"Anne hadi gel"
"Dur geliyorum"
"Anne makyajını bitircekmisin?"
"Tamam Gamze Geldim."
"Baba Arabayı çalıştır baba"
"Dur tamam"
Bu 4 aile yola çıkar ve çok geçmeden araba kazası Geçirirler"
Annesiz ve babasız büyüyen Bebek, dedesi tarafından bakılarak mutlu bir çocukluk geçirmiştir.Fakat çok geçmeden dedesi kalp krizinden vefat etmiştir.
"dede bak uçak yaptım kağıttan, dede dede iyi misin dedecim?"
Minik kız dedesinin öldüğünü fark ederek ağlamaya başlar.
"dede lüt-lütfen geri dön lütfen benim senden başka kimsem yok, Annem yok babam yok, tek teyzem var lütfen geri dön"
Kız ağlayarak göz damarları patlamıştır ve göz yüzeyi kıpkırmızı olur.
Artık bu çocuk kan ağlıyacak
Artık bu çocuk teyzesi tarafından bakılacaktı.Teyzesinin adı neslihandı. Neslihan çocuğun güldüğünü görünce gamzeleri çıkıyordu. Bunu fark eden Neslihan Kızın adını Gamze koydu.
11 yıl sonra...
"Teyze ben okula gidiyorum..."
"Tamam kızım- bi dakika yemeklerini koymadım..."
"ah,iyi hatırlattın teyze sağol."
"Rica ederim"
"Görüşürüz."
Evden çıkmadan çantamı ve anahtarımı almıştım, evi bi kaç saniye göz gezdirdim birşey unuttum mu acaba? Hayır unutmamıştım çünkü dünden hazırlamıştım. Eve göz gezdirdikten sonra evden çıktım ondokuz yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Bir tane de kardeşim vardı. Kardeşimin adı ise Belin di.
Kahretsin! ayakkabı bağcıklarımı bağlamamıştım ve az daha düşüyordum. Beyaz ayakkabı bağıcıklarına ve beyaz ayakkabıma baktım ve yere eğildim.Elim ayakkabılarıma uzandı ve elimle kurdale şekli yapmaya çalıştım. Sıra diğerine geçmişti onada ellerimi uzattım ve bağladım. Tam kalkarken okul eteğim katlanmıştı.
Ellerim sarı çizgili eteğe yönlendirerek düzelttim. Artık hazırdım son olarak villanın önündeki ayna da kendime baktım.
Kısa, sarı ve çizgili bir etek, beyaz gömlek, siyah hırka ve son olarak bembeyaz bir ayakkabı. Gayet şık ve mükemmel gözüküyordum. Saçlarım her zaman ki gibi müthişti.Uzun, sarı ve kat olan saçım rüzgar estiriyordu. Son olarak yüzüme baktım. Yoğun mavi gözlerim, yanaklarımdan çıkan hafif elmacık kemikleri, ince ve küçük burnum ve dolgun dudaklarımdaki renkli gloss ,güzeldi yüzüm, artık çıkmaya hazırdım yanıma bir kaç tane makyaj eşyası almıştım zaten.
*her zaman güzelim zaten hıh*
Artık hazırdım ve saatime baktım gri, siyah bir saatin içinde beyaz sayılar vardı.Saate baktığımda geç kalacağımı anlamıştım.
Siyah takım elbiseli, zayif ve siyah saçlı ensesinde biten saçlarıyla ona el salladım. Evet o benim şöförümdü. Adı bahadırdı.
*soyadını bilmiyorum şöförümün*
"çabuk gitmemiz lazım. Yani yoksa geç kalacağım biliyorsun tıp okuyorum ve geç kalmam imkansız birşey..."
"Anladım Gamze hanım siz arabaya geçin ben sizi okula yönlenlendireceğim.*
Hafif robot sesiyle çok çekici gözüküyor hem de çok çekici konuşuyordu. Bana arabanın kapısını açarak arabaya girmemi sağladı. Hızlı bir şekilde arabaya bindim ve yola çıktık. Okula gelmiştim...
Vay anam babam be burası bildiğin malikane
"Gamze hanım okula gircek misiniz artık?"
Ne, ha pardon dalmışım, okul çok güzel de. Hem de bunu utanarak söylemiştim, ama tabi bahadır söylediğinde utanmama gerek yoktu.
Bahadır Gülerek cevap verdi. "Evet gerçekten çok güzel bir yer. Böyle bir olulda okuduğun için şansılısın, yani şöyle diyeyim annenize bir teşekkür borçlusunuz, neslihan hanım sizi bu okula kayıt etmemi söyleyince bende okula büyülenmiştim.
Tam da bu sözden bahsediyorum. Utanmama gerek yokmuş. Arkama dönüp okula girdim, tekrar arkama baktım ve bahadıra el salladım. Oda bana karşılık el salladı ve arabaya binip gitti.
Abartmıyordum, saraydan farkı yoktu okulun yani üniversitenin.
Hemen kendi bölümümü bulmaya çalıştım. Tıp fakültesini bulmaya çalışıyordum.
Tıp fakültesi
Tıp fakültesi
İçimden saydırarak bölümümü arıyordum hayla. Tıp fakültesi okuyorum, doktor olmak hayalim özellikle cerrah olmak kırmızı çizgimdi. Ne olursa olsun çalışacaktım, çalışıyorum da...
♡
Bölümü mü bulduğumda heyecandan karnıma ağrı girdi bölümüme girdiğimde herkes bana bakıyordu. Kendi şube me girdiğimde ilk bana bakan bir Çocuktu
Şaka maka çok yakışıklı çocuk yakışıklı ya
Ondan sonra hoca baktı ve "Tam da senden bahsediyordum kızım tanıt bakalım kendini*
Sosyal anksiyetem olduğunu söylemiş miydim?
" Şey merhabalar ben Gamze soyadım ise Yüzbaşıoğlu. Ondokuz yaşın-"herkes bana bakmaya başlayınca tırnaklarımın kenarındaki deriyi diğer elimin tırnağıyla soymaya başladım.
Kendimi tanıtırken nefes almakta zorlanıyordum ve ellerim, ayaklarım titremeye başladı, karnıma sancı gitmişti.
Umarım regl olmamışımdır
Karnım şiddetli bir şekilde ağrıyınca devamını getirmeye çalıştım sözümün.
" Ondokuz yaşındayım, Teşekkürler"diyip koşarak boş bir sıraya oturdum, Mümkünse tek oturayım daha iyiydi, sosyal anksiyetem tutmuştu sanırım.ders falan işlemiştik. Ders işleyince biraz olsun kendime gelmiştim.
☻
Okul bitince eşyalarımı toparladım ve saray gibi olan okuldan ayrılmama bi kaç dakika kalmıştı. Koşarken arkamdan "dur Gamze Yüzbaşıoğlu" diyen bir ses duydum ve olduğum yerde durarak arkama baktım.
O...
Evet o çocuk sınıfa girer girmez direk bana bakan çocuktu.
Benden ne istiyordu?
Kalbim Güm güm atmaya başladı. Çocuk "dur" diyince sakin bir şekilde yürüyerek yanıma geldi.
"Kusura bakma kendini tanıtırken Merhaba diyemedim bende seninle tanışmak isterim." diyerek devam etti. "Adım anıl Atay memnun oldum Gamze" diyerek elini uzattı. Bende yine adımı söyleyerek devam ettim. "Bende Gamze Yüzbaşıoğlu memnun oldum" diyerek elini sıkarak tokalaştım. Daha doğurusu tokalaştık.
Tokalaşırken yine bir ses geldi "Anıl beni bekle" diyerek yanımıza koşan bir kız vardı.
Bu kız
Bu kızı da gördüm Anılın yanında oturuyordu.
Sevgilisi miydi anılın?
Yanımıza doğru geldiğinde bana baktı ve anıldan elimi çektim.Bu sefer kız bana elini uzattı ve " aa- sen yeni gelen kızsın, kusura bakma tanışamadık, Ben lavinya çakmak, anılın sevgilisiyim." dedi biraz zoruma gitmişti ama kıskanmamıştım. Ben çok kıskanç biri değildim. Sonra lavinya denen kızın elini sıktım ve onunla da tokalaştım.
"Ee- kızlar ne duruyoruz hadi gidelim" diyerek devam etti. Üçümüz beraber Çıkış kapısına doğru ilerledik, tabi sohbet ederek gittik.
Kapının tam karşısında Bahadır benim şoförüm duruyordu. Yine yeşil gözleriyle bana baktığında gülümsedi bende ona gülümsedim.
"Şey arkadaşlar benim şöför geldi yarın buluşuruz"
Lavinya heyecanla anılı iterek bana doğru geldi "senin şöförün mü var Gamze" dedi
Arabaya bindim ve direk "sür" dedim ve gittik yol boyunca beni sorulara boğulmuştu, yalan söylemek gibi olmasın ama sorularından bıkmıştım.
"Arkadaşlarının adı ney?"
"anıl atay, Lavinya çakmak"
"hmm, güzel isimlermiş ilk gün nasıldı güzelim?"
Güzelim mi? Az önce güzelim mi dedi o bana?
"sınıfa girer girmez direk bana anıl bakınca ellerim titremişti"
"Nasıl yani hanfendi?"
Al şimdi de hanfendi diyo şuna bi çakacam...
"sonra da Hoca baktı ve tanıt kendini dedi sonra bende tanıttım, tanıtırken tabi nefes alışlarım hızlandı bu kadar"
"sen tıp okumuyor musun hanfendi?"
Ya allah aşkına bu adamın gözümü döndü çünkü az önce güzelim dedi de...
"Evet okuyorum ama anksiyetem hakkında birşey bilmiyorum bu yüzden sınırları okuma"
Söylediğim onu sinirlendirmiş gibiydi çünkü takım elbisesinin altında damarları çıkmıştı ve patlayacak gibi duruyordu.
Bahadırı hemen durdurmam lazım yoksa damarları onu zorlayabilir
"Bahadır dur lütfen"
"neden hanfendi" sesinde sinir vardı ve çok hızlı ve direksiyonu sert tutuyordu.Bu hareketinden neden bilmiyorum ama ürperticiydi hissettim.
"Bahadır sen durmazsan ben durucam yoksa..."
Hemen arkadan öne doğru atlayıp bahadırın tuttuğu direksiyonu tutup arabayı durdurdum.
"Eğer bi daha yoldayken sinirlenirsen tokatı basarım şimdi bahadır"
"Neden ki?"
"Allah aşkına ellerine bak damarların çıkmış ve full hız kullanıyorsun, ben motor sürerken bile bu kadar sinirkenip full hız kullanmıyorum"
✩
Eve gelmiştim. Direk kardeşime sarıldım
"bensiz günün nasıl geçti?"
"Abla bitane çocuk bana bulaşıp durdu senin okulundan birisi"
kardeşim ortaokuldu ve saray gibi dediğim okul şöyle sıralanmıştı. İlk başta ilkokul,ilkokulun yanında ortaokul, ortaokulun yanında lise, lisenin yanında da üniversite.
Baya garip ve çılgın
Lise ve üniversite de kantin olmadığı için liseliler ve üniversiteliler ortaokula gidiyorlardı. İşte benim küçük kardeşim ise kantideyken onunla uğraşmışlar.
"Sen niye yanağını tutuyorsun?"
"Abla çok önemli birşey değil ya boşver. "
"Çek elini bakayım" dedim,beril çekmeyince sesimi bastırdım.
"Ablacım çek elini yanağından bakayım" dedim oda korkudan sıçrayınca mecbur çekti...
"B-beril noldu yanağın morarmış?"
"Sana dediğim varya bana bulaşanlar onlar yaptı."
Sinirle elimi sıktım ve "Bi daha bulaşırlarsa bana söylüyorsun tamam mı? Sakın saklayım deme ben onların ağzının payını vereceğim... "
"Tamam abla" diyip odasına çıktı, ben ise evin önünde daldım ve ne yapayım diye düşünüyordum. "Aa neye daldıysam artık" dedim ve odama gittim. Mermer dolaba doğru yöneldim ve gri bir eşofman ve siyah, kısa bir badi alıp giydim. Saçımı da at kuyruğu yapıp kulaklığı mı alıp salona gittim.
◆
"ah" acıyla çığlık attım, serçe ayak parmağımı Masanın ayağına vurmuştum. Olduğum yerde tepinip durdum ve kalçamın üzerine düştüm heryerimi acı içindeydi...
Sadece müzik dinledim hepsi bu...
Yanıma bahadır gelmişti.
Onun burda ne işi vardı? Hem de o dışarıdaydı...
"noluyo be?"
"sizin, çığlıklarınızı duyunca hemen yanınıza geldim. İyi misiniz?"
"iyim"
Ayağı kalktım ve sesimi düzelterek koltukta olan kulaklığımı alıp odama çıktım.
Bahadıra baktığımda üzülmüş yeşil gözlerini görünce suratımı buruşturdum. Ve merdivenlere yöneldim güm güm sesleriyle yukarı çıktım.
☆
Akşam olduğun da yatağıma yattım ve uyumaya çalıştım.
Uykum yok ya
Uyuyamayınca mutfağa yöneldim ve cips, yoğurt ve içecek aldım. Tekrar odama döndüm, laptopumdan filim açtım ve yaklaşık onu izledim. Uykumum geldiğini hissettim ve laptopu kapatıp, direk uyudum.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |