3. Bölüm~İHANET

O gün eve gider gitmez hazırlandım. Klasik bir şeyler giyineyim dedim. Altıma eşorfman üstüme bol kısa kollu bir gri üst giyindim. Saçımıda at kuyruğu yaptım. Annem"Cheon-Soo? Ne oluyor? Neden böyle giyindin?" dedi.

-Arkadaşımla buluşacağım anne.

-Geç kalma.

-Tamam. Hemen geleceğim.

Dışarıya çıktım. Hemen Young'un dediği parka doğru yürümeye başladım.

Elim boş gitmeyeyim diye bir markete uğradım. Birkaç şey aldım ve çıktım. Mutlu mutlu giderken yolda geçenler bana bakıp fısıldaşıp gülüyorlardı. Alınmamıştım. Çünkü şuan erkek arkadaşımla akşam yemeği yiyecekmiş kadar heyecanlıydım.

Parka geldiğimde Young çardakta oturuyordu. Yanına gittim. Ona baktım ve çekik gözlerimle gülümsedim. Onu okuldaki mutsuz yüzünü tanıdım. Ne olmuştu yine?

-İyi misin Youn?

-Evet. Olmasından daha fazla.

Şaşırmıştım. Aslında Young ile şuan aramızda bir ilişki yoktu. Etrafa baktı ilk önce. Sonra bana döndü.

-Senden NEFRET ediyorum. Altını çiziyorum. Böyle bir şey beklemiyordun değil mi? Zaten çirkinliğinden belli seni sevmeyeceğim. Hana söyledi. Hatta bir zarf bile bıraktı. İçinde birkaç resimde koydu. Hatıra diye saklarsın. dedi ve sırıttı. Elimdeki market poşetini çardaktaki bankın üzerine koydum.

-Şaka değil mi?

-Yooo. Öyle bildiğin şakalardan değil. O zaman sana bir şaka daha yapayım. Benimle alay ediyordu!

-İşim gücüm yok bir de seninle uğraşacağım. Hana'nın bana vermek istediği zarfı uzattı. Dizlerimin üzerine çöktüm. Bana ihanet etmişti(aramızda bir ilişki yoktu ama-).

Zarfı aldım. Ağlamamaya çalışıyordum. Sonra Young ,Hana'nın yaptığı gibi marken poşetini aldı ve yere döktü.

Kırıldım.

Üzüldüm.

Utandım.

Kızardım.

....

Sonra gitti.

Arkasına bakmadan. Nedense çalılıkların oradan bir ses geldi. Çardağın tam çaprazında. Bir telefon gördüm. Bu Amon'un telefonuna benziyordu. Morumsu,simli ve şeffaf.

Yerden kalktım ve banka oturdum. Zarfı açtım. İlk önce kağıdı okudum.

Yazık. Erkek arkadaşının olacağın hiç aklıma gelmezdi. Okula dedikoduyu yaydık. Hesabımda bulabilirsin. Hemen hemen herkesin ünlü olma hayali vardır. Ben de seni ünlü yaptım. Fotoğraflarını yaydım. Dedikodunu da. He. Okulun Duvarlarına resmini yapıştırdım. Hani bugün Young sinirli gelmişti ya yemekhaneye. Sınıf arkadaşları senin gibi bir kızla dolaştığı için alay etmişler. Zaten Young seni sevmiyordu ki. O benim erkek arkadaşım. Sen neyin kafasını yaşıyorsun?

Yakın zamanda Young bizim sınıfa gelecek. Artık sen gidersin. Sadece Young seni güzel sanmış. Revirde uyuyormuşsun. Senin o pis yüzünü görünce tam kalkacakmış ki sen kalkmışsın. Her neyse. Sni hiçbir erkek SEV-MEEEZ!

BAYYYY.

                                                                                                                                                      Hana

Ağlamayacaktım. Hayır. Üzüntü içerisinde zarfın içindeki fotoğrafları aldım. Almaz olaydım. Hep zorbalığa uğradığım ve rezil olduğum fotoğrafları koymuş. Hey! O da ne? Benim bugün okul merdivenlerinde yere yapıştığım fotoğraf mı? Ama Hana o sıra orada değildi ki. YOUNG-SOOK adlı tanımadığım ve bilmediğim vee bilmek istemediğim kişi çekmiş olmalıydı.