kahvaltı yapmak… Tabii ki isterim. “Olur o zaman.”dediğimde büyük bir tebessümle arabayı sürmeye devam etti.
📚
Gökalp hoca beni kahvaltı için fazlasıyla şık bir restorana getirmişti. Sabahın köründe açık bir yer nasıl bulmuştu anlamamıştım. Araba durduğunda arabanın kulpunu açmam için tuttum fakat Gökalp hocaya ait eller bunu durdurdu. Gökalp hocaya döndüğümde arabadan hızla çıktı be gelip kapımı açtı. Gökalp hoca kapımı açmıştı.
“Gel bakalım küçük hanım.”dedi ve elimden tutup arabadan çıkardı. Kelebekler uçuşmaya başlamıştı bile. Restoranın içine adım attığımızda çalışanlar hariç kimse gözükmüyordu. “Hoşgeldiniz Gökalp Bey”dedi sağ taraftaki çalışan. “Hoşbulduk”dedi yanıt olarak Gökalp hoca. “Nereye oturmak istersin?”diye sordu Gökalp hoca başını bana çevirerek. Deniz manzaralı bir yerdi ve deniz manzarasını severdim. Gülümseyerek elimle “şuraya oturalım mı?” Gösterdim. “Tabii oturalım.” Dedi ve sandalyemi çekti oturmam için. Bu adam bana ne yaşatmak istiyordu?
Çektiği sandalyeye gülümseyerek oturdum. “Teşekkür ederim hocam.” Dedim. “Her zaman Gökyüzü.”dedi. Çalışan bize menüleri bıraktı başka bir isteğimiz olup olmadığını sordu bize hayır dedik.
Gözlerim menüde geziyordu fakat her şey çok pahalıydı. Ama yani Porsche 911 olan biri bunlarıda öderdi demi. Boş boş bakmak yerini kahvaltılık şeyler söylesene be berfu…
“Kahvaltının yanına istediğiniz özel bir şey var mı?”diye sordu Gökalp hoca. Sevecen bir şekilde “Pankek varmıydı?”dedim. Gökalp hoca bu hareketime güldüğünde garsonu çağırdığında bir de pankek söyledi.
3 garsonla birlikte kahvaltımız gelmişti be ne ara bu kadar çok şey söylediğimizi anlamamıştım. Ama yiyecek kadar da açtım. Tabağıma bir kaç bir şey aldım ve başlamadan önce “afiyet olsun hocam.”dedim. “Sanada afiyet, bal şeker olsun Gökyüzü.”dedi.
Kahvaltımızı yaparken Gökalp hocayla bakışıp duruyorduk ve gözleri sürekli olarak saatindeydi.
Kahvaltımız bitmeye yakım bende telefonumu aldım ve Umay ve Emir’sen gelen yaklaşık 20’şer arama gördüm. Telefonum neden çalmamıştı? Ve neden bu kadar çok aramışlardı? Gözlerim telefondaki saate kaydığında saatin 07.13 olduğunu gördüm. Geç kalmıştık. Hayır hayır..
“Hocam saat 07.13 geç kaldık.”dedim telaşla. “Aa evet biraz öyle olmuş.”dedi sakin bir tavırla. “Neden bu kadar rahatsınız geç kaldık gidemicez İzmir’e.”dedim. “O zaman bizde benim arabamla gideriz İzmir’e.”dedi. Ne? Gökalp hocayla aynı arabada Yanyana 6 saat mi geçirecektim?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.99k Okunma |
259 Oy |
0 Takip |
19 Bölümlü Kitap |