@chiara
|
Hemen hemen tüm insanlarda bazı konulara karşı bir yatkınlık bulunmaktadır. Eğilimleriniz veya tercihlerinize göre değişkenlik gösteren benzersiz kişiklerinizin bir yanı buradan doğmaktadır aslında. Bir insanı tanımak için bu faktörlerden yararlanabilecek zekaya sahip insan sayısının yüzdelik olarak bir elin parmaklarını geçmeyeceğini düşünüyorum. Bir insanla tanışırken neden onun ismini, yaşını, veya yaşadığı yeri bildiğimizde onu genel olarak tanıdığımızı varsayarız ki? Oysa bir insanın yaşını yaşadığı yeri bilmek onu tanımak değildir hiçbir zaman. Bir insanın kafa yapısını anlamak, düşünce biçimini kavramak, sorunları halletme şekillerini, sorunlar karşısındaki duruşunu bilmek onu tanımak demektir bir bakıma. İnsanı insan yapan düşünceleridir. Düşünceyi tanımak insanı tanımaktır bir nevi. Başta da bahsettiğim konu olan eğilimlerden en çok merak ettiğim kısım ise şudur: Bu kişi yapısı gereği mantığıyla mı hareket eder veya duygularıyla mı? Cevap basittir aslında. İkisiyle de hareket eder. Belli konularda ve durumlarda değişkenlik gösterir eğilimlerimiz. Duygusal bir anda bir bireyin duygularının mantığına ağır gelmesi çok olası bir durumdur. Veya kendisini fazla ilgilendirmeyen bir problemi çözerken mantığının ağır basması da çok olasıdır. Tüm bu parçaları bir araya getirdiğiniz zaman karşınızdaki insan hakkında kabataslak bir fikir edinebilirsiniz. Tüm bu fiziksel anlamdaki boy, kilo, yaş sorularının klişeleşmesi karşısında insanların birbirini tanıyamaması çok normal geliyor bana. İşin üzücü olan tarafı şudur ki klişeleri aşmanız halinde daha gidilecek çok yolun olmasıdır. Kişiyi tanımak için kendi metotlarınızı bulmanız gerekir. Bunu yapsanız bile karşınızdaki kişinin de bu kalıplaşmış düşüncelerini kırıp kendi metotlarını bulmasını sağlamanız gerekir. Ancak bu şekilde sağlıklı bir iletişim kurulabilir bence. Anlatınca veya düşününce çok çetrefilli bir yol gibi gözükse de bir defa bunu aşınca kalanı çorap söküğü gibi geliyor. Peki sizin kendinize has izlediğiniz yolunuz var mı? Varsa nedir? Yaşadığım dünyaya bakarsak herkesin hayatta kalması için kendine has bir yolu olması gerekir. Bu dünyada ruhunuz bir teraziyle tasvir edilir. Terazinin bir noktasında mantığınız dururken bir diğer noktasında mantığınız durur. Çoğu terazide olduğu gibi ruhunuzu tasvir eden terazide de bir taraf diğer taraftan daha ağırdır. Terazinizin yatkın olduğu kısma göre toplumda bir kimliğe sahip olursunuz. Terazinizde eğer mantığınız ağır basıyorsa toplumda "Akılcılar" loncasına mensup olursunuz doğrudan. Bunun aksine eğer duygularınız ağır basıyorsa "(isim bulamadım:/) loncasına mensup olursunuz. Ve nadiren de olsa bu terazinin dengede olduğu bir kısım vardır. Bu kişilere de kısacası "Denge" denir. Terazinizi istediğiniz kişiden saklayabilir veya istediğiniz kişiye gösterebilirsiniz. Ama bulunduğunuz loncada nüfuz ve saygınlık istiyorsanız elbette kendinizi onlara kanıtlamak adına terazinizi göstermeniz gerekir. Terazinizin bir tarafi ne kadar baskın olursa loncadaki yeriniz o denli nüfuzlu olur. Her loncanın kendine has bir eğitim sistemi vardır. Örnek vermem gerekirse doğal olarak Akılcılar Loncasındansanız Akılcılar Loncası Birliği (Bundan sonra bunu ALB olarak kısaltacağım) tarafından hazırlanmış müfredatlar okullarda işlenir. Her lonca kendi üyelerini olabildiğince kendilerine yakışır şekilde eğitmeyi planlar. Anlık durumlarda her ne kadar duygular ve mantık işlevlerini kaybetseler bile terazinizin dengesi asla bozulmaz. Bunun basit bir nedeni var. Bu da terazinin aslında ruhunuzun tasvirinin olmasıdır. Özünüz neyse terazi onu gösterir. Dakikalar veya saatler içerisinde değişmesi şu ana kadar gözlemlenmemiş bir durum. Terazinin yönünün değişmesi ayları hatta bazen yılları bile alabilir. Her loncanın kendi binasında terazinizin ağırlığını, ruhunuzun saflığını ölçen cihazları bulunur. Sadece 6 ayda 1 defa bu hesaplayıcı denen cihazla ölçüm yapılmasına izin verilir. Terazinizin ağırlığı aslında sizin hayatınızın kimliği, anahtarıdır. Ruhunuz ne kadar saf ise bunun getirilerinden o kadar yararlanabilirsiniz. Ruhunuzun saflık derecesine bağlı markette aldığınız ürünlerde bile ekstra indirim kazanabilirsiniz ki bu tüm hizmet sektörlerinde aynı olan bir şey. Genel olarak şehirlerin uç kısımlarında insanlar kendileri gibi aynı loncada bulunduğu insanlarla aynı mahallelerde yaşarlar. Akılcıysanız onlarla beraber yaşarsınız. Şehrin merkezine yaklaşınca bu durum elbette farklı. Bir sitede akılcılar yaşarken karşı binalarda denge loncasındaki insanlar bulunabilir. İnsanlar kendi loncasındaki bireylerle sorun yaşarlarsa bunları kendi loncaları halleder. Ama iki kişi de farklı loncalardan olursa bu duruma Denge Loncası el atar. Sayılarının az oluşunun yanında iki loncanın ortak noktası oldukları gibi, toplumda yozlaşmanın önüne geçilmesi için Denge Loncası üyeleri terazilerini herkese göstermek zorundadır. Denge Loncası üyeleri diğer loncalar kıyasla her ay hesaplayıcıda ölçüm yaptırmak zorundadır. Bunun sebebi böylesine hassas bir mevkideki birinin Akılcılar Loncasına veya (hala isim yokkk) Loncasına mensup olmayışından emin olmaktır. Sayıları az olduğu gibi okullarında özel eğitim müfredatları işlenir. Öğrencileri genellikle Denge Loncasından değildir ama Denge Loncasına girme potansiyeline sahip olan herkes bu okullarda eğitim görebilir. Saflık dereceleri genelde 45-55 civarlarında olur. Özel eğitimlerle bu oran 50-50 ye getirilmeye çalışılır. Yani aslına bakarsanız Denge Loncası hem Akılcılar Loncasındaki kişilerden hem de (...) Loncasındaki kişilerden oluşur. Bu yüzden iki lonca da Denge Loncasının sözlerine mutlak şekilde uymak zorundadır. Denge Loncası Birliğine gelecek olursak eğer tarihte her zaman 50-50 saflık derecesini tutturmuş olan Chiara ailesi Loncanın merkezidir. Denge Loncasındaki sarsılmaz ailenin ta kendileridir. Denge Loncası Birliğini yonetirler. Ayrıca Akılcılar Loncası ve (...) Loncasını ahenk içinde tutan ailedir. Her iki lonca tarafından bu mutlak bir şekilde kabul edilir.
Uzaklardan birisinin seslenmesiyle kendime geldim. Seslenen kişi meditasyon dersinin hocasıydı bana doğru iç çekerek konuşmaya başladı: - Meditasyonun asıl sebebi ruhunuzdaki dinginliği ve dengeyi sağlamak iken cidden uykuya mı daldın? -Bu müfredat karşısında hepinizin eşit olduğunu belirleyen Denge Loncası Birliği bunu biliyorsun değil mi? Meditasyonun asla ama asla bana fayda sağlamayacağını bilmeyen öğretmenime bir şey diyecek lüksüm yoktu. Beni hiçbir şekilde tanımayan bu yabancıya karşı açıklama yapma zahmetinde bile bulunmayacağım. Yapmam gereken tek şey göze batmadan özür dilemek. Yapısı gereği Bayan Elizabeth nazik bir insandı. Denge Loncasında olduğu için elbette nazikliğinin suistimal edilmeyeceğinden emin olacağı kadar da mantıklı düşünebilen bir insandı. Her ne kadar nazik ve merhametli olsa da şans verdiği kişileri baştan savmazdı. Şans verdikten sonra dikkatli bir şekilde onları inceler ve şansın nasıl kullanıldığını gözlemlerdi. Yapmam gereken şey çok basit bir şey aslında sadece dün gece ders çalıştığımı söyleyerek bu durumdan kurtulabilirim. Bu yalanı destekleyecek notlara sahibim ne de olsa. Beni sevdiğini dahi söyleyebilirim. Sadece dersine odaklanmamı ve ailemden dolayı beni kayırmadığını diğer öğrencilere göstermek istiyor. Bu kadar kolay bir yalanla bundan kurtulabilecekken neden beyin fırtınası yapıyorum en küçük bir fikrim yok. Kafamı hafifçe eğip konuşmaya başladım: -Özür dilerim. Dün gece çalışırken saatin farkına varamadım bu yüzden yorgun hissediyorum. Gözlerimi kapatınca olan oldu. Dediklerimden en küçük şüphe duymadan gülümseyerek arkasını döndü ve cevapladı: -Tahmin etmiştim ama biraz daha dikkatli ve zinde olmaya çalış. Anlaşıldı mı Damiano Chiara? Başımı sallayarak onayladım ve ekledim: -Tekrardan kusura bakmayın. |
0% |