Asya'dan...

Çıldıracaktım. Aklımdan bir türlü onu silemiyordum. Beynimin her köşesinde onunla ilgili hayaller vardı. Gözlerimi açtığımda onun silueti önüme geliyordu.

Zor olsa bile zar zor kafamı yastıktan kaldırabilmiştim. Saate baktım. 20:34.

Saatin bu kadar geç olduğunu düşünmemiştim. Tam tamına üç buçuk saattir onun hayalini kuruyordum. Büyük ihtimalle o şuanda bir köşede herhangi bir şey yapıyordu. Beni düşünmüyordu bile.

Bu son kurduğum düşünceler beni rahatsız etmişti.

Ayağa kalkıp masamdan kulaklığımı aldım ve Pepe'min çalma listesini açtım. Genellikle isimlerimizi kullanmazdık. O bana Şuşu, ben ona Pepe derdim. Onun dışında birbirimize karım, bebeğim gibi hitaplar kullanırdık.

Çalma listesinden bir iki şarkı dinledikten sonra kafamı boşaltmak amacıyla çizim yapmaya karar verdim. Ne çizeceğimi düşünmek zor olmadı. İlk aşkım Matsuno Chifuyu'mu çizecektim. Buz mavisi gözlüm.

Tam çizime başlayacaktım ki "Cherry'm😻" yani Sümeyye beni sesli aradı. Normalde açmazdım ama annem evde olmadığı için açtım.

"Selamlarrr"

"Selam yafrımm"

"Yafrını yesinler. Neyse. Ne yapıyorsun nasılsın?"

"Hiç öyle çizim yapacaktım. Sen?"

"Bende öyle boş boş oturuyordum.

Bize gelsene birlikte çizelim, ailem evde yok."

"Güzel olur ama sende gelebilirsin.

Benimde annem evde yok. Hem bak brownie yaptım."

"Ayy acaba brownie yapmayı tekrar

mı denesem. Felix'imin tarifinden hemde."

"En son sanki fırını yakmıştın."

"Ama ama.. Bak en azından fırını

yaktım. Evi de yakabilirdim. Tıpkı Hyunjin gibi🥰"

"Hiç güleceğim yoktu. Tamam o zaman

ben size geliyorum."

Arama sonlandırıldı. 21:08.

Bir tabağa biraz brownie koyduktan sonra en sevdiğim pijamalarımı giydim ve Sümeyyelerin olduğu kata indim. Babasının işleri için bu şehre taşınmıştı ve sonucunda sanal arkadaşlığımız gerçek hayata taşınmıştı.

Kapıyı tıklattım ve açmasını bekledim. Aslında bekledim denilemezdi. Hızlıca kapıya uçmuştu.

"Kim o?"

"Benim Asya."

"İnanmam ki."

"Nasıl inandıracağım?"

"Parolayı söyle."

"Ne parolası yaa. Kutup Yıldızı mı ne?"

Kutup Yıldızı demem üzerine kapı yavaşça aralandı. İçeriye baktığımda Sümeyye'nin bana reverans yaptığını gördüm.

"Hoşgeldiniz Choi Vârisim."

Bu dediğine küçük bir kahkaha attıktan sonra bende ona eğilerek selam verdim. Daha sonra Sümeyye'nin odasına gittim. O da verdiğim tabağı mutfağa götürdü. Ben onun posterlerini incelerken elinde bir sürü cips ve atıştırmalık şeylerle geldi. İkimizde yere oturduktan sonra biraz konuşmaya başladık. Konuşmayı başlatan o oldu.

"Kanka ben sevgilimden ayrıldım."

"Yaa çok üzücü olmalı."

"Yoo niye üzüleyim ki."

Bu dediğine şaşkınlıkla bakarken onu izlemeye başladım. Mahalledeki dedikoducu teyzeler gibi çekirdek çitliyordu.

"Ne bileyim sevgili sonuçta."

"Aman yaa boşver. Ona karşı özel bir duygu beslediğimi de düşünmüyordum zaten."

"Emin misin?"

"Evet. Hem yenisi bulunur. Bu dünya bir erkek için ağlamaya değmez. Bak ne diyeceğim. Bence Emre, İrem'e aşık."

"Ya şey hangi Emre? Eski sevgilin olan mı?"

"Yok be. Efe'nin arkadaşı olan."

Sümeyye'nin dudaklarından malum isim çıkınca boşluğa dalmıştım. Sümeyye'nin bana seslenmesine kadar dalıp gitmiştim.

"Dünya'dan Asya'ya, Dünya'dan Asya'ya. Beni duyabiliyor musun? Aşklar Gezegen'inden raporlar ne zaman getirelecek?"

Hızlıca elimle Sümeyye'nin ağzını kapattım. "Sussana yaa."

Elimle ağzını kapatsam bile konuşmaya devam etti. "Yoksa birileri aşık mı olmuş ha?"

Elimi yavaşça Sümeyye'nin ağzından çektim. "Bilmiyorum aga yaa."

Bir süre düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra gözleri parıldamaya başladı. Gözlerindeki o ışıltı bir işler çevirdiğini söylüyordu.

"Bak ne diyeceğim. Efe'yi ve Emre'yi gizli numaralardan arasak ne olur?"

"Bunu aklından bile geçirme!"

"Hadi yaa. Lütfeeeen. Bak çok eğlenceli olur nolurr"

"Off tamam tamam."

"Bak ben Emre'yi şakalayacağım sende Efe'yi, tamam mı?"

"Ya ama ben utanırım. Neyse tamam lan."

"Kanka çok hızlı gaza geliyorsun, bunun üstüne çalışmalıyız."

"Sende tanımadığın birisi olsa bile çok hızlı aşık oluyorsun, ben bir şey diyor muyum?"

"Tamam tamam neyse. Ben şimdi Emre'yi şöyle şakalayacağım. Sesimi İrem'in sesi gibi yapacağım. Daha sonra da Emre'ye ilan-ı aşk. OK?"

"OK aga."

Sümeyye bir ara dublajlara aşırı meraklı olduğu için sesini kolayca değiştirebiliyordu. Telefonunu yerden aldı ve Emre'nin numarasını WhatsApp'tan bakarak tuşladı. Bir süre sonra telefon açıldı.

Sümeyye

"Alo, Emre? Orada mısın?"

Emre

"Sanırım buradayım da siz kimsiniz?"

"Mal sesimden de mi tanıyamıyorsun.

İrem ben."

"Haa pardon."

"Aptal balık"

*gülme sesi*

"Neyse ne diyecektin?"

"Ya şey. Utanıyorum amk."

"Sen ve utanmak. Çok merak ettim.

Hadi söylesene."

*anlaşılmayacak kadar sessizce*

"Senden hoşlanıyorum."

"Ne dedin İrem? Anlamadım.

Hat kötü sanırım."

*anlaşılmayacak kadar sessizce*

"Bence anan kötüdür senin."

"İrem tekrarlar mısın?"

"SENDEN HOŞLANIYORUM APTAL BALIK."

"Bir dakika lan sağır oldum."

"Senden hoşlanıyorum işte."

"Haa sağır olmamışım. Sen ciddi misin lan?"

Arama sonlandırıldı. 22:11

Kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Emre yerinde ben olsaydım büyük ihtimalle konuştuğum kişiyi İrem sanardım. Telefonu kapattıktan sonra Sümeyye bana döndü.

"Gerisini de İrem düşünsün işte."

"İyi oynadın."

"Tabii ben seslendirdim sonuçta. Neyse sıra sende."

Utana sıkıla telefonuma uzandım ve Efe'yi aramaya başladım. 7. Dakikanın sonunda telefon açıldı. Bende aynı şekilde sesimi biraz değiştirmeye çalıştım.

Asya

"Efendim, adamı öldürdük.

Cesedi ne yapalım?"

Efe

"Gömün gitsin şerefsizi. Fazla yavşaktı zaten.

Şimdi diğerlerine geçebilirsiniz Asya."

"Efendim kiminle konuştuğunuzun

farkında mısınız? Asya'da kim?

Sıradaki kurban mı?"

"Asyacım bir dahakine numarayı

gizlemeyi deneyebilirsin."

"Bir dakika, ne?"

*gülme sesi*

"Eğer benim telefonumda sorun yoksa

şuan Asya ile konuştuğumu gösteriyor."

Arama sonlandırıldı. 22:21

Hızlıca telefonu kontrol ettim. Gerçekten de numarayı gizlemeyi unutmuştum. Gelen utançla hızlıca aramayı sonlandırmıştım.

Ben utançtan kızarırken, Sümeyye gülmemek için kendini sıkmaktan kızarmıştı. Yanağına acıtmayacak şekilde hafifçe vurdum.

"Gülmesene! Zaten rezil olduk."

"Kanka afedersin ama biz değil sen rezil oldun."

Tüm gece buna benzer şeyler yapmıştık. Korku dizileri, paranormal videolar derken gece uyuyamaz hale gelmiştik. Bu yüzden de resim çizmeye başlamıştık. Tabii ki paranoyak olmuştuk orası ayrı.

Ben Matsuno Chifuyu'yu çizerken, Sümeyye de Keisuke Baji'yi çiziyordu. Sadece Arctic Monkeys, Lana Del Rey, Måneskin ve Straykids'ten oluşan bir çalma listesi dinlemeye başladık.

Tam şarkıları düet gibi söylemeye başlamıştık ki mutfaktan bir ses geldi. Sümeyye hızlıca şarkıyı durdurdu.

"Bu sesi sende duydun mu?"

"Evet! Bende duydum!"

"Ne yapacağız?"

"Bilmiyorum aga."

"Hadi sen cesursun sen git."

"Hayır hayır öncelik büyüklerimizindir.

Tam Sümeyye bir şey demek için ağzını açmıştı ki mutfaktan bu sefer bardak kırılma sesi geldi. Daha sonra Sümeyye hızlıca ayağa kalkıp odanın kapısını kilitledi. Daha sonra sessizce konuşmaya başladı.

"Aga benim bir tarafım tutuşmaya başladı sanırım."

"Benimde benimde"

"Lan acaba eve hırsız veya mafia mı girdi. Aga wattyboy ise ben gidiyorum."

"Salako eve hırsız, katil gitmiş olabilir sen çıkmaktan bahsediyorsun."

Bir süre böyle kavga ettik ve birkaç dakika sonra bulunduğumuz odanın kapısı çalmaya başladı. Sümeyye ise korkudan delirmiş olmalıydı ki kapıyı açmak için ayağa kalktı.

"Bekle beni Wattpad Erkeğimm"

Kapıyı açmıştı. Ben korkudan kapıya bakmıyordum. Sümeyye'nin yüzüne odaklanmıştım. Sümeyye'nin yüzündeki heyecanın yerini tiksinti, hayal kırıklığı ve şaşkınlık almıştı. Cesaretimi topladım ve kapıya doğru baktım. Aynı şekilde benim yüzümdeki korkunun yerini şaşkınlık almıştı. Kapının önündeki Efe'den başkası değildi. Uzun bir sessizlikten sonra konuşmaya başladı.

"Naber kızlar? Umarım pijama partinizi bölmüyorum."

Sümeyye ise üzerindeki şaşkınlığı attıktan sonra konuşmaya başladı. "Yok aga ne bölmesi. Tam orta yerine sıçtın kusura bak yani."

Bunu duyunca Efe kıkırdamaya başladı. Allah'ım şuan kıkırdaması bile çok tatlı geliyordu.

"Onun doğrusu kusura bakma olmayacak mı ya?"

"Lan ben Wattpad Erkeği bekliyordum hayallerimi yıktın. Ve buna ek olarak pijama gecemizin tam orta noktasına sıçtın. Buna kusursuzluk mu diyelim."

Efe gülerek bana yaklaştı ve yanıma oturdu. Daha sonra kulağıma fısıldadı.

"Arkadaşının ciddi halde sorunları var. Gerçek hayatta Wattpad erkeği arıyor. En kısa zamanda bir psikoloğa götürelim bunu."

Dediğine hafifçe kıkırdadım. Oda gülümseyerek beni izlemişti. O sırada yanaklarım kızarmadıysa dünyanın en şanslı kızı olabilirdim. Sümeyye ise dimdik bize bakıyordu. Daha doğrusu Efe'ye bakıyordu.

"Bu eve nasıl girmeyi becerdin acaba?"

"Siz beni aradıktan sonra yanınıza gelmek istedim."

"Aptal ben sana neden geldin mi dedim? Nasıl girdin dedim."

"Çok güzel girdim. Maşallah bana."

"Efe bak bir dalarım görürsün."

"Dal bakalım. En fazla ne yapabilirsin ki?"

"Asya bir şey de şuna."

"Tamam tamam sustum. Bu eve nasıl girdim. Kapıyı açık unutmuşsunuz öyle girdim."

Sümeyye'nin bakışları bana döndü. "Asya kapıyı kapatmadın mı?"

"Aga bana hiç öyle bakma B12 eksikliği var bende."

Bir süre oturup sohbet etmiştik. Dedikodu yapmıştık. Tüm bunlar olurken ona daha fazla aşık olduğumu hissettim. 2 saat sonra Efe evine gitmek için müsaade istedi. Her ne kadar kalmasını içten içe istesem de diyemezdim.

Efe gittikten sonra Sümeyye beni utandırıp durdu. Ne kadar yakıştığımızdan, gelecekteki çocuklarımızın nasıl görüneceğine kadar.

Saat gece 2 civarı yatmak için hazırlandık. Kocaman yatak varken birimiz yerde birimiz yatakta olmasın diye ikimize de yer yatağı hazırladık. Sümeyye uykuya daldıktan sonra okunmayan mesajlarıma baktım. Efe'den 2 mesaj vardı.

Efe Tae Verss.

İyi geceler. Tatlı rüyalar dilerim.

Gönderildi. 00:13.

Ha birde üstünü iyi ört. Hasta olma.

Yarın okulda görüşürüzzz

Gönderildi. 00:15

Luwshiix Chii Vers.

Teşekkür ederimm. Sana da iyi gecelerr

Gönderildi. 02.23

Efe Tae Verss. Mesajınıza "❤" simgesi bıraktı.