@cielo_corea
|
3 gün sonra… Derin bir nefes aldı Ahmet. Oturduğu evin balkonundan dışarıyı izlerken fazla mutlu görünüyordu. Yanındaki arkadaşına gülümsedi. Polisler onları ararken onun gülmesi doğal değildi. Durmuş yanındaki arkadaşına döndü ve “Biz niye hapishaneye girdik?” diye anlamsız bir soru sordu. Dudaklarındaki bu sırıtış insanı deli eden türdendi. “Valla sadece iki tane değersiz kadın için hapishaneye girmeye değer miydi?” dedi Ahmet arkadaşına. Durmuş güldü. “İki kadına şiddet uyguladık diye hapishaneye girdik, polisler diğer kadınlara yaptıklarımızı görseydi bizi nereye atarlardı acaba?” Durmuş ve Ahmet çok kötü adamlardı, küçüklükten beri birlikteydiler ama iyilik için değil kötülük için birlikteydiler. Ahmet güldü. “Kızının yanına gidecek misin?” diye sordu. Durmuş’un üç çocuğu vardı. İkisi erkek biri kızdı. Durmuş, “Tabi ki gideceğim ben çok iyi bir babayım.” dediğinde iyi baba olup olmadığını en iyi kızı anlardı. “Kızının yanına gitmenden belli çok iyi bir baba olman.” diye söylendi Ahmet ve ayağa kalkıp içeriye gitti. Elini cebine attı ve cebinden bir flaş çıkarttı. Dudağına en sinsi gülüşünü yerleştirirken adımları çoktan kapıya doğru ilerlemişti. Ayakkabısını giyip evden dışarıya çıktığında arabasına doğru ilerledi. Arabasına bindi ve yolunu belki de bu flaşla hayatını yok edeceği kızının evine doğru sürmeye başladı.
⛓️⛓️⛓️
Genç adam biraz daha gerildi koridorda ilerlerken. Hayır, sakin olmalıydı. Ama olamıyordu. Yıllar önce yok etmek istediği adam hapishaneden ona bir not bırakarak kaçmıştı. Demir babasını hiç sevmezdi, küçükken babası onun yemeklerini yemesine izin vermediği için değil onun küçüklüğünü cehenneme çevirdiği için sevmezdi Demir babasını. Elleri cebinde ilerlerken birkaç çalışan kadının gözleri onu buluyor ve ondan gözlerini alamıyorlardı. Sert bakışlarını sundu ve kadınları arkasında bırakarak ilerlemeye devam etti. Karşısında ona doğru koşarak gelen kadını görünce gözlerini kapattı. Ah, bu kadına sinir oluyordu. “Efendim tam tamına 2 dakika 47 saniye geç kaldınız.” Gözlerini devirdi Demir. Bu kadın niye onun asistanı olarak seçilmişti ki. Demir elini cebinden çıkarttı ve işaret parmağını kadına doğru uzattı. “Sende yuvalamama hastalığımı var. Bak eğer böyle bir hastalığın varsa söyle çünkü artık bende yoruldum 2 dakika 47 saniye geç kalmaktan.” Demir bu kadına katlanamıyordu. Kadın cin gibi her yer den çıkıyor ve her şeyi hesaplıyordu. “Bana laf sokma işiniz bittiyse toplantınıza geçebilirsiniz efendim.” diyen kadının sesi sitemli çıkmıştı. Demir adımlarını toplantı salonuna doğru ilerletti. Asistanı da onun arkasından ilerledi. Kapıyı açıp toplantı salonuna girdiğinde gözleri direk olarak Ahu’yu aramıştı. Çiçek’in yanındaki sandalye boştu ve onun yanında Ahu oturuyordu. Adımlarını oraya doğru ilerlettiğinde Çiçek’in heyecanlı bakışları direk karşısında duran arkadaşına doğru kaydı. Evet, Çiçek Demir’i seviyordu. Adım seslerini duyan Ahu kafasını özenle incelediği dosyadan kaldırdı ve gözlerinin Demir’in gözleri ile kesişmesine izin verdi. Ahu’nun dudaklarında küçük bir tebessüm oluştu ve Demir onun için ayrılan yere oturdu. “Evet, Demir Bey de geldiğine göre başlayabiliriz.” dedi Ayakta duran adam. Ortaklık için başka bir şirketten onların şirketlerine davet gelmişti. Bunun üzerine bu toplantı olmuştu. “Buyurun Deniz Bey. Sunumunuzu sunabilirsiniz.” dedi ayakta bekleyen adam tekrardan. Deniz ayağa kalktığında projeksiyon perdesine yansıyan görüntüler şirketle ilgili bilgileri anlatan bir sunumdu. Toplam 15 dakika süren sunum sonunda Deniz yerine oturdu ve masadaki herkese teker teker baktı. “Ne düşünüyorsunuz?” Ahu ve Demir göz göze geldi. Demir Ahu’nun elindeki dosyalardan bir tanesini aldı ve boş bir sayfa bulup onu açtı. Elindeki kalemle birlikte kâğıda, ne yapacaksın diye yazmıştı. Kâğıdı Ahu’ya uzattı. Ahu yazılanı okudu ve oda bir şeyler yazdı: bilmem adam çok yakışıklı duruyor bence direk kabul edelim. Ahu’nun gülerek yazdıklarına Demir ne cevap verecekti acaba? Demir kâğıdı eline aldı ve yazılanları okuduktan sonra ağzından bir şeyler mırıldandı. Sonra da sert bir şekilde kalemi masaya vurdu. Herkesin gözleri Ahu ve Demir’in üzerinde gezinirken Ahu kafasını eğerek kısık sesle gülmeye devam etti. “Evet, cevap vermediniz.” dedi Deniz Ahu’ya bakarak. Ahu kafasını kaldırıp Deniz’e baktığı an Demir kaçlarını çattı ve Ahu’nun sandalyesini kendine doğru çekti. Ahu Kafasını kaldırıp Deniz’e doğru “Evet.” dedi. Demir ise, “Hayır.” dedi. Ahu gözlerini Demir’e çevirdi ve omuz silkti. “Evet.” dedi “Cevabımız evet.” Demir bir şey yapmasın diye hemen ayağa kalktı ve Deniz’e doğru ilerledi. Deniz’in karşısında durduğunda elini uzattı ve “Tebrik ederim kısmen bizim ortağımızsınız.” dedi. Demir başparmağını ve işaret parmağını burun kemerinde tutarken gözleri en sert bakışını Ahu’ya gönderiyordu. “Lanet olasıca kadın.” diye mırıldandı ağzının içinde. Deniz ayağa kalktı ve kadının elini tuttu. Birlikte konuşurken toplantı odasından çıktılar. Demir ise Ahu’nun arkasından sadece kızgın bakışlarını atmak ile meşguldü.
⛓️⛓️⛓️
Ahmet kızının evinin önünde dururken gururla baktı eve. ‘Vay be’ dedi içinden. ‘Büyümüş de evi olmuş’ diye yeniledi. Kızının kapısına doğru ilerledi ve kapının önüne bir hediye kutusu bıraktı. O kutunun içinde flaş vardı ve flaşın içinde kim bilir neler vardı. Kutuyu bıraktı ve arkasına doğru ilerledi. Kızının evinde olmadığını biliyordu.
⛓️⛓️⛓️
Demir Ahu’dan önce Ahu’nun evine gelmenin sinirini yaşıyordu. Ahu tutturmuştu Deniz ile konuşacağım bu yüzden geç geleceğim diye. Beklemekten sıkılan Demir kapıya doğru ilerledi. Ahu’nun evinin anahtarı hem Ahu’da hem de Demir de vardı acil durumlar için. Demir, kapıya yaklaştıkça kapının önündeki hediye kutusu dikkatini çekti. Kaşlarını sorgularcasına çattı ve adımlarını hızlandırdı. İstediği yere vardığında Demir eğilip yerdeki hediye kutusunu aldı. İçini açıp açmamak konusunda arada kalmıştı. Ama meraklı tarafı galip gelmiş olmalı ki kutunun kapağını açtı ve içindeki flaşı gördü bu flaşın içindeki her neyse önemli olmalıydı, çünkü flaş Demir’in bu güne kadar hiç görmediği flaştandı. Adımlarını arabasına doğru ilerletti. O flaşın içindekini merak etmişti. Arabasına bindi ve Ahu’ya mesaj atıp eve doğru sürdü. Önemli bir işim çıktı bu yüzden gitmeliyim. Sonra yine gelirim.
Evet, bölüm sonu… Düşüncelerinizi yazmayı unutmayın. |
0% |